Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/151 E. 2019/158 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/151 Esas
KARAR NO : 2019/158
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 12/02/2016
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; Müvekkili… 18.03.2014 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğu kaza sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kaza sebebiyle Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Soruşturma sayılı dosya ile ceza takibatı yapıldığını, talep edilen maddi tazminat müvekkilinin iş göremezlik ve sakatlık dolayısı ile meslekte kazanma gücünü kaybetmesi gelir kaybı maddi zararlarının tazmine yönelik olduğunu, kusur sakatlık, tazminat ve diğer tüm haklarının fazla ve sair haklarının saklı kalması kaydıyla, kusur maluliyet, tazminat ve tüm diğer haklarının fazla, üst ve sair haklarının saklı kalması kaydı ile 4.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan kusur durumları sigorta poliçeleri yönetmelik ve mevzuat sorumlulukları dahilinde olmak üzere tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; müvekkili kuruma yalnızca dava dilekçesi tebliğ edildiğini, başkaca hiçbi rdelil tebliğ edilmediğini, davacı tarafından davadan evvel müvekkili kuruma müracaat edilerek hasar dosyası da açtırılmadığını, kaza tespit tutanağı tebliğ edilmediğinden kazanın oluş şekli, kazaya kaç aracın karıştığı ve kaza tarihi dahi anlaşılamadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispat edilmesi gerektiğini, zarar görenin kaza tarihinde 18 yaşından küçük olduğu dikkate alındığında kaza tarihinden itibaren maluliyet zararının hesaplanması doğru olmayacağını, zarar görenin 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği ve gelir elde etmeye başladığı anda maluliyet zararının oluşacağı esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacı ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebi haksız olduğunu ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlığın davacının trafik kazası sonucu yaralanmasında davalı sürücü’nün kusurlu olup olmadığı, varsa oranı, davalı sürücünün kullanmış olduğu aracın ZMMS’ni yapan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, iş göremezliğe dayalı tazminat şartları oluşup oluşmadığı ve miktarına dair olduğu tespiti yapılmakla;
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından; “1)Olay mahallinde (Kanuni Sokak’ta) yol 7mt. Genişlikte, asfalt kaplama, iki yönlü ve meskün mahaldir. Olay anında vakit gündüz, görüş açık ve zemin kurudur. Çarpma noktası, Kanuni sokakta mezarlık istikametine göre sağ şeritte, sağ kaplama kenarına 1,5 mt.mesafede gösterilmiştir. Araca ait fren izine rastlanılmadığı, yolun sağında yaya kaldırımı ve banket bulunmadığı kaza sonrası Trafik Kazası Tespit tutanağı düzenlenmediği, Adli dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespit ve tekmil verilerden anlaşılmıştır. 2)Dosyada bulunan ve soruşturma aşamasında hazırlanan 14.03.2014 tarihli kusura yönelik raporda; gerek kimliği saptanamayan sürücüye ve gerekse yaya…’a (niteleme yapmadan) kusur atfedilmiştir. 3)Adli dosyada mevcut bilgi ve belgeler, soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporundaki tespit ve tekmil veriler ile yayanın meyanı birlikte değerlendirildiğinde kazanın yukarıda “OLAY” paragrafında ifade edildiği şekilde meydana geldiği görüş ve kanaatine varan heyetimiz taraflara atfedilen kusur oranı ve gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir. 4)Mevcut tespit ve verilere göre;
A)Plakası saptanamayan araç sürücüsü sevk ve idaresindeki vasıta ile geldiği olay yeri Kanuni sokak kavşağında Kanuni sokağa yönelmeden evvel; hız azaltarak kavşağa yaklaşması yöneleceği Kanuni sokağı gerektiği şekilde kontrol ettikten sonra sokağa yönelerek seyrini sürdüreceği yerde, mevcut hızı ile kavşağa yaklaşarak kontrolsüzce Kanuni sokağa yönelmiş bu tavrı ile yöneldiği Kanuni sokağı takiben Mezarlık sokak istikametine yolun sağından yürüyüşünü sürdüren davacılar yakını yaya…’ı zamanında fark edemeyip önlemsizce çarpmış olmakla asli kusurludur.B) Davacılar yakını yaya… yaya kaldırımı ve banketi bulunmayan iki yönlü taşıt trafiğine açık sokakta yürüyen yayalar yürüyüşünü yolun solunu takiben yapacağı yerde yolun sağını takiben ve kaplama içerisinden yaparak güvenliğini tehlikeye düşürmüş olmakla tali kusurludur. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; 1)Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen kazaya karışan araç sürücüsünün; %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu, 2)Davacılar yakını yaya…’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.” tespitleri yapılmıştır.
ATK … İhtisas Dairesi tarafından da “Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin tetkikinde;1) … Üniversitesi Hastanesinin 18.03.2014 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; dış merkezde alçıya alınarak acile gönderildiği, sağ elde kırık mevcut olduğu, 2) … Üniversitesi Hastanesinin bila tarihli ortopedi Raporunda; sağ radius ulna kırığı saptandığı, redüksiyon sonrası uzun kol sirküler alçıya alındığı, 3) … Üniversitesi Hastanesinin 20.04.2017 tarih 419 sayılı raporunda; fizik muayenede; her iki omuz hareket açıklıklarının tam olduğu, sağ el bilekte eski şanz skarları mevcut olduğu, sağ omuz fleksiyon 180 derece, ekstansiyon 50 derece, abdüksiyon 170 derece, addüksiyon 40 derece, iç rotasyon 80 derece, dış rotasyon 60 derece. Sol omuz fleksiyon 180 derece, ekstansiyon 50 derece, abdüksiyon 170 derece, addüksiyon 40 derece, iç rotasyon 80 derece, dış rotasyon 60 derece. Sağ ve sol dirsek fleksiyon 140 derece, ekstansiyon 0 derece. Sağ ve sol ön kol supinasyon 90 derece, pronasyon 90 derece. Sağ el bilek palmarfleksiyon 80 derece, dorsifleksiyon 70 derece, ulnar deviasyon 40 derece, radial deviasyon 20 derece. Sol el bilek palmarfleksiyon 80 derece, dorsifleksiyon 70 derece, ulnar deviasyon 40 derece, radial deviasyon 20 derece. Üst ekstremite kas gücü 5/5 olduğu, nörovasküler sorun olmadığı, kavrama tam, ulnar makaslama tam, pinch doğal olduğu, his kaybı tariflemediği, X-Ray’de sağ radius kaynamış distal metafiz kırığı görüldüğü, 4) Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; 18.03.2014 radius ve ulna distal diafizde deplase kırıklar izlendiği, 17.02.2017 radius ulna distal diafizde kaynamış kırık sekeli tespit edildiğine göre;… kızı 04.04.2004 doğumlu…’ın 18.03.2014 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı sağ radius,ulna kırığı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Her ne kadar davacı çocuk yaşı itibariyle bir işte çalışmıyor ise de Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/9064, Karar No: 2014/8672 sayılı ilamında; ” Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, zarar gören küçüğün maluliyetinin bulunmadığı, iyileşmesinin 9 aya kadar sürebileceği ve bu dönemde %100 malul olduğu belirtilmiştir. Davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebi, efor kaybı ile ilgilidir. Davacı küçüğün iyileşme döneminde başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu nedenle bu dönem için zarar hesabı yapılacağı Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile kabulündedir. Bu durumda mahkemece, davacının iyileşme dönemi içinde efor kaybı talep edebileceği kabul edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde içtihat bulunuyor olmakla davacıların efor kaybı nedeniyle tazminat isteyebileceği kanaatine varılmış ve buna dayanak olarak bilirkişiye hesap yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporuna göre; davacının 13.07.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin Adli Tıp kurumu başkanlığının 16.12.2015 tarih ve 22093 karar sayılı bilirkişi incelemesi sonucunda davacının iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren (9) aya kadar uzayabileceğini, davacının kazancının daha fazla olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya ibrazı halinde olay/hesap tarihleri arasında asgari ücretin uyarlanması sonucu yeni bir hesabın yapılabileceğini, kazalının yaşı 18’den küçük olduğu dikkate alındığında bilirkişi tarafından iki türlü hesaplama yapılacağını, dosya kapsamında yer alan cevap dilekçesinde davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle takdir ve hukuki değerlendirmeler mahkeme hakimine ait olmak üzere 18.03.2018 tarihinde davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası sebebiyle iş göremezlik zarar hesabı incelemesi ve değerlendirmesi sonucu davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin davanın açılış tarihi olan 13.02.2013 tarihi olduğunu, davacının geçici iş göremezlik zararının 1.693,87-TL olduğunu belirtmiştir.
Davalı güvence hesabının sorumluluğu bakımından; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14573, Karar No: 2017/6035 sayılı ilamında ” Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır.” içtihadına yer verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Dosya incelendiğinde dava dışı araç hakkında düzenlenen ZMMS poliçesinin olmadığı bu halde de davalı Güvence hesabının sorumluluğunun söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı olmayan araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %80 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin sorumluluk limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacıda meydana gelen efor kaybı sonucu oluşan zararın gerçek zarar olup tazmini gerekmesi bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
2-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 1.693,87 TL geçici iş göremezlik tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yerinde olmayan fazlaya ilişkin 2.306,13 TL bakımından davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 115,71-TL nisbi ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 86,51-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 29,20-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 34,25-TL, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 261,55-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 1.095,80-TL’nin red ve kabul oranına göre 464,04-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.693,87-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalının yaptığı 4,30-TL vekalet harç giderinin red ve kabul oranına göre 2,48-TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.306,13 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR