Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1281 E. 2018/40 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1281
KARAR NO : 2018/40
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 30/12/2016 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında “… İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain, tapuda … ada, … parselde kayıtlı” taşınmaz üzerinde bulunan otogaz istasyonunun işleticiliği hususunda 27/06/2013 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu sözleşmenin 17/08/2015 tarihine kadar yürürlükte kaldığını, davalının taahhüdü uyarınca bu dönemde 9.723 ton ürün alması gerektiğini ancak davalının bu dönemde 3.954 ton ürün alımında bulunduğunu, bu kapsamda davalının eksik aldığı 5.769 ton ürün için 115.381 USD kar kaybı borcu doğduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin fazlaya ilişkin ve diğer hak ve alacaklarına ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, Ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 115.381,00 USD kar mahrumiyeti alacaklarının şimdilik 1.000,00 USD’ sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Talep; taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve ürün alım taahhütnameleri kapsamında doğduğu iddia olunan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 27/06/2013 tarihli Bayilik Sözleşmesinin beş yıl süreli olması kararlaştırılmış ve sözleşmenin 17/08//2015 tarihine kadar yürürlükte kaldığı, ürün alım taahhütnamesi başlıklı belgede de bu taahhütnamenin taraflar arasında akdedilen bayilik anlaşması ve eki niteliğindeki diğer anlaşmalar çerçevesinde; anılan anlaşmalarda davacı tarafça gerçekleştirilen yatırım ile sair ticari şartlar çerçevesinde; birinci yıldan başlamak ve anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere ilk üç yıl asgari 4.544 ton, dördüncü ve beşinci yıl asgari 5.568 ton -anlaşma süresince toplam 24.768 ton otogaz ürünlü satın alınmasının davalı tarafça taahhüt edildiği görülmektedir. Bayilik sözleşmesinde kurulan bu ilişkide dikkate alındığında sözleşme yılı başlangıcının da 17/08/2015 tarihli olduğunun kabulü gerekir. Yine anılan taahhütnamede anlaşma süresinin sonunda ve/veya her bir yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 20,00 USD ile çarpılarak tutarın ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası Döviz Satış Kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının kar mahrumiyeti olarak ödeneceği de hüküm altına alınmıştır. Davacı yanın incelenen belge defter ve kayıtlarında; davalı ile ticari ilişkisini takip ettiği … Alıcılar Cari Hesabında … nolu müşteri kodu altında davalı adına düzenlediği faturaları hesabın borcuna kaydedip, davalı tarafça yapılmış ödemeleri de alacağa kaydettiği ve dava tarihi itibariyle bu hesabın herhangi bir borç ya da alacağının mevcut olmadığı saptanmıştır. Cezai şart borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki bir işlemle belirlenmiş ve ekonomik değeri olan bir edim olarak tanımlanmaktadır. Cezai şartta amaç borçlunun borca uygun davranmaya sevk etmektir. Asıl borcun mevcut olması cezai şartında varlığı için zorunlu olup, asıl borcun yokluğu halinde cezai şart da söz konusu olmayacaktır. Bu özelliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı feri bir borçtur. Bu noktada cezai şartın feri bir borç olması yönündeki özellik, borcun muaccel olduğu ana kadar devam eder. TBK 179/2. Maddesi uyarınca hem ifanın hem de ceza koşulunun talep edilebilmesi sözleşme dikkate alındığında, takip edilen yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili ihtirazi kayıt bildirimine ya da bu konuda borçluya ihtarname keşidesine bağlıdır. Davacı tarafın eksik alımın varlığına rağmen cezai şartın saklı tutulduğu yönünde bir ihtirazı kayıtta bulunmadan davalı bayiye mal satışına devam ettiği ve ticari defterlerinde de davalı borcunun bulunmadığı görülmektedir. Her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince konulmasına bağlı bulunmaktadır. Bunlar yapılmadan mütakip yılın ifası gerçekleşmiş ise artık bir önceki yıla ait ceza koşulunun istenmesi de mümkün değildir. Sözleşmede öngörülen asgari alım taahhüdüne uyulmadığı halde sonraki yıllar bakımından herhangi bir çekince konulmaksızın ifaya devam edilmiş olması ve sözleşme dönemlerine ilişkin yukarıda yapılan tespit ve sözleşmenin sona erme tarihi de dikkate alındığında davacı yanın cezai şart isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 60,54 TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 24,64 TL harcın davacı yana İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcı ve pul gideri toplam 11,85 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Katip …
Başkan …