Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1264 E. 2019/1026 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1264
KARAR NO : 2019/1026

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … firmasının… ve … proelerinin satış ofisi montaj ve demontaj işleri ve pvc doğrama işlerini ana taşeron olarak üstlendiğini, davalı ile sözlü ve yazılı olarak 14.05.2016 tarihli …PVC Doğrama Sözleşmesi yaptığı … ve… projelerinin satış ofisi montaj ve demontaj işleri pvc doğrama işlerini davalı şirkete taşere ettiğini, bu işler karşılığı bir kısım avans çekleri verdiğini, fakat davalının işleri yapmadığını ve ortadan kaybolduğunu, bunun üzerine ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğini ve bakiye alacağın talep edildiğini, açıklanan nedenlerle; davalının müvekkilinden avans olarak aldığı ve karşılığında hiçbir hizmet vermediği 03.01.2017 vade tarihli,… Bankası … şubesine ait,… seri numaralı, keşide yeri İstanbul olan, 25.000 TL bedelli, 10/01/2017 vade tarihli, … Bankası … şubesine ait , … seri numaralı, keşide yeri İstanbul olan, 50.000 TL bedelli, 07/02/2017 vade tarihli, … Bankası Mersin şubesine ait , … seri numaralı , keşide yeri İstanbul olan, 16.000 TL bedelli 3 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A :
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmememiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacının iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi heyeti raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, İİK’nın 72. maddesi gereği, avans olarak verilen çekler karşılığı davalının inşaat işini konu alan edimini yapmaması nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı borçlu olunmadığının tespiti ve yargılama sırasında ödenen bir adet çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce, toplanmasına karar verilen tüm deliller toplanmış, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiler, İnşaat Mühendisi … ve SMM …’dan rapor alınmış, ancak bilirkişi olarak atanan Muhasip bilirkişi ve İnşaatçı bilirkişinin görevini tanımlanan şekilde yapmamış olması nedeniyle, mahkememizin 04/02/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararla, SMM …’ın ve İnşaat bilirkişisi …’ın resen seçilmesine karar verilerek rapor düzenlemeleri istenmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından, 27/03/2019 tarihli rapor düzenlenerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle; “…davacı tarafından davalıya toplam 2.126.860,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davaya konu olan çeklerin de bu ödemeler arasında yer aldığı, buna karşılık davalı tarafından davacı adına toplam 852.858,50 tutarında mal/hizmet teslimleri ile ilgili fatura düzenlendiği, davacı firmanın davalıdan 1.274.001,50 TL alacaklı olduğu, 14.05.2016 tarihli “…PVC Doğrama Sözleşmesi”nde toplam 1.440 adet PVC Doğrama işine yer verilmiş olsa da davalı tarafından 268 PVC Doğrama işi ile ilgili faturanın tanzim edildiği, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından yüklenilen edimlerin tam olarak yerine getirilmemiş olduğu kanaatinin hasıl olduğu, işbu davaya konu 10.01.2017 tarih, … nolu, 50.000 TL tutarındaki çekin 10.01.2017 tarihinde davacıya ait …nolu hesaptan bankalar arası takas sistemi vasıtasıyla …Bankasına ödendiği belirlenmekle; davacı yanın 10.01.2017 tarih, … nolu, 50.000.-TL tutarındaki çekle ilgili istirdat, 03.01.2017 tarih,… nolu, 25.0000 TL ve 07.02.2017 tarih, … nolu, 16.000.-TL tutarındaki çeklerle ilgili menfi tespit taleplerinin yerinde olduğu…” tespitleri yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eser sözleşmesi nedeniyle avans olarak verilen çeklerin bedelsizliğinin tespiti ve yargılama sırasında ödenen bir adet çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senetlerinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olara taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki,
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin kambiyo senedinde görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, bedelsizlik iddiasına dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, eser sözleşmesi nedeniyle avans olarak verilen çeklerin bedelsizliğinin tespiti ve yargılama sırasında ödenen bir adet çek bedelinin istirdadı istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça, dava konusu çeklere ilişkin olarak bedelsizlik iddiasına dayanıldığı ve bu haliyle de ispat külfetinin, yani dava konusu çeklerin avans çeki olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı hususunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, bilirkişi heyetinden rapor alındığı, alınan raporda, davacı tarafından davalıya toplam 2.126.860,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davaya konu olan çeklerin de bu ödemeler arasında yer aldığı, buna karşılık davalı tarafından davacı adına toplam 852.858,50 tutarında mal/hizmet teslimleri ile ilgili fatura düzenlendiği, davacı firmanın davalıdan 1.274.001,50 TL alacaklı olduğu, 14.05.2016 tarihli “… Doğrama Sözleşmesi”nde toplam 1.440 adet PVC Doğrama işine yer verilmiş olsa da davalı tarafından 268 PVC Doğrama işi ile ilgili faturanın tanzim edildiği, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından yüklenilen edimlerin tam olarak yerine getirilmemiş olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, yargılama sırasında dava konusu çeklerden … Bankası A.Ş … şubesine ait, … seri nolu, 10.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 50.000,00 TL tutarlı çekin tahsil edilmesi nedeniyle, iş bu çeke ilişkin menfi tespit isteminin davacı vekilince İstirdat istemine dönüştürüldüğü ve tüm dosya kapsamı sonucu yapılan değerlendirmede de, dava konusu olarak verilen çeklerin eser sözleşmesi nedeniyle avans olarak verildiği ve davalının da eser sözleşmesi kapsamında üstlenmiş olduğu edimlerini tam olarak yerine getirilmemiş olduğu ve çeklerin bedelsiz kaldığı anlaşıldığından davanın kabulüne, … Bankası A.Ş … şubesine ait, … seri nolu, 03.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 25.000,00 TL tutarlı , … Bankası A.Ş … şubesine ait, … seri nolu, 10.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 50.000,00 TL tutarlı ve … Bankası A.Ş… şubesine ait, 9706552 seri nolu, 07.02.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 16.000,00 TL tutarlı 3 adet çekten dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve yine yargılama sırasında ödenen ve davacı tarafça istirdat istemine dönüştürülen … Bankası A.Ş …şubesine ait, … seri nolu,10.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 50.000,00 TL tutarlı çekin bedeli olan 50.000,00 TL’nin davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Dava konusu olan;
-… Bankası A.Ş … şubesine ait, … seri nolu, 03.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 25.000,00 TL tutarlı ,
-… Bankası A.Ş … şubesine ait, … seri nolu, 10.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 50.000,00 TL tutarlı ve
-…Bankası A.Ş Mersin şubesine ait, … seri nolu, 07.02.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 16.000,00 TL tutarlı 3 adet çekten dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-…Bankası A.Ş … şubesine ait,… seri nolu, 10.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 50.000,00 TL tutarlı çekten dolayı açılan Menfi Tespit davası davacı vekilince İstirdat davasına dönüştürülmüş olması nedeniyle, dava konusu çek bedeli olan 50.000,00 TL’nin davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine,
2-… Bankası A.Ş… şubesine ait, … seri nolu, 03.01.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 25.000,00 TL tutarlı ve… Bankası A.Ş … şubesine ait,… seri nolu, 07.02.2017 keşide tarihli, keşide yeri İstanbul olan, 16.000,00 TL’lik çekler yönünden mahkememizin 30/12/2016 tarihli ara kararı ile verilen ve halen devam eden tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına,
3-Alınması gereken 6.216,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.554,06 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 4.662,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.554,06 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 143,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 2.800,00 TL olmak üzere toplam: 2.972,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.030,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİ :
Mahkememizce verilen 23/12/2019 tarihli kısa kararda dava konusu olan 07.02.2017 keşide tarihli, … seri numaralı, 16.000.-TL bedelli çekin banka şubesinin sehven … Bankası olarak yazıldığı, ancak doğru banka şubesinin ise, … Bankası A.Ş olduğu HMK’nun 304 ve devamı maddeleri uyarınca; TASHİH OLUNUR.

Katip . Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır