Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1257 E. 2023/78 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1257
KARAR NO:2023/78

DAVA:Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:13/12/2016
KARAR TARİHİ:02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …’in 12/10/2016 günü saat 12:50 sıralarında kiralamış olduğu ve … adına kayıtlı … plakalı araçla İstanbul – … istikametinde kendi şeridinde seyrederken, karşı şeritte seyir eden davalı … … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait olan ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kurallarını ihlal ederek kendi şeridinde giden müvekkilinin yönetimindeki araca tam kusurlu çarparak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağı ve savcılık dosyası ile bu durumun ispat edileceğini, kaza sonucunda aracın yağ karterinin parçalandığını ve buna bağlı olarak motor yağ hortumunun kopması neticesinde müvekkili …’in vücudunda ileri derecede yanıklar oluştuğunu, vücudundaki ileri derecedeki yanıklar ve yaralanmalar nedeniyle oluşan hayati tehlike nedeniyle ambulans ile önce … Devlet Hastanesi acil servisine kaldırıldığını, ancak durumunun ağır olması nedeniyle hemen … Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine sevk edildiğini, ilk müdahale burada yapıldıktan sonra da İstanbul … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi yanık ünitesine sevk edildiğini, müvekkilinin uzun süre yoğun bakımda kalarak yaşam mücadelesi verdiğini, bu yaraları dolayısıyla birçok operasyon geçirdiğini ve vücudunun çeşitli yerlerine doku nakli yapıldığını, müvekkilinin tedavi sürecinde çektiği acıların yanında özellikle yüzünde, ellerinde ve kollarındaki bu yanıkların izlerinin kalıcı olmasından dolayı da büyük üzüntü duymakta olduğunu, müvekkilinin kendi geçimini sağlayamadığı gibi, bakmak zorunda olduğu kişilere de bakamamakta olduğunu, müvekkilinin maruz kalmış olduğu bu olaydan dolayı çalışamadığını ve birçok masraf yaptığını, halen tedavi gören müvekkilinin tedavi giderleri ile çalışamamasından kaynaklı maddi kayıplarının da gün geçtikçe artmakta olduğunu, müvekkilinin kaza öncesinde aylık net 1.500,00-TL ücret, 250,00-TL yemek ve 250,00-TL yol olmak üzere 2.000,00-TL ücret almakta olduğunu, bu gelirden de mahrum kaldığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle devam eden tedavileri sebebiyle uzun bir süre daha çalışamayacağını, bu nedenle kıdem ve sigortadan dolayı da kayıplarının mevcut olduğunu, ayrıca müvekkilinin kaza esnasında cep telefonunun kırıldığını, müvekkili …’in eşi, anne ve babasının da bu olaydan sonra müvekkilinin çektiği ve yaşadığı acılardan dolayı büyük acı ve elem duymakta olduğunu ve bu acıyı paylaşmakta olduklarını, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin, müvekkiline çarpan … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olmasından dolayı müvekkiline karşı maddi tazminatlar açısından müşterek ve müteselsilen sorumluluğunun olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihi olan 12/10/2016’dan itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 200.000,00-TL, eşi … için 100.000,00-TL, anne ve babası … ve … için ayrı ayrı 50.000,00’er TL olmak üzere toplam 400.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte … … Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30/11/2020 tarihli beyan dilekçesi ile maddi tazminat talebini, 900,00-TL geçici iş göremezlik nedeniyle tazminat, 50,00-TL tedavi gideri, 25,00-TL çalışamamasından dolayı prim yatıramamasına bağlı olarak geç emekli olması nedeniyle uğranılan zarar, 25,00-TL kaza esnasında kırılan cep telefonundan kaynaklı maddi zarar olarak açıklamıştır.
Davalı … … Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davacıların, dava dilekçesinde varlığını iddia etmiş olduğu hususların geçeği yansıtmamakta olduğunu, zira davacılardan …’in “meydana gelen trafik azasında kusursuz olduğu, kaza sebebiyle …’in kullandığı aracın yağ karterinin parçalanmış ve buna bağlı olarak motor yağ hortumunun kopması neticesinde …’in vücudunda ileri derecede yanıklar ve yaralanmalar oluştuğu ve bu sebeple uzun süre yoğun bakımda kalmış olduğu,” iddiasında bulunulduğunu, meydana gelen trafik kazası neticesinde yapılan soruşturmada davacı …’in kazadan bir gün sonra 13/10/2016 tarihinde saat 11:46’da … … Polis Merkezi Amirliği’nde verdiği ifadesinde; “Ben yukarıdaki adreste ikamet ederim. Dün yani 12/10/2016 günü saat 18:30 sıralarında İstanbul’dan kiralamış olduğum … plaka sayılı … marka araç ile … Otoban bağlantı yolunda ilerlediğim esnada karşı yönden gelen, ismini polis merkezinde öğrendiğim … isimli şahsın kullandığı … plaka sayılı araç ile çarpışarak kaza meydana geldi. Daha sonra kazada yaralandığım için … Devlet Hastanesine oradan da sevk ile … gittim. Ben gerekli tedavimi yaptırdım. Şuan durumum iyidir. Bu kazadan dolayı davacı ve şikayetçi değilim. Uzlaşmak isterim.” şeklinde beyanda bulunduğunu, davacının ifadesinde dikkat çekici olan hususların, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine davacının kazadan bir gün sonra 13/06/2016 tarihinde … Polis Merkezi’ne kendisi ayakta giderek ifade verebilmiş olması, herhangi bir yoğun bakım sürecinin yaşanmamış olması; aksine “tedavimi yaptırdım, şuan durmum iyidir” beyanının olması, kazadan dolayı dava dilekçesinde varlığı iddia edilmiş olan araç hasarından ve buna bağlı olarak oluştuğu iddia edilen yanıklardan, ifadede hiç bahsedilmemiş olması ve kaza sonrasında varlığı iddia edilen hayati tehlikeden, ileri derecedeki yanıklardan, çekilen acılardan bahsedilmeyerek, bir de işbu yaşanan kaza sonrasında davacı ve şikayetçi olmadığı yönündeki beyanı olduğunu, davacı ve şikayetçi olmadığından kazaya karışan sürücüler hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma ve … karar numarası ile 24/10/2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacının dava dilekçesinde müvekkili şirkete ait aracın tam kusurlu bulunduğunu iddia ettiğini, ancak soruşturma dosyasında kazaya karışan müvekkili şirkete ait aracın sürücüsü …’in ifadesinde; “…Tekrar işyerime gitmek üzere saat 18:30 sıralarında Otoban bağlantı yolunda seyir halinde iken … Süt ürünleri önüne geldiğim sırada karşı istikametten gelen ismini sonradan öğrendiğim … isimli şahıs kullandığı … plaka sayılı aracı ile önündeki aracı solladı ve biz karşı karşıya geldik. Şahıs direksiyon hâkimiyetini kaybetti ve sağ sola doğru yalpalamaya başladı. Nasıl çarpıştığımızı şuanda hatırlamadığım şekilde çarpıştık. Kazada benimle birlikte … da yaralandı….” diyerek davacı sürücü …’in hatalı ve hızlı sollama yapması neticesinde söz konusu kazanın meydana geldiğini anlattığını, aynı araçta bulunan görgü tanığı …’un da ifadesinde: “…Yemeği teslim ettikten sonra tekrar …’ye dönmek isterken Otoban bağlantı yolunda … Süt Ürünleri’nin önünde karşı istikametten gelen ve önündeki aracı sollayan ismini sonradan öğrendiğim … kullandığı … plakalı araç ile şahsın direksiyon hâkimiyetini kaybedip yola zikzaklar çizerken bir anda bizim araçla çarpıştı. Kazada kafamdan ve sağ kolumdan yaralandım.” demek suretiyle de yine davacı …’in aracı hatalı kullandığı ve zikzaklar çizerek müvekkili şirkete ait olan araca çarptığını beyan ettiğini, davacıların manevi tazminat taleplerini ikiye ayırarak cevap vermek gerektiğini, davacı …’in, huzurdaki davaya konu kazaya kendi kusurlu eylemi ile sebebiyet verdiğini, dava dilekçesinde varlığını iddia ettiği olaylara ilişkin olarak da somut hiçbir veri sunmamış olduğundan, olmayan olaylara ilişkin manevi tazminat talebinin kabul edilemeyeceğini; bir an için aksi kabul edilip olayların varlığı kabul edilse dahi, kendi kusuru ile kazanın meydana gelmesine sebep olan davacının manevi tazminat isteminin reddi gerektiğini, üstelik davacının talep etmiş olduğu 200.000,00-TL’lik tutarın afaki olduğunu, diğer davacılar olan …’in eşi, anne ve babasının manevi tazminat talepleri yönünden ise, taleplerin yerinde olması için ağır bedensel zararın varlığının ispatı gerektiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın, yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça, bu dava açılmadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, zarar gördüğünü iddia eden tarafın, dava açmadan önce müvekkili şirkete yazılı başvuruda bulunması zarureti bulunmakta olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen tazminatların, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi teminatları kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafın, tedavi giderleri olduğunu, kıdem ve sigortadan dolayı uğradığı kayıpların tazmini, kaza esnasında cep telefonunun kurulduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili şirketten 1.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunduğunu, ancak davacının bu taleplerinin trafik sigortası teminatı dışında kalmakta olduğunu, davanın, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiğine yönelik beyanlarının kabul edilemez olduğunu, davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesinde trafik kazası tespit tutanağı, hasta dosyası, savcılık dosyası delil olarak gösterilmiş ise de dava dilekçesi ekinde bunlara ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, davacı tarafın dava öncesinde taraflarına başvuruda da bulunmadığından, gerek trafik kaza tespit tutanağı; gerekse diğer belgelere ilişkin tüm cevap haklarımızı saklı tutuyoruz. Diğer davalı tarafça sunulan davaya cevap dilekçesi ekindeki ifade tutanaklarından kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olanın davacı taraf olduğunun anlaşılmakta olduğunu, davacı tarafın, vücudunda yanıklar oluştuğundan bahisle zarar ziyan talebinde bulunduğunu, ancak buna ilişkin herhangi bir evrakın taraflarına tebliğ edilmediğini, bir an için müvekkili şirketin hasarı tazminle yükümlü olduğu düşünülecek olsa dahi müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça kaza tarihinden itibaren faiz talebinin de haksız ve dayanaksız olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, esas yönünden de haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, kendisine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davaya cevap vermemiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’in yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce 12/10/2016 tarihli kaza tespit tutanağı, … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi, … Şehit … Polis Merkezi Amirliği’nin 12/10/2016, 12/10/2016 ve 17/10/2016 tarihli ifade tutanakları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası, hastane kayıt ve giderleri, SGK kayıtları, kazada kırılan telefonun faturası, davacı ve davalı şahısların sosyal ve ekonomik durum raporları, davacı …’in maaş bordrosu ve kaza yeri görselleri dosyamız arasına alınmış, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… talimat sayılı dosyası aracılığıyla olay yerinde keşfen inceleme yapılmak ve tanıklar da dinlenmek suretiyle kusur durumuna ilişkin rapor rapor alınmış, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur durumuna ilişkin rapor alınmış, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası aracılığıyla kusur durumuna ilişkin çelişkinin giderilmesine yönelik rapor alınmış, davacı …’in Adli Tıp Kurumu’na sevki ile geçici ve sürekli iş görmezlik ve maluliyet oranının tespiti bakımından raporlar alınmış, mahkememiz dosyası kapsamında bilirkişi heyetlerinden kusur, tedavi giderleri, davacının cep telefonunun değeri ve tazminat taleplerinin tespiti bakımından raporlar temin edilmiş, 02/02/2023 tarihli duruşmada davacı …’in yüzünde ve vücudunun değişik yerlerinde bulunan izlere ilişkin değerlendirme yapılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasının incelenmesinden, … Şehit … Polis Merkezi Amirliği’nin taksirle yaralama fezlekeli tahkikat evrakı gereğince soruşturma başlatıldığı, Başsavcılığın 24/10/2016 tarihli, … soruşturma ve … karar sayılı kararıyla, taksirle yaralama suçunun kovuşturulmasının şikayete bağlı suçlardan olması ve tarafların birbirlerinden şikayetçi olmamaları nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 14/09/2020 tarih ve 12001 karar numaralı raporu ile, davacı …’in 12/10/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/69 talimat sayılı dosyası kapsamında kusur uzmanı bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 14/01/2019 tarihli rapor ile, davacı …’in kazanın oluşmasında %85 oranında kusurlu olduğu, davalı …’in ise %15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
İTÜ makine fakültesi öğretim üyeleri Dr. …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 16/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, davalı …’in kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu; davacı …’in ise olayın meydana gelmesine neden olacak bir kural ihlalinin olmadığı tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 10/01/2022 tarihli raporu ile, iki ihtimale göre kusur durumunun tespiti gerektiği, 1. İhtimalde davacı …’in kusursuz, davalı …’in tam kusurlu olduğu, ikinci ihtimalde davalı …’in % 15 oranında, davacı …’in ise %85 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki kusura ilişkin farklı bilirkişilerden temin edilen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı’nda görevli …tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 07/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, davacı …’in sevk ve idaresindeki aracın 2918 sayılı kanunun 47/c, 54/b, 56/a-1 ve 84/g maddelerini ihlal etmesi nedeniyle bu kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu; davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 2918 sayılı kanunun 52/b maddesini ihlal ettiği nedenle bu kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Aktüerya hesap uzmanı …, adli tıp uzmanı Dr. … ve elektronik mühendisi …tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 18/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile, davacı …’in 4 aylık geçici iş göremezlik zararına davalı sürücünün %15 kusur oranının yansıtılmasıyla maddi zararının 1.147,25-TL olacağı, 27/12/2016 dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığı, … plakalı kamyonetin … Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalandığı, sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başlı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı olarak 310.000,00-TL olduğu, dava konusu cep telefonunun kaza tarihi itibariyle değerinin 750,00-Tl olduğu, davacı …’in kaza nedeniyle oluşan ve SGK tarafından karşılanmayan belgeli belgesiz toplam tedavi giderinin 2.560,60-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; 12/10/2016 tarihinde, davacı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin maliki, davalı … Sigorta A. Ş.’nin kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesini düzenleyen sigortacısı olan ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’in yaralandığı, davacılar tarafından meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında farklı bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı’nda görevli …tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 07/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, davacı …’in sevk ve idaresindeki aracın 2918 sayılı kanunun 47/c, 54/b, 56/a-1 ve 84/g maddelerini ihlal etmesi nedeniyle bu kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu; davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 2918 sayılı kanunun 52/b maddesini ihlal ettiği nedenle bu kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce, söz konusu rapor, daha önceki raporları da inceleyip değerlendirmesi, raporlar arasındaki çelişkileri giderici nitelikte bulunması, olay ve oluşa uygun bulunması nedeniyle hükme esas alınabilir nitelikte bulunmuştur. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 14/09/2020 tarih ve 12001 karar numaralı raporu ile, davacı …’in 12/10/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen kazada davacı …’in % 85, davalı …’in % 15 oranında kusurlu oldukları, kaza nedeniyle davacı …’in sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin ise 4 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen 18/02/2021 tarihli rapor ile, davacı …’in 4 aylık geçici iş göremezlik zararının davalı sürücünün %15 kusur oranının yansıtılmasıyla maddi zararının 1.147,25-TL olacağı, dava konusu cep telefonunun kaza tarihi itibariyle değerinin 750,00-Tl olduğu, davacı …’in kaza nedeniyle oluşan ve SGK tarafından karşılanmayan belgeli belgesiz toplam tedavi giderinin 2.560,60-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalılar, kazaya neden olan … plakalı aracın maliki, ZMMS sigortacısı ve sürücüsü olup, meydana gelen maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Ancak davacı tarafça kaza nedeniyle davacının çalışamamasından dolayı prim yatıramamasına bağlı olarak geç emekli olması nedeniyle uğranılan zarar talebiyle 25,00-TL tazminat talebinde bulunulmuşsa da, davacının böyle bir zararı olduğunu ispat edememesi dikkate alınarak bu yöndeki tazminat talebinin tüm davalılar yönünden reddine karar verilmiştir. Yine davalı ZMMS sigortacısının, kaza nedeniyle davacının kırılan cep telefonu için talep edilen tazminattan sorumlu olmadığı dikkate alınarak, bu talep yönünden davalı … Sigorta hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı …’in diğer maddi tazminat talepleri geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderine yönelik olup, bu zarar kalemlerinden tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak, davacı tarafın talebiyle de bağlı kalınmak suretiyle bu yöndeki talebin kabulüne karar verilmiştir. Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvurulmaması nedeniyle davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna karar verilmiştir. Diğer davalılar yönünden ise haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Davacıların diğer talebi manevi tazminata ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacıların, davalılar … ve … … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne yönelik manevi tazminat talepleri yönünden, davaya konu olayda; kaza tarihi, kazanın gelişim şekli, kusur durumu, davacıların yakınlıkları, yaşları, … ile eşi, anne ve babasının …’in yaralanması nedeniyle duymuş olduğu acı ve üzüntünün büyüklüğü, davacı …’in yüzünde ve sol kolunda bulunan sabit izler, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ve yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutularak, davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … tarafından davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 975,00-TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A. Ş.’nin 950,00-TL’den poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olma üzere) davalılardan … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden, davalı … Sigorta A. Ş.’den dava tarihi 27/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacılar tarafından, davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti. hakkında manevi tazminat talebiyle açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davacı … için takdir edilen 30.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 15.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’nden kaza tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 3.823,65-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.369,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.454,03-TL harcın davalılardan(davalı …(…) Sigorta A. Ş.’nin 64,89-TL’den sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.369,62-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılardan(davalı …(…) Sigorta A. Ş.’nin 64,89-TL’den sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ve 29,20-TL başvurma harcı, 4,30-TL veklet harcı, 253,80-TL keşif harcı, 130,00-TL keşif yol ücreti, 1.854,3‬0-TL ATK rapor ücreti, 10.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 1.123,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 13.794,6‬0-TL yargılama giderinden davanın kabul red oranı dikkate alınarak 1.925,56-TL’sinin davalılardan(davalı …(…) Sigorta A. Ş.’nin 32,68-TL’den sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan ve 11,00-TL posta masrafı ve 4,60-TL vekâlet harcı olmak üzere toplam 15,60-TL yargılama giderinden 13,42-TL’sinin davacılardan alınarak davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, artan kısmın davalı … … San. Tic. Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı … maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 13/2. Maddesi gereğince belirlenen 975,00-TL vekâlet ücretinin davalılardan (davalı …(…) Sigorta A. Ş.’nin 950,00-TL’den sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
7-Davalılar Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti. İle …(…) Sigorta A. Ş., davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT 13/2. maddesi gereğince belirlenen 50,00-TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara( Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 25,00-TL verilmek üzere) verilmesine,
8-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
9-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
10-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi AAÜT 10, 13/2 maddeleri gereğince belirlenen 5.000,00-TL vekâlet ücretinin davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
11-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi AAÜT 10, 13/2 maddeleri gereğince belirlenen 5.000,00-TL vekâlet ücretinin davalılar … ile … … San. Tic. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
12-Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti., davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 10/2. Maddesi gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
13-Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti., davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 10/2. maddesi gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
14-Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti., davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 10/2. maddesi gereğince belirlenen 5.000,00-TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
15-Davalı … … San. Tic. Ltd. Şti., davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT 10/2. maddesi gereğince belirlenen 5.000,00-TL vekâlet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … … San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
16-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri ile davacılar … ve …’in yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır