Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1194 E. 2021/328 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1194
KARAR NO : 2021/328

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evinde gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde hem boş çekler hem de lehine olan müşteri çeklerinin çalındığını, söz konusu olayla ilgili … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma açıldığını, ayrıca Bakırköy… Asliye Ticaret Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası kapsamında çek iptali davası açıldığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında takibe dayanak kambiyo senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek açıklanan nedenlerle; davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacının iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı yazı içerikleri, bilirkişi raporu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası mündericatı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında yer alan İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davalı-alacaklı tarafça davacı-borçlu ve dava dışı 3. kişiler hakkında, 30/09/2016 keşide tarihli ve 25.500,00.-TL bedelli, Keşidecisi davacı olan bir adet çek alacağı dayanak gösterilmek suretiyle 7 örnek ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava, davacının, İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı yapılan çekten dolayı, davalı yana borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit ve yargılama sırasında yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Menfi tespit ve istirdat davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı), ayrıca borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve çek aslı, davacının ıslak imzalarını içerir belgeler, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda, takip dayanağı çekteki keşideci imzasının davacı yanın eli ürünü olup olmadığının tespiti bakımından Grafoloji konusunda uzman, …, …ve…marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler …, … ve…’dan oluşan bilirkişi kurulu heyeti eliyle tanzim edilerek mahkememize sunulan 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…inceleme konusu çek arka yüzü üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzanın; …’a ait mevcut asıl olan tüm mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen tersim biçimi, işleklik derecesi , seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptanan farklılıklara atfen … eli ürünü olmadığı …” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce gerek davalının yanın rapora itirazları ile gerekse de bilirkişi raporunun incelenmesinde; bilirkişi heyeti tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan çek dışında başka bir çek üzerinde inceleme yapıldığı ve rapor düzenlendiği anlaşıldığından bu kapsamda bilirkişi heyetinden kök raporda yaptıkları hatanın giderilmesi ve doğru belge olan … Arnavutköy /Gaziosmanpaşa Şubesine ait 30/09/2016 keşide tarihli, keşidecisi … Tekstil …, son ciranta ve yetkili hamili … olan 25.500 TL bedelli çek üzerindeki imzanın keşideci ve aynı zamanda davacı olan …’a ait olup olmadığının tespiti yönünden yeniden inceleme yaptırılarak ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler …, … ve…’dan oluşan bilirkişi kurulu heyeti eliyle tanzim edilerek mahkememize sunulan 25/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…inceleme konusu çek ön yüzü üzerinde …Tekstil … adına atfen atılı bulunan imzanın; …’a ait mevcut asıl olan tüm mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen tersim biçimi, işleklik derecesi, seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptanan farklılıklara atfen … eli ürünü olmadığı …” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 25/09/2020 tarihli ek raporun incelenmesinde, ek raporun, hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan teknik inceleme ve tespitler bakımından dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Sonuç olarak, toplanan deliller, alınan bilirkişi heyeti raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacının İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı yapılan çekten dolayı, davalı yana borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit ve yargılama sırasında yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, iddia ve savunmaların değerlendirilmesi amacıyla Grafoloji konusunda uzman bilirkişi heyetinden imza incelemesine yönelik raporlar alındığı, alınan raporlardan, 25/09/2020 tarihli ek raporda, inceleme konusu yapılan belgeler ve karşılaştırma yapılan belgeler üzerinde yapılan teknik inceleme sonucu, inceleme konusu çek arka yüzü üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzanın; …’a ait mevcut asıl olan tüm mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen tersim biçimi, işleklik derecesi, seyir, sürat, istif, itiyatlar ve baskı unsurları yönünden de saptanan farklılıklara atfen … eli ürünü olmadığının net bir şekilde tespit edildiği, ek raporun dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu ve hükme esas alınmasına karar verildiği ve bu haliyle de, dava ve takibe konu çekteki davacı adına atılan imzanın, davacıya ait olmadığının anlaşıldığı ve sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği ve davacının da menfi tespit isteminde haklı olduğu ve dava açmakta da hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne, ayrıca çek bedeli yargılama sırasında icra dosyasına ödenmiş olduğundan 31.594,77 TL’nin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine ve yine davacı tarafça her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, gerek dava ve takip konusu çekte davacının keşide olarak gözüküyor olması ve davacıdan sonra dava dışı 3. kişilerin cirosunun bulunuyor olması ve davalın da son ciranta ve yetkili hamil olması karşısında, çekteki keşideci imzasının davacı keşideciye ait olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği ve ayrıca davacı yanca davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğunun mevcut delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından, davacının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatına ilişkin isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından takip dayanağı yapılan… Arnavutköy/Gaziosmanpaşa Şubesine ait keşidecisi…Tekstil/ … keşide tarihi 30/09/2016, keşide yeri İstanbul olarak gözüken, 25.500,00 TL bedelli çekten dolayı davalı yana borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Çek bedeli yargılama sırasında icra dosyasına ödenmiş olduğundan 31.594,77 TL’nin davalıdan İSTİRDADI ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.741,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 426,94 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.314,06 TL harcın davalıdan alınıp , Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından ilk dava açılırken yatırılan 426,94 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 478,10 TL, bilirkişi ücreti gideri 900,00 TL olmak üzere toplam: 1.407,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır