Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1176 E. 2020/580 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1176 Esas
KARAR NO:2020/580

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:13/01/2015
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin akaryakıt istasyonlarında bakım-servis hizmeti veren akaryakıt pompa ve ekipman ürünlerini satan bir şirket olduğunu, davalı tarafa satılıp teslim edilen akaryakıt ürünleri karşılığında müvekkil şirketin, davalı borçludan iki adet fatura karşılığı 6.523,52 TL tutarında alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edilmiş ise de herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini, bunun üzerine davalı tarafa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı, borcunun bulunmadığını iddia ederek borcun tamamına, takibe, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz ederek takibinin durmasına neden olduğunu, davalı tarafın itirazlarının haksız olduğunu, davalı tarafın … Esas sayılı icra dosyasına itirazlarından sonra 05/06/2014 tarihinde 132,75 TL ödeme yaptığını, 31/07/2013 tarih, … seri nolu 4.876,68 TL bedelli fatura, davalı firmanın satın aldığı 2 adet …, 2 adet …, 2 adet …, 20 adet … ürünlerinin karşılığında düzenlendiğini, bu faturanın davalı yana teslim edilmiş ise de fatura bedelinin ödenmediğini, yine 14/08/2013 tarih … seri nolu 1.646,84 TL bedelli fatura, davalı firmanın satın aldığı 1 adet … ve 1 adet … … ürünlerinin karşılığı olarak düzenlendiğini, bu faturanın da davalı tarafa teslim edilmiş ise de fatura bedelinin ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına davayı borçlunun yaptığı haksız itirazların iptaline, borçlu aleyhine % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin adresinin “… Mah … Sok … No: … / …” adresi olup, bu davada yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin itirazlarının ise; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ödeme emri gönderdiğini, yasal süresi içinde haksız ve mesnetsiz ve kötüniyetli takibe, borcun tamamına, işlemiş faizlere ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, davacı tarafın icra takibinde, takip dayanağı olarak açık hesaptan kaynaklı alacak ibaresini kullandığını ve ödeme emri ekinde de herhangi bir belge sunmadığını, davacı taraf ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığından, bir cari hesap veya açık hesap ilişkisinin de mevcut olmadığını, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkillerini, var olduğunu iddia ettiği gerçeği yansıtmayan bir borçtan dolayı sorumlu tutma çabası içerisinde olduğunu, davacı tarafından müvekkiline fatura konusu mal ve hizmetlerin hiçbir zaman sunulmadığını, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilerek yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini beyan etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava dosyası …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/11/2015 tarihli … Esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzii edilmiştir.
Dava; İİK ‘nun 67. Maddesine istinaden açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, icra dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptıroılmıştır.
Celp edilen dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine açık hesaptan kaynaklanan alacak sebep gösterilerek 6.523,52 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı (dava 6.390,77 TL üzerinden açılmıştır), takibin itiraza maruz kalması üzerine icra takibinin durduğu,, itirazdan sonra icra dosyasına 132,75 TL ödeme yapıldığı, bu ödemeye ilişkin reddiyat düzenlendiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan 132,75 TL ödemenin kimin tarafından yapıldığına ilişkin icra müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 11/12/2019 cevapta belirtilen ödemenin davalı borçlu şirket tarafından yapılmış olduğu bildirilmiştir.
26.02.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yapıldığını, İncelenen davacı ticari defter kayıtlarınına göre, davacının, davalı ile olan ticari ilişkisinin … nolu cari hesap kodu altında takip ettiğini, bu hesabın takip tarihi itibarıyla 6.523,52 TL borç bakiyesi vermiş olduğunu, buna göre davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibarıyla davalıdan 6.523,52 TL alacaklı durumda olduğunu, davacı tarafından davalıya düzenlenen 31/07/2013 tarihli … seri nolu fatura açıklamasının “…” olduğu, 4.876,68 TL meblağlı olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen 14/08/2013 tarihli …” 1.646,84 TL’ lik fatura olduğu, faturaların bedeli ödenmiş açık faturalar olduğunun görüldüğü, faturaların teslimine ilişkin olarak ise dosyanın tetkikinde herhangi bir doneye rastlanılmamış olduğunu, davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 6.523,52 TL alacaklı durumda olduğu ,davacının huzurdaki davaya ise davalının icra dosyasına ödediği iddia edilen 132,75 TL ‘ nin tenzili ile huzurdaki davaya kalan 6.390,77 TL’ lik bakiyeyi konu etmiş olduğu, davacının takibe ve davaya konu etmiş olduğu faturaların davalıya teslimine ilişki olarak bir bilgiye rastlanmadığı, icra dosyasına ödendiği iddia edilen 132,75 TL’ lik tutarın davalı tarafça ödenmediğine ilişkin davalı vekili beyanlarının somut delile dayanmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi yaptırılmasına ilişkin karar verilmiş ise de inceleme gününün davalı yana tebliğ edilmediği 07.05.2018 tarihli 4. Celsede tespit edilmiş ve davalı vekiline aynı celse 1 nolu ara kararı ile davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını sunması bakımından 1 aylık kesin süre verilmiş ve sonuçları ihtar edilmiş, defter ibrazı halinde dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, davalı vekilince aynı gün yerinde inceleme talebinde bulunulmuştur. Dosya 13.07.208 tarihinde davalı tarafın kayıtları üzerinde inceleme yapabilmesi bakımından yerinde inceleme yetkisi de verilerek bilirkişiye teslim edilmiştir. Bilirkişi 25.09.2018 havale tarihli dilekçesi ile dosyanın 13.07 2018 tarihinde teslim alınıp, davalı vekili tarafından sunulan dilekçedeki şirket yetkilisi …’nin dosyanın teslim alındığı tarihten itibaren defalarca arayarak 2013 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmesi için talepte bulunmuş ve … tarafından defterlerin ibraz edileceği beyan edilmiş ise de dilekçe tarihine kadar tarafına herhangi bir belge ve defter ibrazı olmadığından dosyanın rapor tanzim edilmeksizin iade edildiği bildirilmiştir. Dosya 5. Celse ara kararı uyarınca 05.11.2018 tarihinde tekrardan bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi 23.11.2018 havale tarihli dilekçesi ile şirket yetkilisi …’nin defalarca aranmasına rağmen kendisine ulaşılamadığını, davalı şirket vekini en son 23.11.2018 tarihinde arayarak ticari defterlerin ibraz edilip edilmeyeceğini sorduğunu, ticari defterlerin bulunamadığından bahisle defterlerin ibraz edilemeyeceğini beyan ettiğini, bu nedenle rapor tanzim edilmeksizin dosyanın iade edildiğini bildirmiştir. Davalı vekilince 6. Celse beyanında bilirkişi raporunun hazırlandığı dönemde farklı bir muhasebeci ile çalıştıklarını, defterleri ibraz edebilecekleri beyan edilmiş, talebin müstemir yetkili hakimce değerlendirilmesine karar verilmiş, 8. Celse davalı vekilince defterlerinin incelenmesi talebi yenilenmiş, davacı vekili mazeret sunmuş olduğundan, davacı vekiline davalının defterlerini ibraz etmesi ve yeniden defterlerin incelenmesi talebine muvafakat edip etmedikleri hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, davacı vekili 17.12.2019 tarihli dilekçe ile muvafakatleri olmadığını bildirmiştir.
Davalı tarafça, ticari defter ve kayıtlar süresinde sunulmadığından ve sonradan sunulmasına, bilirkişi incelemesi yapılmasına davacı tarafça muvafakat edilmediğinden davalı yan defterleri üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
6100 sayılı HMK’nun “TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI” başlıklı 222. Maddesinde ” – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Davada ispat külfeti kural olarak davacıya aittir. Davacı taraf alacağının var olduğunu ispatlamak zorundadır.
Somut dava konusu olayda davacı taraf ispat noktasında ticari defter ve kayıtlara dayanmıştır. Alınan bilirkişi raporuna göre davacı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yapıldığı , delil niteliğine haiz olduğu, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 6.523,52 TL alacaklı durumda olduğu anlaşılmıştır. Alacağın dayanağı faturaların davalı yana teslimi hususunda alınan bilirkişi raporunda bir tespit ve dosya kapsamında bir delil bulunmasa da, davalı yanca itirazdan sonra icra dosyasına kısmi bir ödeme yapılmış olması ve verilen kesin sürede ticari defterlerin ibraz edilmemesi, yerinde inceleme talepleri üzerine de dosyanın yerinde inceleme yetkisi verilerek iki defa bilirkişiye teslim edilmiş olmasına rağmen bilirkişiye defterlerin ibraz edilmemiş olması, sonradan sunulması talebini de davacı tarafça muvafakat edilmemesi karşısında davalı taraf defter ibrazından kaçınmış olarak sayılmış ve bu kapsamda yukarıda açıklanan 6100 sayılı Hmk’nun 222. Maddesi uyarınca davacı tarafın ispat külfetini yerine getirdiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenlerle icra takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 6.523,52 TL alacaklı durumda olduğu, icra takip dosyasına davalı tarafça yapılan 132,75 TL ‘ nin tenzili ile huzurdaki davanın kalan 6.390,77 TL’ lik bakiyeyi konu etmiş olduğu, davacının davasında haklı olduğu, tarafların tacir olması karşısında avans faizi talebinin yerinde olduğu, davalı yanın itirazında haksız olduğu değerlendirilerek, davanın kabulü ile, Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 6.390,77 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden bu asıl alacağa takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar, 132,75 TL asıl alacağa ise takip tarihinden ödemenin yapıldığı 04.06.2014 tarihine kadar yıllık %11,75 oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA karar verilmiştir.
Ayrıca alacak likit olduğundan hükmolunan 6.390,77 TL alacağın %20 sine tekabül eden 1.278,15 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya ÖDENMESİNE, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda izah edildiği üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 6.390,77 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden bu asıl alacağa takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar, 132,75 TL asıl alacağa ise takip tarihinden ödemenin yapıldığı 04.06.2014 tarihine kadar yıllık %11,75 oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA,
2- Hükmolunan 6.390,77 TL alacağın %20 sine tekabül eden 1.278,15 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gereken 436,55 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 76,54 TL’ nin mahsubu ile bakiye 360,01 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 76,54 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı parası, 239,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 867,20 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza