Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1171 E. 2018/1098 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1171 Esas
KARAR NO : 2018/1098
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/12/2016
KARAR TARİHİ: 19/11/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında … Hotel, … Fuarına katılım sözleşmesi akdettiğini ne var ki sözleşmeyle ödemeyi taahhüt ettiği katılım bedelini bugüne kadar ödemediğini müvekkilinin alacağı için yapılan icra takibi de davalının itirazı üzerine durduğunu, taraflar arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesinde yer alan ödeme planı davalının fuar katılım sözleşmesinden doğan fuar katılım bedelini ne şekilde ödeyeceğini gösterdiğini, fuar katılım sözleşmesinin mali esaslar bölümünün 5.5 maddesi ödemelerden birinin vaktinde yapılmaması durumunda müteakip ödemeler muacelliyet kesbeder hükmü havidir, iş bu sebeple takip tarihine kadar işlenmiş faizin başlangıç tarihi, davalının ödeme taahhüdünde bulunduğunu ancak iş bu taahhüdü yerine getirmediğini iş bu vade kesin vade olduğunu ayrıca davanın temerrüde düşürülmesi gerektiğini davalının itiraz dilekçesinde yer vermiş olduğu ifadelerinin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını fuar katılım sözleşmesinde de görüleceği üzere fuar katılım bedeli çek olarak sözleşmede yer alan ödeme planına uygun olarak ödeneceği taraflarca kararlaştırıldığını ve taraflar arasında bunun dışında başkaca bir anlaşma da söz konusu olmadığını davalının itirazının haksız olduğunu bu nedenle %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini sonuç olarak haksız itirazın iptalini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi incelemesinde özetle; davacının ibraz olunan dava konusu 2015-2016 yılına ait Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında e eksiksiz yaptırıldığı, ticari defterlerin dahibi lehine delil vasfının olduğu, davalının defter ibrazında bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 12.501.19TL davalıdan asıl alacağı olduğu, davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.5 maddesi çerçevesinde 30.11.2015 ilk ödeme tarhinde 09/06/2016 takip tarihine kadar olan 192 gün için 690,48TL işlemiş faiz hesaplandığı, merkez bankası verilerinden 09/06/2016 takip tarihi itibari ile avans faizi oranın %10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık dava konu edilen fatura ve ticari defterlere dayalı alacağın var olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Davacı şirket vekili tarafından sözleşme aslı ve sözleşme gereği fuar yerleşimine dair belgelerin dosyaya ibraz edilmiş olduğu görülmüştür. Davalı taraf icra takibindeki itiraz dilekçesinde fuara katılım sağlanmadığı yönünde itirazda bulunmuş olmakla taraflar arasında sözleşmenin variyeti ihtilaf konusu olmayıp davalının fuara katılmaması halinde de davacının ücrete hak kazanıp kazanamayacağı ve sözleşmedeki hükümlerin bu hususta değerlendirilmesi gerekmiştir.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
Tüm dosya muhteviyatı, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda davaya konu alacak için davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, defterlerin davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı ticari defterleri delil olarak göstermiş aynı zamanda bu şekilde davalı ticari defterlerine de dayanılmış, davalı defter ibrazından yazılan talimatta yapılan ihtarata rağmen kaçınmakla davacı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davalının bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını mahkememizce kabul etmiş sayılması ( Aynı yönde bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2759, Karar No: 2017/5005 sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/11-1159 Karar No: 2016/967, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858 , Karar No: 2017/2944 sayılı ilamları ), sözleşme hükümleri bakımından değerlendirme yapıldığında ise sözleşmenin 5.2 maddesinde fesih konusunda açıklamalar yapıldığı, katılımcının sözleşmeyi fuar açılışı tarihinde kadar ne kadar süre içerisinde tek taraflı olarak sona erdirmesi halinde cezai şart tazminat bedellerinin kararlaştırıldığı bunun yanında dosyada davalı tarafından sözleşmenin fesh edildiğine dair davalıya yönelik bildirime dair delil ibraz olunmaması bu halde de sözleşmenin fuar tarihi itibariyle ayakta olduğunun mahkememizce kabulü gerektiği, davacının dosyada mevcut ödeme planı, fatura, fuar planı ve stand fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere edimini ifa ederek ücrete hak kazandığı, davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/7674 ve Karar No : 2014/20655 sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de davada talep edilen miktar ile çıkan miktarın tamamen aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, alacağın faturaya dayalı olması (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2013/2345 Karar No: 2013/6713 sayılı kararı ) sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,
2-Davalının İstanbul… İcra müdürlüğünün… Esas sayılı takibe itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak 12.501,19 TL, işlemiş faiz 690,48 TL ve aynı faiz üzerinden DEVAMINA, işlemiş faiz bakımından fazlaya ilişkin 510,66 TL bakımından yerinde olmayan davanın REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın (13.191,67 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 2.638,33 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 901,12-TL nisbi ilam harcından peşin ve ıslah alınan 165,50TL harcın mahsubu ile eksik kalan 735,62-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin ve ıslah harç olarak yatırdığı 165,50-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 47,10-TL, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 156,20-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 703,30TL’nin red ve kabul oranına göre 677,09-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Dava kısmi kabul edildiğinden hesaplanan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davalından alınıp davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır