Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1149 E. 2018/430 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1149 Esas
KARAR NO : 2018/430
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 14/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete 13.03.2012 – 13.03.2013 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ve Kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 27.03.2012 tarihinde karışmış olduğu aralanmalı ve ölümlü trafik kazası nedeniyle müvekkili …’ın eşi ve diğer müvekkili …’ ın babası olan … hayatını kaybettiğini, kazaya konu araç sürücüsü olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla… yolunda seyir halindeyken, orta refüjden karşı istikametten gelen araçların şeridine geçtiği ve …’ ın yönetimindeki … plakalı araca çarptığını, akabinde diğer araç sürücüsü olan …’ ın sevk ve idaresindeki … çarptığı ve son olarak orta refüje çarparak durabildiği iddia edilerek olay yerinde yapılan inceleme ile tutanak altına alındığını, kazanın ardından … plakalı araç sürücüsü … ağır yaralı olması sebebiyle … Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldığını, burada yapılan tetkikler sonucu …ın beyin kanaması geçirdiği ve beyninde kırıklar olduğunu, %99 özürlü şekilde bitkisel hayatta olduğu teşhis edildiğini, beyindeki kanamanın durması ve basıncın azaltılması amacıyla ameliyata alınan … kaza tarihi olan 27.03.2012 ile 25.06.2012 tarihleri arasında hastanede yatarak tedavi görmüş ve ne yazıkki geçirdiği ameliyat uzun süren tedaviler sonucu bu durumundan ve bitksisel hayattan çıkamadığını, müvekkilinin 25.06.2012 tarihinde hastaneden çıkışı verilen müteveffa …’ ın yaklaşık dört buçuk yıl boyunca evdeki bakım ve tedavisini üstlendiğini ancak tüm uğraşlara rağmen eşi 22.06.2016 tarihinde hayatını kaybettiğini, bu nedenlerle öncelikle adli yardım talebinin kabulü ile kazadan sonra yaklaşık 4 buçuk yıl devam eden tedavi ve bakım masrafları için 1.000,00-TL maddi tazminatın, kaza nedeniyle eşini kaybeden … için destekten yoksun kaldığından 1.000,00-TL maddi tazminatın, babasını kaybeden … için destekten yoksun kaldığından 1.000-TL maddi tazminatın, defin masrafları karşılığı olarak 100,00-TL maddi tazminat olmak üzere şimdilik toplamda 3.100,00-TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere kaza tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; dava konusu dava dışı … Şti. Adına tescilli, müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç için, müvekkili şirketçe 13.03.2012 – 13.03.2013 tarihleri arasında 50846037 nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müteveffa … sevk ve idaresindeki sigortalı araç ile yapmış olduğu kaza nedeni ile hayatını kaybetmesi sonucunda davacının toplam 3.100,00-TL maddi tazminat talep edildiği anlaşıldığını, karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasının hukuki mahiyeti incelendiğinde motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarar uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu, tedavi giderlerine ilişkin talepler yasada evvelki kazalarda dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanacağını, bu konuda verilmiş pek çek mahkeme kararı olduğunu, Trafik sigortacısı poliçe kapsamında yaralanma ile ilgili olarak sürekli işgücü kaybı ve tedavi giderini limiti dahilinde teminat altına alındığını, tedavi girei yaralanan kişinin iyileşmesi için yapılan giderler olduğunu, bu kapsamda muayene ilaç bakıcı gideri sağlık kuruluşuna ulaşım için yapılan giderlerde tedavi gideri kap/samında değerlendirilir şeklinde olduğunu, … plakalı aracın yapmış olduğu trafik kazası nedeniyle müvekkili sigorta şirketine açılmış dava ve dava dilekçesine istinaden… nolu hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirkete gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, bu nedenlerle sürücünün kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazada vefat etmiş olması ile yansıma yoluyla zarar gören destekten yoksun kalan hak sahiplerinin bu tür zararlarının sigorta güvencesi kapsamında bulunmadığından davanın reddini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; davalının sigortaladığı …plakalı otomobilin müteveffa sürücüsü …’ ın aracının kontrolünü kaybederek karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeritlere tecavüzde bulunmaktan dolayı, kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli kusurlu olduğunu, müteveffa …’ ın 22/06/2016 günü vefatı ile davacılara ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı Eşi … için 254.762,07-TL, Kızı … için 64.188,74-TL olarak toplam 318.950,81-TL olduğunu, kaza tarihinde 2012 yılı için geçerli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında vefat teminatı ( 225.000,00-TL) olup davalı … şirketinin sorumluluğunun bu tutar ile sınırlı olduğunu, bu nedenle yukarıdaki tutarlar ile oranlanacak olursa tazminat tutarlarının; Eşi … için 179.718,83-TL Kızı … için 45.281,17-TL biçiminde olacağını, faize hükmedilmesi halinde faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi ve yasal faiz uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : …sayılı ilamında “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. ” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: … sayılı ilamında da”Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve … E.-… K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).” içtihadına yer verilmiştir.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacılar desteğinin yaşamını yitirmesi, dosyada mevcut kolluk vasıtasıyla yapılan araştırma raporu, uyap nüfus kayıtları nedeniyle destekten yoksun kaldıkları anlaşılmakla ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı defin giderleri ile tedavi ve bakım masraflarının talep etmiş ise def’in giderleri ile bakım masraflarının ispat eder herhangi bir delil ibraz olunmaması, def’in ve cenaze işlemlerinin belediyeler tarafından bir kamu hizmeti olarak sunulması ve bunun aksinin davacı tarafça ispatının gerekmesi, tedavi giderleri bakımında ise kaza tarihi itibariyle tedavi giderlerinin SGK sorumluluğunda olup (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/1952, Karar No: 2017/8731, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/17508, Karar No : 2017/7809
sayılı kararı) özel hastane veya SGK sorumluluğu kapsamında olmayan bir tedavi yapılmış ise bunu belgeler fatura ya da hastane kaydı gibi ispata medar belgelerin dosyada bulunmuyor oluşu nedeniyle bu kalemler bakımından ise davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava KISMEN REDDİ, KISMEN KABULÜ İLE,
2-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan davacı … için 179.718,83 TL, diğer davacı … için 45.281,17 TL olmak üzere Toplam: 225.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle beraber davalıdan alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin defin masrafı, tedavi ve bakım masraf talepleri bakımından ispat olunmayan ve yerinde görülmeyen 1.100,00 TL için davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 15.369,75-TL harçtan peşin alınan 3.837,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.532,26-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 3.837,49-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4- Davanın kabul edildiğinden hesaplanan 19.450,00 TL ücreti vekaletin davalından alınıp davacı tarafa VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 33,50-TL, bilirkişi ücreti 2.400,00-TL, posta gideri 151,90-TL olmak üzere toplam 2.585,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın reddedildiğinden hesaplanan 1.100,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınıp davalı tarafa VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır