Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1073 E. 2021/906 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1073 Esas
KARAR NO:2021/906

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:28/10/2016
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından bir kısım senetler dayanak yapılarak müvekkili davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu bonolardaki yazılar ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman bu senetleri düzenlemediğini, müvekkilinin takip alacaklısı davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, resme belgede sahtecilik iddiası ile davalı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı tarafından başlatılan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu beyan ederek, davacının davalıya …. İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasında takibe konu edilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalının takip miktarı üzerinden %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı yana usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından 01/07/2016 tarihinde davacı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, dayanak her biri 500 USD bedelli 15/01/2013 tanzim tarihli 25 adet sıralı senedin keşidecisinin davacı …, lehtarının … olduğu, her bir senette keşideci olarak davacı kaşesi üzerine imza ile düzenleme yeri yanındaki boşlukta ikişer imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Eldeki dava da, sahtelik (imza inkarı ) nedenine dayalı olarak açılmış bir menfi tespit davasıdır.
Bir senette yer alan yazının veya imzanın inkâr edilmesi durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası anlamında bir “sahtelik iddiası” söz konusu olur. 6100 sayılı HMK’nın 208.maddesine ilişkin gerekçede bu husus “Maddenin kenar başlığında “Yazı veya imza inkârı” ibaresi birlikte kullanılmıştır. Her iki husus uygulamada sahtelik iddiası olarak adlandırılan durumu ifade etmektedir” şeklinde belirtilmiştir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1792).
Kambiyo senedindeki imzanın davacı keşideciye ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir.
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikle sahtecilik iddiasının irdelenmesi, dava ve takip konusu senetlerdeki imzaların davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Dava konusu senet asılları, davacının senetlerin keşide tarihinden önce kullanmış olduğu imzaları içerir mukayeseye esas belge asılları celbedilmiş, imza örnekleri alınmış, uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından dosyaya sunulan raporda; inceleme konusu senetlerde yer alan ön yüz yazıları ile …’ün mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ün eli ürünü olmadığı, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senetlerdeki borçlu imzaları ile …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir.
Rapor, taraflara tebliğ edilmiş; rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Davalı … 26/11/2019 tarihli celsede, davacının şahıs şirketi olduğunu, gümüş işi yaptığını, şirketin işlerini yürüten kişinin kayın biraderi olan … olduğunu, kendisinin gümüş toptan işi yaptığını ve davacının işletmesine gümüş verdiğini, karşılığında …’ın davacının adına düzenlenmiş ve imzalanmış senetleri kendisine getirdiğini, davacının davaya konu senetleri huzurunda düzenlemediğini beyan etmiştir.
Davaya konu senetlere ilişkin davacı tarafından şikayette bulunulduğu, davalının da senetlerdeki sahteliği davacının ve …’ın borçtan kurtulmak amacıyla birlikte hareket ederek gerçekleştirdiğini iddia ederek şikayette bulunduğu, soruşturma dosyalarında verilen birleştirme ve yetkisizlik kararları nedeniyle soruşturmanın uzunca bir süredir devam ettiği, en son … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numarasını aldığı, soruşturmanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından dosyaya sunulan rapor ile taraf beyanları dikkate alındığında icra takibine konu senetlerdeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmışsa da, davacı yanca kötüniyet tazminatı talebinde de bulunulduğundan, davalı tarafından ise senetlerin bizzat huzurunda düzenlenmediği, sahteliği bilme imkanının olmadığı iddia olunduğundan, soruşturma dosyasında da taraf beyanları itibariyle ilgili olduğuna kanaat getirilen …’ın beyanları henüz alınmadığından soruşturma dosyası bekletici mesele yapılmıştır.
Davalı yanca senetlerin …’dan alındığı bildirildiğinden beyanlarının alınması doğrultusunda … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, tutanak tanığı olarak beyanlarına başvurulan … 17/11/2021 tarihli duruşmada “Ben 2006 yılına kadar Karanfil sokakta gümüş satış işleriyle uğraşıyordum. 2006 yılında battım iki tane dükkanım vardı. İşleri kendi üzerimden devam ettiremeyince … üzerinden işlerimi devam ettirdim. Gümüş alış satışına devam ettim. Bu alım satım nedeniyle …’ye sıralı USD (Dolar) senedi veriyordum. 2012 yada 2013 yıllarında benden yine senet istedi. Ben 18 yada 20 bin USD senedi imzalayıp verdim. Bende nekadar ihtiyacı olduğunu sordum. Benden aldığı senetler karşılığında bankadan kredi alıyordu. Bankanın bu senetler üzerinde dükkanın kaşesinin olması gerektiğini yoksa kredi vermediklerini söyledi. Bende kabul etmedim. Bir ay sonra yeniden geldi. Durumum çok kötü senedi kaşeleyip imzalayıp verirsen durumumu düzelteceğim sana da borcumu ödeyeceğim dedi. Her bir iki ayda bir mal alışverişimiz devam ettiğimiz için senetler ödenmiş oluyor bende senetleri geri alıyordum. En son kaşeleyip verdiğim senetleri … Meşrutiyet Şubesine kredinin teminatı olarak vermiş bende tahminen 12 adet senedi ödedim. Kendisinin hesaplarına ve araçlarına tedbir konulduğunu bu nedenle ödemeleri bankaya yapmıyarak kendisine elden ödememi söyledi. Bende iki üç yada dört tanesini elden kendisini ödedim. Bende senet bedellerini bankaya ödeyeceğimi kendisini ödemeyeceğimi alabilirse senetleri bankadan alarak tarafıma teslim etmesini istedim. Oda alamayacağını söyledi. Sıkıntı olursa hakkımda işlem yapacağını söyledim. Elden ödediğim senetleri … 8. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu etmiştir. Eniştem kendisine böyle bir borcun geldiğini söyledi. Bende yanlışlık olduğunu söyledim. …yi aradım. Oda akşam alkol aldım kafam iyiydi. Elimdeki tüm senetleri icraya koyması için avukata verdim. İçinde senin senetlerinin olduğunu bilmiyordum dedi. Bana bir hesap numarası verdi o hesaba 485 TL masraf bedeli yatırdım davacı hakkında başlatılan icra takibini kaldırdılar. Bu olaydan 6 ay sonrada … ATM’ne dava açmışlar. …. İcra Müdürlüğünde de yeniden icra koymuşlar. Tekrardan görüştüm kendisi eniştem ile benim bir olup kendisini dolandırdığımızı iddia etmiştir. Aramızdaki ticari ilişkiye ait senetler de şuan elimdedir. Mahkeme talep ederse mahkemeye ibraz edebilirim. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…’ın beyanlarının talimat yoluyla alınmış olması ve adı geçenin soruşturma dosyasında da beyanlarının alınmış olması nedeniyle soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması yönündeki ara karardan rücu edilmiştir.
Davacı yanca ilk dava açılırken yatırılan harcın eksik olduğu anlaşıldığından, davadaki talep sonucuna göre takip çıkışı tutar olan 39.055,04 TL üzerinden hesaplanan miktarda eksik harcın ikmali sağlanmıştır.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce görülüp karara bağlanan davada, davacı yanın aleyhine başlatılan icra takibine dayanak senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, uyuşmazlığın takibe konu senetlerdeki davacı kaşesi ve boşluğa atılı bulunan imzaların davacı … …’ün eli ürünü olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Dosyamız arasına getirtilen senet asılları, davacının mukayeseye esas imzalarının bulunduğu belge asılları ve yine davacının alınan imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda dava ve takip konusu senetlerin ön yüzünde bulunan imzalar ile davacı … …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilememiştir. Taraflarca rapora itirazda bulunulmadığı gibi, raporun teknik, ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşılması nedeniyle hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Bu haliyle de, davaya konu senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı kabul edilmiş, sahtelik iddiası mutlak defilerden olmakla herkese karşı ileri sürülebileceğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Davaya konu senetlerde davacı keşideci, davalı ise lehtar konumundadır. Kambiyo senetlerinin devri ciro ve teslim yoluyla mümkün olup, senetteki hak sahipliğini tespit ve teşhis bakımından kural olarak senedin üzerinde hak iddia eden kişinin senedi kendinden önce imza koyandan bizzat devralması gerekmektedir. Davalı yanca her ne kadar senetlerin kendisine davacı tarafından verilmediği, davacının ortak iş yaptığı … tarafından verildiği, senetlerin huzurunda düzenlenmediği beyan edilmişse de, …’ın davalının kredi alabilmek için senetlerde kaşe bulunması gerektiğini bildirmek suretiyle talep ettiği senetleri kaşeleyip imzalayıp davalıya verdiğini beyan etmesi nedeniyle senetlerin veriliş şeklinin ihtilaflı halde olduğu kabul edilmiş; davalının senetleri aldığını bildirdiği …’ın imzası bulunmayan, keşideci olarak davacı …’ün kaşe ve imzasını taşıyan ve lehine düzenlenen senetlerdeki imzanın sıhhatini kambiyo senetlerinin devrine ilişkin kurallar karşısında bilmesi gerekmesi nedeniyle senetteki imzanın sahteliğini bilmediği yönündeki davalı savunması yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda, senet keşideci olarak atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının davalı lehtar tarafından bilinebilecek durumda olması karşısında davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmeksizin takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek davalı aleyhine takip çıkışı tutarın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davalının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, takip çıkışı tutar olan 39.055,04 TL’nın %20’si oranında hesaplanan 7.811,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.667,85-TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan ‭‭667,47‬-TL’nın mahsubu ile bakiye ‭‭2.000,38-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin ve tamamlama harcı olarak yatırdığı 667,47‬-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf ‭40,3‬0-TL, posta ve davetiye gideri ‭‭312,45‬-TL ile 385,00-TL ATK rapor gideri olmak üzere toplam 737,75‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.858,32-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından var ise arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .