Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1063 E. 2018/177 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1063 Esas
KARAR NO : 2018/177
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Anadolu sigorta müvekkili şirket aleyhine 21/07/2011 tarihinde İstanbul … Sulh Hukuk mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile tazminat talepli dava ikame ettiğini, işbu dava müvekkili şirkete adına kayıtlı … plakalı araç sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü olarak kusurluyla gerçekleşen kazaya ilişkin Trafik Sigorta Poliçesi sebebiyle ödenen tazminatın rucuen tahsiline ilişkin olduğunu, kaza tarihinde kazayı yapan aracın uzun süreden beri otomobil Kiralama Sözleşmesi ile davalı şirkete kiraya verildiğini, kazayı gerçekleştirilen sürücü davalı şirketin çalışanı olduğunu, meydana gelen kazadaki tüm zarardan da Karayolları Trafik Kanunun gereği işleten sıfatını kazanan davalı şirketin sorumlu olduğunu, ancak İstanbul … Sulh Hukuk mahkemesinin 18/03/2014 tarih … E. … K. Sayılı kararıyla talep edilen tazminatın araç maliki olarak müvekkili şirketten tahsiline karar verildiğini, davalı şirket çalışanının alkollü araç kullanması sebebiyle Poliçenin tarafı olarak Hasarı Tazminine karar verilmiş ise de meydana gelen hasarda davalı şirketin sorumlu olduğunun açıkça ortada olması nedeniyle İstanbul …Sulh Hukuk Mahk. … E. … K. Sayılı dosyası ile ödemek zorunda kalınan ödeme ve ödemeyle ilgili %18 KDV ile birlikte ödendiğini, arz ve izah edilen nedenlerle davanın kabulüne, borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin borçlu yönünden devamına %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davacı dava dilekçesinde belirttiği davaya müvekkilinin taraf olmadığını, müvekkilinin taraf olmadığı bir davadan sorumlu olmasının beklenemeyeceğini, kaldı ki adı geçen davayı davacı taraf kaybettiği ve kararın kesinleştiğini, karar ile tüm yükümlülükler davacı tarafa ait olduğunu, müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket aracın işleteni olmadığını, aracın işleteni aracın ruhsatında yazılı olduğu gibi davacı taraf olduğunu, davacı taraf ile kira sözleşmesi yapılmış olup bu kira sözleşmesi ile Adi Sözleşme olduğunu, üçüncü kişileri bağlayıcı güşte bir sözleşme olmadığını, kiracılık ilişkisi finansal kiralama ilişkiside olmadığını, bu sebeple müvekkili şirkete işleten sıfatı yüklenemeyeceğini aracın işleteni davacı şirket olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği gerekçe ile red edildiği ve yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşip onandığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, icra dosyaları İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ve detayları yukarıda ilgili bölümlerde verilen inceleme ve tespitler birlikte değerlendirildiğine, davacının … E. Sayılı dosyasından ödemek zorunda kaldığı harç ve giderlerin davalı kiracı işleten taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince rucuen talep edilebileceğini, davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Md. 03/11/2015 Tarih … E. Sayılı dosyasından 1.163,14-TL rucuen talebinin yerinde olduğunu, davalıya BK. 117 maddesi anlamında takip öncesi borç ihtarında bulunulmadığından davalının 03/11/2015 tarihinde temerrüde düştüğünü, davacının davalıdan rucuen talepte bulunduğu 1.163,14-TL için 03/11/2015 tarihinden tahsiline kadar geçecek süre için %9 yasal faiz talebinin yerinde olduğunu belirtmiştir.
Tüm dosya muhteviyatı, mübrez bilirkişi raporu, İstanbul… Sulh Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında verilen karar gereği ödenmesi gerekli olan tazminat miktarı yanında kararın feri nitelikte kalemlerinden olan vergi kesintisi alacağının da bulunuyor olması, davacı şirketin araç kiralama işiyle iştigal eden bir şirket olup kiralama yoluyla davalı şirkete teslim edilen aracın davalı şirket çalışanı tarafından kullanımı sırasında kaza meydana gelip yukarıda mezkur mahkeme ilamına konu zararın meydana gelmesi ile ilamda kabul edilen taraf kusur durumu uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkesi ile davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Zira 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay… Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … ve 20.4.2017 tarihli kararında “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : … sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir.
Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından daha önce mezkur mahkeme ilamı ile tazminat miktarı belirlenip bu konuda mahkeme kararı ile miktarın artık biliniyor oluşu sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalının İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak ve faiz üzerinden DEVAMINA,
3-Kabul edilen alacağın (1.163,14 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 232,62 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 79,45-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 50,25-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 29,20-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.163,14 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacı tarafa VERİLMESİNE,
6-Davacının yaptığı ilk masraf 40,30-TL, bilirkişi ücreti 500 TL, posta gideri 108,00-TL olmak üzere toplam 648,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2 gereğince 3.560,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır