Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1043 E. 2019/1024 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1043
KARAR NO : 2019/1024

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye çapında birçok eczaneye kozmetik ürünleri satan bir firma olduğunu, kozmetik işi yapan davalının satmak üzere müvekkilinden ürün satın aldığını,taralar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin belirli dönemlerde fatura karşılığı davalı tarafça sipariş verilen ürünleri davalıya vermekte olduğunu, davalının da belli dönemlerde müvekkiline ödeme yapması gerektiğini, ancak en bakiye kalan 12.929,57 TL’nin ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştr.

S A V U N M A :
Davalı taraf, usule uygun tebligata yapılmasına rağmen yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış ve münkir sayılmış, ancak UYAP üzerinden gönderilen Bila tarihli dilekçesinde özetle; usül yönünden yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davadan henüz haberdar olduklarını, davaya ilişkin ellerinde hiçbir evrak olmadığını, dava dilekçesi ve eklerin taraflarına tebliğine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçesi, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası sureti, …Ticaret Odası kayıtları, …Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazı içeriği ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında sureti yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 12.929,57-TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce verilen 26/02/2018 tarihli ara karar gereğince; davalı yan kayıtları incelenmesi bakımından Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak muhasip bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, davacı yan kayıtları yönünden de mahkememizce konuda uzman mali müşavir eliyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve her iki rapor da dosyamız kapsamına alınmıştır.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından tanzim edilen 12/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davalı tarafından ticari defter ve belgeler ibraz edilmediğinden dolayı davalı tarafın takip tarihi itibariyle davacıya borçlu bulunup, bulunmadığı ve miktarının tespit edilemediği, dosyada yer alan belgeler üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı tarafın sunmuş olduğu cari hesap ekstrelerine ve düzenlenen faturalara göre davalı taraftan 12.929,57 TL alacaklı olduğu…” tespitleri yapılmıştır.
Muhasip bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememiz dosyasına sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “…davacıya ait defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, ancak yevmiye kapanış tasdikleri görülmediğinden dolayı davacı defterlerinin delil vasfının sayın mahkemeye ait olduğu, takip dayanağı olarak 22/08/2016 tarihli cari hesap ekstresinin gösterildiği, davacının davalı ile ticari münasebetini 12.590.1937 nolu hesap kodu ile takip etmekte olduğu, davalıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna kaydedilmiş olduğu, bu hesabın takip tarihi itibari ile 12.929,57 TL borç bakiyesi verdiği, buna göre davacının takip tarihi itibari ile kendi defterlerinde davalıdan 12.929,57 TL alacaklı durumda olduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturaların irsaliyeli fatura olduğu, ancak faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu…” tespitleri yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı taraf yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, ancak UYAP üzerinden gönderilen Bila tarihli dilekçesinde, “usul yönünden yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davadan henüz haberdar olduklarını, davaya ilişkin ellerinde hiçbir evrak olmadığını, dava dilekçesi ve eklerin taraflarına tebliğine karar verilmesini” talep etmiş ve ayrıca davalı asil tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de özetle; “gönderilen cihazların eski olduğu, garanti belgesi olmadığı, tarafına verilmediği, içerisindeki mevcut programın eski bir versiyon olduğu, söz konusu cihazı defalarca iade etmek istedikleri, firma yetkililerinin cihazı yenisi ile değiştireceklerini, garanti belgesi verileceğini ve ayrıca programa da yeni versiyon yükleneceğini söyleyerek kendilerini oyaladıklarını, defalarca uyarmalarına ve değiştirime taleplerine rağmen, cihazın yurt dışından yenisi gelecek, yurt dışından yeni ürün gelecek diye kendilerini aldattığını, hizmet alamadıklarını ve borca itiraz ettiklerini” beyan ederek, davacı ile arasındaki akdi ilişkiyi inkar etmemiş, cihazın belirtilen nitelikleri taşımadığını beyan ederek ayıp iddiasında bulunmuş olup, bu haliyle somut olayda, ispat külfeti davalı/borçludadır.
Davalı vekili tarafından her ne kadar, davaya cevap süresi geçtikten sonra sunulan beyan niteliğindeki dilekçe ile yetki itirazında bulunulmuş ise de, yetki itirazının kesin yetki halleri dışında ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği ve ilk itirazın da ancak usulüne uygun cevap dilekçesi ile birlikle sunulması gerektiği, ancak davalı tarafça yasal süresi içerisinde sunulmuş cevap dilekçesi bulunmadığından, davalı vekilinin davaya cevap süresi geçtikten sonra sunulan beyan niteliğindeki dilekçe ile yaptığı yetki itirazına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Yine davalı vekili tarafından, 23/12/2019 tarihli celsede, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş ise de, aynı celse de verilen ara kararla, davalı vekilinin müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin isteminin önceki ara kararlar ve dosyanın geldiği safahat birlikte değerlendirilmekle reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden doğan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafından, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından, 12.929,57-TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, davalı tarafça yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmediği, ancak UYAP üzerinden gönderilen Bila tarihli dilekçede, “usul yönünden yetki itirazında bulunulduğu ve esasa ilişkin olarak da; davadan henüz haberdar olduklarını, davaya ilişkin ellerinde hiçbir evrak olmadığını, dava dilekçesi ve eklerin taraflarına tebliğine karar verilmesinin talep edildiği ve ayrıca davalı asil tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de, “gönderilen cihazların eski olduğu, garanti belgesi olmadığı, tarafına verilmediği, içerisindeki mevcut programın eski bir versiyon olduğu, söz konusu cihazı defalarca iade etmek istedikleri, firma yetkililerinin cihazı yenisi ile değiştireceklerini, garanti belgesi verileceğini ve ayrıca programa da yeni versiyon yükleneceğini söyleyerek kendilerini oyaladıklarını, defalarca uyarmalarına ve değiştirime taleplerine rağmen, cihazın yurt dışından yenisi gelecek, yurt dışından yeni ürün gelecek diye kendilerini aldattığını, hizmet alamadıklarını ve borca itiraz ettiklerini” beyan ederek, davacı ile arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmediği, ancak cihazın belirtilen nitelikleri taşımadığını beyan edilerek ayıp iddiasında bulunduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda, ispat külfetinin davalı/borçluda olduğu, satış ilişkisinin ve dosyamızın her iki tarafının da tacir olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince, ayıp belli ise iki gün içerisinde belli değil ise sekiz gün içerisinde ilgilisine, TTK’nın 18/3 maddesinde belirtilen usullerden, noter aracılığı ile, taahhütlü mektup ile, telgraf ile veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ihbar edilmesi gerektiği, diğer hallerde, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı, somut olayda davalı tarafça teslim aldığı ürünlerin aralarındaki anlaşmaya uygun olmadığı ve ayıplı olduğu iddia edilmesine rağmen, davacı tarafa TTK 18/3 maddesine uygun ayıp ihbarının yapıldığına dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği ve ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlunun iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın kabulüne, ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 2.585,91-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının takip miktarı olan 12.929,57 TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takibin takip talebindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
2-Alacak likit olduğundan hükmolunan alacağın % 20’si oranında hesaplanan 2.585,91 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 883,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 220,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 662,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 220,81 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 29,20 TL, posta gideri 167,00 TL, talimat bilirkişi ücreti gideri ve talimat masrafları gideri 478,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 450,00 TL olmak üzere toplam: 1.124,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp ,davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır