Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1015 E. 2019/985 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1015
KARAR NO : 2019/985

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı …’ilin malik ve işleteni, olduğu … plakalı aracın 17/06/2016 tarihinde … adresinde … pakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalı sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, bu durumun davalının da kabulünde olduğunu, zira Sigorta Gözetim Merkezi tarafından belirlenen kusur dağılımı da kabul ettiğini ve aracın tamir bedelini eksiksiz olarak ödediğini, değer kaybının ZMM poliçesi kapsamında olup, poliçe limitleri dahilinde ödenmesi gerektiğini, davalı şirkete , araçta meydana gelen değer kaybının ödenmesi için 09/08/2016 tarihinde başvuru yapılmış ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını ve davalının 19/08/2016 tarihinde temerrüde düştüğünü, açıklanan nedenlerle; şimdilik 250.-TL değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olup, poliçeden dolayı maddi zarar halinde araç başına azami sorumluluk limiti 31.000.-TL olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacı şirkete ait … plakalı araçta oluşan hasar nedeniyle 7.159,86 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile poliçeden bakiye 23.804,14 teminat kaldığını, davacının bu rakamın üzerinde tazminat taleplerinin müvekkili şirket poliçesinden karşılanmasının mümkün olmadığını, davacının değer kaybı ve diğer taleplerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, bu nedenle söz konusu taleplerin reddi gerektiğini, dava konusu kaza haksız fiilden kaynaklanmış olup, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle yasal faiz uygulanabileceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin tazminine ilişkin alacak davasıdır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf, kaza sonucu davacı yana ait araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği ve miktarı ile davalı yanın sorumluluğunda olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce, toplanmasına karar verilen tüm deliller toplanmış, davacı yanın talep edebileceği değer kaybının bulunup bulunmadığı ve miktarının tespiti bakımından konuda uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişiler Makine Mühendisi … ve Sigorta Uzmanı … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “aracın rayiç değeri ile aracın onarıldıktan sonraki rayiç değeri arasındaki farkın gerçek değer kaybı bedeli olduğunu, bu durumda araçta dava konusu kazadan dolayı meydana gelen değer kaybının=aracın hasarsız haldeki rayiç değeri 95.000-TL., aracın onarıldıktan sonraki rayiç değeri 88.000.-TL= 7.000.-TL olabileceği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, değer kaybı ve diğer taleplerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını ve davanın reddini talep etmiş ise de; somut olayda, davaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortacısı olan davalının, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan, azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumlu olduğu, araçta meydana gelen değer kaybının da gerçek ve doğrudan zararlardan olduğu (Yargıtay 17. H.D.19/11/2019 Tarih ve 2017/4696 Esas-2019/10830 Karar sayılı ilamı) anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan, bila tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri, bilirkişi raporu doğrultusunda 7.000,00 TL’ye yükseltilmiş, harcı yatırılmış ve ıslah dilekçesi de davalı yana tebliğ edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazası sonucu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin tazminine ilişkin alacak davası olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, mahkememizce verilen ara karar gereği, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan bilirkişi heyeti raporunda davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam değer kaybı zararının 7.000,00-TL olarak tespit edildiği, davacı vekili tarafından da 7.000,00-TL yönünden ıslah dilekçesi sunularak, harcının yatırıldığı, davacının iş bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahip olduğunun anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-7.000,00 TL değer kaybı tazminatının 19/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınırak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 478,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL ile ıslah ile alınan 116,00 TL olmak üzere toplam: 145,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 332,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı: 145,20 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden 29,20 TL başvuru harcı, 147,00 TL posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti gideri ücreti olmak üzere toplam: 976,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp ,davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır