Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/100 E. 2018/1099 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/100 Esas
KARAR NO : 2018/1099
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01/02/2016
KARAR TARİHİ: 19/11/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …,… sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sebep olduğu kaza sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını müvekkilinin kazanın oluşumunda hiçbir kusuru bulunmadığını, kaza sebebiyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapıldığını, müvekkilinin Mersin devlet hastanesinde tedavi gördüğünü, talep edilen maddi tazminatın müvekkilinin iş göremezlik ve sakatlık dolayısıyla meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, gelir kaybı maddi zararlarını tazminine yönelik olduğunu, sonuç olarak kusur maaluliyet tazminat ve tüm diğer haklarının fazlaya ve üst sair haklarının saklı kalması kaydı ile 4.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren Ticari faizi olmaması halinde mevduata uygulanan en yüksek faizi olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalıdan kusur durumları sigorta poliçeleri dahilinde olmak üzere tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mağdur …’nun yaşının açıkça anlaşılmamakla birlikte velayeten açılan davada yaşının küçük olduğunu kabul edilirse maluliyeti dolayısıyla yaşı küçük çocuk için geçici iş göremezlik tazminatının kabulünün mümkün olmadığını yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla geçici iş göremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olduğunu 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkilinin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, maluliyet oranının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini zira zamanla meydana gelen sakatlığın azalmakta ve tamamen iyileşebilmekte olduğunu dolayısıyla yüksek yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda meydana gelen sakatlığın sürekli hale geldiğinin tespitinin de adli tıp kurumunca yapılması gerektiğini, sigortalı aracın hususi özel araç olduğunu ve olayın haksız fiilden kaynaklandığını dava haksız fiil esasına dayanmakta olduğunu ve davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari ilişkide bulunmadığını bu gibi halde 3. Kişilerin uğrayacakları maddi zararlar için ticari yahut avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini tazminat taleplerinin reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini cevaben beyan etmektedir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporu özetle; Mensen …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyada tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları ve dosya içeriği ve dosyaya sunulan tüm deliller değerlendirilmek suretiyle değerlendirilmesinde, Çocuk yaya … 2918 sayılı KYTK’nın 68/B maddesini “Taşıt yolunun karşı tarafına Geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.” ihlal ettiği anlaşıldığından kazanın oluşumunda asli kusurlu olup kusur oranının ise %100 oranında olduğu,… plakalı otomobil sürücüsü… kazanın oluş şartlarında hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru olmadığı bildirilerek rapor sunulmuştur.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi 22/11/2017 tarihli raporunda; “İRDELEME :Olay yeri terk kaza, bilirkişi raporundan anlaşılmakla, meskun mahalde, 8 m. genişlikte, kuru zeminli, asfalt kaplama, kaldırımı mevcut, tek yönlü karayolunda, gündüz meydana gelmiştir. Kaza mahalline 30 m. mesafede dönel kavşak ve yaya geçidi bulunduğu, tespiti vardır. Dosyada kroki, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, yoktur. Dosyada bulunan 04.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda, yaya …’nun KTK’nun 84/(02) ” yola birden çıkmak” ve 68/b ihlali ile tamamen kusurlu olduğu, sürücü…’ın kusuru olmadığı, belirtilmiştir.
Dosyada, hazırlık dosyasına ait bazı verilerin bulunduğu, davanın, …’ya velayeten Hasan REŞO, Kilizar SULO vekili tarafından, … A.Ş. aleyhine açılmış maddi tazminat davası olduğu görülmüştür.Dosya kapsamındaki ifadeler, bilirkişi raporu ve diğer tüm veriler incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında, kazanın yukarıda “olay” bölümünde anlatıldığı şekli ile meydana geldiği görüş ve kanaatine varan heyetimizce, aşağıdaki şekilde rapor tanzim edilmiştir. Mevcut verilere göre;
-Sürücü… gündüz vakti meskun mahal şartlarına uygun olarak sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde geldiği olay mahalli yol bölümünde, kaldırım üzerinden yakın mesafeden, aniden seyir yoluna giren yayaya çarpmasıyla meydana gelen olayda hatalı tutum ve davaranışı bulunmadığından, sonuçta kusursuzdur.
-Çocuk yaya … müdrik olmayan davranışları ile yola girmeden önce trafiği yeterince kontrol etmemiş, kendi can güvenliğini tehlikeye atacak tarzda, hız ve mesafesini dikkate almadan yakın mesafede gelen araca rağmen aniden ve kontrolsüzce yola girmesiyle ilk geçiş hakkını vermediği aracın çarpmasına maruz kaldığı kazadaki bu hal ve hareketleri ile davranış faktörleri olayın oluşu üzerine asli etkili olmuştur.
Sonuç olarak; -Sürücü…’ın kusursuz olduğu,-Çocuk yaya …’nun yukarıda irdeleme kısmında belirtilen hal ve hareketleri ile davranış faktörlerinin olayın oluşu üzerine %100 oranında etkili olduğu” tespiti yapılmıştır.
Açılan davada uyuşmazlık sürücüsü dava dışı… olan … plaka sayılı aracın ZMMS olan davalı sigorta şirketinin davacı küçüğün yaralanması sonucunda meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı, zarar varsa tazminat miktarına dair olduğu tespiti mahkememizce yapılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : … sayılı ilamında “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. ” içtihadına yer verilmiştir.
Yukarıda özeti yapılan ve yargılama aşamalarında alınmış kusura dair bilirkişi raporlarında dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunun tespit edilmiş olması, ceza soruşturması sırasında Mersin CBS tarafından aldırılan trafikçi bilirkişi raporunda da aynı şekilde sürücüye kusur verilmeyip bu haliyle de raporlar arasında herhangi bir çelişki bulunmaması, (Çelişki ve uyum bakımından bkz Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/8468, Karar No : 2017/6977 sayılı kararı) davalı sigorta şirketinin gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu olması nedeniyle yerinde olmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde olmayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL’den mahsubu ile eksik kalan 6,70TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
5-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır