Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/974 E. 2019/801 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1125
KARAR NO : 2020/51

DAVA :Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2014
KARAR TARİHİ : 03/02/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Hizmetleri isimli işyeri olduğunu davalı firma ile 02/12/2013 tarihinde Linyit kömürü araması için sondaj hizmeti verilmesi konusunda sözleşme imzalandığını müvekkil firmanın 1654 metre sondaj yaptığını, davalı firmanın 1403 metre sondajın parasını ödediğini ve 251 metre sondaj faturası davalı firmaya… Noterliğinin 26/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gönderildiğini, davalı firmaya verilen hizmetin karşılığı olan fatura bedelinin ödenmediğini bu nedenle temmerrüt tarihi olan 05/04/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile ödenmesi için sözleşmeye göre yetkili mahkemede dava açıldığını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıdan 26.656,20 TL alacağının temerrüt tarihi olan 05/04/2014 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilinie karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 02/12/2013 tarihinde müvekkili şirketin gösterdiği sahalarda linyit kömürü aramasına yönelik sondaj yapılmasına alınan karotların belli bir sistem dahilinde uluslararası standartlarda karot sandıklarına yerleştirilmesi ve müvekkile teslim edilmesine ilişkin olarak linyit kömürü sondaj sözleşmesi imzalandığını, davacının davasına konu teşkil ettiği 251 metreye ilişkin sondaj davacı tarafından tamamlanmış olup saha müvekkile tamamlanmış olup saha müvekkiline de teslim edilmediğini, bu anlamda davacı bu sondaja ilişkin bir alacak hakkı kazanmadığını davacı sondaj işlemini bitirmediğini müvekkil şirket yetkililerinin 09/02/2014 tarihinde tutanak tuttuklarını, tutanakta bu durumun sabit olduğunu, davacı yanın sondaj çalışması sırasında daha fazla ilerlemeyeceğini, sondaj makinelerine zarar vereceğini bahane ederek sondajı sonlandırdığını müvekkilli şirket yetkilileri tarafından sondajın sorunsuzca ilerleyebileceğini, sahalarda da aynı seviyede sorunsuz ilerleme sağladığını ifade edildiğini buna rağmen davacı tarafından işlem sonlandırıldığını davacı yan sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini buna rağmen yapmadığı sondajın ve müvekkil şirkete teslim etmediği sahanın parasını talep etmesi iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını imzalanan sözleşeme göre de alacak hakkının doğmadığını, davacının keşide etmiş olduğu ihtarnamelere … Noterliğinin 14/03/2014 tarihi ve … ve 31/03/2014 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnameler ile cevap verildiğini müvekkil şirkete tebliğ edilen faturanın iade edildiğini, ayrıca 11/02/2014 tarihinde şirket merkezine gelerek taraflar arasındaki sözleşmeyi karşılıklı olarak feshetmek istediğini ve taraflar arasında karşılıklı anlaşılarak sözleşmenin feshedildiği müvekkili şirket iyi niyetli olarak sözleşmede yer alan cezai şart hükümlerini uygulamadığını ancak davacının bu hareketi sonucu müvekkil şirket de sahip olduğu yasal hakları kullanacağını, bu nedenle davanın reddini dava masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini savunmuştur.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, talimat dosyaları, tanık beyanı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında, sözleşmenin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, uyuşmazlığın, yapıldığı iddia olunan 1654 metre sondajdan, davalı tarafça ödenen 1403 metre dışında kalan 251 metrelik kısma yönelik tanzim olunan fatura alacağının davalıdan istenebilir olup olmadığı ve istenebilir ise miktarının ne olduğu noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, keşif yapılmış, tanık beyanları alınmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında akdedilen 02/12/2013 tarihli “Linyit Kömürü Sondaj Sözleşmesi” niteliği itibariyle, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı, bu sözleşme ile işverene, yani davalıya ait, … illeri civarındaki sahalarda, işverenin gösterdiği lokasyonlarda, işverenin uygun gördüğü derinlikle linyit kömürü aramasına yönelik sondaj yapılması ve alınan karotların, belli bir sistem dahilinde, uluslararası standartlarda karot sandıklarına yerleştirilmesi ve işverene teslim edilmesi işlerinin yapımını üstlenmiştir.
Sözleşmenin, “İşin Birim Fiyatı” madde başlıklı 3. Maddesi; “Karotlu ilerleme metre ücreti, 90 TL/m+KDV’dir” hükmünü içermektedir.
Mahkememizin 30/06/2015 tarihli celsesinde verilen ara kararla, Uzunköprü Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına ve iş sahasında keşfen inceleme yapılarak işin ne miktar tamamlandığı, ne kadar sondaj yapıldığı, davacının dava dilekçesi ve davalı yanın cevapları da incelenerek ayrıca davacı tanığı… keşif mahallinde sondajla ilgili bilgi ve görgüsü sorulmak suretiyle keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiş talimat mahkemesi tarafından da, 01/08/2016 tarihinde keşif icra edilmiş ve keşif sırasında da tanık …’ün beyanı alınarak keşif sonladırılmıştır.
Keşif sırasında beyanı alınan davacı tanığı … yeminli beyanında: “Öncelikle geldiğimiz yer olan Harmanlı köyünde 147 metre sondaj çalışması yapmıştık. Ben orada davacı firmanın şantiye şefi ve jeofizik mühendisi olarak görev yaptım. 147. Metrede takım sıkıştırması yaşadık. Davalı firmanın mühendisleri bunu yeterli gördüler. Sondaja son verdik. Yaptığımız sondajın teslim tutanağını imzalattık. Kabul ettiler. Ancak daha sonra davalı firmanın mühendisleri siz burada 200 metre sondaj yapıcaktınız. Bilerek yapmadınız diyerek yaptığımız 147 metrenin yarı fiyatını kestiler yani yarısını ödediler yarısını ödemediler. 72 veya 73 metre ödediler.
… köyündeki sondaj çalışmamızda 155. Metreye geldiğimizde sondaj noktasında sıkıntı olduğunu. Sondajın ilerlemesinde sıkıntı olduğunu belirttik. Davalı firmanın mühendisleri ve sahibi 20 veya 30 metre kadar daha yapabilir misiniz diye sordular. Biz de elimizden geleni yaparız dedik. Hatırladığım kadarıyla 177. Metre civarında sondaj yapmıştık. Davalı firmanın mühendislerine bunu bildirdik. Kendileri o an için sorun olmadığını, sondajı bitirebileceğimizi söylediler. Ancak daha sonra burada sondaj yapmadınız diye yaptığımız işi inkar ettiler. Paramızı da ödemediler.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Keşif sonrası tanzim edilerek talimat dosyasına ibraz olunan, 08/08/2016 tarihli maden mühendisi bilirkişi raporunda özetle; “keşif yapılan her iki alanda geçen süre zarfında doğanın kendisini yenilemesi ve tarımsal faaliyetler neticesinde, sondaj yerlerinin ortadan kalktığı, keza mevcut alanın jeolojik yapısı (sondaj skalaları) dikkate alındığında geçen süre içerisinde sondaj kuyusunun sağlam kalmasının söz konusu olmayacağı, sondaj kuyusunun çevresinin kazıldığının az da olsa gözlemlendiğini fakat çalı ve maki tarzındaki ağaçlardan dolayı alanın yüzeysel olarak kapandığı ve sondaj çalışmasına ilişkin herhangi bir bulgunun kalmadığı, bu nedenlerle de sondaj işleminin ne kadar yapıldığına dair herhangi bir bulgu kalmadığından, tespit yapılamadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Yine keşif sonrası tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan, 08/08/2016 tarihli kadastro bilirkişisi raporunda özetle de; “mahkeme heyeti ile birlikte dava konusu sondaj açıldığı koordinatlarda da belirtilen alanların gezildiği, gerekli inceleme ve ölçümlerin yapıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Maden mühendisi bilirkişi raporuna yönelik davacı yan itirazları sonucu mahkememizin 13/03/2017 tarihli celsesinde verilen ara kararla; davacı vekilinin itirazları kapsamında karotların incelenmesi amacıyla ek rapor alınmasına ve bu hususta ilgili mahkemeye ek talimat yazılmasına karar verilmiş ve ilgili mahkemeye talimat yazılarak ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek talimat dosyasına ibraz olunan 16/05/2017 havale tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “kök raporunda belirttiği üzere, sondaj faaliyetinin yapıldığı alanların doğanın kendini yenilemesi ve tarımsal faaliyetler neticesinde ortadan kalktığı, yapılan kazı derinliğinin belirlenmesinde karot numuneleri baz alınarak tespit istendiği, keşif esnasında karot örneklerinin kazı alanına getirilmediği, dolayısıyla karotlar üzerinde tespit yapılamadığı, sondaj karotlarının incelenmesinin bilgi ve teknik gerektirdiği, dolayısıyla konunun konusunda uzman jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizin 12/06/2017 tarihli celsesinde verilen ara kararla, önceki ara karar kapsamında yeniden, ilgili Uzunköprü …Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına ve bilirkişi heyetine jeoloji mühendisi de eklenmek suretiyle ek rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiş, Jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından 05/09/2017 tarihli rapor tanzim edilerek talimat mahkemesine ibraz edilmiş, raporun incelenmesinde özetle; “Dosyaya konulan ölçeksiz ve detay deskripsiyon içermeyen kuyu logu fotokopilerinden sadece SY-5 nolu kuyunun karşılıklı teslim alındığının görüldüğü, bu logun yan tarafına düşülen notta 147 m olan kuyunun 74 m olarak kabul edildiği, eksik kalan 73 metrenin iş bitiminde fatura edileceğinin belirtildiği, yan tarafa yazılan nota ilişkin parafın kime ait olduğunun tespit edilemediği, SE-6 nolu kuyunun imzasız olduğu ve teslim alınmadığının görüldüğü, davacı tanığı ve çalışanı jeofizik mühendisi …’ün ifadesinde Harmandalı köyünde 147 m sondaj çalışması yapıldığı, 72-73 m sondajın parasının ödenmediği, … köyünde ise 177 m civarında sondaj yapıldığı ancak daha sonra sondaj yapılmadığı gerekçesi ile para ödemesi yapılmadığının beyan edildiği, dava konusu kuyu logları ile eski çalışmalar ve arazinin genel jeolojisi karşılaştırıldığında, kömürlü seviyeler farklılık göstermekle birlikte diğer litolojide benzerlik bulunduğu, davaya konu çalışma alanının aradan geçen zamandan dolayı ilksel konumunu yitirdiğinden verilen koordinatlara göre el GPS ile yapılan araştırmada belirtilen sondaj kuyularına rastlanamadığı, dosyasında karot fotoğraflarına ulaşılamadığı, ayrıca arazide karot sandıkları, karot döküntüleri ve kuyu ağzı betonları ile karşılaşılmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itiraz dilekçesinde; bilirkişinin karot fotoğraflarının dosyada bulunmadığı yönündeki tespitinin doğru olmadığı, fotoğrafların bizzat bilirkişiye mail yolu ile iletildiği, delil listelerinin 8. sırasında yer alan ve taraflarınca kazı yapıldığında alandan alınan ve kazının yapıldığı ile hangi metrede yapıldığını gösteren karotların,… adresinde bulunan müvekkile ait depoda tutulduğunu, bilirkişiye de ifade ettikleri üzere bu karotların hacmi nedeniyle Uzunköprüye götürülmesinin ancak kamyon vinç gibi ağır iş araçları ile mümkün olduğu, usul ekonomisi açısından karotların bulunduğu depoda yerinde inceleme yapılmasını talep ettikleri beyan edilmiş, davacı yanın beyan dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş ve davalı yanca da herhangi bir itirazda bulunulmamış, bunun üzerine mahkememizin 05/03/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararla celse arası seçilecek Jeoloji mühendisine yerinde inceleme yetkisi verilerek, karotların yerinde incelenip fotoğraflanarak, talimat mahkemesinde bilirkişi heyetinin raporlarını hazırlayabileceği şekilde teknik bir rapor hazırlayıp mahkememize sunması istenmiş ve ayrıca teknik rapor sunulduğunda, talimat mahkemesinden itirazları kapsar şekilde ek rapor alınmasına ve ek raporun talimat mahkemesince bilirkişi heyetinin ortak imzalı raporu olarak düzenlenmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından da, 21/03/2018 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle; “Söz konusu adreste depoda bulunan SE-6 kuyusuna ait 37 adet karot sandıkları depo dışına çıkartılıp sondaj ilerleme sırasına göre sıralanıp ve sandıkların tamamı açılıp dosya ekinde belirtilen (Kuyu kütüğü SE-6) sondaj loglarıyla karşılaştırma yapılarak inceleme sağlandığı, toplam kuyu sonu derinliğinin 178 m ve her sandığın 4 m karot numunesi alabilecek kapasitede olduğunun tespit edildiği ve mahkememizce kendisine verilen dosyada, …Hizm. tarafından hazırlanan SE-6 kuyu logu ve dava konusu karot sandıkları karşılaştırılmış olduğu ve sondaj loglarında belirtilen litolojiler ile karotların uyumluluk sağladığı…” şeklinde tespitler yapılmış, bunun üzerine dosya yeniden ek rapor alınmak üzere Uzunköprü’ye gönderilmiş, bunun üzerine bilirkişi heyeti tarafından 15/05/2018 tarihli rapor tanzim edilerek talimat dosyasına sunulmuş olup, raporun incelenmesinde özetle; “Dava dosyasında yer alan SE-6 nolu fotokopi kuyu logunun ölçeksiz, tarihsiz, teslim eden ile teslim alanın olmadığı, detay deskripsiyon içermediği, şirket çalışanı tanık …’ün … köyünde (SE-6) 155 metreye geldiğimizde sıkıntı olduğunu belirttik, 20 veya 30 m daha ilerlememiz istendi, 177 m civarında sondaj yapıldı, ancak daha sonra sondaj yapmadınız diye para ödemesi yapmadılar, şeklinde ifade verdiği, dava konusu kuyu logları ile eski çalışmalar ve arazinin genel jeolojisi karşılaştırıldığında, kömürlü seviyeler farklılık göstermekle birlikte diğer litolojide benzerlik bulunduğu, bilirkişi jeoloji mühendisi … tarafından hazırlanan raporda karotlar ile SE-6 kuyu logunun uyumluluk sağladığının belirtildiği, karot yüzdesinin standartlara uygun olduğu, bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda deskripsiyon yapılmadığı, kuyu logu düzenlenmediği ve karot sandıklarında metraj ve manevra boylarının belli olmadığı, karot fotoğraflarının standart ve tekniğe uygun hazırlanmadığı, 3 sandık dışında yakın çekim yapılmadığından önceki görüşlerini değiştirecek nitelikte veri sağlanmadığı için ana raporda belirttikleri görüşlerinde bir değişiklik olmadığı, bu nedenle bilirkişi …’dan karotların ayrıntılı deskripsiyonunun yapılması istenerek SE-6 logu ile karotların karşılaştırılması hususunda ek rapor alınmasının sorunun çözümünü kolaylaştıracağı …” şeklinde tespitler yapıldığı ve mahkememize gönderildiği, bunun üzerine dosyanın mahkememizin 24/12/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararla talimat yoluyla alınan raporlar kapsamında bilirkişi …’dan ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından da 10/05/2019 havale tarihli raporun hazırlanarak mahkememize sunulduğu, raporun incelenmesinde karotların ayrıntılı deskripsiyonunun yapıldığı ve özetle de; “Söz konusu adreste depoda bulunan SE-6 kuyusuna ait 37 adet karot sandıkları depo dışına çıkartılıp sondaj ilerleme sırasına göre sıralanıp ve sandıkların tamamı açılıp dosya ekinde belirtilen (Kuyu kütüğü SE-6) sondaj loglarıyla karşılaştırma yapılarak inceleme sağlandığı, toplam kuyu sonu derinliğinin 178 m ve her sandığın 4 m karot numunesi alabilecek kapasitede olduğunun tespit edildiği ve mahkememizce kendisine verilen dosyada, …Hizm. tarafından hazırlanan SE-6 kuyu logu ve dava konusu karot sandıkları karşılaştırılmış olduğu ve sondaj loglarında belirtilen litolojiler ile karotların uyumluluk sağladığı” şeklinde tespitler yapıldığı, bunun üzerine iş bu kerre mahkememizin 21/05/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararla, Uzunköprü … Asliye Hukuk mahkemesine yeniden talimat yazılmasına ve bilirkişiler… ile … marifetiyle alınan ilk rapordaki eksikliklerin tamamlanması nedeniyle yeniden ayrıntılı rapor hazırlamalarının talep edildiği, bilirkişi heyeti tarafından da 05/09/2019 tarihli raporun hazırlanarak talimat mahkemesine sunulduğu, raporun incelenmesinde özetle de; “Dava dosyasında yer alan SE-6 nolu fotokopi kuyu logunun ölçeksiz, tarihsiz, teslim eden ile teslim alanın olmadığı, detay deskripsiyon içermediği, şirket çalışanı tanık …’ün … köyünde (SE-6) 155 metreye geldiğimizde sıkıntı olduğunu belirttik, 20 veya 30 m daha ilerlememiz istendi, 177 m civarında sondaj yapıldı, ancak daha sonra sondaj yapmadınız diye para ödemesi yapmadılar, şeklinde ifade verdiği, dava konusu kuyu logları ile eski çalışmalar ve arazinin genel jeolojisi karşılaştırıldığında, kömürlü seviyeler farklılık göstermekle birlikte diğer litolojide benzerlik bulunduğu, bilirkişi jeoloji mühendisi … tarafından hazırlanan raporda karotlar ile SE-6 kuyu logunun uyumluluk sağladığının belirtildiği, karot yüzdesinin standartlara uygun olduğu, bilirkişi jeoloji mühendisi … tarafından 27/04/2019 tarihli ek raporda sondaj ilerleme sırasına göre sunulan yakın çekim karot fotoğrafları, kuyu logu ile litolojik birimler ve sondaj loglarının birbirine uyumluluk sağladığı ve kuyu derinliğinin 178m olduğunun belirtildiği, bu nedenle mevcut karotlar, eski çalışmalar, arazinin genel jeolojisi karşılaştırıldığında ve SE-6 sondaj logu baz alındığında bilirkişi jeoloji mühendisi … tarafından yakın çekim fotoğrafları sunulan karotların birbirine ve yerine uyumlu olduğu kanaatine varıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Birbirini tamamlayan nitelikte olan tüm bu bilirkişi raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak istemine ilişkindir.
Eser sözleşmelerinde yüklenicinin eseri iş sahibinin amacına uygun, fen ve teknik kurallar gözetilerek iş sahibine teslim etme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, iş sahibinin de kararlaştırılan iş bedelini ödeme sorumluluğu bulunmaktadır.
Türk Borçlar Kanununun 479. maddesi gereğince de yüklenicinin bedele hak kazanabilmesi için eseri tamamlayıp iş sahibine teslim etmesi zorunludur.
Eser sözleşmesinde eserin, eksiksiz ve zamanında teslim edildiğini ispat yükü ise, yükleniciye tarafa aittir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında, sözleşmenin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın, yapıldığı iddia olunan 1654 metre sondajdan, davalı tarafça bedeli ödenen 1403 metre dışında kalan ve bedeli ödenmediği iddia olunan 251 metrelik kısma yönelik tanzim olunan fatura alacağının davalıdan istenebilir olup olmadığı ve istenebilir ise miktarının ne olduğu noktasında toplandığı, somut olayda eseri teslim yükümlülüğünü ispat külfetinin davacı yüklenici de, bedelin ödendiğini ispat külfetinin ise, davalı iş sahibinde olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı yanın eseri eksiksiz teslim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin tespiti açısından, talimat yoluyla tanık beyanı alındığı ve yine keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan ve birbirini tamamlayan nitelikte olan raporların denetlenmesinde de, hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduklarının anlaşıldığı ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, gerek dinlenen tanık beyanı, gerek alınan ve birbirini tamamlayıcı nitelikte olan bilirkişi raporları ve gerek se tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında eseri teslim borcunu eksiksiz olarak yerine getirdiği, buna karşılık davalı iş sahibin, bedel ödeme yükümlülüğünü eksik yerine getirdiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABÜLÜ İle;
1-26.656,20 TL’nin 05/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 1.820,89 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 455,25-TL kısmından mahsubu ile bakiye 1.365,64 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin harç ve başvuru harcı toplamı: 480,45 TL, 9 davetiye gideri 113,00 TL , dosya gideri 337,95 TL bilirkişi ücreti 2.200,00 TL Talimat giderleri 1.083,85 TL keşif ücreti 206,30 TL ve taksi ücreti 300,00 TL olmak üzere toplam: 4.721,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.998,43 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸