Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/903 E. 2020/343 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/903
KARAR NO: 2020/343

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/09/2015
KARAR TARİHİ : 07/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş olan 20/05/2013 tarihli “Otogaz … bayi sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmesinin 25 mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe gireceği ve 01 Ekim 2015 tarihinde sona ereceğini kararlaştırıldığını, davalının satış taahhütnamesi ile sözleşme süresince aylık 10 TON … alım yapmayı taahhüt ettiğini, davalının 07 Temmuz 2015 tarihinde …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmesi süresinden önce haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin 12.5 maddesine göre erken fesihten dolayı davalının cezai şart ödenmesi gerektiği ve bu tutarın 50.000,00 USD den az olmayacağının taahhüt edildiğini, satış taahhütnamesinin 2. Maddesine göre taahhüt edilen miktarın altında kalması durumunda mahrum kalınan kar haricinde ayrıca vermiş olduğu teminat tutarının davalının cezai şart tutarı ödemeyeceğini taahhüt ettiği ve bu tutarın 50.000 USD den az olmayacağının taahhüt edildiğini, sözleşmenin 9.5 maddesine göre ise bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi halinde davacının sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyetini talep edebileceğini, davacı …. Noterliğinin 15 Temmuz 2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarı ile bayilik sözleşmesi ile davalı hesaplarının kat edildiğini, netice olarak cezai şart ve kar mahrumiyeti alacaklarından fazlaya dair haklarının saklı kalmak talep ve şartı ile şimdilik 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren MB kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiş ve ayrıca 07/11/2016 tarihli “Talebimizin somutlaştırılmasıdır” konulu dilekçe ile de, 10.000,00 TL’lik talep sonucunun, 7.500,00 TL’sinin cezai şart alacağı ve 2.500,00 TL’sinin de kar mahrumiyeti olduğu beyan edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Kar mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığını taahhüt miktarının kesin olmadığını, talep edilen cezai şart miktarı fahiş miktarda yüksek olduğunu netice haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi heyeti raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenlerler. Bu olanak, Türk Borçlar Kanun’unda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucudur ve bu hak sözleşme hürriyeti prensibi ile Anayasa (m.48) tarafından da teminat altına alınmıştır.
Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kişiler kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nev’i şahsına münhasır sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit etmek, buyurucu ve yasak koyan kurallara, ahlâk ve âdaba aykırı olmamak şartıyla kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tipini değiştirmek ve konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına sahiptirler. Dolayısıyla bu özgürlük, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmeyi ortadan kaldırma ve nihayet sözleşmenin tabi olacağı şekli belirlemeyi de kapsamakta olup, Borçlar Hukuku’nun temelini oluşturan bireysel sözleşme, öneri, karşı öneri ve kabul gibi irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşmasının sağlanması, sözleşme hükümlerinin tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmedir.
Ve yine hukukumuzda, sözleşme serbestisi ilkelerinin yanında sözleşmeye bağlılık ilkesinin de (…) kabul edildiği, bu kurala göre, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının da bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında 20/05/2013 tarihli otogaz … bayii sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca tanzim edilen satış taahütnamesi imzalandığı hususu ihtilafsızdır.
Akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca, cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edilebilmesi için davalı bayinin borca aykırı davranması ve bu borca aykırı davranış nedeniyle davacı dağıtıcının sözleşmeyi feshetmesi ya da davalının haklı sebep olmadan sözleşmeyi feshetmiş olması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11. maddesinde sözleşmenin, 25/05/2013 tarihinde yürürlüğe gireceği ve bitiş tarihinin de 01/10/2015 olduğu, 8.1 maddesinde ve sözleşmenin ekinde yer alan Satış Taahhütnamesinin 2. Maddesinde, … dağıtım firmasından … ikmali hallerine karşılık davacının doğmuş veya doğacak her türlü alacağına zarar ve ziyanına kar mahrumiyeti ve cezai şarta karşılık teminat olmak üzere 50.000- USD’den az olmamak üzere teminat verileceği, 9. maddesinde bayiinin kusurundan dolayı sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde dağıtıcının sözleşme ve ekinde kararlaştırılan cezai şartları talep edebileceği ve sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyetini de talep edebileceği, 12.5 maddesinde de sözleşmenin bayii tarafından mücbir sebepler dışında tek başına feshine sebebiyet verildiği takdirde bayiinin dağıtıcıya cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Bayilik sözleşmesi karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşme uyarınca davacının borcu davalıya mal temin ve teslim etme, davalının borcu ise; sözleşme ve alınacak ürünlerin bedelinin teminatını verme ve ürün bedelini ödemedir.
Bu bağlamda davaya konu somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sözleşmenin haklı şekilde feshedilip edilmediği ile haklı nedenle fesih koşulları oluşmuş ise cezai şart ve kar mahrumiyetine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır,
Mahkememizce bu kapsamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış ve davalı yanın sözleşmeyi 07/07/2015 tarihinde tek taraflı olarak fesih etmesi nedeniyle, öncelikle feshin haksız olup olmadığının tespiti ve haksız olduğunun tespit edilmesi halinde de, davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edip edemeyeceğinin ve miktarının tespiti açısından gerek talimat yoluyla ve gerek se mahkememizce, bilirkişi incelemeleri yaptırılarak raporlar alınmış olup; davalı yan defter ve kayıtları üzerinde, …. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan raporda özetle; “… taraflar arasındaki sözleşmenin vadesinden 3 ay önce davalı tarafından sonlandırıldığı, davalının defter kayıtlarından davacının mahrum kaldığı karın tespitinin mümkün olmadığı davalının sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ödemesi halinde ticari faaliyetini sürdürmesinin mümkün bulunmadığı şeklinde “tespitler yapıldığı, yine mahkememizce gerek davacı defter ve kayıtları, gerek davalı yan kayıtları üzerinde talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu ve gerek se taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle alının bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde özetle de; “Davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak haklı nedenle sonlandırmadığı, bu durumda davacının sözleşme gereği cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edebileceği, davacıya ait 2013-2014-2015 yılı ticaret defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu açılık tasdikleri yasal süresinde olduğu olduğu, aynı şekilde ilgili defterlerin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu ve sonuç olarak davacı defterlerinin T.T.K hükümlerine göre kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, raporun 3.1. Bölümünde açıklandığı üzere taraflar arasında sözleşme ve protokollere hükümlerine göre davacı tarafın talep edebileceği Cezai şart tutarının 151.7050,00 TL olduğu davacının bayilik ilişkisinin sözleşme süresi boyunca devam etmesi durumunda mal satışı yapabileceği mal satımına binaen bir takım faaliyet giderlerine de katlanmak mecburiyetinde kalacağı gerçeğinden hareketle mahrum kaldığı kar hesaplamasında faaliyet kar marjı oranına göre hesaplama yapılması gerektiği ve dolayısıyla davacının hesaplanan 638,38 TL faaliyet kar mahrumiyeti talep edebileceği davacı dava dilekçesinde cezai şart ve kar mahrumiyet olarak 10.000,00 TL talepte bulunmuş olup davalıya ödenmesi gereken kar mahrumiyeti tutarı ile ilgili nihai kararın mahkemeye ait olduğunu davacının asıl alacak yanında dava tarihinde rapor tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 141,741.95 TL olduğunu davalı nezdinde 21 Eylül 2017 tarihinde alınmış talimat bilirkişi raporunda sözleşmenin feshedildiği 2015 yılı itibarıyla davalı şirketin … tutarının -119.531,66 TL olduğu sermayesini tamamen yitirdiği ve borca batık bir durumda olduğunun tespit edildiği iş bu raporda hazırlanan cezai şart kar mahrumiyeti ve faiz tutarları toplamının zaten borca batık durumda olan davalının ekonomik mahvına sebep olacağı şeklinde” şeklinde tespitler yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarının denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Sonuç olarak taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla gerek talimat yoluyla ve gerek se mahkememizce, konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, taraflar arasında 20/05/2013 tarihli otogaz … bayii sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca tanzim edilen satış taahhütnamesi akdedildiği, sözleşmenin 11. maddesinde sözleşmenin, 25/05/2013 tarihinde yürürlüğe gireceği ve bitiş tarihinin de 01/10/2015 olduğunun kararlaştırıldığı, 9. Maddesinde de bayiinin kusurundan dolayı sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde dağıtıcının sözleşme ve ekinde kararlaştırılan cezai şartları talep edebileceği ve sözleşmenin sona ermesine kadar mahrum kalınan kar mahrumiyetini de talep edebileceği, 12.5 maddesinde de sözleşmenin bayii tarafından mücbir sebepler dışında tek başına feshine sebebiyet verildiği takdirde bayiinin dağıtıcıya cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında akdedildiği, ancak hukukumuzda, sözleşme serbestisi ilkelerinin yanında sözleşmeye bağlılık ilkesinin de (…) kabul edildiği, bu kurala göre, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının da bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğu, ancak somut olayda, hükme esas alınmasına karar verilen ve ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi raporunda davalının sözleşmeyi, tek taraflı olarak haklı nedenle sonlandırmadığı, dolayısıyla da sözleşmenin davalı yanca haksız olarak fesih edildiği ve davacının da bu kapsamda sözleşmenin yukarıda açıkça yazılan ilgili hükümler gereği cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacının cezai şart alacağına ilişkin davasınını kabulüne, kar mahrumiyetine ilişkin davasının ise kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının cezai şart alacağına ilişkin davasının KABULÜ ile;Taleple bağlı kalınarak, 7.500,00-TL ceza-i şart alacağının, dava tarihi itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin ceza-i şart isteminin SAKLI TUTULMASINA,
2-Davacının kar mahrumiyetinin KISMEN KABULÜ ile; 638,38-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 555,93-TL karar ve ilam harcından 170,78-TL peşin yatırılan harcın MAHSUBU ile geriye kalan 385,15 -TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırlan 170,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 31,80 -TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan( Talimat, Bilirkişi, Tebligat ve dosya masrafı) 3.476,70-TL olmak üzere toplam 3.508,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.855,21.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geriye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.861,62-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
8-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

07/09/2020

Katip …

Hakim …