Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/885 E. 2020/341 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/885
KARAR NO:2020/341

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/09/2015
KARAR TARİHİ:07/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkili hakkında …. İcra müdürlüğünün … Esas saylı dosyasından takip yaptığı müvekkilinin yetkiye ve borca itirazı üzerine gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle haksız ve hukuka aykırı borcun müvekkili hakkında kesinleşmiş olduğu davalının müvekkili tarafından yapılan ödemeleri dikkate almadan ve fahiş faiz uygulayarak takip yaptığından müvekkili borcunu ödeyemez hale geldiği ve tüm taşınmazları haczedilerek borç batağına sokulduğu, müvekkilinin takip tarihinden önce 21/05/2010 tarihinde 5.000,00 TL 22/06/2010 tarihinde 4.500,00 TL, 30/07/2010 tarihinde 1.500,00 TL, 27/08/2010 tarihinde 1.000,00 TL olmak üzere sunulan dekontlarla 12.000,00 TL ödeme yaptığı, başka dekontu sunulamamış ödemelerde bulunduğundan bunların celbini talep ettikleri, icra takibine konu borcun anapara tutarının 20.000 TL olup takipten önceki ödemeler mahsup edilmeden takip yapıldığı ve yasaya aykırı olarak %40 faiz uygulandığı, halbuki yasal faiz oranlarının uygulanmasının gerektiği, neticeten hukuka aykırı icra takibi ile müvekkilinin tüm taşınmazların haciz ve satışına başlandığından ileride telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması için takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettikleri, diğer taraftan takip öncesi yapılan ödemelerin tespiti ile uygulanmış fahiş faizin iptali ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti için bu davanın açılması gereğinin doğduğu iddiasında bulunarak açıklanan nedenlerde takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine müvekkilinin yaptığı ödemelerin tespiti ile asıl alacak miktarından mahsubuna ve fahiş faiz uygulanmasının iptali ile yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ünvanının birleşme nedeniyle … A.Ş. ye dönüştüğünden unvanının … yönetimi A,Ş, olarak düzeltilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı halbuki alacak miktarının belirlenebilir olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacı aleyhine kesinleştiği ancak takibin yerinde olduğu, zira borçlunun yaptığı kısmi ödemelerin bulunmasının bakiye miktar için takip açılmasına engel olmadığını, faiz oranının uygun oran olduğu fahişlik itirazını kabul etmedikleri takibin kesinleşmesi üzerine dosyadaki işlemlerin satış aşamasına gelmesi nedeniyle tedbir kararı talebinin zaman kazanmaya yönelik olduğundan reddini talep ettikleri davacının hem yaptığı ödemelerin asıl alacaktan mahsubunu talep ettiği ve hem de borçlu bulunmadığını istemiş olmaktadır ki bunun hukuka aykırı bir durum olduğu, borçlunun icra dosyasındaki belgelerle belirli olduğu, savunmasında bulunarak açıklanan nedenlerle davanın usul ve esastan reddine ihtiyati tedbir talebinin reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski Esas no: …) sayılı icra dosyası sureti, Cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında sureti yer alan …. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski Esas no: …) sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının …A.Ş., borçlularının, …. Teks. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti., …, … ve …, takip dayanağının 12/09/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, İhtarname ve Hesap Özetleri, asıl alacak miktarının 20.988,00-TL, işlemiş faizin 36.087,86-TL ve takip çıkışının da 57.075,86-TL olduğu görülmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmesi borcundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ve yargılama sırasında icra dosyasına yapılan ödeme nedeniyle yapılan ödemenin istirdadı istemlerine ilişkindir
Davacı vekili dava dileçeksinde özetle, davalı şirketin müvekkili hakkında …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yaptığını, müvekkilinin yetkiye ve borca itirazı üzerine gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle haksız ve hukuka aykırı borcun müvekkili hakkında kesinleşmiş olduğunu, davalının müvekkili tarafından yapılan ödemeleri dikkate almadan ve fahiş faiz uygulayarak takip yaptığından müvekkilinin borcunu ödeyemez hale geldiğini ve tüm taşınmazları haczedilerek borç batağına sokulduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile de, davanın alacak miktarının belirlenebilir olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve bu nedenle öncelikle davanın usulden reddinin gerektiği, ayrıca …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacı aleyhine kesinleştiği, borçlunun yaptığı kısmi ödemelerin bulunmasının bakiye miktar için takip açılmasına engel olmadığı, faize yönelik fahişlik itirazını kabul etmedikleri, davacının hem yaptığı ödemelerin asıl alacaktan mahsubunu talep ettiği ve hem de borçlu bulunmadığını istemiş olmasının hukuka aykırı bir durum olduğu ve bu nedenlerle davanın usul ve esastan reddine karar verilmesinin gerektiği savunulmuştur.
Bu bağlamda dava konusu somut olaya ilişkin olarak tüm deliller toplanmış, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, sunulan belgeler ve kayıtlar ile banka kayıtları üzerinde gerçek alacak miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmış olup, alınan raporlardan Bilirkişi …’den alınan raporun hüküm rapor kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, mahkememizin 03/07/2018 tarihli celsesinde, resen seçilen bankacı bilirkişi … marifetiyle önceki bilirkişiye verilen görev tahtında yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 10/01/2019 tarihli kök ve 04/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporlarının incelenmesinde özetle; davacı yanın davalı Şirkete 29/12/2011 takip tarihi itibarıyla 12.635,73 TL asıl alacak 36.087,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.723,59 TL borçlu olduğu buna mukabil davalının takip talebiyle toplam 57.075,86 TL lik talepte bulunması nedeniyle; davacının 57.075,86 – 48.723,59 TL için borçlu bulunmadığının tespiti talebinin yerinde olduğu ancak hiç borç bulunmadığının tespiti talebinin bu çerçeveyi aşan kısmı bakımından yerinde olmadığı, dava tarihi olan 08/09/2015 tarihi itibariyle 12.635,73 TL asıl alacak 55.027,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.663,15 TL davacı yanın davalıya borçlu olduğu ancak davacının müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti talebinin bu tutar bakımından yerinde olmadığını, ödeme tarihi olan 05/02/2016 tarihi itibariyle davacı yanın 12.635,73 TL asıl alacak 57.133,38 TL işlemiş faiz ve 8.024,60 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 77.793,71 TL davalıya borçlu olduğu ancak davacı yanca icra dosyasına 104.484,57 TL yatırdığı gözetildiğinde 104.484,57-77.793,71 = 26.690,86 TL için borçlu bulunmadığının tespiti talebinin yerinde olacağı ancak borç bulunmadığının tespiti talebinin bu çerçeveyi aşan kısmı bakımından yerinde olmadığı, davacının uygulanan faiz oranlarının fahiş olduğu itirazlarının faiz oranlarının uygulandığı dönem bakımından fahiş oranlar olmadığı kanaatiniz yanında sayın mahkemece bu oranların fahiş oranlar olduğunun kabulü halinde kamu bankaları ve özel sektör banklarından taksitli ticari kredilere ve ticari kredili mevduat hesaplarına 2007 ve 2011 yıllarında uyguladıkları akdi ve temerrüt faiz oranlarının sorularak belirlenmesi gerekeceği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi … tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan raporların denetlenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmalarına karar verilmiştir.
Sonuç olarak, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, genel kredi sözleşmesi borcundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ve yargılama sırasında icra dosyasına yapılan ödeme nedeniyle yapılan ödemenin istirdadı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davalı yanın gerçek alacak miktarının tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı, alınan raporlardan Bankacılık ve hesap işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduklarının anlaşıldığı ve hükme esas alınmalarına karar verildiği, alınan raporlar sonucu davacının 05/02/2016 tarihi itibariyle davalıya, 2.635,73 TL asıl alacak + 57.133,38 TL işlemiş faiz ve 8.024,60 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 77.793,71 TL borçlu olduğu ancak davacı yanca icra dosyasına 104.484,57 TL yatırıldığı ve bu haliyle de (104.484,57-77.793,71 = 26.690,86 TL ) davacının davalıya …. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski esas no: …) sayılı takip dosyasından dolayı, 05/02/2016 tarihi itibariyle 77.793,71-TL borçlu olduğunun ve bunun üzerindeki kısım olan 26.690,86-TL yönünden ise borçlu olmadığının anlaşıldığı ve davacı yanca fazladan ödenen 26.690,86-TL’nin İstirdadının talep edilebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne ve ve ayrıca davacı yanca her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, alacaklının ayrıca kötü niyetli olmasının da gerektiği, dava konusu olayda, her ne kadar dava konusu icra takibi haksız ise de; davalının kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispat edilmediği gibi davalının kötü niyetle sırf davacıya zarar verme kastıyla hareket ettiği, zarar verme kastıyla kötü niyetle icra takibi başlattığı yönünde dosyada herhangi bir delil de bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacı yanın kötü niyet tazminatı isteminin de reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski esas no: …) sayılı takip dosyasından dolayı davacının davalıya 05/02/2016 tarihi itibariyle 77.793,71-TL borçlu olduğunun TESPİTİNE, bunun üzerindeki kısım olan 26.690,86-TL yönünden borçlu olmadığının TESPİTİNE, Davacı yanca fazladan ödenen 26.690,86-TL nin ödeme tarihi olan 05/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan İSTİRDADINA,
2-Davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.823,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 455,89-TL kısmından mahsubu ile bakiye 1.367,36 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin harç ve başvuru harcı toplamı: 483,59 TL, 19 davetiye ile dosya gideri 309,50 TL ve bilirkişi ücreti, 1.700,00 TL olmak üzere toplam: 2.493,09 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.003,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/09/2020

Katip …

Hakim …