Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/854 E. 2018/975 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/854 Esas
KARAR NO : 2018/975
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/08/2015
KARAR TARİHİ: 22/10/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin 26/08/2015 tarihli dava dilekçesini özetle; müvekkili şirket davalı borçlu arasında yapılması düşünülen bir iş için …bankası maslak …Şubesi …müşteri nolu hesabından 06/07/2015 tarihinde 250.000,00-TL avans gönderildiğini, ancak yapılan tüm şifai görüşmelere rağmen davalı/borçlu tarafından iş görülmemekle birlikte kendilerine ödenen avansında iadesi gerçekleşmediğini, bu yüzden alacak-borç ilişkisinden kaynaklanna 250.000,00-TL miktar için müvekkil şirket davalı istanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ve ödeme emrini davalıya gönderdiğini, ödeme emrine 07/08/2015 tarihinde tebliğ olunduğunu, İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Nolu takibi ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen davalının 13/08/2015 tarihinde takibe, borca, aize faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerden dolayı itirazın iptaline takibin devamı ve borçlunnu haksız itirazı sonucu alacağı %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve tazminatın davalıdan alınarak müvekkil yana verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin 28/10/2015 tarihinde sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; müvekkil şirketin, iddia edilenin aksine davacı firma ile arasında herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla davacı yanca bu bedel avans gibir amaçla gönderilmediğini, iş bu sebeple öncelikle davanın … ile … A.Ş ye ihbarına, yargılama sırasında …Bankası …Şubesi müşteri temsilcisi …’ın tanık olarak ifadesine başvurulmasına ve tüm yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla davacı yanın davasının reddi ile kötüniyetli davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
21/11/2017 Tarihli bilirkişi raporuna göre; Havale Türk Borçlar Kanunu’nda açıklandığı üzere bir ödeme işlemi olduğu, takibe konu edilen 06/07/2015 tarihli 250.000-TL lik davacının davalıya havalesini gösteren dekontta bir açıklama bulunmadığını, bu durumda yapılan havalenin karine olarak kanunda gösterildiği şekilde ödeme olduğunun kabulü gerekecceğini, bu durumda davacı yasal karinenin aksi yönde iddiada bulunmuş olduğundan kanıt yükü kendisine geçtiğini, ancak advacı yan davalı mimarlık firmasından alınmış bir teklif, sözleşme vs avans ödemesini gerektirecek bir delil sunmadığını, davalı yan ise alacağının nedenini 26/05/2015 vadeli …tarafından ciro edilmiş 650.000-TL tutarındaki çek olduğunu ileri sürdüğünü, çekin keşidecicisi ise …A.ş olduğunu, çek tahsilat makbuzu, çek iade belgesi, elektronik yazışmalar incelendiğinde ve TBK 555. Maddesi göz önüne alındağında davalının savunmaları gerçekçi ve makul bulunduğunu, davalı bu savunmaları çürütecek yazılı bir delil sunmadığını kaldı ki hiçbir açıklama belirtmeden 250.000-TL havale yapılması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aynı gerekçe ile 56.000-USD ödemenin avans olduğu iddiası ile SBK Holding tarafından açılan davalısı aynı İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi … esas … karar sayılı dava da kanıtlanamadığı için reddedildiğini, davacının davacısını kanıtlayamadığı sonucuna ulaşıldığı, haksız ve belirli alacak üzerinden yapılmış icra takibi karşısında kötüniyet tazmitanının şartlarının oluştuğu sonucuna varılmıştır, yönünde kanaatine varılmıştr.
04/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; İhbar olunan vekili tarafından …A.Ş tarafından düzenlenen çeke istinaden davalı tarafa gerekli ödemelerin yapıldığı, davacı tarafın bu ödemelerle ilgisi olmadığı öne sürülse de … nolu, 26/06/2015 düzenleme tarihli ve 350.000-TL tutarlı çekin …A.Ş adına …’na teslim edildiği çek iade tutanağında …A.Ş’den … adına ödeme alındığının belirtildiği tespit edildiğini, Davacı şirket ile çeki düzenleyen … A.Ş arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı öne sürülse de aralarındaki ilişki davacı şirket ticari defter kayıtlarında tespit edildiğini, davacı şirketin ihbar olunan şirket yetkilisi …’dan 2015 yılından beri devreden 550.000-TL tutarıda alacağı olması,aralarındaki ticari ilişkiyi veya ortaklık ilişkisini işaret etmekte olduğunu, davacı …ile davalı … A.Ş arasında ticari ilişki bulunduğuna ve 250.000-TL’nin avans olarak gönderildiğine dair bir delil bulunmadığı, davacı taraf ile ihbar olunan …A.Ş yetkilisi … arasında ilişki bulunduğu yönünde sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Uyuşmazlık dava konu edilen ve davalının itirazının iptali istenen icra takibinde taraflar arasında bir borç ilişkisi olup olmadığı, 250.000,00 TL değerinde olan ve takibe müstenit gösterilen havale dekontunun hukuki niteliği, taraflar arasında borç doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmıştır.
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir tarafından belirlenen ticari defter inceleme gününde davalı ve davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı defterlerinde takibe konu edilen 250.000,00 TL tutarında havale dışında herhangi bir ticari ilişki olmaması, davalı ticari defterlerinde de mezkur havalenin … nolu çek bedeli olarak kayıtlara işlenmiş olup 650.000,00 TL tutarlı çekin bakiye kısmının Nimet Hacıbekiroğlu isimli şahıs tarafından yapılan ödeme ve 7638195 nolu çekle ödenmiş olduğunun defter kayıt durumuna göre tespit edilmesi, davacı takibe konu ödemenin avans olarak gönderildiğini iddia etmiş ise de defter durumuna göre ne önceki ne de sonraki dönemde taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafça da ticari ilişki olmadığı ve avans olarak paranın gönderilmediği savunmasının davalı defter kayıt durumu ile uyumlu olması, yapılan bu ödemenin dava dışı şirketin çek borcuna karşılık olarak yapıldığının da davalı şirket defterlerinde kayıt görmesi nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edilemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın icra-inkar tazminat talebi bakımından ise davanın reddedilmesinin yanında davacının takip yapmakta İİK md. 67/2 uyarınca kötüniyetli olması gerektiği ancak dosya kapsamı itibariyle davalı tarafça bunun ispat olunamadığı, dava red sebebinin de davacının ispat mükellefiyetinin yerine getirmemesi olması nedenleriyle şartları oluşmayan davalı talebinin reddine karar verilmiştir. Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığı Esas No : …, Karar No: … sayılı ilamında da “kötü niyet tazminatı, İİK’nın 67/2.maddesinde hükme bağlanmıştır. İtirazın iptali davasında, davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının haksız ve kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı, borçluya red olunan alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum eder. Somut olayda; davacının icra takibinde bulunurken ve dava açarken haksız ve kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Anılan nedenle, mahkemece, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.” görüşüne yer verilmiştir. (Aynı yönde bkz; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10213, Karar No: 2017/6005 sayılı ilamı)
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İspat olunamayan davanın REDDİNE
2-Takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 35-90-TL harcın, peşin alınan 3.011,98-TL’den mahsubu ile artan 2.976,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 100-TL posta ve 4,10- TL vekalet harcı gideri toplam 104,10- TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 20.950,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
7 -Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı , kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR