Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/82 Esas
KARAR NO : 2019/365
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 24/02/2009
KARŞI DAVA : TAZMİNAT
KARŞI DAVA TARİHİ : 20.05.2009
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı karşı davalı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin, 08.05.2005 tarihli 25809 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca, belirtilen adresinde sahibi olduğu diyaliz merkezinde, akut ve kronik böbrek yetmezliği bulunan hastalara hemodiyaliz ve periton diyalizi adı verilen tıbbi yöntemlerle tedavi edilmesi işi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında 01.04.2006 başlangıç tarihli Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi Uygulamaları İşbirliği ve Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, Diyaliz Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik’te periton diyalizinin “son dönem böbrek yetmezliği hastalan için hemodiyalize alternatif olarak kullanılan sürekli ayaktan, sürekli sıklık, aralıklı ve aletli periton diyalizi ve benzeri diyaliz yöntemleri” olarak tanımlandığını, davacının sözleşme hükümleri gereğince, ilgili Yönetmelik hükümlerinin aradığı şartlara uygun olarak sürekli ayaktan periton diyalizi merkezi açtığını, ilgili mercilerden ruhsatları alarak, aranan şartlara uygun olarak gerekli tıbbi personeli istihdam ettiğini, davacının sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalının … Noterliği’nin 07.11.2008 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin IV/4. maddesinin, “Yukarıda belirlenen nedenler dışında …’in sözleşmeyi tek taraflı olarak feshi durumunda, o anda merkezde tedavi olan tüm hastaların takip eden 6 aylık hizmet bedelleri fesih eden kuruluş tarafından defaten ödenir” şeklinde düzenleme içerdiğini, sözleşme gereğince, davalının davacıya ödemesi gereken hizmet bedelinin, sözleşmenin Ek-1 maddesinin 2 ve 3. maddelerinde belirlendiğini, davalının sözleşmeyi tek taraflı feshi nedeniyle, sözleşmenin IV/4. maddesi uyarınca KDV dahil 51.865,92 TL ve 1.200,- USD alacağın ödenmesi hususunda davalıya Beyoğlu 35. Noterliği’nin 26.11.2008 tarihli, 60105 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalının, gönderilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı karşı davacı vekilinin cevap dilekçesi özetle; İmzalanan 01.04.2006 başlangıç tarihli Sürekli Ayakta Periton Uygulamaları İşbirliği ve Hizmeti Sözleşmesi gereğince müvekkilinin, davacının sözleşme hükümlerine uygun olarak hastalara vereceği “periton diyalizi tedavi hizmetine” karşılık ücret ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, sözleşme uyarınca, davacının her ay “kendi merkezinde”, periton diyalizi tedavisi uyguladığı hastaların isimlerinden oluşan bir liste hazırladığını, buna göre de müvekkiline fatura gönderdiğini, tesadüfen listelerdeki hastaların, periton diyalizi tedavisini davacının hiç üstlenmediği, hatta davacı diyaliz merkezine hiç gitmedikleri ve bir kaçının da öldüğünün öğrenildiğini, davacının, birçok hastayı sanki periton diyalizi tedavisine kendi merkezinde devam ediyormuş gibi göstererek, kendi tedavisi altında olmamasına rağmen tedavi bedellerini davalıdan haksız yere tahsil ettiğinin ortaya çıktığını, davacının sözleşmeye aykırı davrandığı ve haksız yere para aldığının anlaşıldığını, ancak bunun boyutlarının henüz tam olarak belirlenemediğini, davacının tedavi ettiğini ileri sürdüğü hastaların bir kısmının M.Ü. İç Hastalıkları ve Nefroloji Bilim Dalı Periton Diyaliz Ünitesinde, bir diğer bölümünün de… Hastanesinde tedavi gördüklerine ilişkin kayıtların sunulduğunu, davacının, sözleşmenin IV/4. maddesine göre feshedildiği ve bu nedenle tüm hastaların 6 aylık hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, oysa sözleşmenin, müvekkili tarafından madde IV/1 uyarınca … Noterliği’nin 07.11.2008 tarih,… yevmiye numaralı ihtarnamesiyle feshedildiğini, sözleşmenin IV/1 maddesinin ilk cümlesinde; “işletmecinin iş bu sözleşme hükümlerine ve/ veya sözleşmenin ayrılmaz parçası niteliğindeki eklerdeki hükümlerin herhangi birine riayetsizliği, …’e sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi ve yatırıma ilişkin ekipmanı geri alma hakkını doğurur. İşletmeci ayrıca …’ın fesih tarihinden geriye doğru 6 aylık süre içinde ödemiş olduğu hizmet bedellerini …’e geri öder” düzenlemesinin yer aldığını, sözleşmenin IV/1 maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen fesih hakkının kullanılabilmesinin herhangi bir koşula veya süreye bağlanmadığını, sadece haklı nedenlerin varlığının fesih için yeterli görüldüğünü, davalının süre vermeksizin sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu, sözleşme’de, fesihten önce sözleşmeye aykırılığın düzeltilmesi için süre verilmesi kuralının “işletmecinin verdiği hizmet hususunda yükümlülüklerini yerine getirmemesi hali için” öngörüldüğünü, sözleşmenin fesih nedeninin ise, verilmeyen hizmetlerin verilmiş gibi gösterilerek haksız kazanç elde edilmeye çalışılması olduğunu, haklı nedenlerin varlığı halinde sözleşmenin hiçbir koşul ve süre ile bağlı olmaksızın fesih edileceğinin sözleşmede açıkça ifade edildiğini, Borçlar Kanunu 106. maddesinde de belirtildiği üzere, süre tanınması sonucu değiştirmeyecek ise, süre tanınmasına gerek bulunmadığını, çünkü bu durum fark edildiğinde davacının yaptığını düzeltmediği gibi, tedavi etmediği hastalar için fatura göndermeye devam ettiğini, açıklanan nedenlerle davacının tedavisini yaptığını bildirdiği periton diyalizi hasta sayılarında, kanun ve sözleşme gereği doğruluk ve iyi niyet kurallarına uygun hareket etmediğinden, sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğini, davacının sözleşme kapsamında 6 aylık tedavi bedellerini istemiş ise de, bu isteğin yerinde olmadığını, davacının 6 aylık hizmet bedelini isteyebilmesi için, sözleşmenin IV. Bölümde “anlaşma hükümlerine riayetsizlik ve fesih” başlığı altındaki düzenlemede yer alan ilk 3 maddede belirtilen haller dışında bir sebeple feshedilmesinin arandığını, sözleşmenin feshinin madde IV/4 hükümleri çerçevesinde değil, madde IV/1 hükümleri çerçevesinde gerçekleştirildiğinden; davacının 6 aylık tedavi bedellerini istemesinin mümkün olmadığını, aksine, madde IV/1 metninde müvekkilinin 6 aylık hizmet bedellerini isteyebileceğinin düzenlendiğini, üstelik fesih anında davacının ileri sürdüğü gibi tedavide olan hastası olmadığını, davacının fesih anında dava ettiği bedel kadar hastası olduğunu kanıtlamak zorunda olduğunu beyanla, karşı dava yönünden; sözleşmenin 4. bölümünün 1. maddesinin, “işletmecinin iş bu sözleşme hükümlerine ve/veya bu sözleşmenin ayrılmaz parçası niteliğinde Ek’lerdeki hükümlerin herhangi birine riayetsizliği …’e sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi ve yatırıma ilişkin ekipmanı geri alma hakkını doğurur. Ayrıca işletmeci, …’a fesih tarihinden itibaren geriye doğru 6 (altı) aylık süre içinde, ödenmiş olduğu hizmet bedellerinin …’a geri ödenir” düzenlemesini içerdiğini. Anılan hüküm ve yukardaki açıklamalar doğrultusunda, fazlaya ilişkin tüm hakların saklı kalması kaydı ile sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle fesih tarihinden geriye doğru altı aylık süre içinde ödenmiş olan hizmet bedellerinden şimdilik 50.000,00 TL’sinin TCMB kısa vadeli en yüksek avans faiziyle birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ :
Mahkememizin (Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi) … esas, … karar sayılı, 27/12/2012 tarihli kararıyla yerinde görülmeyen asıl ve karşı davanın REDDİNE karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 28/11/2013 tarih, 2013/4346 esas, 2013/7536 karar sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2015/82 esasına kaydı yapılmıştır.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Yargılama devam ederken davalı karşı davacı vekili, 05/04/2019 tarihli ve e-imzalı olarak gönderilen dilekçe ile karşı davacı olmaları sebebiyle davalarından feragat ettiklerini, karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmiştir.
Aynı şekilde davacı karşı davalı vekili de 08/04/2019 tarihli ve e-imzalı olarak gönderilen dilekçesinde açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, davalı karşı davacı tarafından herhangi bir masraf ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde vekalet süresinin devam ettiği ve ayrıca davadan feragat konusunda yetkili oldukları görülmüştür.
HMK 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan davadan feragatin maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurması dikkate alınarak aşağıdaki gibi davanın ve karşı davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği hüküm ve sonucuna varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve karşı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-a) Asıl davada; Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 23,94 TL harcın peşin olarak alınan 34.155,00 TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde fazla yatırılan 34.131,06 TL harç giderinin davacı karşı davalı yana İADESİNE,
2-b) Karşı davada; Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 23,94 TL harcın peşin olarak alınan 8.539,00 TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde fazla yatırılan 8.515,06 TL harç giderinin davalı karşı davacı yana İADESİNE,
3-Davacı karşı davalı taraf ile davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar karşılıklı olarak talep etmediklerinden ücreti vekalet konusunda HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; Tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile YARGITAY nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …