Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/815 E. 2018/501 K. 28.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/815 Esas
KARAR NO : 2018/501
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2015
KARAR TARİHİ : 28/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; müvekkili tarafından 6.639,69-TL tutarındaki ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu taraflar arasında mal alımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, faturalara konu etlerin davalıya teslim edildiğini, ibraz edilen tahsilat makbuzlarının eski tarihli olarak sonradan düzenlenmiş olduğunu, tahsilat makbızlarının müvekkili ile alakası bulunmadığını, belirterek icra takiben yapılan itirazın iptaline %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; davacı şirkete herhangi bir borcun bulunmadığını, davay konu olan olmayan tüm fatura bedellerinin davacı şirketin tahsilatçısı …’ a elden taslim edildiğini, ödemeye ilişkin makbuzların alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; davacı … İle davalı … arasındaki itirazın iptali davası ile ilgili olara kdavalı ticari defter ve belgeleri ile dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacı yan inceleme günü ticari defter ve belgelerini hazır bulundurmadığından davacıya ait ticari defter ve bgelere üzerinde incelem eyapılamadığını, davalıya ait ibraz edilen 2014 yılı işletme defterinin usulüne uygnu düzenlendiğini, raporun II/2 ve III/3 bölümlerinde açıklandığı üzere tahsilat makbuzlarındaki tutarların davacı tarafından tahsil edilmiş olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağını, mahkemenin bu görüşü benimsemesi halinde İstanbul… İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyası kapsamında davacı yanın davalıdan talebe bağlı olarak 6.639,69-TL alacaklı olduğunu, davalının icra takibi ile temerrüde düştüğü takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının bulunmadığını belirtmiştir.
Uyuşmazlık dava konu edilen faturaya dayalı alacağın var olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Davalı taraf savunmasında faturaların kendisine tebliğ edilmediği veya gerçeğe aykırı fatura tanzim edildiği iddiasında bulunmamış, faturaya konu borçların davacı şirketin tahsilatçısı olduğu iddiasıyla … isimli şahsa ödeme yapıldığı ve bu ödeme karşılığında da tahsilat makbuzları alındığını beyan ederek tahsilat makbuz suretleri dosyaya ibraz olunmuştur. Bu bakımından uyuşmazlığın çözümünde tanık olarak …’a ulaşılamadığından tarafların tacir olması hasebiyle ticari defterlerin incelemesi temel etken olmuştur.
Fatura ile ilgili olarak; Dosyada davalı tarafında kesilmiş bir fatura bulunmaktadır. Faturanın taraf lehine delil teşkil edebilmesi için Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamında da belirtildiği gibi “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve … E., … K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır.(Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir.Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür.”
Ticari defterle ilgili olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858, Karar No : 2017/2944 sayılı ilamında ” Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.” görüşüne yer verilmiştir.
Tüm dosya muhteviyatı, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda icra takibine konu edilen faturalar davalının ticari defterinde kayıt görmüş olmasına karşın davacının verilen ihtarlı kesin mehile rağmen ticari defterlerini inceleme gününde hazır etmemesi ve yine son celsede davacı vekili tarafından defterlerin hazır edilmeyeceğinin beyan edilmesi karşısında davacının bu suretle defter ibrazından kaçındığı, defter ibrazından kaçınmakla davalı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davacının bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davalı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını mahkememizce kabul etmiş sayılması, bu suretle de davalı kaydının davacı lehine delil olması vasfının bulunmaması ( Benzer yönde bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/2759, Karar No: 2017/5005 sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/11-1159 Karar No : 2016/967, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858 , Karar No: 2017/2944 sayılı ilamları ) ve aynı zamanda faturanın tebliği veya davalı defterlerinde kayıt görmesi tek başına yeterli olmayıp bunun davacı defterleri bakımından da tetkiki gerekmekte ancak taraf defterlerinin uyumlu olması halinde ticari defterlerin delil olma mahiyetini kazanacak olması, faturanın tebliği ve itiraz süresinin geçmesi halinde ödemeye dair ispat yükü davalıya geçeceğine dair kural bulunmakla birlikte bu kuralın ancak alacağın varlığının davacı tarafından ispatı halinde devreye girecek olması, davacının defterlerini ibraz etmeyerek … isimli şahsın daha önce başka kişilerden tahsilat yapıp yapmadığı bakımından bilirkişi incelemesinin önüne geçilmiş olup davalının ödemeye dair ispat yolunun bu şekilde kapatılmış olması nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2-Takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 80,19-TL’den mahsubu ile fazla yatan 44,29-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 55,00-TL bilirkişi ücreti ve 6,50-TL vekalet harcı gideri toplam 61,50-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davanın red edildiğinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacından alınıp davalı tarafa VERİLMESİNE,
7-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı,kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır