Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/748 E. 2021/599 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/748 Esas
KARAR NO :2021/599

DAVA:MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:06/05/2014
KARAR TARİHİ:15/09/2021

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2012 tarihinde … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş’ye sigortalı bulunan … plakalı aracın müvekkili …’a çarpması şeklinde trafik kazası meydana geldiğini, geçirdiği ağır kaza nedeniyle beyin kanaması oluştuğunu ve komada kaldığını, hayati tehlike atlattığını, geçirdiği ameliyat sonucu kısmen kalıcı kafa şekli bozukluğu oluştuğunu, şoförlük yapamaz hale geldiğini, sürücü hakkında ceza davası açılıp mahkumiyetine karar verildiğini beyanla, oluşan maddi zararlar için 1.000,00 TL tazminatın davalılardan, manevi zararlar için 20.000,00 TL tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat taleplerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğunu, sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranı ve poliçe azami limiti ile sınırlı olacağını, faiz talebinin yerinde olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini beyan etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle, 07/10/2012 günü müvekkilinin … plakalı aracı ile TEM yanyolda yayalara yasak olan yolda normal seyir halinde iken aniden davacının koşarak karşıya geçmeye çalıştığını, kaza sırasında davalı müvekkilinin bir sürücünün göstermesi gereken bütün dikkat ve özeni gösterdiğini, kusurlu olmadığını, kazanın hemen akabinde ambulans ve polis çağrıldığını, kaldırıldığı hastaneye gidilerek durumunun sürekli takip edildiğini, davacının ortopedi servisinde yattığını, kazadan önce 3 kez beyin ameliyatı geçirdiğini, kaza nedeniyle davacının kalıcı hasarının oluşmadığını, araçta oluşan zararın kasko tarafından karşılanması halinde tam kusurlu olan davacıya rücu edilebileceğinden araç onarımının bizzat davalı tarafından gerçekleştirildiğini, kazanın oluşumunda davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, 07/10/2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu oluşan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Dava dosyasında …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 24/02/2015 günlü ve 2014/… Esas, 2015/… Karar sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi ve davacı yanın talebi üzerine dosyanın Mahkememize tevzii edildiği ve esasın yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler incelenmiş, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmış, nüfus kayıtları çıkartılarak dosyamıza dahil edilmiş, trafik kayıtları, SGK kayıtları ile … 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celbedilmiştir.
… 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası incelendiğinde; sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş, karar kesin olarak verilmiştir.
Ceza dosyasından alınan Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesinin 10/12/2013 tarihli raporunda; sanık sürücü … ‘nin alt düzeyde tali derecede kusurlu olduğu, müşteki …’ ın asli derecede kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasında maluliyet iddiasına yönelik tanzim olunan 21 Ekim 2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; “Halis oğlu, 1984 doğumlu …’ın 07/10/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (22İa…10)A % 14, E cetveline göre % 12.1(yüzdeonikinoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği tespitlerinde bulunulmuştur.
Davaya konu kazanın oluşumundaki kusur durumu ile davacı yanın talep edebileceği tazminat miktarının tespiti noktasında alınan 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş nezdinde 19.12.2011- 19.12.2012 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde düzenlenmiş … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinde kişi başı ölüm/ sakatlık teminatının 200.000,00-TL ile sınırlı olduğu ve poliçede manevi tazminat yönünden teminat bulunmadığı, davacının işbu kaza dolayısıyla kaza tarihinden itibaren 9 ay süreyle geçici iş göremez olduğu ve %12,1 oranında maluliyete uğradığı, kazanın meydana gelmesinde davacı yaya …’ın %100 (Tam) kusurlu olduğu, araç sürücüsü …’ün olayda kusursuz olduğu, kaza dolayısıyla davacının 6.872,33-TL geçici iş göremezlik ve 117.261,18-TL sürekli iş göremezlik zararına uğradığı ancak olayda davacının %100 oranında kusurlu olması ve sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmaması nedeniyle bu zararın davalı sigorta şirketi ile diğer davalılardan talep edilemeyeceği tespitlerinde bulunulmuştur.
Ceza dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporu ile dosyamızdan alınan kusur raporu arasındaki çelişkiye nazaran İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilen üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 05/05/2021 tarihli raporda; ” yaya …’ın yolu geçişi sırasında fevkalade dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. maddesinde (yayaların uyacakları kurallar) yayaların, yaya geçidi bulunmayan yerlerde karayolunu taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve zamanda geçebileceğinin belirtildiği, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesinde ise yayaların karşıdan karşıya geçişlerini, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemelerinin gereğinin belirtildiği, bu nedenle kaza sonucu yaralanan yayanın yukarıda belirtilen hususlara uymayıp, yani dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde yolu geçmeye çalışmakla kendisini tehlikeye attığı, dolayısıyla bu hareketinin kazanın ana nedeni olduğu, olayda asli kusurlu sayılması gerekeceği, kazanın meskun mahal içerisinde olduğu, böyle bir bölgede sürücülerin her halükarda yolu geçen yayalar olması ihtimalini düşünerek araçlarını toplu dikkat halinde sürmeleri gerektiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/b. maddesine göre sürücülerin hızlarını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunda olduğu, davacı yayanın verdiği ifadeden ve kazanın oluş biçiminden, diğer bir deyişle yayanın panikleyerek geri dönmeye çalışmasından sürücünün aracını dikkatsiz ve gereğinden yüksek süratle sevk ve idare ettiği kanaati uyandırdığı, bu nedenle, davalı sürücü …’ün yolu geçen yayaların olup olmadığını dikkatlice kontrol etmediği, gereğinden hızlı bir şekilde aracını kullandığı, kazanın oluşmasında tali kusurlu olduğu, bu açıklamalara göre kaza sonucu yaralanan yaya …’ın asli ve %70 (Yüzde Yetmiş) oranında kusurlu, davalı sürücü …’ün tali ve %30 (Yüzde Otuz) oranında kusurlu olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı vekili, 26/08/2021 tarihinde Uyap sisteminden e-imzalı olarak göndermiş olduğu feragat dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş aleyhine ikame ettikleri davadan feragat ettiklerini bildirmiş, 15/09/2021 tarihli karar duruşmasında da maddi tazminat talepleri bakımından sigorta şirketiyle anlaşma sağlandığını, diğer davalılara yönelik maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığını, manevi tazminat talebi bakımından davaya devam ettiklerini bildirmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili de 08/09/2021 tarihinde uyap sisteminden e-imzalı olarak göndermiş olduğu dilekçesinde davacının feragati sonrası vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini bildirmiş, davacı tarafla düzenlenen “ibraname, feragatname ve makbuz” örneğini dosyaya sunmuştur.
İbraz olunan sigorta poliçesinden sigortalı …’e ait … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini de kapsar şekilde 19.12.2011- 19.12.2012 vadeli … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğu anlaşılmıştır.
Maddi tazminat talebi bakımından oluşan duruma göre yapılan değerlendirmede; davaya konu maddi tazminat istemlerine ilişkin davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş ile anlaşarak davadan feragat etmesi, vekaletnamede feragat yetkisinin bulunması, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan davadan feragatin 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurması sebebiyle davalı sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş, adı geçen davalı ile Karayolları Trafik Kanunu 85. maddesi kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunan diğer davalılar açısından da Türk Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi kapsamında maddi tazminat taleplerinin konusuz kalması sağlandığından diğer davalılar yönünden de maddi tazminat talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde kaza tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesi dikkate alınacaktır. TBK’nun 56/1. maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacı yanın uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Davacının davaya konu kaza sonucunda %12,1 kalıcı maluliyetine sebebiyet verecek derecede ağır yaralanması, uzunca bir tedavi sürecine maruz kalması ve 9 aya kadar iyileşme süresi öngörülmüş olması nedeniyle davacının acı ve elem yaşadığı, bir üzüntü duyduğu tabii olup, trafik kazasının oluşumunda davacının %70 oranında, davalı sürücünün ise %30 oranında kusurlu bulunması nedeniyle davacının bir miktar manevi tazminat talebinde bulunabileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile ilkeler ışığında ve tüm dosya kapsamı itibariyla manevi tazminat talebi değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, kaza nedeniyle maruz kaldığı tedavi süreci, maluliyet oranı, iyileşme süresi ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalı yanların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle manevi tazminatın caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacı için 8.000,00 TL manevi tazminatın makul ve uygun olacağı, davalı …’ün aracın sürücüsü olarak, davalı …’ün de aracın maliki- işleteni olarak oluşan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalıların kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü ve malik- işleteni olmaları nedeniyle takdir edilen manevi tazminat bedelinden kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine ulaşılmış, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalılar … ve … aleyhine açılan maddi tazminat davasının konusu kalmadığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile takdiren 8.000,00-TL manevi tazminatın 07/10/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Maddi tazminat davası bakımından 59,30 TL maktu ve manevi tazminat davası bakımından 546,48 TL nispi olmak üzere alınması gereken toplam 605,78-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 358,65-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 247,13-TL harcın davalılar … ve …’ten alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin harç olarak yatırdığı 358,65-TL harcın davalı … ve …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Maddi ve manevi tazminat davası bakımından davacının ortak yaptığı ilk masraf 29,60-TL, 3.500,00-TL bilirkişi ücreti, 787,00-TL adli tıp rapor gideri ve 342,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.659,20-TL yargılama giderinden sigorta şirketiyle yapılan anlaşma uyarınca davacıya ödenen 3.059,00 TL’nın mahsubu ile bakiye 1.600,20 TL’nın kabul ve reddolunan manevi tazminata ilişkin dava değerlerine göre 640,08-TL ‘nın davalı … ve …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Maddi ve manevi tazminat davası bakımından davalı … tarafından ortak yapılan 51,60 TL posta masrafına yönelik yargılama giderinin kabul ve reddolunan dava değerlerine göre 29,49 TL’nın davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE, arta kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Maddi tazminat davası yönünden taraf beyanları ve oluşan durum dikkate alınarak vekalet ücreti TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
8-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00- TL ücreti vekaletin davalı … ve …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
10-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer taraflar yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .