Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/686 E. 2021/260 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/686
KARAR NO:2021/260

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:10/03/2009
KARAR TARİHİ:01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin bağlı olduğu sermaye grubu olan … A.Ş.’nin bir aile şirketi olduğunu, …’nun yaşamı sırasında kurulan ve ölümünden sonra mirasçısı olan 3 çocuğu …, …, …’na kalan yaklaşık 10 kadar şirkette aile şirketi yapısının muhafaza ettiğini, 1/3 oranındaki eşit hisse dağılımına sadık kalındığını, davalılardan …’ın davacı şirketin hakim hissedarlarından …’ın eşi olduğunu, evliliklerinin başından itibaren yaklaşık 30 yıldır bu sıfatıyla holding bünyesindeki şirkette değişik görevler aldığını, eşinin hisselerini temsilen kendisine küçük oranlarda hissedarlık tevdi olunduğunu, davalının eşi ile olan evlilik sorunları nedeniyle, müşterek imza ile temsil ilzam olunan davacı şirkette yönetim kurulu başkan vekili sıfatıyla imza yetkisinin 18/11/2008 tarihi itibariyle kaldırıldığını, bu durumun 19/11/2008 tarihinde ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, yönetim kurulundaki üyelik sıfatının 12/02/2009 tarihindeki olağanüstü genel kurulda sona erdirildiğini, davacı şirkete 27/02/2009 tarihinde tebliğ olunan …. İcra Müdürlüğü’nün … esasına kayıtlı kambiyo senedine mahsus icra takibine ilişkin 24/02/2009 tarihli ödeme emri ile borçlusu davacı şirket, alacaklısı / lehtarı … olan ve … tarafından ciro edilen 18/02/2008 tanzim, 18/02/2009 vade tarihli 1.650.000,00-Euro bedelli emre muharrer senede dayalı olarak davalı … tarafından icra takibine girişildiğini, takip dayanağı senette davacı şirket kaşesi altında şirket yönetim kurulu başkanı …’nun ve davalı …’ın imzasının bulunduğunun görüldüğünü, davacı şirketin davalı …’a ne 1.650.000,00-Euro, ne de daha düşük bedelle bir borcunun asla olmadığını, …’nun takibe konu senedi imzalamadığını, senedin dayanağının nakden biçimde gösterildiğini, davalı ile herhangi bir alacak/borç ilişkisinin olmadığını, davalının kötü niyetle ve suç teşkil edecek bir fiille yetkilerinin kaldırıldığı şirketten kendisini alacaklı gibi gösterdiği bir senedi geçmiş tarihli tanzimle ciro ederek haksız menfaat sağlamak peşinde olduğunu, … İcra Hukuk Hakimliği’nin… Esas sayılı dosyası ile imza itirazında bulunulduğunu, bununla birlikte … ile davalı …’ın yaklaşık 30 yıldır aynı şirkette kayın birader/enişte hısımlığı ile çalıştıkları göz önüne alındığında, bir iş icabı boş olarak imzalanmış ve şirket evrakı arasında kalan bir senedin davalı tarafından ele geçirilerek ya da hukuka aykırı biçimde elde tutularak geçmiş tanzim tarihli düzenlenmek suretiyle danışıklı olduğu anlaşılan diğer davalı marifetiyle takibe konulabileceğinin de değerlendirildiğini, diğer davalı …’un iyi niyetli olmadığı/olamayacağı, haksız menfaat peşinde olan davalı … ile birlikte koordineli davrandığını, davalılar arasında vekalet ilişkisi olduğunu belirterek, icra takibine konu senet nedeniyle davacı şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin ve icra takibinin iptaline, davalılar aleyhine %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; 2005 yılında …’nın arazi tahsis ihalesinde, …’ta otel yapılacak 108 dönümlük bir araziyi 1.800.000,00-TL bedelle davacı şirketin kazandığını, ihale bedelinin ödeme zamanı yaklaştığında para arayışına girişildiğini, arkadaşı olan diğer davalı …’dan para talep ettiğini, …’un, şirket yetkililerince imzalanmış ve kendisinin de kefilliğini taşıyan bir senet ile parayı verebileceğini söylediğini, 18/02/2008 tarihinde davacı şirketin diğer yetkilisi … ile hazırladıkları dava konusu senedi, kendisi de ciro ederek …’a teslim ettiğini, senet üzerinde yazılı bedeli nakit alıp …’ya verdiğini, pay sahipliğinin tespiti ve genel kurul kararlarının iptali konusunda şirkete davalar açtığını, suç duyurusunda bulunduğunu, eşi ve şirket ile olan çekişmelerini öğrenen …’un icra takibine giriştiğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; bononun unsurlarında eksiklik bulunmadığını, tedavül niteliğinin asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, bonoyu diğer davalı …’ın cirosu ile edindiğini, üçüncü şahıs ve iyi niyetli hamil olduğunu, TTK.’nun 599. maddesi gereği davalı aleyhine def’i ileri sürülemeyeceğini, senet bedelini İzmir’de yapılacak tatil köyü projesine ortak olmak üzere nakden verdiğini, projenin gerçekleşmemesi, paranın iade edilmemesi nedeniyle bonoyu takibe koyduğunu, bono altındaki imzanın açıkça inkar edilmediğini, diğer davalı … ile davalı arasında vekalet ilişkisi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 29/05/2013 tarih ve 2009/… Esas, 2013/… Karar sayılı kararı ile; “Davacının MENFİ TESPİT davasının KABULÜNE; davacı şirketin, davalı … tarafından girişilen …. İcra Müdürlüğü’nün … E.s. icra takibine konu 12.02.2008 tanzim, 18.02.2009 vade tarihli 1.650.000,00-Euro bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu bulunmadığının TESPİTİNE.
Takip konusu bedelin 24.02.2009 takip tarihi itibariyle TL karşılığı üzerinden taktiren %40 oranında haksız takip tazminatının takip alacaklısı-davalı …’dan alınarak davacı şirkete verilmesine.” karar verilmiş, verilen kararın davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2014 tarih ve 2013/… Esas, 2014/… Karar sayılı ilamı ile; “Dosya kapsamında bulunan … Ağır Ceza mahkemesinde davacı şirketin katılan davalıların sanık sıfatıyla resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yapılan yargılamada verilen 04.04.2013 tarihli karar örneğinden dava konusu bono nedeniyle davalı-sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan oybirliği ile cezalandırılmalarına, dolandırıcılık suçundan oy çokluğu ile cezalandırılmalarına hükmedildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Bilindiği üzere 818 sy. BK’nun 53. maddesi gereği ceza hakimi tarafından tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. O halde Mahkemece anılan ceza dosyasının sonucunun kesinleşmesinin beklenilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 30/04/2015 tarih ve …/… E., …/… K. Sayılı ilamı ile davacı tarafın karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine konu kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… E., …/… K. Sayılı dosyası, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/… E., 2018/… K. Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, takibe konu kambiyo senedindeki imzaların kime ait olduğu hususunda ceza ve hukuk mahkemelerinde alınan bilirkişi raporları incelenmiş, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan diğer beyan ve deliller değerlendirilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinden, davalı … tarafından, diğer davalı … ile davacı şirket aleyhine, keşidecisi davacı şirket, lehtarı … olan ve … tarafından davalı …’a ciro edilen 18/02/2008 tanzim, 18/02/2009 vade tarihli 1.650.000,00-Euro bedelli bonoya dayanılarak karşılığı 3.580.500,00-TL alacağın, %27 faizi ile birlikte tahsili istemi ile, 24/02/2009 tarihinde icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… E., …/… K. Sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı şirket ile … tarafından davalı … aleyhine imzaya itiraz talebiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda takibe konu senet üzerinde atılı bulunan imzanın davacı …’nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin davacı açısından iptaline karar verildiği, verilen kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2010 tarih ve 2009/… E., 2010/… K. sayılı kararı ile onandığı, yapılan karar düzeltme talebinin de aynı dairenin 21/10/2010 tarih ve 2010/… E., 2010/… K. sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… E., …/… K. Sayılı dosyasının incelenmesinden, sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları amacıyla dava açıldığı, Mahkemenin 04/04/2013 tarih ve 2009/… E., 2013/… K. Sayılı kararı ile her iki sanığın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçları nedeniyle cezalandırılmalarına karar verildiği, nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen hükümle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verildiği, verilen HAGB kararının kesinleştiği, resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle verilen cezaya yönelik temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesi’nin 23/03/2016 tarih ve 2015/… E., 2016/… K. Sayılı karar ile Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verildiği, Mahkemece bozma ilamına uyularak …/… E. Sayılı dosya kapsamında yargılama devam edildiği, daha önce temin edilen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla son olarak ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden 09/08/2018 tarihli raporun temin edildiği, söz konusu raporda takibe konu senet üzerinde … A. Ş. kaşesi üzerinde sağda yer alan imzanın sanık …’ın eli ürünü olduğu, kaşe üzerinde solda yer alan imzanın şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği, Mahkemece yapılan yargılama sonunda her iki sanığın birlikte hareket ederek katılan şirketin borçlu olduğu sahte senet düzenleyip kullanmak sureti ile resmi evrakta sahtecilik suçunu işledikleri gerekçesiyle cezalandırılmalarına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2019/… E., 2020/… K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının bedelsizlik iddiası incelenmek üzere yapılan inceleme sonucu davacı şirketin ticari defter kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenen 12/04/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davacı şirketin 2008 yılına ait merkez ve şube defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırılmış olmasına karşılık envanter defterlerinin kapanış tasdiki bulunmadığından anılan yıla ait defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, 2009 yılına ait merkez ve şube defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri yasal sürede yaptırıldığında bu yıla ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil taşıdığı, davalı …’ın 01/01/2008 tarihinde 716.500,00-TL olan sermaye payının 31/12/2008 tarihinde …’a, … A.Ş.’nin sermaye payının 37.500,00-TL kısmının … A.Ş.’ye devredildiği, inceleme dönemi içinde davalı …’ın davacı şirkete kaynak aktırdığına dair bir kaydın bulunmadığı gibi, cari hesabının da bulunmadığı, dolayısıyla senet düzenleme tarihinde davacı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalı … tarafından, diğer davalı … ile davacı şirket aleyhine, keşidecisi davacı şirket, lehtarı … olan ve … tarafından davalı …’a ciro edilen 18/02/2008 tanzim, 18/02/2009 vade tarihli 1.650.000,00-Euro bedelli bonoya dayanılarak 3.580.500,00-TL alacağın, %27 faizi ile birlikte tahsili istemi ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmışsa da, son olarak …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… E., …/… K. Sayılı dosyası kapsamında ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden temin edilen 09/08/2018 tarihli rapor ile,, takibe konu senet üzerinde … A. Ş. kaşesi üzerinde sağda yer alan imzanın sanık …’ın eli ürünü olduğu, kaşe üzerinde solda yer alan imzanın şirket yetkilisi …’nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takibe konu senedin sahte olarak üretilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/… E., 2018/… K. Sayılı dosyası kapsamında da sanıklar … ve …’un birlikte hareket ederek katılan şirketin borçlu olduğu sahte senet düzenleyip kullanmak sureti ile resmi evrakta sahtecilik suçunu işledikleri gerekçesiyle cezalandırılmalarına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin 10/03/2020 tarih ve 2019/… E., 2020/… K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmektedir. 818 Sayılı BK’nun 53. Maddesi gereğince ceza hakimi tarafından tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bulunmaktadır. Bu nedenle takibe konu senedin sahte olarak üretilerek kullanılmış olduğu hususu sabit olup, bu senede dayanılarak davacının borç altına sokulması mümkün bulunmamaktadır. Aynı zamanda Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 12/04/2013 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile de, davalı tarafın davacı şirketten herhangi alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Takibe konu senet davalılardan … tarafından diğer davalı …’a ciro edilerek verilmiş ve … tarafından icra takibi başlatılmış ise de, bonoda yer alan meblağın yüksek olması, kaynağının belirsiz olması ve özellikle … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında davalılar arasındaki yakınlığın ve birlikte hareket edildiğinin tespit edilmiş olması hususları dikkate alınarak, senedin …’a devrinin …’a karşı ileri sürülebilecek şahsi def”ilerin, yani alacak ilişkisinin var olmadığının ileri sürülmesini engellemek amacına hizmet ettiği değerlendirilmiş, 6762 Sayılı TTK’nun TTK 737/2 maddesi uyarınca …’un bilerek davacı şirket zararına hareket ettiği ve kendisine karşı da şahsi def’ilerin ileri sürülebileceği kabul edilmiştir. Bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı … hakkında açılan dava sonunda Mahkememizin 29/05/2013 tarih ve 2009/… E., 2013/… K. Sayılı kararı ile verilen karara karşı davalı … tarafından temyiz yoluna başvurulmaması, sadece davalı … tarafından kararın temyiz edilmesi nedeniyle verilen karar davalı … yönünden kesinleştiğinden, davalı … hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı … vekilinin Covid-19 hastalığı nedeniyle sunmuş olduğu mazeret dilekçesi üzerine de, davalı … hakkında daha önce verilen kararın kesinleşmiş olduğu hususu dikkate alınarak 01/04/2021 tarihli sözlü yargılama duruşmanın ertelenmesine yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /
1-Davalı … hakkında açılan dava sonunda Mahkememizin 29/05/2013 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı ile verilen karara karşı davalı … tarafından temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle verilen karar davalı … yönünden kesinleştiğinden, davalı … hakkında yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça davalı … hakkında açılan davanın KABULÜ ile, davacı şirketin, davalı … tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 12/02/2008 tanzim tarihli, 18/02/2009 vadeli 1.650.000,00 EURO bedelli bonoya istinaden başlatılan icra takibi nedeniyle davalı …’a borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-Takip konusu bedelin 24/02/2009 takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı olan 3.580.500,00-TL üzerinden % 20 oranında belirlenen 716.100,00-TL kötü niyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Alınması gereken 244.583,96-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşinen yatırılan 48.336,80-TL’nin mahsubu ile bakiye 196.247,16-TL harcın(tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde) davalı …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça peşinen yatırlan 48.336,80-TL harcın (tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde) davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan ve 15,60-TL başvurma harcı ve 3.450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.465,60-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE;
6- Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 124.430,00-TL vekâlet ücretinin (tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde) davalı …’ dan alınarak, davacıya verilmesine,
8- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’a TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır