Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/602 E. 2018/708 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/602 Esas
KARAR NO : 2018/708
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 09/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ta oluşan iş gücü ve efor kaybı tazminatlarının bilirkişilerce hesaplanmasından sonraki bedelleri isteme hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren istenecek reeskont faiziyle birlikte, müvekkillerinin kazada vefat eden Babaları …’ın desteğinden yoksun kalmalarına ilişkin Müvekkil- … için şimdilik 500,00TL, … için şimdilik 500,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, 09.10.2009 tarihinde, Sürücü/Müteveffa-… sevk ve iradesindeki … Plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki…plakalı aracın çarpışması sonucu ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini söz konusu kaza sonucunda müvekkillerin desteği …’ın vefat ettiğini ve … ise yaralandığı Osmaniye Devlet Hastanesine Kaldırıldığını ve raporların ekte olduğunu, yukarıda izah edilen nedenlerle, …’ta oluşan iş gücü ve efor kaybı tazminatlarının bilirkişilerce hesaplamasından sonraki bedelleri isteme hakkının saklı kalması kaydıyla 1.000.00TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, müvekkillerinin kazada vefat eden babaları …’ın desteğinden yoksun kalmalarına ilişkin Müvekkili … için şimdilik 500,00TL maddi tazminat, Müvekkili … için şimdilik 500,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden işeyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle rededilmesi gerektiğini, …’ın kendi kusuruyla vefat ettiğini davacının tazminat hakkı bulunmadığını, davanın yetkisiz yere açıldığını ve yetki yönünden rededilmesi gerektiğini, ticaret mahkemesi görevleri içinde olmadığını, davacı tarafa sulhen ödeme yapıldığını tedavi ve geçiçi işgöremezliğe ilişkin taleplerin reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin tespit olunan sürekli sakatlık tazminatını ödeyerek yasal sorumluluğunu yerine getirdiğini haksız mükerrer ve fahiş talebin reddine karar verilmesini, yasal olmayan faiz talebinin reddine karar verilmesini, … ve …’ın İşçi / Memur olması sebebiyle, Sosyal Güvenlik Kurumlarından (Sürekli Sakatlık, Ölüm, Emeklilik gibi) tazminat alınmış ise bunların araştırılıp tespiti ve mahsubunu, ayrıca yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi incelemesinde özetle; Kazanın meydana gelmesinde, davalı …ne ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kazada ölen sürücüsü davacıların miras bırakanı …’ın %75,…plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu sayılmasının uygun olacağı görüşüne varıldığı, …’ın hak sahibi, oğlu …’a ilişkin olarak hesaplanan tazminat tutarı 20.643,20 TL, kızı …’a ilişkin olarak hesaplanan tazminat tutarı 14.883,39TL olmak üzere çocukları adına hesaplanan tazminat tutarı toplamı 35,526,59TL olduğu, kaza tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesinin azami teminat limitinin 150.000 TL olduğu, davacı vekili tarafından 2.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği, davalı sigortacıya dava tarihinden önce başvuru bulunduğu belgelendiğinden 18/12/2013 tarihi itibari ile temerrüde düştüğünün kabul edileceği, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığı ve davalı sigortacının işlete düşen hukuki sorumluluğu üstlenmesi sebebi ile yasal faiz ile sorumlu olacağı, davacı mağdur … adına söz konusu kaza nedeniyle davadan önce davalı … şirketine yapılan müracaat üzerine davacının isteyebileceği tazminat miktarının 20.518,59 TL olarak hesaplandığı ve 21/03/2014 tarihinde ödendiği ancak, dava dosyasında davacı mağdurun maluliyet durumunu gösterir rapor tespit edilemediğinden yeterli ödeme yapılıp yapılamadığı kontrol edilememiş olup, maluliyete ilişkin oranın dosyaya ibrazı halinde maluliyet tazminatına ilişkin ek rapor hazırlanabileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
21/09/2017 Tarihli Bilirkişi ek raporuna göre; Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanmış 20/01/2017 tarih ve 201676654/19856 sayılı “Sağlık Kurulu” raporu; 01/01/1983 doğumlu …’ın 09/10/2009 tarihinde geçirmiş olduğu araç içi trafik kazasına bağlı 11/10/2008 tarih ve 2701 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı olan tespit işlemleri yönetmeliği kapsamında maluliyetine neden olacak derecede araz tarif edilmediği cihetle tayiyine mahal olmadığı, geçici iş görememezlik süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay uzayabileceği yönünde rapor tanzim edildiği, Davacı mağdur …’ın iyileşme süresinin kaza tarihi 09/10/2009 tarihinden itibaren 09/04/2010 tarihine kadar uzayabileceğinden (0) yıl (6) ay (0) günlük geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 2.560,94 TL olduğu, güncel tazminat hesaplandığı, Davacı …’a davalı … şirketi tarafından 21.03.2014 tarihinde 20.518,59 TL sürekli sakatlık tazminatı ödendiği ödenen tazminatın rapor tanzim tarihi itibariyle güncellenmiş tutarının 27.094,58 TL olduğu, güncel tazmina tutarının hesaplanan tazminattan tensil edilmesi sonucu, farktazminatın 24.533,63 TL olduğu ve davalı … şirketinin davacı … ‘ın maluliyetine ilişkin sorumluluğnu yerine getirdiği, Rapor tanzim tarihi 21.09.2017 tarihi itibariyle; …’ın hak sahibi; …’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 53.376,55 TL Kızı …’a ilişkin olarak ödenebilir tazmina ttutarı 22.695,52 TL olmak üzere çocuklarına ödenebilir tazminattutarı toplamı 76.072,06 TL hesaplandığı yönünde sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık davacıların müteveffa babalarının sevk ve idaresinde yer alan aracın kaza yapması sonucu bu aracın ZMMS’nı yapan sigorta şirketinin davacılara maluliyete ve desteğe dayalı tazminat ödemesi yapması gerekip gerekmediği ve miktarı noktasında toplanmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: … Ve 29/05/2017 Tarihli Kararında “Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” Davamızda da kaza tarihi ve poliçe tarihi 2009 olduğundan eski genel şartların uygulanması gerekmektedir.
01.06.2015 tarihinden önce sigorta genel şartları bakımından Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … ve 20.04.2016 tarihli eski şartlarla ilgili kararında “Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK.nun 16.1.2013 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamları uyarınca.” Her ne kadar ölen destek kusurlu kaza tarihinin 09.12.2009 olması ve poliçe ile kaza tarihi itibariyle eski sigorta genel şartları ve bahsi geçen yargı uygulaması uyarınca davacıların mirasçı değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla tazminata hak kazanmaları söz konusu olabilecektir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : 2017/4332 sayılı ilamında “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. ” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No: … sayılı ilamında da”Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).” içtihadına yer verilmiştir.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsü müteveffanın kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacılar desteğinin yaşamını yitirmesi, dosyada mevcut kolluk vasıtasıyla yapılan araştırma raporu, uyap nüfus kayıtları nedeniyle destekten yoksun kaldıkları anlaşılmakla ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın … için 53.376,55 TL, … için 22.695,52 TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer davacı … bakımından ise kalıcı maluliyet tespiti olmaması ve davalıca yapılan ödeme gereği artık davalı sorumluluğu sona erdiğinden yerinde olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … bakımından kalıcı maluliyet tespiti olmaması ve davalıca yapılan ödeme gereği yerinde olmayan davanın REDDİNE, diğer davacılar bakımından davanın KABULÜNE,
2-… için 53.376,55 TL, … için 22.695,52 TL olmak üzere Toplam: 76.072,06 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacılara VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 5.196,48- TL harçtan peşin alınan 6.84- TL ve ikmal harcı 120,00-TL olmak üzere Toplam: 126,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.069,64 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının 6.84- TL ve ikmal harcı 120,00-TL olmak üzere Toplam: 126,84-TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 8.717.93- TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile adı geçen davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 41,84 TL, bilirkişi ücreti 2.300,00-TL, ıslah harcı 120,00 TL, posta gideri 882,81 TL olmak üzere toplam 3.344,65-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır