Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/601 E. 2018/495 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/601
KARAR NO : 2018/495
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 10/06/2015 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; davalının İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil sayı ile kayıtlı,…A.Ş unvanlı şirketin, 905.000,00 TL olan sermayesinin, 904.800,00 TL sermayesinin maliki ve münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkili şirketin davalının bir anlamda tek hissedarı olduğu…A.Ş bünyesindeki … Kulübünün kullanımındak… Stadının mevcut çimlerinin sökülerek yeni çim serilmesi dahil, futbol stadının bakım ve onarım işlerini gerçekleştirdiğini, işin bitirilmesine rağmen sözleşme ile kararlaştırılan bedelin ödenmemesi üzerine, müvekkili şirketin 30/12/2009 tarihinde Kadıköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde… Esas sayı ile…A.Ş hakkında alacak davası açtığını, hükme bağlanan alacakların tahsili için ilam, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından icra takibine konulmuş ise de borçlunun haczi kabil mal varlığını tespit edilemediğini müvekkili şirketin alacağının tahsil edemediğini, alacağı tahsil edebilmek için yapılan araştırmalar sırasında, … A.Ş’nin, 03/06/2011 tarihinde olağanüstü ortaklar genel kurulu toplantısı gerçekleştirdiğini, toplantıda …A.Ş’nin bünyesindeki tek mal varlığı futbol şubesinin (…Futbol Kulübünün) …Spor Kulübü Derneğine devri ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, kararın Sicil Gazetesinin 24/06/2011 tarihli nüshasında ilan edildiğini, açıklanan bu sebeplerle 194.581,05 TL (asıl alacak) ‘nin dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeki kredilere uyguladığı avans faizi oranı üzerinden işleyecek faiziyle, 42.065,90 TL (yargılama vekalet ücreti, icra vekalet ücreti ve yargılama gideri) ‘nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle, 175.289,00 TL (işlemiş toplam faiz )’nın bila faiz, davalıdan tahsiline, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili 04/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın bahsettiği alacağın kaynağını teşkil eden sözleşmede davacının ifa tarihi, 01/07/2008-01/07/2010 tarihleri olduğunu,…A.Ş tarafından bu sözleşmenin 29/09/2009 tarihinde feshedildiğini, Kadıköy… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …Esas sayı ile tespit edilen ve kesinleşen alacağın bu olaya ilişkin olduğunu, alacağın doğduğu tarihlerde, müvekkili …’nın henüz davalı…A.Ş’nin ortağı olmadığını, hele hele hakim ortağı hiç olmadığını borcun doğumu ve davacı şirketle bütün bu ilişkilerin olduğu dönemde, şirketin ve spor kulübünün yönetimi,… A.Ş elinde olduğunu,… A.Ş’nin davacının alacağının olduğu şirketteki bütün hisselerini 15/07/2009 tarihli sözleşme ile devrettiğini,… A.Ş’nin söz konusu şirketin hisselerini …’ya devrederken davacı yanın herhangi bir iddiada bulunmadığını, esas itibariyle müvekkilinin sadece…A.Ş’nin hisselerini satın aldığını, …’nın şirket hisselerini devraldığında zaten şirketin takip edilecek bir malvarlığının bulunmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin eski TTK.m.336’dan kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı bakımından zararın oluşmadığını, müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, TTK.md.309/4’e göre sorumluluk davasını açmak için zamanaşımının da geçtiği bu nedenle hem esastan hem de usulden davanın reddinin gerektiği, davacının dayandığı diğer iddia olan tüzel kişilik perdesinin aralanması bakımından da davanın reddinin gerektiği, zira müvekkil …’nın devredilen…A.Ş’nin malvarlığını kendi malvarlığına karıştırmadığını, tüzel kişilik perdesini kötüye kullanmadığını, borcun kendi zamanında doğmadığını, …’nın şirket hisselerini devraldığı zaman dahi şirketin davacıya borcunu ödeyecek durumda olmadığını, şirketin aktif ve pasifinin devrinin de tüzel kişilik perdesinin aralanmasının nedeni olamayacağını, davanın reddini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Talep; davacı tarafça dava dışı…Stadı’nın bakım ve onarım işlerinin yapılması nedeniyle doğan alacağın Kadıköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasına konu edildiğinin ancak tahsil imkanının bulunmadığını, davalının dava dışı…A.Ş ‘nin tek hissedarı olup, bu şirket bünyesindeki …Futbol Kulubü’nden olan alacaklarını davalıdan tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Davacı ile dava dışı…A.Ş arasında… Sözleşmesi ve … Sahasının Yeniden Çimlendirilmesi İşlemi sözleşmelerinin imzalandığı, davacı şirket tarafından İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında…A.Ş aleyhine açılan davada toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre davanın kabulü ile 184.581,50 TL alacağın, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ve bu alacağa temerrüt tarihi olan 07/11/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, ve ayrıca sözleşmenin süresinden önce işin sona erdirilmiş olması sebebiyle davacının uğradığı kazanç kaybı olarak ve taleple bağlı kalınmak suretiyle 10.000,00 TL ‘nin de dava tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranda avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, dosya kapsamında toplanan deliller sonucunda davacının 9 aylık kazanç kaybının 20.250,00 TL olarak tespit edildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeyerek 19/03/2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı tarafça İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamlı icrada 184.581,50 TL asıl alacak, 68.608,69 TL işlemiş faiz, 10.000,00 TL kazanç kaybı, 3.441,09 TL işlemiş faiz, 2.491,90 TL harç gideri, 27,65 TL işlemiş faiz, 16.125,00 TL vekalet ücreti ve 178,92 TL yargılama gideri ile 11,75 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 286.525,30 TL alacağın tahsilinin talep edildiği ancak ilama bağlı alacağın şirketten tahsilinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dava dışı…A.Ş’ye ait cari hesap ekstrelerine göre de davacının düzenlediği tüm faturaların tamamanın şirket kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır. Celbedilen sicil dosyası kapsamına göre davalının dava dışı…A.Ş’nin 06/08/2009 tarihinde yönetim kurulu başkanı olduğu ve 20/06/2011 tarihinde dava dışı şirketin tasfiyeye girdiği görülmektedir. Davacı yapılan iş bedelinin ödenmemesi karşısında mal varlığında meydana gelen azalma nedeni ile doğrudan zararını davalı yönetim kurulu üyesinden talep etmektedir. eTTK 309 ve 336. maddeleri ve TTK ‘nın 555. maddeleri uyarınca doğrudan zarar şirketin, ortakların veya alacaklıların mal varlıklarında meydana gelen azalmayı ifade etmektedir. Bu anlamda doğrudan zarar, anonim şirket ortaklarının veya alacaklıların yönetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucunda şirketin zararından bağımsız olarak uğradıkları zararı ifade etmektedir. Burada yönetim kurulu üyesi şirketin, ortakların veya alacaklıların mal varlığını korumaya yönelik bir Şirketler Hukuku normunu veya başka bir hukuk normunu ihlal etmek suretiyle bu kişilerin mal varlığında bir azalmaya sebep olmaktadır. Bu davranış nedeniyle şirket alacaklılarının da, şirketin zararından bağımsız olarak ve hatta şirketin zarara uğramadığı hallerde bir zarara mağruz kalmaları mümkün olup, bu itibarla sorumluluk davası açma hakkı her bir ortak yönünden alacaklıya da doğrudan ve kişisel olarak tanınmış bulunmaktadır. Bu diğer ortakların alacaklıların veya şirketin tazminat talebinden de tamamen bağımsız bulunmaktadır. Ortakların veya alacaklıların doğrudan zararı, yönetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucunda bu kimselerin fer’i ve hususi haklarının ihlali şeklinde ortaya çıkmaktadır. Doğrudan zararın tazminini talep etme hakkı Genel Hukuk prensibi olan sorumluluğun da bir sonucudur. Burada şirketin zarara uğrayıp uğramadığına bakılmaksızın hükmedilecek tazminat da zarar görene verilecektir. Bu durumda yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmiş olmaları da ortakların ve alacaklıların dava hakkını engellemez. Dava konusu olayda da davalının sorumluluğu şirket ortağı olmasından değil şirketin yönetim kurulu üyesi olmasından kaynaklanmaktadır. Sorumluluğun şartları bakımından değerlendirme yapıldığında da zarar unsurunun gerçekleştiği, davacı ile şirket arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve davacı alacağının anılan mahkeme kararı ile sabit olup zarara uğradığı, davalının yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin borcunu ödemeksizin, ticari kayıtlarına da alınmış bulunan davacı faturalarına da rağmen şirketi tasfiyeye sokarak ve anılan… Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına sunulan bilirkişi raporundan hemen sonra 03/06/2011 tarihinde %99 oranında hissesine sahip bulunduğu … A.Ş bünyesindeki tek mal varlığı olan …Kulubü’nün,… Derneğine devrederek şirket bünyesinden çıkardığı, davalının dava dışı şirketin %99 oranında hissesine 05/07/2009 tarihinde sahip olup yönetim kurulu başkanı olarak da görev üstlendiği ve davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin de akabinde 29/09/2009 tarihinde feshedildiği, bu durumda davalının şirket borcu ödenmeksizin şirketi tasfiyeye sokarak, mal varlığının da devir suretiyle elinden çıkararak davacının alacağını elde etmesine kusurlu davranışlarıyla engel olduğu, bundan önce şirketin devralındığında da şirketin içinin boş olduğu yönündeki savunmanın kusursuzluğu ispat açısından yeterli olmayıp yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin içinin boş olduğuna yönelik savunmanın bir yönetim kurulu üyesinden beklenen davranışa ve objektif kusur ölçüsüne uygun düşmediği, keza davalının bu davranışı ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davalı taraf gerek süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde ve gerekse ıslah yoluyla zamanaşımı itirazında bulunmuş olmakla birlikte, süresinden sonra sunulan dilekçedeki zamanaşımı itirazı, davacı yanın da aynı yönde karşı çıkması nedeniyle süre yönünden yerinde görülmemiş keza davaya karşı süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının ıslah yoluyla zamanaşımı itirazında bulunmasının da usulen mümkün olmadığı kanaatine varılarak bu nedenle davalı tarafın süresinde sunulmayan zamanaşımı itirazının ve bu itibarla ıslah talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen kararında da yer verilip benimsendiği üzere davacı tarafça gönderilen ihtar ve verilen süreye nazaran 187.581,50 TL miktar bakımından temerrüt tarihinin 07/11/2009 tarihi olduğu kabul edilerek 10.000,00 TL kazanç kaybından kaynaklanan zararla birlikte 194.581,00 TL ‘ye dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine ve yine 26.603,93 TL vekalet ücreti ile 2.491,90 TL harç gideri ve 1.058,80 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 30.154,65 TL ‘ye de yine dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, yukarıda belirtilen temerrüt tarihinden itibaren hesaplanan (184.581,50 TL için; 07/11/2009-31/12/2009 arası 54 gün için %19 faiz oranı üzerinden 5.260,57 TL, 2010 yılı için %16 faiz oranı üzerinden 29.533,04 TL, 2011 yılı için %15 faiz oranı üzerinden 27.687,23 TL, 2012 yılı için %17,75 avans faiz oranı üzerinden 32.763,22 TL, 2013 yılı için %13,75 avans faiz oranı üzerinden 25.379,96 TL, 2014 yılı için %11,75 avans faiz oranı üzerinden 21.688,33 TL, 2015 yılı içinde 160 gün karşılığı ve %10,50 avans faiz oranı üzerinden 8.613,80 TL ayrıca 10.000,00 TL ‘lik miktar bakımından da aynı şekilde hesaplanan toplam 7.891,67 TL olmak üzere toplam işlemiş faiz miktarı da 158.817,82 TL kabul edilmek suretiyle ve işlemiş faize faiz yürütülmeyecek şekilde davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; toplam 383.553,95 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine; bu miktarın 194.581,00 TL ‘sine dava tarihinden itibaren değişebilir oranda avans faizi yürütülmesi suretiyle ve 30.154,65 TL ‘sine de dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi suretiyle tahsiline, kalan kısma faiz yürütülmemesine,
2- Alınması gereken 26.200,57 TL nisbi ilam harcından peşin alınan 7.025,55 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 19.175,02 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 7.025,55 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı ilk masraf 38,90 TL, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti, 187,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.175,90 TL’nin red ve kabul oranına göre 2.028,66 TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 28.963,24 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı 10,60 TL vekalet pul ve harç giderinin red ve kabul oranına göre 0,71 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.340,56 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider ve delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …