Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/460 E. 2023/500 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/460
KARAR NO : 2023/500
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/04/2015
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Sanayi Limited Şirketi’nin 21/11/2012 tarihinde kurulduğunu, davalıların evvelce Nişantaşı/Şişli’de Dr. … adlı kişinin yanında çalıştıklarını, bu işlerde çok kar sağlandığı iddiası ile davacıya birlikte iş yapmalarını teklif ettiklerini ve davacının da bu şirkete yatırım yapmasını sağladıklarını, davacının ise yeni bir şirket kurulacağını sandığı halde notere gittiklerinde evvelce kurulan iki ortaklı limited şirkete 3. ortak olarak davacıyı ortak ettiklerini, davacının, elindeki tüm birikimleri ile kısmen de aile fertleri ve arkadaşlarından borçlanarak sağladığı paralarla şirketin tüm demirbaşlarını, şirket merkezinin kira bedelini ve işletme giderlerini karşıladığını, bu ödemelerin bir kısmını banka kanalı ile davalı … hesabına; bir kısmını da kiralayan ve emlakçıya; bir kısmını da malzeme alımı için davalılara elden verdiğini, bu ödemeleri 2012 yılının 9. ayından itibaren yaptığını, davacının emekli subay olduğunu, ticari hayattan uzak bir kişi olduğunu, bu işe şirket iştigal konusunu ve piyasa şartlarını araştırarak girdiğini ve davalılardan …’e duyduğu güvene dayanarak yatırım yaptığını, diğer ortakların hiç bir ekonomik katkılarının bulunmadığını, şifahi anlaşmaya göre her ortağın şirkette çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın ihtiyat akçeleri ayrıldıktan sonra kalan kârın 1/3’ü oranında kâr payı alacakları hususunda anlaştıklarını, ana sözleşmenin 10. maddesine göre, şirketi temsil ve ilzama süresiz olarak davalı …’in seçildiğini, diğer davalının da satış müdürü olarak şirkette görevlendirildiğini, davacının ise şirkette görev almadığını ve sadece şirketin finansmanını sağladığını, davalı şirket müdürü …’in görevini kötüye kullanıp, şirketi kendi menfaatini gözeterek yönettiğini, şirket kayıtlarını düzenli tutmadığını, şirket giderlerini yüksek gösterdiğini, şirket gelirlerini gizlediğini, şirketin kasasında yeterli para varken vergi ve SGK ödemelerini yapmadığını, kendi özel aracını şirkete kiraya vermiş gösterip menfaat sağladığını, ortaklar arasında kararlaştırılmamış olmasına rağmen kendisine ve diğer ortağa ücret ödediğini, davalı …’in davacıya verdiği sözleri yerine getirmediğini, şirket kuruluşunda kendisi ile anlaşma yapılan ve şirkette sözleşmeli doktor olarak çalışan … ‘a verilen sözleri de yerine getirmediğinden sözleşmenin feshine sebep olduğunu, şirketi zorunlu olmasına rağmen doktorsuz olarak yönettiğini, bunun da şirket kazancını olumsuz yönde etkilediğini, şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, şirketin faaliyet gösterdiği merkezin mülk sahibi ile sorunlar çıkardığını, konunun … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/… numaralı soruşturmasına yol açtığını, muhasebeciyi şikayet etmeleri neticesinde … . Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dosyasında ceza davasının görülmeye başlandığını, tüm bu nedenlerle davalıların şirkete verdikleri zararların tespit edilerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin, zararın oluşumundan itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte; müvekkilinin şirket nam ve hesabına davalılara yapmış olduğu şimdilik 29.740,00-TL ödemenin tespit edilerek ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile; müvekkilinin yoksun kaldığı kâr payının tespit edilerek şimdilik 1.000,00-TL’nin davacının hak ettiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile ve müvekkilinin emekli maaşından şirket ortaklığı nedeniyle yapılan destek primi kesintilerinin miktarının tespiti ile şimdilik 1.000,00-TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı ile davalıların bir araya gelerek ve bilerek şirketi kurduklarını, ilk 1 yıl için müdür seçilen müvekkilinin, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, şirketin yararına ne gerekiyor ise yaptığını, davacının bu işten kısa zamanda büyük kârlar elde edeceğini düşünüp, bunun gerçekleşmediğini görünce şirketi atıl duruma düşürdüğünü, 6 aylık bilanço yapıldığında yeni kurulan bir şirket için durumun gayet normal olduğunun görüleceğini, davacının işi bilmediği, kandırıldığı ve tüm kuruluş giderlerini karşıladığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan ve genel kurula sunulan belgeler olarak açıklanan belgelerin müvekkiline ait olmayan ve taraflarını bağlamayan belgeler olduklarını, beklenen gelirin elde edilememesinin, müdürün kötü niyetli olduğunu göstermediğini, gelirin gideri karşılamadığı durumlarda bazı ödemelerin ötelenmesi ve diğerlerine öncelik verilmesinin suistimal anlamına gelmediğini, müvekkilinin, mazereti olduğu nedenle toplantının karar bölümüne katılamadığını, ancak sanki toplantıya katılıp da imzadan imtina etmiş gibi gösterildiğini, toplantıya katıldığı ve kötü niyetli olduğu iddia edilen müvekkilinin, muhalefet şerhi koymamış olmasının mümkün olmadığını, tüm demirbaşların davacı tarafından kendine ait adrese götürüldüğünü, ancak cihazların başkasında olduğunu iddia ettiğini, şikayet olunan muhasebecinin davacının arkadaşı olduğunu ve davacının bulduğunu, davacı eğer işi bilmiyor ise diğer ortağın müdürlüğünü neden elinden aldığı, akabinde şirketi neden yönetemediği ve ürün dahi satamadığının anlaşılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacının işi bilmediği, kandırıldığı ve tüm kuruluş giderlerini karşıladığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının belirttiği gider kalemlerinin, davacının arkadaşı … ‘ten kurucuların birlikte imzaladığı senet karşılığı alınan ve akabinde davacı tarafından diğer davalı veya şirket banka hesabına gönderdiği paralarla karşılandığını, bu durumun muhasebe kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, diğer davalının da görevini suistimalinin söz konusu olmadığını, yapılan tüm harcama ve işlerden davacının haberi olduğunu, ortaklar arasında kararlaştırılan her şeyin gerçekleştirildiğini, mal sahibi ile huzursuzluk çıkaranın davacının kendisi olduğunu, tanıtıma davet edilen kişilerin tamamının geleceğini beklemenin hayalcilik olduğunu, uygun zamanda ve şartlarda faaliyetlerin devam ettirildiğini, sözü edilen 26/07/2013 tarihli toplantıya ait hazirun cetvelinin doğru olduğunu, cetvel imzalanırken diğer davalının o an toplantıda bulunmakta olduğunu, ancak daha sonraki bölümde toplantıya katılamadığını, müvekkilinin müdürlük teklifin kendisinden gelmediğini, müdürlükle ilgili tüm işlemleri kendisinin yapacağını ve müvekkilinin müdürlük maaşını garanti ettiğini, davacının hem şirketi kendisinin taşıdığını; hem de müvekkilinin taşıdığını beyan etmekte olduğunu, müvekkilinin yasal müdürlük sıfatı olmadığından, sayılan ödemeleri yapmasının söz konusu olamayacağını ve bu konuya ilişkin suçlanamayacağını, TTK hükümleri gereğince dışarıdan müdür atanacak ise tek başına atanamayacağını; ancak ortaklardan birisi ile beraber münferit ya da müşterek yetki verilebileceğini, muhasebecinin de kendisinin ortaklarla tanıştırdığı arkadaşı olduğunu, bahsedilen cihazların davalılarda olduğunun, davacı tarafın şirketi kendilerinin taşıdıkları hakkında açık beyanları karşısında bir şey ifade etmemekte olduğunu, davacının tüm beyanlarının gerçek dışı olduğunu ve hukuki değer taşımadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, dava dışı … Sanayi Limited Şirketi ortağı ve satış müdürü olan davalıların, şirketi şahsi çıkarları doğrultusunda yöneterek şirketi ve davacı ortağı zarara uğrattığından bahisle, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dava dosyası öncelikle mahkememiz tekli hakimi tarafından görülmeye başlanmış olup, mahkememizin 30/12/2015 tarihli celsesinde; “6545 sayılı yasanın 45 maddesiyle değişik 5235 sayılı yasanın 5.maddesiyle aynı yasaya eklenen geçici 5.madde gereğince Asliye Ticaret mahkemelerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin HSYK 1. Daire başkanlığının 26/08/2014 gün 1876 kararı uyarınca dava konusu nazara alınarak dosyanın heyete tevdiine” karar verilmiş ve yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Mahkememizce … Sanayi Limited Şirketi ticaret sicili kayıtları, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin kurumlar vergisi beyannameleri, 26/07/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ait gündem, hazirun cetveli ve toplantı tutanağı, vergi müfettişi raporu, gider tabloları, … şirketi ile yapılan sözleşme ve afiş örnekleri, … firması ile yapılan sözleşme, … firması ile yapılan sözleşme, … ile imzalanan kira kontratı, ödeme dekontları, … ihtar mektupları, şirket mülk kiralayanı tarafından gönderilen … Noterliği’ne ait 07/01/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile tebliğ mazbataları, … Noterliği’ne ait 26/08/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname, gider makbuz ve listeleri, faturalar, banka hesap dökümleri, şirket merkezine ait kira kontratı, demirbaşlardan biorezenans tanı cihazı gümrük belgeleri, elektrik kesinti ihbarnamesi, mail yazışmaları, tahsilat makbuzları, 13/08/2013 tarihli ödeme taahhütnamesi, … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi bone borç dökümü, davacı SGK borç ve kesinti listesi, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait 2015/… esas sayılı dosya, … Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait 2015/… esas sayılı dosya ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2015/… soruşturma sayılı dosya dosyamız arasına alınmış, 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor, ek rapor ve kurulun 1 üyesi değiştirilerek 2. ek rapor temin edilmiştir.
YMM Dr. …, ticaret mevzuatından kaynaklanan nitelikli hesaplama uzmanı Dr. … ve finans ve bankacılık öğretim üyesi SPK uzmanı Prof. Dr. … ‘den oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 04/04/2023 tarihli rapor ile; dava dışı … Sanayi Limited Şirketi’nin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK’nın 69. ve 213 sayılı VUK’un 221, ve 222. maddeleri gereğince süresinde yapılmış olduğu, 2012 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olmasına rağmen, 2013 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin görülememiş olduğu, her iki yıla ait ticari defterlerin VUK’a göre muhasebe usul ve tekniğine uygun olarak tutulmadığı ve yevmiye defteri sayfalarında İptal ve boş sayfaların bulunduğu ve 2013 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin tamamıyla okunaksız ve silik halde olduğu, dava dışı şirketin dosyası kapsamında mevcut bilirkişi ve vergi inceleme raporlarında da davacının iddialarının ve alacak talebinde bulunduğu hukuki olayların doğruluğunun ve haklılığının tespitine yönelik bir bulguya rastlanmadığı, 23/12/2019 tarihli kök rapor ve 26/10/2020 tarihli ek raporda da belirtildiği üzere, davacı vekilinin itirazlarının karşılanıp kesin sonuca varılabilmesi için dava dışı şirket kayıtlarının ve defterlerinin incelenmesinin zorunlu olduğu, bunun da fiilen mümkün olmadığı, mümkün olsa dahi tüm banka hareketleri ve defter kayıtlarının ancak bir özel denetim davası sonucu mahkemece atanacak bir özel denetçi tarafından yapılabileceği, bu hususun bilirkişinin görev kapsamını aştığı, gelinen noktada da incelenen şirket kayıt ve defterlerinin davacı vekilinin itirazlarını karşılamadığı, şirketin tüm banka ve kasa hareketlerinin, dosyada mevcut olan/olmayan alış/satış faturaları ve masraf fişleri ile defter kayıtlarının ancak bir özel denetim davası sonucu mahkemece atanacak bir özel denetçi tarafından yapılabileceği, esasen şirketin 21/11/2013 tarihinden bu yana organsız kaldığı, ortaklar arasındaki ilişkinin çekilmez hale geldiği, davacının …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/… esas sayılı dosyası kapsamında, şirkete karşı 29/04/2015 tarihinde fesih/ortaklıktan çıkma davası açılmış olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; eldeki davada, davacı tarafça, dava dışı … Sanayi Limited Şirketi ortağı ve satış müdürü olan davalıların, şirketi şahsi çıkarları doğrultusunda yöneterek şirketi ve davacı ortağı zarara uğrattığından bahisle, uğranılan zararın tazmini talebiyle dava açılmış bulunmaktadır. Davacının ilk talebi, şirket yöneticisi olan davalıların şirkete verdikleri zararın tahsili talebine ilişkin olup, davacı taraf, şirketin uğradığı zararın kendisine ödenmesini talep etmektedir. Davacı gerçek kişi ortakların dava açma hakkı doğrudan ve dolaylı zarar iddiasına göre değişiklik gösterir. Şirket yöneticisinin ortaklığa verdiği zarar, şirket ortaklarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlerde TTK’nın 644. maddesinin yollamasıyla 553. maddesi uyarınca şirket yöneticileri Kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete, hem de pay sahipleri ve şirket alacaklılarına karşı şirkete verdikleri zarar sebebiyle sorumlu olurlar. Ancak TTK’nın 555. maddesi uyarınca şirket pay sahipleri dolaylı zarar nedeniyle açacakları davalarda hükmedilecek tazminatın kendilerine değil ancak ortaklığa verilmesini isteyebilirler. Yöneticilerin eylemleri sonucunda şirket ortaklarının doğrudan zararlarının varlığı halinde ise ortaklığın zararından müstakil olarak kişisel zararlar söz konusu olacağından ortaklar tazminatın kendilerine verilmesini isteyebilirler. Somut olayda davacı tarafça, şirketin uğramış olduğu zararın, kendisine ödenmesi talep edilmiş olup, şirket ortağı gerçek kişi, şirketin uğramış olduğu zararın kendisine ödenmesini talep edemeyecektir. Bu itibarla, davacının bu yöndeki talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Kaldı ki, davacı taraf ,sunmuş olduğu delillerle, şirketin zarara uğratıldığı iddiasını ispat da edememiştir. Davacının diğer talepleri, davacının şirket nam ve hesabına davalılara yapmış olduğu şimdilik 29.740,00-TL ödemenin tespit edilerek ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile; müvekkilinin yoksun kaldığı kâr payının tespit edilerek şimdilik 1.000,00-TL’nin davacının hak ettiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile ve müvekkilinin emekli maaşından şirket ortaklığı nedeniyle yapılan destek primi kesintilerinin miktarının tespiti ile şimdilik 1.000,00-TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin bulunmaktadır. Dosya kapsamında farklı bilirkişi heyetlerinden temin edilen bilirkişi raporları ve son olarak temin edilen 04/04/2023 tarihli rapor ile; dava dışı … Sanayi Limited Şirketi’nin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK’nın 69. ve 213 sayılı VUK’un 221, ve 222. maddeleri gereğince süresinde yapılmış olduğu, 2012 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olmasına rağmen, 2013 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin görülememiş olduğu, her iki yıla ait ticari defterlerin VUK’a göre muhasebe usul ve tekniğine uygun olarak tutulmadığı ve yevmiye defteri sayfalarında İptal ve boş sayfaların bulunduğu ve 2013 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin tamamıyla okunaksız ve silik halde olduğu, dava dışı şirketin dosyası kapsamında mevcut bilirkişi ve vergi inceleme raporlarında da davacının iddialarının ve alacak talebinde bulunduğu hukuki olayların doğruluğunun ve haklılığının tespitine yönelik bir bulguya rastlanmadığı, 23/12/2019 tarihli kök rapor ve 26/10/2020 tarihli ek raporda da belirtildiği üzere, davacı vekilinin itirazlarının karşılanıp kesin sonuca varılabilmesi için dava dışı şirket kayıtlarının ve defterlerinin incelenmesinin zorunlu olduğu, bunun da fiilen mümkün olmadığı, mümkün olsa dahi tüm banka hareketleri ve defter kayıtlarının ancak bir özel denetim davası sonucu mahkemece atanacak bir özel denetçi tarafından yapılabileceği, bu hususun bilirkişinin görev kapsamını aştığı, gelinen noktada da incelenen şirket kayıt ve defterlerinin davacı vekilinin itirazlarını karşılamadığı, şirketin tüm banka ve kasa hareketlerinin, dosyada mevcut olan/olmayan alış/satış faturaları ve masraf fişleri ile defter kayıtlarının ancak bir özel denetim davası sonucu mahkemece atanacak bir özel denetçi tarafından yapılabileceği tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu anlamda, davacı tarafça dosyaya sunulan deliller kapsamında, davacı tarafın bu iddialarını da ispat edemediği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 179,90-TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 559,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 379,22-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır