Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/299 E. 2022/58 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/299 Esas
KARAR NO:2022/58

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/03/2015
KARAR TARİHİ:03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, alkollü içki üretimi yapan, gerek kendi sektöründe gerekse ülke çapındaki genel işletmeler içinde Türkiye’nin lokomotif şirketlerinden bir firma olduğunu, üretimini yapmakta olduğu ürünlerin hammaddesini oluşturan üzümün üreticiden fabrikaya getirilmesini sağlayan taşıma işlerinin yapılması için davalı şirket ile 01/07/2014 tarihinde bir sözleşme imzaladığını ve söz konusu sözleşme hükümlerince üzümlerin taşıma işlerinin davalı şirkete ait araçlar ile yapılmasının planlandığını, söz konusu taşıma işlemlerine ilişkin ücretler ve hangi lokasyonlar arasında taşıma işlemi yapılacağının taşıma sözleşmesinde lokasyon ve miktar olarak belirlendiğini, söz konusu taşımaların bu fiyatlar dâhilinde davalı yan tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, ayrıca taşıma işlemlerinin hangi tarihler arasında yapılacağının da söz konusu sözleşmede kararlaştırıldığını, davalı firmanın yapmış olduğu taşımaların, müvekkili şirket tarafından incelendiğinde bazı seferlerin yapılmadığını ve yapılmayan işlerin faturalandırılarak müvekkili şirketten tahsil edilmeye çalışıldığının anlaşıldığını ve bunlara ilişkin 04/12/2014 tarihinde tutanak tutularak inceleme başlatıldığını, davalının müvekkili şirketin üzüm alımı yaptığı bölgelerde üreticilere boş kasa dağıtımı yaptığına ilişkin faturalar düzenlediğini, ancak boş kasa alımının üreticilerin kendisi veyahut o bölgede üzüm komisyonculuğu yapan tüccarlar tarafından yapılmakta olduğunu, davalı şirketin görevinin boş kasa dağıtımı yapmak değil, söz konusu bölgede bulunan ürünleri … fabrikasına ulaştırmak olduğunu, bu konuda sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığını, davalı firmadan … Bölgesi için sadece Menderes için yükleme (hamaliye) yapması istenilmiş olmasına rağmen, … bölgesinde yer alan üzüm merkezlerinin hepsinden yükleme yapılmış gibi fatura keserek müvekkili şirketten fazla tahsilât yapıldığını, durumun yapılan araştırma sonucunda tespit edilerek tutanak altına alındığını, sözleşmede hangi lokasyonlar arasında taşıma işlemi yapılacağı ve ne kadar ücret ödeneceği hususunda anlaşmaya varılmış olmasına ve bunların dışına çıkıldığını, sözleşmeye göre davalı firmanın geç gelen araçları için 3 saat tolerans payı konularak hesaplama yapıldığını ve tek şoför kullanılması halinde cezai şarta hükmedilmesi hususunda anlaşılmasına rağmen firmanın bunlara uymadığının tespit edildiğini, bu aykırılıklar nedeniyle müvekkili şirket lehine cezai şartın ortaya çıktığını, davalının taşıma işlemini yaptığı sırada müvekkili şirketten 11.015 adet boş kasa aldığını ve bu kasaların üzerine zimmet olarak kaydedildiğini, 01/12/2014 günü 1.360 adet kasanın müvekkili şirkete teslim edilmesine rağmen, 9.655 adet kasadan 6.160 tanesinin ihtarnameden sonra teslim edildiğini, kalan 3.495 kasanın hala müvekkili şirkete teslim edilmediğini, buna istinaden taşıma işini yapan başkaca firmalara kasa başına 10 TL cezai şart uygulandığı düşünüldüğünde, davalının da teslim etmediği boş kasalar için cezai şart ödemesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu aksaklıklardan faturalar teslim edildikten sonra ve sözleşmede kararlaştırlan ödeme tarihinde yaptığı araştırma sonucu haberdar olduğunu, 04/12/2014 tarihinde durumdan haberdar olur olmaz hemen söz konusu durumu tutanak altına aldığını ve … 5. Noterliği’nin 09/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile durumu davalı yana bildirdiğini, davalının söz konusu ihtarnameye ilişkin herhangi bir cevap vermekten kaçınarak ödenmeyen faturalara istinaden 23/12/2014 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını, bahsedilen hususlara ilişkin bilgi ve belgeleri toplamaya başladığını, yapılan araştırmaların uzun sürmesi ihtimaline binaen ortaya çıkabilecek haciz ve sair işlemleri önlemek amacıyla yasal ödeme süresi içerisinde 02/01/2015 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığını, müvekkili şirketin 04/12/2014 tarihinde tutulan tutanak mucibince yapılan araştırmaları sonucunda davalı yanın kesmiş olduğu faturaların gerçeği yansıtmadığı kanısına vararak iş bu davayı açma zorunluluğunun hâsıl olduğunu, Borçlar Kanunu ve diğer mevzuata göre davalının hakkı olmadığı halde, olmayan sevkiyatların varlığından bahisle farazi faturalar düzenlediğini ve söz konusu faturaları müvekkili şirketten tahsil ettiğini, söz konusu fatura içeriklerinde yazılı olan sevkiyatların farazi ve sözleşme dışı olduklarının fabrika giriş çıkışları ile sözleşme gereğince sabit olduğunu, bu sebeple ortada haksız elde edilen bir kazanç ve müvekkilinden yapılan fazla tahsilâtın oluştuğunu, davalının taşıma işlerini sözleşmede belirtilen esaslara göre yapmadığını, zira yapılan incelemeler neticesinde meydana gelen aksaklıkların gün yüzüne çıkarıldığını ve araçların geç geldiği, iki şoför yerine tek şoför çalıştırılan araçların tespit edildiğini, söz konusu tespitlerin fabrika giriş çıkış çizelgelerinden anlaşılmakta olduğunu, bunlara ilişkin olarak hesaplanan cezai şart tutarının … 5. Noterliği’nin 09/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi davalı yana bildirildiğini, tek şoför kullanımından kaynaklanan ceza tutarının 37.500,00 TL + KDV olduğunu, söz konusu cezai şart tutarının sözleşmenin “işin genel şartları” başlıklı bölümünün 26. maddesinde belirtilen yükümlülüğe aykırı davranması neticesinde sözleşmenin “cezai şartlar ” başlıklı bölümünde yer alanı 1. maddesi hükmüne göre hesaplandığını, davalının taşıması gerek ürünleri de sözleşmede lokasyonlar arasında belirlenen zaman dilimini aşarak geç teslim ettiğinin de tespit edildiğini, söz konusu geç teslimlere ilişkin sözleşmenin “işin özel şartları” başlıklı bölümünün 5. maddesinde kararlaştırılan cezai şart hükümlerine göre hesaplanan miktar olan 5.238,35 TL + KDV tutarındaki bedelin … 5. Noterliği’nin 09/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yana bildirildiğini, davalı tarafından kesilen hatalı ve fazla bedel içeren faturaların da tespit edildiğini, bu faturalara istinaden iade edilmesi gereken toplam 29.700,00 TL + KDV bedelin de … 5. Noterliği’nin 09/12/2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 5. bendinde davalı yana bildirildiğini, sözleşmenin imzalanması ile birlikte müvekkili şirketin üzümlerin taşınması için toplam 11.015 adet kasayı davalı yana teslim ettiğini ve taşıma işlemlerinin bu kasalar ile yapıldığını, taşıma işleminin bitmesinin ardından ise söz konusu kasaların tesliminin talep edildiğini ve kasaların 7.466 adedinin teslim edilmesine rağmen 3.549 adedin teslim edilmediğini, kasa bedellerine ilişkin olarak mevcut ve yaygın uygulamanın her kasa başına 10 TL + KDV ceza bedeli uygulanması olduğunu belirterek öncelikle farazi faturalara dayalı olarak fazla tahsil edilen 389.920,00-TL + KDV toplam 480.105,60-TL’nin, sözleşme hükümlerine göre geç gelen araçlar ve işin gereği gibi yapılamamasına ilişkin hesaplanan 42.708,35-TL + KDV toplam 50.385,80-TL cezai şartın, hatalı olarak fazla kesilen faturalara ilişkin olarak iade edilmesi gereken 29.700,00-TL + KDV toplam 35.046,00-TL’nin, ihtar ve şifahi taleplere rağmen teslim edilmeyen 3.549 adet kasa için her bir kasa başına 10,00-TL + KDV olmak üzere, 35.490,00-TL + KDV toplam 41.878,20-TL’nin, genel toplamda 587.425,60-TL’nin tespiti ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında 01/07/2014 tarihli Yaş Üzüm Nakliye Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereği müvekkili şirketin, davacı şirketin göstereceği fabrika ve bölgelerden yaş üzümün, müvekkili şirkete ait veya kiraladığı araçlarla sözleşme kapsamında davacı yanın göstereceği fabrika veya adreslere teslim işini yüklendiğini, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01/07/2014, bitim tarihinin ise 31/12/2014 olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine almış olduğu işi sözleşme hükümleri çerçevesinde ve davacı şirketin talimatları doğrultusunda eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen davacı şirketten olan alacağını tüm görüşmelere rağmen tahsil edemediğini, müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine başladığını, davacı şirketin henüz takip kesinleşmeden, yasal ödeme süresi içerisinde müvekkili şirkete olan borcunu icra dosyasına yapmış olduğu ödeme ile yerine getirdiğini, davacı şirketin kötü niyetli olarak 09/03/2015 tarihinde, icra takibi üzerine müvekkili şirkete yapmış olduğu ödemenin bir kısmının istirdadı için söz konusu davayı açtığını, dava dilekçesindeki hususların tamamıyla gerçek dışı, fiili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin 6.maddesinin İşin Bedeli ve Ödeme Koşulları Başlıklı (a) bendinin son paragrafında “…’in talep etmesi durumunda, göstereceği bağlara kamyondaki boş kasaların indirilmesi (dağıtımı) ve üzüm dolu kasaların kamyonlara yüklenmesi işinin bedeli KDV hariç 500- TL/Kamyondur.” hükmünün yer aldığını, bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere, taraflar arasında boş kasa dağıtımı hususunda da anlaşmanın sağlandığını ve davacı şirketin talimatları doğrultusunda, göstermiş oldukları bölge ve fabrikalarda müvekkili şirketçe boş kasa dağıtımı işinin de yapıldığını, müvekkili şirketin, davacı şirketin emir ve talimatları doğrultusunda diğer bölgelerde de nakliye ve hamaliye işlerini yerine getirip, davacı şirkete faturalandırdığını, davacı şirketin de bu faturaları ve yapılan işleri kontrol edip müvekkili şirkete ödeme yaptığının sabit olması karşısında, davacı yanın sözleşmeye rağmen kötü niyetli olarak dava açtığını, …-… arası boş kasa nakliyesi ile ilgili olarak davacı şirketin … Fabrika yetkilisi olan …’nın müvekkili şirketin mail adresine 16/08/2014 tarihinde göndermiş olduğu mailde “ … Üzüm alımlarında kullanılmak üzere …’de bulunan deponuza 10.000 adet kasa sevk etmek istiyoruz. Araçlarınızın pazartesi günü …’de olmasını rica ederiz.” şeklinde talebi söz konusu olup, davacı şirketin iddiasının aksine bu bölge ile ilgili de boş kasa nakliyesinin müvekkili şirketçe yapıldığını, yine sözleşmede bu yönde hüküm bulunmadığı yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket yetkililerinin göndermiş olduğu maillerle de durumun sabit olduğunu, müvekkili şirketin geç gelen araçları için 3 saat tolerans konularak hesaplama yapıldığını ve tek şoför kullanılması halinde cezai şarta hükmedilmesi hususunda anlaşma bulunduğunu, müvekkili şirketin bu hususa riayet etmediğinin iddia edildiğini, oysaki müvekkili şirketçe gönderilen mailler ile bu hususta gerekli açıklama ve cevabın verildiğini, ayrıca sözleşmede, tek şoför kullanıldığının ve işin tesliminde gecikme olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte, işin geç teslimi ya da tek şoför kullanılması halinde cezai şart uygulanacağına dair bir hükmün de bulunmadığını, nitekim sözleşmenin cezai şartlar bölümünün 1. maddesinde “,..işin gereği gibi ve zamanında yapılamaması nedeniyle teslimat yapılamayan veya eksik yapılan teslimatlar için beher gün için 2.500,00-TL gecikme cezasını …’e ödemeyi kabul eder. Söz konusu tutar FİRMA’nın … nezdindeki Cari Hesabından kesilir…” hükmünün yer aldığını, söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere cezai şartın uygulanması koşulunun teslimatın yapılamaması veya eksik teslimat yapılması hali olduğunu, kaldı ki, müvekkilinin tüm seferlerinde çift şoför kullandığı gibi sözleşme gereği teslimatı da zamanında yaptığını, davacı şirketin iddia ettiği gibi bir hususun söz konusu olması halinde, davacı şirketin durumu, faturalandırmak suretiyle müvekkilinin cari hesabından söz konusu kesintiyi yapıp, müvekkiline ödemeyi bu şekilde yerine getireceğini, oysaki, ödemelerde böyle bir kesintinin yapılmadığını, bunun da taraflar arasındaki sözleşmenin ifası sırasında davacı yanın iddia ettiği gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketçe taşıma işleminin yapıldığı sırada kendilerinden toplamda 11.015 adet boş kasanın alındığını ve müvekkili şirket üzerine zimmet olarak kaydedildiğini, müvekkili şirket yedinde bulunan kasalardan 1.380 adedinin 01/12/2014 tarihinde, geri kalan 9.655 adet kasadan 6.160 adedinin ihtamameden sonra teslim edildiğini, kalan 3.495 kasanın halen müvekkili şirket yedinde bulunduğunu, buna istinaden taşıma işini yapan başkaca firmalara kasa başına 10,00-TL cezai şart uygulandığını ve müvekkili şirketin de teslim etmediği boş kasalar için adet başı 10,00-TL hesabıyla cezai şart ödemesi gerektiğinin iddia edildiğini, müvekkili şirketçe davacı şirkete teslim edilen toplam kasa miktarına iliskin belgeler ve teslim tutanaklarının dilekçe ekinde sunulduğunu, bu boş kasa teslim tutanaklarına göre müvekkili şirket adına yükleme işi yapan … tarafından davacı şirketin Ziraat Mühendisi çalışanı olan …’e 7.300 adet boş kasa tesliminin, 05/12/2014 tarihinde … Plakalı TIR ile 1.4986 adet boş kasanın … tarafından, davacı şirketin Ziraat Mühendisi …’e boş kasa tesliminin, 08/12/2014 tarihinde … Plakalı tıra 1.628 adet, … Plakalı tıra 1.632 adet boş kasanın müvekkili şirket çalışanı Zafer İncu tarafından davacı şirket ziraat mühendisi …’e boş kasa teslimi yapılmak suretiyle toplamda 12.056 adet boş kasa teslimatının yapıldığını, bu nedenle davacı şirketin hiçbir boş kasa alacağının kalmadığını, boş kasa teslimatlarının bazılarının müvekkili şirket tarafından, bazılarının ise firmanın temin ettiği araçlar vasıtasıyla yapıldığını, bir an için, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin davacı şirkete teslim etmesi gereken boş kasaların olduğu düşünülse dahi, sözleşmede bu boş kasalar yönünden cezai şart uygulanacağına dair bir hükmün yer almadığını, kaldı ki, davacı yanın diğer sözleşme yaptığı firmalar yönünden kasa başı 10,00-TL cezai şart uyguladığı yönündeki uygulamanın bu sözleşmelerin tarafı olmayan müvekkili şirket yönünden de uygulanmasını düşünmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin faturalama esnasında …-… arası yapılan taşımaların bedelini olağanın dışında belirlediği ve bu bedelin kendileri tarafından kabul edilmediğinin iddia edildiğini, 01/07/2014 tarihli sözleşmenin devamı sırasında, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği üzere …-… arası taşıma işi için de mutabakat sağlandığını, bu işin bedeli konusunda taraflar arasında gerek toplantı yapılmak suretiyle ve gerekse mailler göndermek suretiyle görüşmelerin yapıldığını ve işin bedelinin bu şekilde tespit ve tayin edildiğini, işin bu fiyata göre müvekkili şirketçe yapıldığını, işin yapılmasından sonra da bu işle ilgili faturanın tanzim edilerek davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirketin de söz konusu faturadaki birim fiyat ve işin bedeli yönünden her hangi bir itirazının olmadığını, ödemelerin de faturalardaki bu miktarlar üzerinden yapıldığının açıkça sabit olduğunu, gerek toplantı yapmak suretiyle ve gerekse mail yazışmaları ile işin bedeli üzerinde mutabakat sağlandıktan sonra ve hatta bu işe ilişkin faturanın şirketçe tanzim edilip davacı şirkete gönderildikten sonra süresi içerisinde bedel yönünden hiçbir itiraza uğramamış ve ödemesi yapılmış olması karşısında bu aşamada bedelin fahiş olduğunu ileri sürmenin, açıkça davacı yanın kötü niyetli olduğunu gösterdiği gibi, basiretli bir tacirden beklenecek bir davranış da olmadığını, kaldı ki, davacı taraf ile yapılan sözleşme çerçevesinde, müvekkilince davacı şirkete gönderilen faturaların hiç birisinin hiçbir itiraza konu edilmediğini, davacı şirkete en son düzenlenen faturanın 30/09/2014 tarihi olduğunu, işin bitiminden çok sonra, 09/12/2014 tarihinde müvekkili şirket aleyhine ihtarname keşide etmek suretiyle, işlerin yapılmadığı ya da eksik yapıldığı yönünde iddiada bulunulması ve sonrasında iş bu davanın açılmasının davacı şirketin kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, diğer taraftan davacı şirketin, her ne kadar sözleşmeye aykırılık sebebiyle müvekkili şirket aleyhine … 5.Noterliği’nin 09/12/2014 tarih, … yevmiye no.lu ihtamamesini keşide ederek bir kısım işlerin yapılmadığını, eksik yapıldığını, eksik yapılan işler yönünden cezai şart uygulamasının yapılması gerektiğini belirterek, müvekkilinin alacağındarı indirilmesi gereken bedelin toplamda 462.328,35-TL olduğunu beyan etmiş ise de, bu ihtamameyi keşide ettikten sonra, müvekkili şirkete 18/01/2015 tarihli hesap mutabakat formunu faks ile gönderdiğini, gönderilen bu hesap mutabakat formunda davacı şirketin kendi kayıtlarında müvekkili şirketin 31/12/2014 tarihi itibariyle alacağının 1.234.845,00-TL olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, ayrıca, iş bu davada, müvekkili şirketin kendileri aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibini başlatması üzerine yasal ödeme süresi içerisinde, takip kesinleşmeden, tüm dosya borcunu, haciz tehdidi altında olmaları ve kendileri aleyhine haciz işlemlerinin uygulanmaması için icra dosyasına ödediğini, iş bu dava ile de icra dosyası üzerinden müvekkili şirkete yapılan ödemelerin bir kısmı yönünden istirdadını talep edildiğinin anlaşıldığını, dolayısı ile davacı yanın açmış olduğu iş bu davanın istirdat davası olduğunu, istirdat davasının açılma koşullarından birinin de icra takibinin kesinleşmesinden sonra ödemenin yapılması olduğunu, nitekim haciz tehdidinin ancak icra takibi kesinleştikten sonra söz konusu olabildiğini, takip kesinleşmeden önce icra takibine itiraz ile takibin durdurulması imkânı mevcut iken, arz edilen sebeple de davacı yanın açmış olduğu istirdat davasının koşulları da oluşmadığından davanın bu yönden de reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki işin ticari iş olup, yapılan sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından gönderilen faturalara 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz dahi edilmediğini, bu nedenle münderacatı açısından kesinleşmiş iş bu faturalar yönünden aksinin ispatının ancak yazılı delille mümkün olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki “Yaş Üzüm Nakliyesi Sözleşmesi” kapsamında davalının usulsüz işlemler ve faturalarla davacıdan fazla tahsilat yaptığı iddiasına dayalı iade-alacak talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen 01/07/2014 tarihli “Yaş Üzüm Nakliyesi Sözleşmesi” ve ekleri, yapılan işlere ilişkin düzenlenen fatura ve irsaliyeler, tutulan tutanaklar, tarafların birbirine gönderdikleri ihtarnameler dosya arasına alınmış, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal. Sayılı dosyası kapsamında 22/11/2016 tarihli rapor temin edilmiş, davacıya ait …’deki fabrikada inceleme yaptırılmak suretiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/67 Tal. Sayılı dosyası kapsamında 20/12/2013 tarihli rapor temin edilmiş, yine dosyamız kapsamında bilirkişi heyetinden 09/09/2019 tarihli rapor, 04/06/2020, 18/03/2021 ve 05/01/2022 tarihli ek raporlar temin edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında düzenlenen 01/07/2014 tarihli “Yaş Üzüm Nakliyesi Sözleşmesi” düzenlendiği, söz konusu sözleşme ile yapılacak nakliye işinin hangi şartlar altında yerine getirileceğinin, tarafların hak ve ödevlerinin belirlendiği, temin edilen tüm raporlar dikkate alındığında davalı şirketin sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu nakliye işini sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirdiği, ürünlerin fiili taşımalarında taşıyıcıdan kaynaklı herhangi bir ziya ve hasarın söz konusu olmadığı, taraflar arasında cari hesap bakiyesi ile ilgili bir ihtilafın bulunmadığı, 16/01/2015 tarihli “Hesap Mutabakat Formu Örneği”ne göre taraf şirketlerin 31/12/2014 tarihi itibariyle borç/alacak bakiyesinde mutabık oldukları, davalı yanın davacının … fabrikasındaki yetkilisi …’e toplam 12.056 adet boş üzüm kasasını 05/12/2014-08/12/2014 tarihleri arasında teslim ettiği, davalı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi üzerine davacı tarafça tüm dosya borcunun 05/01/2015 tarihi itibariyle ödenmek suretiyle dosyanın kapatıldığı, taşıma sözleşmesi ve taraflar arasındaki ticari ilişki süresinde davalı tarafından düzenlenen tüm faturaların davacı defterlerine kaydedildiği, söz konusu faturalar incelendiğinde tüm faturaların yapılan işin tam olarak nitelendirilmek suretiyle düzenlendiği, davacı tarafından 6102 Sayılı TTK’nun 21/2. maddesinde belirtilen süre içinde faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde boş kasalara ilişkin hükümler bulunmakta ise de, boş kasalara ilişkin olarak herhangi bir cezai şart düzenlemesinin bulunmadığı, davacı tarafından puantaj kayıtlarının dosyaya sunulmadığı, davalının hangi işlem ve eylemi nedeniyle hangi miktarda bir zarar veya alacak doğduğuna ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı nitelikte işlem ve eylemleri nedeniyle istirdat ve alacak talebiyle dava açılmışsa da, davacı tarafça, açıkça hangi fatura ve işlemler nedeniyle ne kadar alacağı olduğunun somutlaştırılamadığı, puantaj kayıtlarının dosyaya sunulamadığı, kaldı ki, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sonunda mutabakat metni düzenlenmiş olduğu, davacının, davalı tarafından gönderilen faturaları herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan defterlerine kayıt ederek ödeme yaptığı, TTK 21/2. Maddesinde öngörülen sürelerde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla, davacının dosyaya sunduğu deliller kapsamında açmış olduğu davasını ispat edemediği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 10.031,77-TL’den mahsubu ile fazladan yatırılan 9.951,07-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 46.421,28-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır