Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1103 E. 2018/1259 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1103 Esas
KARAR NO : 2018/1259
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2015
KARAR TARİHİ: 24/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkil davacı ile davalı şirket arasında 01.06.2012 tarihinde 20 maddelik sözleşme ve 8 maddelik sözleşme eki olmak üzere 28 maddelik distribütörlük anlaşması imzalandığını,davalı şirketin sözleşmenin 17.maddesine uygun herhangi bir fesih ihbarında bulunmaması nedeniyle sözleşmenin 01.06.2014 tarihine kadar uzadığını,08.12.2012 tarihinden itibaren davacının satış yaptığı birçok markete davalının satış yaparak davacının satış yaptığı marketlerden sipariş alamamasına sebebiyet vermekle maddi ve manevi çok büyük zarara uğrattığını, 2013 yılı başından itibaren de distribütörlük anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini,bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; Taraflar arasında 01.06.2012 tarihinde mal alım-satımına ilişkin sözleşme imzalandığını,bu sözleşmenin 2.maddesinde davacı tarafın satışı artırmak yükümlülüğünün mevcut olduğunu, 9.maddesinde davacının verdiği sipariş üzerine müvekkili tarafından sipariş edilen malların davacıya teslimiyle sorumlu olduğunu, 10.maddeye göre de satıcının, müvekkilinin yazılı olarak muvafakat etmediği hiçbir kişiye satış yapamayacağını, müvekkilinin doğrudan satış yapmak hakkını saklı tuttuğu açık olup,bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği ve davacının bu satışlardan herhangi bir gelir elde etmeyeceğinin sabit olduğunu, 14.maddede müvekkilinin şartlarda tek taraflı değişiklik yapma hakkının saklı tutulduğunu, sözleşme ekinde ise taraflar arasındaki sipariş-satış ilişkisinin davacının sipariş vermesi üzerine sevk edilecek mallar varsayımıyla düzenlenmiş ve davacının konsinye mal almayacağının açıkça yazıldığını,taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun hazır buz olduğunu, bu ürünün en çok yaz ayında satışının yapılması gerektiği, ancak davacının 17.08.2012 tarihinden sonra tek bir paket sipariş vermeyip buzun en hızlı satılması gereken bir anda siparişleri keserek fiilen sözleşme ilişkisini kendisinin bitirdiğini ve davalıyı zor durumda bıraktığını ve ayrıca sözleşmenin 18.maddesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığından ve sözleşmenin her iki tarafı da tacir vasfına haiz tüzel kişilik olup, sözleşmeyle yetkili kılınan İstanbul Mahkemeleri münhasıran yetkili olduğundan, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davacının sözleşmeye aykırılık ve haksız fesih nedeni ile tazminat talep edip edemeyeceği noktasındadır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları, e-mail yazışmaları, ihtarnameleri ve ibraz ettikleri tüm deliller kapsamında bilirkişi raporu ve ak raporu alınmıştır.Buna göre ;
Tarafların kabulünde olan 1.6.2012 tarihli sözleşme uyarınca ticari ilişkiye devam ettikleri anlaşılmaktadır.( Öncesinde açık hesap usulü ticari ilişkileri de mevcuttur) Davacı yanın 17.08.2012 tarihinden sonra mal alımı bulunmamaktadır.
Sözleşmeye göre davacı zincir marketler dışında her yere satış yapabilecek, ancak davalının satış yaptığı yerlere mal satışı yaparken davalıdan onay alması gerekecektir.
E-mail yazışmaları incelendiğinde davalı yanın gönderdiği fiyat listelerine istinaden davacı yanın açık bir siparişi ve mal gönderim talebi bulunmamaktadır. Fiyat listesini istemek sipariş anlamına gelmez. Bu nedenle davalı yanın siparişe rağmen mal teslim etmediği iddiası ispatlanmamıştır.
Sözleşmenin davalı yanın haksız eylemi nedeni ile veya sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile sona ermediği, davacının mal sipariş etmediği, davalının da bu durumda mal gönderiminin sözkohnusu olmadığı, sözleşmenin uzatılmadığı ve fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin 10. Maddesi hükmü davanın çözümü açısından önem taşımaktadır. 10. Maddeye göre zincir marketlere satış yetkisi sadece satıcı davalıdadır.. Ayrıca satıcının doğrudan mal verdiği yerlere davacının da mal vermesi ancak davalının onayına bağlıdır. Sözleşmenin hiç bir maddesinde satıcı davalıyı mal vermekten alıkoyan ve distribütöre bırakılmış bir satış alanı veya müşteri bulunmamaktadır.Taraflar özgür iradeleri ile bu hususta karar almıştır.
O nedenle satış yapılan yerlerle ilgili olarak satıcı/davalıya oldukça geniş bir özgür alan bırakılmıştır.
Rapor ve ek rapora göre akdi ilişkinin fiilen sona ermesinde davalı yana yüklenebilecek bir akde aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar ek raporda zincir marketler dışında tarafların ortak mal sattığı alıcılar belirlenmiş ise de sözleşmede davalıyı bu yönde kısıtlayan bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki bu satışlar da fiilen sipariş verilmenin bırakıldığı Ağustos ayından sonra yapılmış satışlardır.
Bu hali ile davalının kusuru bulunmayan fiili fesih olgusu nedeni ile sözleşmedeki düzenlemeler de dikkate alındığında davacının talep ettiği tazminatın koşulları oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin yatırılan 170,80-TL kısmından mahsubu ile bakiye 134,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
5-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …