Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/110 E. 2019/95 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/110
KARAR NO : 2019/95
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2015
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın yatırım amaçlı gayrimenkul edinmek istediğini, müvekkili ve tanıdık emlakçıların aracı olması ile… Mahallesi 885 parselde kayıtlı taşınmazı 60.000 TL bedel ile maliklerinden satın aldığını ve 2.000 TL emlakçılara komisyon verdiğini, Tapunun davalı lehine tescil edildiğini ve davalı adına kayıtlı olduğunu, Davalı, müvekkilinin kendisine gösterilen taşınmazın değil başka bir taşınmazın sattıldığını, edindiği taşınmazın asıl değerinin daha aşağıda olduğu iddiası ile sürekli arkadaş ortamlarında ve özellikle telefon ile arayarak rahatsız ettiğini, müvekkili tüm iyi niyeti ile aynı taşınmaza 70.000 TL bedel ile alıcı bulduğunu, kendisine vekaletname gönderdiği takdirde bu gayrimenkulün satışını yapabileceğini ve herhangi bir zararı varsa bu şekilde karşılayabileceğini, davalı ise kendisine 65.000 TL bedelli bir teminat senedi düzenlemesi halinde vekaletnameyi düzenleyip göndereceğini, müvekkili, davalının düzenlediği 28.05.2013 tanzim, 30.08.2013 vade tarihli 65.000,00 TL miktarlı bir senedi davalının kardeşi ve eniştesi huzurunda imzaladığını ve davalıya teslim ettiğini, davalının çeşitli bahaneler ile tapu devri için vekaletname göndermediğini ve tapuyu devretmediğini, Davalının ‘suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma’ iddiaları ile taşınmazı edinmesine yardımcı olan müvekkili ve emlakçılar hakkında Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığına 12.06.2013 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, yargılama neticesinde T.C. Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi … E. Ve … K. Sayılı kararı ile şüphelilerin BERAATİNE karar verildiğini, davalının bir zarara uğradığı düşünülse dahi bu zararını tazmin için gayrimenkulü tekrar satmayarak ve müvekkilinin tüm iyi niyetini kötüye kullanarak lehine bedelsiz olarak tanzim edilen senet ile icra takibi başlatması kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, icra takibi ile davalı, müvekkilinin malik olduğu üç adet taşınmaza haciz koydurduğunu ve biri için satış işlemleri başlatılarak bilirkişi marifeti ile kıymet takdiri yaptırdığını, Müvekkilinin bu sebeple taşınmazlarını değerinin altında bir fiyata kaybetme ve İş Bankası lehine ipotek tesis edilmiş olan taşınmazı sebebi ile ilgili banka ile sorun yaşayıp bir icrai işleme maruz kalma tehdidi altında olduğunu, takip konusu senet karşılığında müvekkilinin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, taraflar arasında yukarıda anlatılan maddi olaylar dışında hiçbir alış veriş veya borç ilişkisi geçmediğini, Davalının gayrimenkulü iktisap etmesine rağmen kötü niyetli olarak bir borç ilişkisine dayanmayan bedelsiz senet ile icra takibi başlatması ve devam ettiği işlemler ile müvekkili icrai tehdit altında bırakması hasebi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı icra dosyası ile başlatılan takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın 1aylık zaman aşımına tabi olup, olay üzerinden 2 yıldan fazla sre geçtikten sonra davanın açıldığını, bu nedenle zamanaşımı bakımından davaya itiraz ettiklerini, İcra takibine konu bononun davacıya verilen nakit para karşılığı taraflarına verildiğini, söz konusu senedin teminat senedi olmadığını ve nakit karşılığı düzenlendiğini, Bono 28/05/2013 keşide, 30/08/2013 vade tarihli olup, bono… Bankası … Şubesi aracılığı ile 13/08/2013 tarihinde ihbarda bulunulduğunu, yapılan ihbara rağmen ödeme gerçekleşmeyince 04/09/2013 tarihinde senedin protesto edildiğini, bu aşamada borçlunun müvekkilini arayarak borcu ödeyemeyeceğini senedi yeni bir senetle değiştirmeyi teklif ettiğini, borçlunun bu süreçlerde borcunu ödeyeceğini beyan edip, süre istediğini, verilen sürelere rağmen borç ödenmeyince İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2013/23526 Esas sayılı dosyası ile Kambiyo senetlerine havi takipte bulunduğunu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilip takibin kesinleştiğini, tüm bu aşamalarda borçlunun herhangi bir itirazda bulunmadığını ve sürekli borcu ödeyeceğini beyan ettiğini, taşınmazın satışı konusunda kararlı olunduğunu anlayınca önce Aralık ayında borcu ödeyeceğine ilişkin mesaj attığını, 2015 Ocak ayının son haftasında da müvekkilini arayarak 65.000-TL borcunu ödemeye hazır olduğunu, fakat bunun dışında faiz ve diğer masraflara karışmayacağını belirttiğini, davacının tanık dinletme talebine müvafakatlerinin olmadığını, dava niteliği gereğince tanıkla ispat edilecek davalardan olmadığını, HMK mad. 200 gedeğince tanık dinletme talebinin reddi gerektiğini, kötü niyetli olarak açılan iş bu davayı açmış olan davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ:
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasına konu davacı tarafından davalı lehine düzenlenmiş 65.000 TL bedelli 28/05/2013 tanzim ve 30/08/2013 vade tarihli senedin taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisine dayanmaması ve bedelsiz olması iddiasıyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşmalı yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Davacı yan, davalının taşınmaz alımına bir kısım emlakçı arkadaşları ile aracı olduğunu, davalının satın aldığı taşınmazın niteliğinde yanılgıya düşürüldüğünü bildirerek aile ve arkadaş ortamlarında kendini rahatsız etmesinin önüne geçmek için bu taşınmaza satış bedelinden yüksek fiyatta alıcı bulduğunu, davalının vekalet vermesi halinde taşınmazın satışını gerçekleştirip zararını karşılayabileceğini, bu kapsamda taşınmazın vekaleten devrini teminen davalı tarafça vekalet vermek konusunda şart koşulan davaya konu senedi taraflar arasındaki uzun süredir devam eden arkadaşlığa ve güvene dayanarak verdiğini iddia etmiş ise de davalı yan davaya konu senedi taraflar arasındaki nakit para borcuna istinaden aldığını savunmuştur. Davacı yan tanık dinletme talebinde bulunmuşsa da davanın miktarı ve mahiyeti gereği bu talebin reddine karar verilmiş, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olması sebebiyle yemin metnini hazırlayıp karşı tarafa tebliğ ettirmesi hususunda süre verilmişse de davacı yan yemin deliline dayanmamış ve mevcut delil durumuna göre yargılamaya devam olunmuştur.
Bono ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, kural olarak o vakıayı ispat yükü altındadır. Senede karşı senetle ispat kuralı karşısında senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler HMK 200.maddede yer alan meblağdan daha az bir miktara ilişkin olsa bile ancak senetle(kesin delille) ispat olunabilir. Davaya konu iddia ve istem dikkate alındığında ispat yükü davacı tarafta bulunmakla, davaya konu senedin taraflar arasındaki gayrimenkul alımına aracılık ilişkisi kapsamında davalıya verildiği ve bononun bedelsiz kaldığı yönündeki davacı iddiası kanıtlanamamıştır. Bono davalı alacaklı elinde olup, bu durum bedelin ödenmediğine de karine teşkil eder ve bunun aksinin aynı nitelikte belge ile ispatlanması gerekir. Açıklanan tüm bu nedenlerle ve kötüniyet tazminatı bakımından yasal koşulların mevcut olmaması karşısında, açılan davanın tüm talepler yönüyle ve davalının icra-inkar tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmaması sebebiyle reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın tazminat talebine ilişkin olarak İİK 72/4 şartları oluşmadığından REDDİNE,
3- Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 1.110,04-TL’den mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 1.065,64-TL harcın davacı yana İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 4,10-TL vekalet harcı ve 6,50-TL pul gideri ile 9,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 19,60-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.500,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider ve delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …