Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1089 E. 2020/251 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/1089 Esas
KARAR NO: 2020/251

DAVA: TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 12/11/2015
KARAR TARİHİ: 17/06/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’ın 16/07/2015 tarihinde …’ın kontrolündeki araçla yolculuk yaptıklarını, …’e ait … plakalı aracın … ilçesi sınırları içerisinde yaklaşık 140 km hızla müvekkillerinin içinde bulunduğu park halindeki araca çarptığını, davalıya ait aracın Zorunlu Trafik Sigortacısının … Genel Sigorta A.Ş olduğunu, ağır yaralanan …’ın … Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, oradan … Devlet Hastanesinin yoğun bakım servisine sevk edildiğini, 11 gün yoğun bakım ve 6 gün normal serviste kalarak taburcu edilip İstanbul’a getirildiğini, … Eğitim Araştırma Hastanesi ve Özel … Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavilerine devam ettiğini, …’ın kazayı basit yaralanma ile atlatırken …’ın olayda yara almadığını, …’ın kaza nedeniyle iç kanama geçirdiğini, dalağının parçalandığını, karaciğer böbrek ve safra kesesinde hasar meydana geldiğini, ameliyat esnasında dalağı alındığını, sağ omzunda ve kaburgalarında kırıkların olduğunu, kazada müvekkilinin bir kusuru olmadığını, kaza tutanağında davalının yüzde yüz kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma dosyasının halen devam ettiğini, …’ın doktorlar tarafından muhtemel olarak öngörülen beden gücü kaybı oranının %20 olarak belirlendiğini, malullük durumu ile ilgili heyet raporu alınması gerekeceğini, davacının bakiye yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, göre maddi tazminat istemlerinin doğduğunu, 1 ay boyunca işten uzak kalması nedeniyle kazanç kaybına uğradığını beyan ederek belirsiz alacak olarak açılan ve harca esas değer olarak 53.000,00 TL olarak bildirilen davada maddi tazminatın davalı işleten ve araç sahibi yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden bildirim tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan tahsilini ve davacılar … için 40.000,00-TL, anne … için 5.000,00-TL, … için 5.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle işleten ve araç sahibinden tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Dava dilekçesi ve tensip tutanağının davalı …’e 17/12/2015 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş’ye 17/12/2015 tarihinde usulüne uygun olaraktebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … Genel Sigorta A.Ş. vekilinin yasal süresinden sonra 09/02/2016 tarihinde sunduğu cevap dilekçesi adı altındaki beyan dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın 06/08/2014-06/08/2015 tarihleri arasında müvekkili davalı şirket tarafından sigortalandığını, … adına maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 290.000,00-TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu miktarın üst limit olduğunu, poliçeye göre manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, davacıların manevi tazminatlarını diğer davalıya yönelttiklerini, davacı vekilinin tedavi giderleri ile ilgili talebinde yasal isabet bulunmadığını, müvekkili şirketin tedavi giderleri ile ilgili olarak sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi masraflarının sorumluluğunun Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğunu, davacı … ve …’ın maluliyet ve gelir kaybı ile ilgili tazminat talebinin kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranının hesaplanması için dosyasının bilirkişiye tevdii edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin de tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevki gerektiğini, davacı vekilinin bildirim tarihinden itibaren avans faizi talebinde de yasal isabet bulunmadığını, davacıların dava tarihinden önce müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunmadığını, sigortalı aracın hususi araç olduğunu, olayın da haksız fiilden ibaret olduğunu, davacılar ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle üçüncü bir kişinin uğradığı maddi zararlar için reeskont, ticari yahut avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
16/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasıyla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyası, kazaya karışan … plakalı aracın trafik kayıtları, sigorta poliçesi, kaza nedeniyle davacıların tedavi gördüğü hastanelerden tüm tedavi evrakları, davacıların SGK kayıtları, davacıların ve davalı gerçek kişinin sosyal ve ekonomik durumunu gösterir kayıtlar celbedilerek incelenmiştir.
Davalı adına … adına kayıtlı … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş’ne … poliçe numarasıyla 06/08/2014- 2015 tarihlerini kapsar şekilde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacı …’da maluliyet durumu oluşup oluşmadığı ve oranının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmış, 22/05/2017 tarihli raporda; “…oğlu, 17/01/2000 doğumlu …’in 16/07/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası kazasına bağlı splenektomi arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak;
Gr1 XI( 3 ………. 15)A % 19
E cetveline göre %14,3(yüzdeondörtnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı” mütalaa olunmuştur. Poliçe tarihine nazaran yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinden yararlanılarak ve dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin eksiksiz irdelenip değerlendirilmesiyle oluşturulan rapor mahkememizce de benimsenmiş, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu ve davacı … için talep edilebilecek maddi tazminat tutarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Kusur, hesap ve doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti 27/03/2019tarihinde sundukları bilirkişi raporunda özetle ve neticeten; “16/07/2015 tarihinde saat 12:40 sıralarında … ili, … İlçesinden geçen … nolu devlet karayolu üzerinde … istikametine seyir halinde olan davalı … yönetimindeki … plakalı … model … marka hususi araç ile … plakalı aracın kontrolden çıkarak sağ ön kısımlarıyla, yolun sağ tarafında banket dışında park halinde olan, ruhsatı dava dışı … üzerine kayıtlı … plakalı … model … marka ticari kamyonetin sol arka yan kısımlarına çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında soruşturma dosyasına yansıyan ifadeler, Jandarma tarafından düzenlenen kaza tespit tutanakları ve tüm dosya kapsamına nazaran davalı sürücü …’in asfalt kaplamalı şeridini terk ederek sağdaki mıcırlı banket alana çıkması ve lastiklerin yol tutuşunun azaldığı mıcırlı alan üzerinde fren tatbik etmek suretiyle hatalı bir tedbir alması sebebiyle KTK 46/a maddesi uyarınca kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın aracını banket dışına park etmiş olması sebebiyle kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, davacı yanca dosyaya sunulan tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğun …’nın sorumluluğunda bulunduğu, davacılara ait 967,22 TL yemek giderinin davalı … ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunduğu, davanın tarafı olmayan üçüncü şahıslara ilişkin 866,97 TL uçak giderinin tedavi gideri olarak değerlendirilmemesi gerektiği, davacının 18 yaşından önceki dönemde efor kaybı tazminatının kabulü halinde …’ın talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 130.160,05 TL olduğu, davacının 18 yaşından önceki dönemde efor kaybı tazminatının yerinde olmadığının mahkemece kabul edilmesi halinde …’ın talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 125.045,77 TL olduğu, davacı …’ın işten uzak kalma nedeniyle kazanç kaybı olduğu kabul edildiği takdirde ülkemizde geçerli olan yasal asgari ücret tutarı olan (eş ve çocuk agi dahil) davacı …’ın 1.032,08 TL kazanç kaybı olduğu tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı vekili 18/11/2019 tarihli dilekçesiyle 3.000,00 TL olarak harçlandırdığı maddi tazminat taleplerini ayrıştırmak suretiyle 500,00 TL kazanç kaybı talebini 1.032,08 TL’ye, 2.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararını 130.163,05 TL’ye 500,00 TL tedavi giderini 967,22 TL’ye artırdığını bildirerek eksik harcı ikmal etmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddi tazminat talepleri bakımından; davaya konu 16/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketine trafik sigortası ile sigortalı, davalı … yönetimindeki aracın trafik kazasının meydana gelmesinde KTK 46/a maddesi uyarınca %100 oranında kusurlu olması, davacıların içinde bulunduğu park halindeki … plakalı aracın kazanın oluşumuna etkili kusurunun bulunmaması, 17/01/2000 doğumlu olan ve kaza tarihinde 15 yaşında bulunan …’ın kaza sebebiyle E cetveline göre %14,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının tespit edilmiş olması ve kaza tarihinden 18 yaşına kadarki dönemde gelir elde ettiğinin ve efor kaybına maruz kaldığının iddia ve elverişli delillerle ispat olunamaması karşısında 125.045,77 TL sürekli iş göremezlik zararını ve 967,22 TL yemek gideri olarak adlandırılan tedavi giderini talep etmekte haklı olduğu, dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuruya ilişkin bilgi- belge bulunmadığından davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve sigorta şirketinden dava tarihinden, araç işleteni ve sürücüsü …’ten kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği, …’ın kazanç kaybına yönelik talebinin ispat olunamaması sebebiyle yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat talepleri bakımından yapılan değerlendirmede; Manevi zarar, kavram olarak hukuka aykırı bir fiil sonucu kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade eder. Başka bir deyişle manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini ve keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygusal sarsıntılar ve fiziksel acılardır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Duyulan üzüntünün, çekilen elem ve ızdırabın parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Ancak haksız fiilden doğan bedeni ve ruhi ızdıraplar için bir miktar tazminata hükmedilmesi en azından bu ızdırapların hafifletilmesine yardım edebilir. (…, …, Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazminat Davaları, http://www…..org, s.8) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2014/13109 Esas, 2016/11967 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27/12/2016 tarih, 2016/4703 Esas,2016/6597 Karar sayılı Kararı) Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacı …’ın kusursuz olduğu kaza nedeniyle %14,3 oranında maluliyetinin oluştuğunun anlaşılması ve bedensel bütünlüğünün zedelenmiş olması, davalı … yönetimindeki aracın %100 oranında kusurlu olması karşısında manevi tazminat istemine ilişkin tüm koşullarının somut olayda gerçekleştiği, davacı …’ın yaşı, tarafların kusur, sosyal ve ekonomik durumları, davacının kaza ve yaralanma sebebiyle uğradığı manevi acı ve paranın satın alma gücü ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde ve TBK 56. maddesi kapsamında davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile adı geçen davacı için 27.500,00-TL manevi tazminatın ve diğer davacılar baba … ve anne … açısından müşterek çocukları …’ın ağır yaralanması sebebiyle duydukları manevi acı, ızdırap dikkate alınarak TBK 56/2. Maddesi kapsamında her bir davacı için talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, hükmedilen manevi tazminatların kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten tahsili ile adı geçen davacılara belirtilen miktarlarda ödenmesine karar verilmesi gerekmiş ve oluşan duruma göre tüm talepler bakımından aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın maddi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ ile; 125.045,77 TL sürekli iş göremezlik zararı ve 967,22-TL tedavi giderinden oluşan toplam 126.012,99 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 16/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a VERİLMESİNE, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
2-)Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile takdiren; 27.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile adı geçen davacıya VERİLMESİNE, bu davacı açısından fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin takdiren REDDİNE,
3-)Davacılar … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin KABULÜ ile; adı geçen her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile adı geçen davacılara VERİLMESİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 8.607,95 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 2.441,03 TL’ nin mahsubu ile bakiye 6.166,92 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 2.441,03 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı yana ÖDENMESİNE,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 2.561,63 TL karar ve ilam harcının davalı …’ten alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacı tarafça yapılan 27,70 TL başvurma harcı parası, 444,90 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 612,90 TL ATK masrafı olmak üzere toplam 2.285,50 TL yargılama masrafının, davanın kabul ve reddedilen miktarına göre 2.018,28 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE, arta kalan masrafın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından bilirkişi ücreti olarak kullanılan 339,96 TL yargılama masrafının davanın kabul ve reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 23,01 TL’ sinin davacı yandan alınarak davalı sigorta şirketine ÖDENMESİNE, arta kalan kısmın davalı sigorta şirketi üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Maddi tazminat davasının kabul edilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 15.921,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’a ÖDENMESİNE,
9-Maddi tazminat davasının reddedilen miktarına göre ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13. maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılar … ve …’dan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
10-Manevi tazminat davasının kabul edilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.625,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ ten alınarak davacılara ÖDENMESİNE,
11-Manevi tazminat davasının reddedilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ dan alınarak davalı …’ e ÖDENMESİNE,
12-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
13-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır