Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1072 E. 2021/673 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/1072 Esas
KARAR NO:2021/673

DAVA:TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:06/11/2015
KARAR TARİHİ:06/10/2021

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …, kendi sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksi vasıflı araç ile 15.08.2014 tarihinde … Caddesinden … istikametine doğru seyir halindeyken … binasının önünde bulunan ışıklarda yayalara yeşil ışık, sürücülere de kırmızı ışık yanmakta iken karşıdan karşıya geçmekte olan yaya müvekkili …’ya çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, davalı …’nın sürücü olarak, diğer davalılardan … aracın maliki olarak ve sigorta şirketi de aracın ZMMS sigortacısı olarak müvekkilinin oluşan zararlarından sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, zira davalı …, anılan aracı şehir içinde olmasına rağmen aşırı hızlı kullandığını, o esnada kendisine yeşil ışık yanmakta olan müvekkilinin karşıdan karşıya geçmesini görmediğini veya görmesine rağmen geçeceğini düşünerek beklemediğini veyahut da karşıya geçmeye çalışan müvekkilini ve ışıkları dahi fark etmediğini, durma mesafesini ayarlayamayacak kadar dikkatsiz araç kullandığını ve ışıklara yaklaşırken yavaşlaması ve hatta durması gerekirken durmadığını, müvekkilinin bu elim kazadan sonra … Eğitim ve Araştırma hastanesine kaldırıldığını, uzunca bir süre burada tedavi gördüğünü ve eski sağlığına kavuşamadığını, davacının kırılan bacağına platin takıldığını, davacının bundan sonraki hayatında bir daha eski sağlığına kavuşamayacağını, … aleyhine …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve halen devam ettiğini, beyan ederek, müvekkilinin gerek çalışamadığı süre bakımından ve gerekse kaza sonucunda oluşan maluliyeti nedeniyle oluşan maddi zarar bakımından şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı … ile … bakımından olay tarihinden itibaren, davalı … Şirketi bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin (sigorta şirketi bakımından talepler ile orantılı olarak) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracın malikiyse de işleteni olmadığını, aracı 01/03/2014 tarihli uzun süreli araç ve ticari taksi plakası kiralama sözleşmesi ile diğer davalı …’na kiraladığını, davanın, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, kazaya aşırı alkollü olan davacının sebebiyet verdiğini, kazanın davalı …’nın aşırı hız yapması ve kırmızı ışıkta geçmesinden kaynaklandığı iddiasının yerinde olmadığını, ne dava dosyasında ne ceza davasının görüldüğü dosyada ne de dava dilekçesinde bu beyanı destekleyen herhangi bir delilinin olmadığını, aşırı alkollü olan davacının trafik ışığı veya yaya geçidi olmayan bir noktada aniden hızlıca yola çıkması neticesinde taksi sürücüsünün hiçbir kusuru olmadan ve kaçınamayacağı bir şekilde kazanın meydana geldiğini, kazada davacının ağır kusurlu olduğunu, meydana gelen kazanın ve gördüğünü iddia ettiği zararın tek müsebbibinin davacının kendisi olduğunu, üstelik davacının bu ağır kusuruyla müvekkilinin aracına hasar verdiğini, ayrıca alkolün etkisinde olduğundan ve ifadesi alınamadığından araç sürücüsünün saatlerce Polis Merkezi’nde tutulduğunu ve böylece aracın çalışmasına da engel olmak suretiyle kazanç kaybına neden olduğunu, davacının tüm taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla, müvekkilinin aracın işleteni olmağından haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle husumet yokluğundan aksi halde esastan reddini, tüm masraf ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı bildirilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 30/11/2013- 2014 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmadığından poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, bunun için öncelikle kazada kusur durumunun tespiti gerektiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, beyanla, davanın reddini, dava tarihinden faiz taleplerinin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazaya karışan aracı diğer davalı …’dan yazılı kira sözleşmesiyle kiraladığını, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendine ait olmak üzere işlettiğini, kaza anında aracın sürücüsü olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, aşırı alkollü olan davacının bilinçli taksir derecesinde ağır kusurlu olduğunu, soruşturma ve ceza dosyasında kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğuna ilişkin kuvvetli deliller bulunduğunu, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; 15/08/2014 tarihinde meydana gelen kaza sonucu oluşan bedensel zararlar ile manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Kazaya karışan aracın trafik kayıtları, poliçe sureti, davacıya ilişkin tedavi evrakları, SGK kayıtları ve …. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı ceza dosyası getirtilmiş, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı ceza dosyası incelendiğinde; katılanın …, sanığın … olduğu, 15/08/2014 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak sanığın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği, kararın kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.
Davalı … yönetimindeki, davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde 30/11/2013- 2014 vadeli olarak … numaralı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu ve kişi başı ölüm/ sakatlık azami teminat tutarının 250.000,00 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili tarafından delil olarak diğer davalı … ile yapılan 01/03/2014 tarihli kira sözleşmesi ibraz edilmiş; sözleşmenin incelenmesinden … plakalı aracın ve ticari taksi plakasının kiralandığı, sözleşme süresinin 01/03/2014- 2015 tarihleri arasında 1 yıl olduğunun ve sözleşmenin feshedilmemesi halinde 1 yıl uzamış sayılacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı …’ya ait hastane evraklarının celbi akabinde maluliyet oranının tespiti noktasında rapor alınmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 13/10/2017 tarihli ve 22091 karar numaralı raporunda; “… oğlu, 1971 doğumlu …’nun 02.10.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı cruris kırığına neden olan yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a …… 1 ) A% 5 – E cetveline göre % 5.1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği” tespitlerinde bulunulmuştur.
Rapora itirazlar kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 16/03/2018- 1767 karar sayılı raporunda; “Dosyanın yapılan incelenemesinde kaza tarihli tıbbi belgelerde herhangi bir göz travmasından bahsedilemediği, bu nedenle kişinin göz rahatsızlığı şikayeti ile dava konuusu kaza arasında illiyet bağının kurulamadığı cihetle … oğlu 1971 doğumlu …’nun 02.10.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 13.10.2017 tarih ve 22091 sayılı kararına 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında eklenecek husus bulunmadığı, 2.Kişinin şikayetleri doğrultusunda dava konusu kaza tarihli düzenlenmiş ek tıbbi belge gönderildiğinde konunun yeniden değerlendirileceği” mütalaasında bulunulmuştur.
Ara karar gerekleri gözetilmeden rapor düzenlendiğinden davacının muayenesinin yapılması suretiyle rapor tanzimi için dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmiş; Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 29/05/2019- 11112 karar sayılı raporunda; “Kişinin 17.04.2019 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesi sonrası göz rahatsızlığı şikayeti ile dava konuusu kaza arasında illiyet bağının kurulamadığı cihetle … oğlu 1971 doğumlu …’nun 02.10.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 13.10.2017 tarih ve 22091 sayılı kararına eklenecek ve değiştirilicek bir husus bulunmadığı” mütalaasında bulunulmuştur.
… Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 22/03/2016 tarihli kusur raporunda; “Sanık sürücü … yönetimindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde görüş alanını yeterince kontrol edip seyir istikametine göre sağ tarafından kaplamaya giren yaya nedeniyle zamanında etkin fren ve manevra tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşıldığından dikkate ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla tali kusurlu olduğunu, Müşteki yaya …’ nun kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmeye başlamadan önce sol tarafının yeterince kontrol etmediği, sol tarafından gelip yaklaşmakta olan otomobilin mesafesini yeterince kontrol etmediği, ilk geçiş hakkını mevzu bahis otomobile vermediği ve kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde kaplamaya girdiği anlaşıldığından meydana gelen kazada dikkate ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla asli kusurlu olduğu” tespitlerinde bulunulmuştur.
Ceza dosyasında kesin olarak karar verilmiş olması ve bu sebeple kanun yolu denetiminden geçmemesi nedeniyle dava konusu 15/08/2014 tarihli trafik kazasının oluşumundaki kusur durumunun ve davacı yanca talep edilebilecek tazminat miktarının tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş; kusur ve hesap bilirkişileri tarafından tanzim olunan 09/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … ‘nın %25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, ceza dosyası kapsamında bulunan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 22/03/2016 tarihli raporunun “Sonuç” kısmındaki kusur değerlendirmesinin isabetli olduğu, Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 26.05.2019 tarih ve …-101.01.02-2019-43466 sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; *….E cetveline göre 945,1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (işgörmezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,…” şeklinde tespitte bulunulduğu, rapor tanzim tarihi 09.08.2020 tarihi itibariyle; davacı mağdur …’ya ilişkin, geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 2.131,15 TL, sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak 10.243,58 TL olmak üzere toplam 12.374.73 TL tazminat hesaplandığı, kaza tarihinde geçerli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /Trafik Sigorta Poliçesi azami teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu, davacı vekili tarafından 50.000-TL manevi tazminat 1.000-TL maddi tazminat talep edildiği tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı vekili 26/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 11.374,73 TL arttırmak suretiyle arttırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ile alınan maluliyet, kusur ve aktüer raporları bir bütün halinde değerlendirilmiştir.
Davacının 15/08/2014 tarihinde meydana gelen kazada yaralandığı, davacı yanca trafik kazası sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların tahsili amacıyla aracın sürücüsüne, kayıt malikine ve trafik sigortacısına karşı işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı …’a karşı kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kayıt maliki olarak görünmesi nedeniyle dava açılmışsa da adı geçen davalı vekilince, davalı adına kayıtlı aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilmiş olduğu beyan edildiğinden öncelikle husumet itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir. Dosyaya mübrez kira sözleşmesinden davaya konu aracın ve ticari taksi plakasının davalı … tarafından diğer davalı …’na 01/03/2014- 01/03/2015 tarihlerini kapsar şekilde 1 yıl süreli olarak 01/03/2014 tarihli kira sözleşmesiyle kiralandığının anlaşılması, davalı …’nın celbolunan SGK kayıtları itibariyle sözleşme hükümlerine uygun olarak aracı kendi nam ve hesabına ticari taksi olarak işletiyor olması, aracın ticari taksi olarak kullanıldığının taraflar arasında ihtilafsız halde olması nedeniyle kazaya sebebiyet veren aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilmiş olduğu, davalı …’ın kaza tarihinde Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesinde yapılan tanım kapsamında işleten sıfatının bulunmadığı, işleteninin de davalı … olduğu kabul edilerek davalı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 20/10/2015 tarihli ve 2013/21435E, 2015/10940K sayılı kararında da açıklandığı üzere davacı yanın adı geçen davalıya karşı kayıt maliki olarak görünmesi sebebiyle dava açmış olması, davanın yöneltmesinde kusurunun bulunmaması nazara alınarak adı geçen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde: Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu; 54. maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu; 56/1. maddesinde: Hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde: Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı; 91. maddesinde: İşletenlerin bu Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu; 109. maddesinde: Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu sürenin, maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu düzenlenmiştir.
Davalı … Şirketi vekili tarafından ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve ceza zamanaşımının uygulanmasının gerekmesi nedeniyle zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Somut olayda; davalı sigorta şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ve davalı … yönetimindeki … plakalı aracın yaya davacıya çarpması suretiyle meydana gelen 15/08/2014 tarihli trafik kazasında davacı yaralanmıştır.
Davalı … ve … Şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasına ilişkin yapılan değerlendirmede; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 13/10/2017 tarihli ve 22091 karar numaralı raporunda davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünden kayıp oranının %5.1, geçici iş göremez olduğu sürenin 9 ay olduğunun tespit edilmiş olması, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesinde kusur bilirkişisi tarafından kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün KTK’nun 52/b maddesini ihlali nedeniyle %25, davacı yayanın ise KTK’nun 68/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğİ’nin 138/b-3 maddelerini ihlali nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması, aktüerya uzmanı tarafından davacının dava konusu kaza nedeni ile nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 10.243,58 TL ve geçici iş göremezlik zarar tutarının 2.131,15 TL olduğunun tespit edilmiş olması, mezkur raporların dosya kapsamına uygun, teknik, ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde tanzim edildiğinin anlaşılması karşısında hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, alınan raporlar doğrultusunda ve davacının ıslah talebine nazaran davacının dava konusu kaza nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlikten ve geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararlarından davalı sürücü ve işleten … ile davalı sigorta şirketinin geçerli trafik sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketi vekili tarafından hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği savunmasında bulunulmuşsa da savunmanın somutlaştırılmaması ve davacının yaya halde olması nedeniyle bu yöndeki savunmaların yerinde olmadığı, davacı yanca davalı işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirket yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiş olmakla bu yöndeki taleplerin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmış, davalı … ve … Şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde kaza tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesi dikkate alınacaktır. TBK’nun 56/1. maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacı yanın uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Davacının davaya konu kaza sonucunda %5,1 kalıcı maluliyetine sebebiyet verecek derecede yaralanmış olması, uzunca bir tedavi sürecine maruz kalacak şekilde 9 aya kadar iyileşme süresi öngörülmüş olması nedeniyle davacının acı ve elem yaşadığı, bir üzüntü duyduğu tabii olup, trafik kazasının oluşumunda davacının %75 oranında, davalı sürücünün ise %25 oranında kusurlu bulunması nedeniyle davacının bir miktar manevi tazminat talebinde bulunabileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile ilkeler ışığında ve tüm dosya kapsamı itibariyla manevi tazminat talebi değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı, kaza nedeniyle maruz kaldığı tedavi süreci, maluliyet oranı, iyileşme süresi ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle manevi tazminatın caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla davacı için 7.500,00 TL manevi tazminatın makul ve uygun olacağı, davalı …’nın aracın sürücüsü ve işleteni olarak oluşan manevi zarardan talep gibi kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmış, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş; tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalılar … ve … A.Ş aleyhine açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile, geçici iş göremezlikten kaynaklı 2.131,15 TL ve sürekli iş göremezlikten kaynaklı 10.243,58 TL olmak üzere toplam 12.374,73 TL maddi tazminatın davalı … yönünden 15/08/2014 kaza tarihinden, davalı … A.Ş yönünden ise 06/11/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen adı geçen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 7.500,00 TL manevi tazminatın 15/08/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bu yöndeki fazlaya dair istemin REDDİNE,
4-Maddi tazminat davası bakımından alınması gereken 845,32-TL nispi karar ve ilam harcından peşin, tamamlama ve ıslah harcı olarak alınan 267,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 577,86-TL harcın davalılar … ve … A.Ş’nden müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının harç olarak yaptığı 267,46-TL masrafın davalılar … ve … A.Ş’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Manevi tazminat davası bakımından alınması gereken 512,32-TL nispi karar ve ilam harcının davalı …’ndan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacının yaptığı ilk masraf 39,05-TL, bilirkişi ücreti 1.400,00-TL, posta gideri 489,05-TL, Adli Tıp rapor gideri 1.813,50-TL olmak üzere toplam 3.741,60-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.192,20-TL ‘nın davalılar … ve … A.Ş’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı … tarafından yapılan 44,90-TL posta giderinin red ve kabul oranına göre 30,59-TL ‘nın davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Maddi tazminat davası bakımından karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalılar … ve … A.Ş’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Manevi tazminat davası bakımından kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalı …’ndan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Manevi tazminat davası bakımından reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak …’na VERİLMESİNE,
11-Davalı …’ın kayıt maliki olarak görünmesi sebebiyle aleyhine dava açılmasında davacıya atfedilecek kusur bulunmadığından adı geçen davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
12-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
13-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili ve davalı … vekili yüzüne karşı, diğer davalı taraf yokluğunda, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .