Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1046 E. 2018/743 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1046
KARAR NO : 2018/743
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin yürütmekte olduğu bir proje için, davalıdan 2014 yılı için beyaz eşya satın almak için görüştüğünü, davalının ürün bedellerini nakden ödemesini istediğini, davalı tarafından herhangi bir fatura düzenlenmeksizin davalı hesabına 13.583,00-TL ödeme yapmış olduklarını, davalının göndermiş olduğu bir kısım malların yasal süresi içinde davalıya iade edilmiş olduğunu, davalı tarafından taraflar arasındaki alışverişe istinaden toplam bedeli 9.977,00-TL tutarında olan 3 adet fatura düzenlemiş olduğu, iade edilen ürünlere ilişkin olarak davacının davalıya 3.606,00-TL fazla ödeme yapmış olduğu, bu bedelin davalıdan talep edildiği halde bahsi geçen bedelin iade edilmediğini, davacı tarafından bahsi geçen alacağın iade edilmesi amacıyla …Noterliği aracılığı ile 14/04/2015 tarih ve … yevmiye no lu ihtarname keşide edilmiş olduğu ve davalıya 17/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davalının herhangi bir bedel iadesi yapmamış olduğunu, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas numarasıyla icra takibi başlatılmış olduğunu, ödeme emrinin davalıya 08/09/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davalının da 11/09/2015 tarihinde borca itiraz etmiş olduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu, bu sebeple itirazın iptalini, takibin devamını talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
06/10/2016 Tarihli Bilirkişi raporuna göre: Davacı …Şirketinin, Davalı… Limited şirketinden takip tarihi itibari ile 3.606,00 TL asıl alacak 135,89 faiz (ihtarname tebliğ tarihinden, takip tarihine kadar olan süre için hesaplanan faiz tutarı) alacağının olabileceği, Davacının belirlenen asıl alalcağına, takip tarihinden itibaren yıllık %10.50 ve değişen oranlarda kadameli olarak avans faizi yürütülebileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
23/01/2017 Tarihli Bilirkişi ek raporuna göre; Davacı …Şirketinin, Davalı …şirketinden takip tarihi itibari ile 3.606,00 TL asıl alacak 135,89 faiz (ihtarname tebliğ tarihinden, takip tarihine kadar olan süre için hesaplanan faiz tutarı) alacağının olabileceği, Davacının belirlenen asıl alalcağına, takip tarihinden itibaren yıllık %10.50 ve değişen oranlarda kadameli olarak avans faizi yürütülebileceği, kök raporda bildirilmiş olan kanaatte bir değişiklik olmadığını bildirilmiştir.
13/04/2018 Tarihli Bilirkişi raporuna göre; Davacı … Şti. İle davalı …arasındaki itirazın iptali davası ile ilgili olarak davalı ticari defter ve belgeleri ile dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda; Davalı yanın, iptal edilen faturalar ile servis ve nakliyelere ilişkin olarak bir belge ibraz edemediği, davalı yanın 2014 yılında davacıya toplam 9.977,00 TL tutarında fatura düzenlendiği buna karşılık 13.583,00 TL tutarında tahsilat yaptığı, buna göre davacı firmanın davalıdan 3.606,00 TL alacaklı hale geldiği, istanbul …İcra Dairesi’nin…E sayılı takip dosyasında talep edilebilecek toplam alacağın 3.741,89 Tl (3.606,00 TL asıl alacak+135,89 TL işlemiş faiz) olduğu, yönünde tespit yapılmıştır.
Tüm dosya muhteviyatı, bilirkişiler tarafından yapılan tespitler, ibraz olunan ticari, defter ve kayıtlar hep birlikte incelendiğinde; taraflar arasında mevcut ticari ilişki gereği davacının davalıdan almış olduğu mallar sebebiyle 2014 yılı içerisinde toplam tutarı 9.977,00 TL tutarında fatura düzenlendiği buna karşılık 13.583,00 TL tutarında tahsilat yaptığı, buna göre davacı firmanın davalıdan 3.606,00 TL alacaklı hale geldiğinin ticari defterlerin incelenmesi sonucunda tespit edilmiş olması, davalı yanın iptal edildiğine dair faturalar bakımından herhangi bir ispat vasıtası sunmaması, davalının ücrete hak kazanabilmesi için taraflarca kararlaştırılan edimini ifa ettiğini ispat etmiş olması gerekliliği, ( Misal Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/6294, Karar No : 2016/5311 sayılı ilamı) nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak likit olup davalının takibe itirazı haksız bulunduğundan 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince davacı yararına icra-inkar tazminatına karar verilmiştir.
İcra-inkar tazminatı ile ilgili olarak; Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : … ve Karar No : … sayılı kararında “2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Daire’leri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Borçlu, ne kadar borçlu olduğunu yada olmadığını her zaman kendi elinde olan delil ve bilgilerle bilme ve araştırma olanağına sahip olmayabilir. Borçlu, açıkça belli olmasa bile ne kadar borçlu olduğunu objektif kriterlere göre tespit edebiliyor veya edebilecek durumda yada tespit edebilmek için gerekli olan unsurlara ve bilgilere sahipse, alacak likit ve muayyen sayılır. Takibe konu alacağın yargılama faaliyetine ihtiyacı olup olmadığı takip talepnamesinde belirtilen rakamlarla, yargılama sonunda ortaya çıkan rakamların farklı ve takip talepnamesinden daha az olmasından da anlaşılabilir. İtirazın iptali davasına konu olan alacağın gerçek miktarının hesaplanması bilirkişi incelemesini gerektiriyorsa, takibe konu olan alacağın miktarı belli olmaktan çıkmıştır.” görüşüne yer verilmiştir. Her ne kadar dosyamızda bilirkişi incelemesi yapılmış ise de davada talep edilen miktar ile çıkan miktarın aynı olması, uyuşmazlığın alacağın miktarı ile ilgili değil var olup olmadığı noktasında toplandığından incelemenin alacağın var olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılmış olması, alacağın faturaya dayalı olması (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2013/2345 Karar No: 2013/6713 sayılı kararı ) sebepleriyle alacağın likit olduğu kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalının İstanbul… İcra müdürlüğünün… Esas sayılı takibe itirazının İPTALİNE, takibin kaldığı yerden asıl alacak olarak 3.606,00 TL üzerinden DEVAMINA, işlemiş faiz dava konusu yapılmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Kabul edilen alacağın (3.606,00 TL) %20’ı tutarında icra inkar tazminatı olan 721,2 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 246,33-TL harçtan peşin alınan 61,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 184,74-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin olarak yatırdığı 61,59 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00- TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının yaptığı ilk masraf 32,55 TL, bilirkişi ücreti 1.000-TL, posta gideri 139,00-TL olmak üzere toplam 1.171,55-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davalı vekili yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …