Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/104 E. 2018/78 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/104
KARAR NO : 2018/78
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/02/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine 28.02.2014 tarih … seri nolu ve 30.12.2013 tarih … seri numaralı faturalara ilişkin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 91.403.-TL bedelle icra takibine başlanıldığını, bu takibe karşı davalının ayıplı imal edilen mal işçilik zararları gibi hususlarda takas mahsup talepli olarak icra dosyasına itiraz ettiğini, bu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduunu, icra takibine konu faturaların davalı yana tebliğ edildiğini ancak yasal süre içerisinde itiraz edilmediği gibi faturaların da iade edilmediğini, bu sebeple fatura alacaklarının kesinleştiğini, davalı yanın icra takibine itiraz dilekçesinde belirttiği malhların ayıplı imalat sonucu uğradığını iddia ettiği zararın müvekkiline yasal yollarla bildirilmediği bu tür bildirimlerin hukuki bir yaptırım doğurabilmesi adına noter aracılığı, elektronik imzalı elektronik posta taahhütlü mektup veya telgrafla yapılması gerektiği ancak böyle bir bildirim olmadığını, ayrıca davacı tarafından ayıplı olduğu söylenilen parke döşemelerin ayıplı olması halinde derhal bildirilmesi gerektiğini, fakat müvekkiline böyle bir bildirim yapılmadığını, davalının ticari defterlerinde 91.403,20 TL bakiye borcu olduğunu beyan ederek bağlantısız bileşik ikrarda bulunduğunu ve sözkonusu ayıplı üretim nedeniyle ayıp ihbarlarını süresinde ve hukuka uygun şekilde yaptığını ve müvekkiline herhangi bir borcu bulunmadığını yasal delillerle ispat etmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ait işyerinde tadilat/dekorasyon işlerini “kesin fiyatlı bir anlaşma” olmaksızın üstlendiğini, ancak davacının üstlenmiş olduğu işi özen, sadakat yükümlülüğünü ihmal ederek müvekkilinin zararına, ayıplı olarak ifa ettiğini, dava konusu işin davacı tarafından tamamen teslim edilmediğini, ilavaten müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, davacı tarafından üstlenilen birçok işin gereği gibi ifa edilmediğinden ikinci kez yapılmasına neden olduğunu, bu sebeple ilave maliyetlere maruz kalındığını, sözkonusu işin davacı tarafından yeterince takip edilmediği, kötü malzeme, kötü işçilik ile yapılan işlerin başka sorunlar çıkardığını, yapılan işlerin sökülüp yeniden yapılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin aynı iş için ilave bedeller ödemek zorunda kaldığını, davacıya iş avansı olarak 185.000.-TL ödendiğini ancak davacının ek olarak istediği 91.423,20 TL ‘lik alacağı haketmediğini, davacının talep ettiği tutara itiraz zımmında iade faturası düzenlenerek noter kanalı ile gönderildiğini, sözkonusu işin eser sözleşmesine dayalı olduğunu, davacı yana iş süresince iş avansı mahiyetinde birtakım ödemeler yapılmış olmasının işin davacı tarafından teslim alınarak kabul edildiği anlamına gelmediğini, davacının sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, aksine müvekkilinin sürekli olarak davacıdan bilgi ve belge talep ettiğini ve işlerin usulüne uygun yapılmaması sebebiyle başka sorunlara yol açtığı uyarısında bulunduğunu, dava konusu iş sebebiyle ayıplı imalatların içerisinde ticari faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalarak mağdur olduğunu, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, ticari faaliyetlerinin aksadığını, davacının alacaklı değil aksine müvekkilinden fazladan avans olarak tahsil ettiği tutarlar ile müvekkiline verdiği ilave zarar tutarları ile borçlu olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası dosyamız kapsamına sağlanmış ve incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun davalı olduğu, bakiye fatura alacağına dayalı olarak genel haciz yolu usulüne göre takip yapıldığı, borçlu davalıya ödeme emrinin 15/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının da 19/09/2014 tarihinde itiraz ettiği, buna göre gerek itirazın ve gerekse davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davacı yan ve davalı yan arasındaki eser sözleşmesi niteliğindeki iş kapsamında davacının alacağı olup ollmadığı, sözleşmede tarafların edimini yerine getirip getirmediği, alacak miktarı ile; varsa ayıptan kaynaklı hakların davalı açısından ileri sürülme imkanı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların yazılı bir anlaşmaları olmadığı gibi kesin fiyatlı bir anlaşma da yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının işletme defterinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın muavin kayıtlarını sunmadığı sadece ihtilaflı faturaya ilişkin kayıtlarını sunduğu anlaşılmıştır.
Davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan ve düzenlediği tüm faturaların davalı yanca da alınıp muhasebeleştirildiği yani taraf defterlerinin borç bakiyesi konusunda birbirini teyit ettiği görülmektedir.
Davalının düzenlediği iade faturası ise davacının kayıtlarında olmadığı gibi davalı yanın sunduğu ticari defterlerde de kayıtlı değildir. Salt fatura düzenlenmesi ise iade/ayıp hususunun ispatına yeterli bir unsur değildir.
Yapılan keşifte ayıplı olarak teslim edilen imalatların self levelling ve zemin parke döşemesi işinden kaynaklandığı ancak bu işlerin davacının sorumluluğunda olduğuna ilişkin bir delil, belge bilgi bulunmadığı da tespit edilmiştir. Taraf tanıkları kendi taraflarını doğrular mahiyette beyanda bulunduklarından ve çelişki giderilemediğinden bu işle ilgili sorumluluğun kimin uhdesinde olduğu tanık delili ile çözüme kavuşmamış ve ancak yazılı bir delile de rastlanmamıştır. Kaldı ki BK.’nın 359. (TBK. md.474) madde hükmüne göre, işsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkanını bulur bulmaz eseri muayane ve varsa ayıpları uygun sürede yükleniciye bildirmekle yükümlüdür.
Dava dosyasında ayıba ilişkin bildirim yapıldığına ilişkin de bir delil bulunmamaktadır. Salt iade faturası kesmek ve üstelik bu faturayı kendi defterlerinde dahi muhasebeleştirdiğini ibraz edememek ayıbın varlığı ,miktarı ve karşı yana bildirimde bulunulduğuna ilişkin kanıt değildir.
Bu durumda davalı yanın davacı faturalarını alıp kayıtlarına işlediğine göre eserin teslim edildiğini kabul ettiği ve ayıba karşı yasal haklarını kullanma konusundaki yükümlülüklere uymayarak bu haklarını yitirdiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Genel anlamda eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar likit olmayabilir ise de somut olayda alacak bakiyesi her iki tarafın ticari defterlerinde de aynı rakam olarak görünüp artık likit hale geldiğinden davacı yararına icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip talepnamesinde olduğu gibi 91.403,00 TL üzerinden takipten itibaren aynı zamanda ana alacak olan bu miktara değişen oranlarda avans faizi ugyulanmak suretiyle takibin devamına,
2- İİK.67/A-2 maddesi uyarınca; % 20 nispetinde hesaplanan 18.280,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 6.229,74 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.103,94 TL kısmından mahsubu ile bakiye 5.125,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin ve başvuru harcı toplamı: 1.131,64 TL, posta gideri 183,00 TL, keşif araç gideri 70,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 2.400,00 TL olmak üzere toplam: 3.784,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.062,24 TL TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE ,
6-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …