Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/972 E. 2021/256 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/972
KARAR NO:2021/256

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, TTK’nun 338. maddesine göre tek pay sahipli bir anonim şirket olarak 08/07/2013 tarihinde kurulduğunu, şirketin esas sermayesinin 100.000,00-TL olduğunu, sermayenin toplam 100 paya bölündüğünü, şirketin eski ortağı olan davalı ile müvekkili şirketin dava tarihinde ortağı bulunan dava dışı … arasında … Noterliği’nin 10/10/2013 tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi kapsamında şirket hisselerinin tamamının 100.000,00-TL bedel karşılığında davalı tarafından …’YA devredildiğini, ancak bu devir işleminden bir gün önce davalının, müvekkili şirketin sermayesi olan ve bankada nakit olarak bulunan 100.000,00-TL ile birlikte şirketin yapmış olduğu mal alım sonucu mal bedeli olarak şirket hesaplarına intikal eden 283.518,55-TL olmak üzere toplam 383.518,55-TL’yi banka hesaplarından çektiğini, mal bedelinin çekilmesi nedeniyle müvekkili şirketin ithalat bedelini ve bağlı bulunduğu vergi dairesine olan borcunu ödeyemediğini, şirket hesaplarından çekilen toplam tutarın şirkete iadesi için … Noterliği’nin 11/10/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak davalının aldığı parayı iade etmediğini, müvekkili şirketin 31/10/2013 tarihli muavin hesap dökümü ve genel mizanında davalının müvekkili şirkete 383.518,55-TL borçlu olduğunun göründüğünü, sonuç olarak dava tarihi itibariyle 383.518,55-TL asıl alacak ve 3.984,33-TL birikmiş faiz olmak üzere toplam 387.502,88-TL alacağın, 383.518,55-TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirketin müvekkili tarafından kurulduğunu, şirket işlerinin tek üyeden oluşan yönetim kurulu tarafından yürütülüp yönetim kurulu üyesi müvekkilinin şirket altına atacağı münferit imza ile her türlü temsil ve ilzam edildiğini, söz konusu hisse devir sözleşmesi hükümlerince taraflar arasında karşılıklı olarak borç ve alacaklarının kalmadığını, devre konu hisselerin artık devir alana ait olduğunu kabul ettiklerini, bunun dışında taraflar arasında hisse devri nedeniyle hak ve borçları düzenleyen yazılı veya sözlü olarak paraya ilişkin bir anlaşma yapılmadığını, müvekkilinin şirketin devrinden önce tek sahibi olduğunu ve şirketteki tüm paraları kendisinin almasının gayet doğal olduğunu, bu hususun … Noterliği’nin 05/11/2013 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile açıklandığını, şirket hesabından çekilen 383.518,55-TL’nin, şirketin …’ya devredildiği tarihten önce tahsil edildiğini, bu nedenle şirket hisselerinin devir tarihinden önce şirket uhdesinde bulunan paralar üzerinde davacı şirketin herhangi bir hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirketin, eski ortağından olan alacağın tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davacı şirketin ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtları, çekilen paralara ilişkin banka dekontları dosyamız arasına alınmış, taraflarca dosyaya sunulan deliller değerlendirilmiş, bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar temin edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı şirketin davalı … … tarafından 08/07/2013 tarihinde tek ortaklı olarak kurulduğu, şirketin tüm hisselerinin …. Noterliği’nin 10/10/2013 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile dava dışı …’ya devredildiği sabittir. Yine gerek davacı ve davalı beyanları, gerek banka dekontları, gerekse bilirkişi rapor ve ek raporları ile dava konusu yapılan para miktarının davalı tarafından, hisse devir sözleşmesi imzalanmadan 1 gün önce şirketten alındığı sabittir. Bu noktada ihtilaf, hisse devir sözleşmesi yapılmadan önce şirketin tek ortağı konumunda olan davalının, söz konusu parayı almaya hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nun 124/1 maddesi “Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun 125/1 maddesi de “Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir.” hükmünü içermektedir. Söz konusu düzenlemeler birlikte dikkate alındığında, şirketin tek ortağı bulunsa bile şirket tüzel kişiliğinin ayrı bir kişilik olduğu açıktır. Dolayısıyla şirketin tek ortaklı olması halinde de şirket ortağı şirket malvarlığı üzerinde istediği gibi tasarruf yetkisi haiz bulunmamaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesi ile söz konusu parayı şirket hesabından aldığını kabul etmekte, ancak kendisinin davacı şirketin sahibi, tek ortağı olarak parayı almasının gayet doğal olduğunu belirtmiş, bilirkişi raporu tanzim edildikten sonra bu savunmasını genişletip değiştirerek şirketten aldığı paranın devir tarihinden önce davacı şirketten olan alacağının bir kısmını tahsil etmek amacıyla aldığını belirtmiştir. Bu anlamda davalı savunmasını genişletip değiştirmiştir. Cevap dilekçeleri sunulduktan sonra iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi ancak ıslah veya karşı tarafın açık muvafakati ile mümkün bulunmaktadır(HMK 141/2, 319/1). Davalı tarafça cevap dilekçesindeki savunmalar ıslah edilmediği gibi, savunmanın genişletilip değiştirilmesine davacı tarafça açıkça muvafakat edilmiş de değildir. Tersine davacı vekili dosyaya sunduğu 13/11/2015 tarihli beyan dilekçesi ile davalı tarafın savunmasının genişletilmesine muvafakatları olmadığını belirtmiştir. Bu anlamda davalı taraf, davacı şirketteki hisse devrinden 1 gün önce davacı şirketten para almış olduğunu kabul etmekte olduğundan davacı şirketin bu parayı davalıdan talep etme hakkı bulunmaktadır. Kaldı ki davalı tarafın genişletilerek değiştirilmiş savunması doğrultusunda değerlendirme yapıldığında bile davalı tarafın haksız olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki, davalı taraf davacı şirketten olan bir kısım alacağına karşılık olarak bu parayı şirketten aldığını ileri sürmektedir. Davalı tarafın şirketten alacağı karşılığında aldığını iddia ettiği bu parayı şirketten alabilmesi ancak bu parayı şirkete borç olarak verdiğini ispat edebilmesine bağlı bulunmaktadır. Davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka dekontları ve ödeme belgeleri ile bilirkişi raporları dikkate alındığında davalı tarafından değişik tarihlerde toplam 9 ayrı işlem ile değişik miktarlarda paralar yatırıldığı görülmektedir. Bu paraların 390.290,00-TL’si şirket muhasebecisi tarafından şirketi sonradan devralan … hesabına alacak olarak kaydedilmiş bulunmaktadır. Davacı şirket tarafından … cari hesabına alacak kaydedilen tutarların dayanağı olabilecek herhangi bir belge ise dosyaya sunulmamıştır. Bu itibarla söz konusu miktardaki para ve diğer yatırılan paralar şirket adına yatırılmış olsa bile davalı tarafça şirkete verildiği iddia edilen paralara ilişkin belgelere bakıldığında bunlardan hiç birinin şirkete borç para olarak verildiğine ilişkin bir kayıt içermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı, şirkete verdiği paraları borç para olarak verdiğini de ispat edememektedir. Bu nedenle de davacı şirketten herhangi bir alacağı bulunmamakta olup, hisse devir sözleşmesinin yapılmasından 1 gün önce davacı şirketten almış olduğu tüm parayı davacı şirkete iade etmek zorunda bulunmaktadır. Bu itibarla davacı tarafça açılan davanın haklı olduğu sonucuna varılarak açılan davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, 387.502,88-TL alacağın, 383.518,55-TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 26.470,32-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.617,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 19.852,72-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ve dava açılış gideri 6.645,65-TL, müzekkere ve davetiye posta masrafı 432,10-TL ve bilirkişi ücreti 1.350,00-TL olmak üzere toplam 8.427,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 35.575,20-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır