Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/818 E. 2019/401 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/818 Esas
KARAR NO : 2019/401

DAVA : ALACAK
K. DAVA TARİHİ:03/12/2012
KARAR TARİHİ: 09/05/2019

Davacı tarafından davalılar aleyhine mahkememize açılan; “Alacak” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 04/07/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket ile müvekkili arasında… Mahallesinde kain, 6516 ada, 5 parselde bulunan taşınmaz üzerindeki akaryakıt satış ve servis istasyonu için ilk olarak 27/10/2006 tarihinde protokol imzalandığını, bu protokol kapsamında…’in davalı şirkete bayilik verdiğini ve bir kısım yatırımlar yaptığını, davalı şirketin de mülkiyetinde oian istasyon üzerinde … lehine 27.10,2006 tarihinden itibaren 20 yıl süreli intifa hakkı tesis ettiğini ve yapılan bayilik sözleşmesi kapsamında istasyonu İşletmeye başladığını,İşbu protokol ile belirlenen yükümlülükler ve alınan yatırımlara karşılık bayinin, söz konusu akaryakıt İstasyonu üzerinde davacı lehine 1. Ve 2. Dereceden toplam 3.500.000-TL ipotek hakkı tesis ettiğini, Protokolün imzalandığı ve istasyon üzerinde 20 yıllık intifa hakkının tesis edildiği tarihte Rekabet Kurumunun uzun süreli intifa haklarına yönelik şikâyetleri özet hukuk sorunu olarak gördüğünü ve reddettiğini, ancak bayilik sözleşmelerinin 5 yıldan uzun süreli yapılamayacağını ifade ettiğini, bu nedenle bayilik sözleşmesinin 5 yıl süreli olarak imzalandığını, Davalı bayının vermiş ofduğu taahhütname ile istasyonda beher yılda asgari 5,000 m3 beyaz ürünü…’ ten alarak müşterilere satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, dağıtım şirketlerinin bayilik hakkı tanıyacakları İstasyona yapılacak yatırımları ve ödeyecekleri bedelleri belirlerken bayinin satmayı taahhüt ettiği asgari ürün miktarını göz önüne aldıklarını, Diğer davalı …’nun taraflar arasında imzalanan protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesini garantör sıfatıyla imzaladığını ve davalı bayinin borçlarına, protokol ve bayilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklere garantör olduğunu,… lehine 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edildikten 3 yıl sonra Rekabet Kurulu’nu akaryakıt sektöründe yaygın olan uzun süreli intifa ve kira sözleşmelerini özel hukuk sorunu olarak kabul eden yaklaşımını terk ettiğini ve bu tarihten sonra verdiği kararlarda rekabet yasağı süresini fiilen uzattığını, 12.03,2009 tarihli duyuru ile de sektörü bu hususta bilgilendirdiğini, Davalılar aleyhine daha önce İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. … K. Sayılı dosyası ile ikame ettikleri sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının taraflar arasındaki bayilik dikey ilişki ve intifa sözleşmesi devam ettiğinden reddedildiğini, Müvekkili şirketin, bayinin borçlarını ödememesi sebebiyle İntifa haklarını terkin etmekten İmtina ettiğini ancak Rekabet Kurulu’nun uyarısı sebebiyle ceza baskısı altında intifa haklarını süresinden önce terkin etmek zorunda kaldığını, Rekabet Kurulu’nun 18,09.2005 tarihinden önce yapılan ve 18.09.2005 tarihi itibariyfe kalan süresi 5 yık aşan sözleşmelerin “azami hadde indirgeme ilkesi” gereğince 18.09.2010 tarihine kadar, 18.09.2005 tarihinden sonra kurulan sözleşmelerin ise akdedildiklerl tarihten itibaren 5 yıl süre ile grup muafiyetinden yararlanacağını, bu tarihi aşan kısmının İse geçersiz olacağı sonucuna ulaştığını, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 2007 yılında imzalandığını ancak Rekabet Kurumu’nun taraflar arasında imzalanan ilk sözleşme olan 27.10.2006 tarihli protokoiü esas aldığını, bu sebeple dikey İüşkİnin 27.10.2011 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlanabildiğim, davalı bayinin de keşide etmiş olduğu ihtarname İle taraflar arasındaki bayilik dikey İlişkisinin 27,10,2011 tarihinde sona erdiğini ihtar ettiğini, Davafı bayinin 27.10,2011 tarihinden sonra davacı şirketten yeniden bayilik sözleşmesi imzalamak için ekstra taleplerde bulunduğunu; oysa davacı şirketin bayilik ilişkisinin başlangıcında yatırımlar gerçekleştirdiğini, istasyonun 20 yıllık İntifa hakkını aldığını, Rekabet Kurumu görüş değişikliğine girmeseydi 20 yıllık intifa hakkının geçerli kalacağını ve bayilik sözleşmesinin 30.04.2012 tarihinde sona ereceğini, beşinci yıhn sonunda ise…’in yeniden sözleşmek imzalayıp imzalamama konusunda söz sahibi olacağını, şayet davalının bayiliğinden ve satışlarından memnun ise yeniden sözleşme imzalayacağını, aksi halde intifa hakkı kendisinde, olan istasyonu, uygun göreceği başka bir bayi ile işletebileceğim, anılan Rekabet Kurumu kararıyla İplerin bayinin eline geçtiğini, intifanın terkini ite davalı bayinin başka bir dağıtım şirketiyle anlaştığını, 27.10.2006 tarihli protokol şartları gereği davacının istasyona toplam 1,476,998 USD tutarında yatırım gerçekleştirdiğini, bu bedellerin belirlenen İstasyonda 20 yıl süresince… markası ve kurumsal kimliği altında taahhüt edilen miktarda benzin, motorin satışı yapılacağı inancıyla belirlenerek ödendiğini, belirlenen yatırımın davalının 20 yıl müddetle ve toplamda 100.000 m3 ürün satması İhtimaline göre hesaplandığını, oysaki davalı bayinin İlk ürünü sözleşmenin başladığı tarihten 1 yıl 3 ay 7 gün sonra aldığını ve toplamda 9.177 m3 ürün aldığını, Rekabet Kurumu kararı sonucu İntifa ilişkisinin muafiyet süresini aşan kısmının geçersiz olduğunu, bayilik ilişkisinin sona erdiğini, ifa edilmeyen dönemler bakımından edimlerin İadesinin gerektiğini, 27.10.2006 tarihli protokolün tazmin yükümlülüğü başlıklı bayi 3.1.5 maddesine göre; taraflar arasındaki bayiliğin herhangi bir nedenie sona ermesi halinde davalıların tazmin etmekle yükümlü olduğu tutarın belirlendiğini, belirterek; fazlaya ilişkin doğmuş ve doğacak her türlü hakları saklı kalmak kaydı İle dava dilekçesinin ekinde (Ek-16) kayıtlı ayrıntılı hesap tablosunda belirtmiş olduğu 6.632.863,87 TL alacaklarının, dava tarihinden İtibaren 1.719.643,66 TL tutarındaki anapara alacaklarına dava tarihinden itibaren TCMB’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında faizi ile birlikte davalı bayi ve garantörden müştereken ve müteselsilen tahsiline, başkaca cezai şart, kar mahrumiyeti, ariyet malzemelerin iadesi, istasyon üzerindeki intifa hakkından kaynaklanan haklar, marka haklarını saklı tutulmasına, yargılama giderleri İle vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür,

S A V U N M A- KARŞI DAVA ve KARŞI DAVADA SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde: Taraflar arasında akdedilmiş bayilik sözleşmesi feshinin tamamen Rekabet Kurutu kararına dayandığını, sözleşme süresinin sınırlandırılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sözleşme süresinin bitiminde davacının öne sürdüğü ağır sözleşme şartlarını kabul etmeyerek başka bir dağıtıcı şirket ile anlaştığı için davacının müvekkilinden adeta Öç almak istediğini, Rekabet Kurulu kararının müvekkiline tanıdığı hakkın kullanılmış olmasının davacı tarafça suiistimal edildiğini, 20 yıla dönük kar beklentisinden mahrum kalmasının tüm sonuçlarını davalıya yükletmeye çalıştığını,
Davacının müvekkiline imzalattığı sözleşme şartlarının haksız ve tek taraflı hazırlanmış ve yeni BK’ nun ilgili hükümleri karşısında geçersiz sayılması gereken genel işlem şartları niteliğinde olduğunu, Dava dilekçesinin 7.sayfasında bayilik ilişkisinin 27.10.2011 tarihi itibariyle sona erdiğinin belirtilmesine rağmen aynı sayfada 1.719.643 TL’ lık anaparanın ödeme tarihlerinden İtibaren faiz yürütülerek ana para+ vade farkı+ KDV toplamı olarak 6.632.863 TL” nin iadesini talep ettiğini, ticari teamüllere aykırı ve bizzat kendilerince yapıldığı anlaşılan hesaplama yöntemi ile iddia ve talep ettiği rakamları çıkardığını, bunfarın kabulünün mümkün olmadığını, davacının ancak Rekabet Kurulu kararı sonucu bayilik ilişkisinin sona erdiği 27,10.2011 tarihinden itibaren zenginleşme iddiasını gündeme getirebileceğini, Ana paranın nasıl 3,85 kat arttırılarak bu rakama ulaşıldığının belirsiz olduğunu, davacının bir yandan faizden bir yandan da vade farkından bahsetmesinin bileşik faiz yasağına aykırı davrandığı kuşkusuna yol açtığını, Davacı şirketin taleplerine dayanak olarak 4 kaiemı gösterdiğini, bunlardan kurumsal kimlik giydirmesinin davacıya iade edildiğini, demirbaş yatırımının tutulan tutanak İle davacıya iade edildiğini, kalan birkaç tankın da satın alındığını, inşaat yarımının 27.10.2006 tarihli protokolde İleri sürülen koşullar dahilînde yapıldığını, bayilik hizmet bedelinin ise adından anlaşıldığı gibi bayilik hizmetinin bedeli olduğunu ve süreli olmadığını, faturasının da bu şekilde tanzim edildiğini, Rekabet Kurulu kararının uzun süreli intifa ve kira sözleşmelerinin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağını açıkça belirttiğini, Davacının kötü niyetli, müvekkillerinin iyi niyetli olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 42. Maddesinde de bu sözleşmenin süresinin 5 yit olduğunu ve tarafların isterse yenileyebileceklerinin açıkça yazılr olduğunu, davacının sanki bu hüküm yokmuş gibi davranmasının hem kötüniyetli hem de bayi üzerinde baskı kurma ve Rekabet Kurulu kararlarını dolanma niyetini açıkça gözler önüne serdiğini, Davacının basiretli davranmadığını, iyiniyetii zenginleşenîn İade borcunun kapsamının BK 63, Ve 64, Maddeleri gereği sınırlı olduğunu, Davalı şirketin davacıdan ilk ürünü 07,08,2008 tarihinde yanı bayilik başladığından 1 yıl 3 ay 7 gün sonra aldığını oysaki davacı delilleri arasında inşaat yatırım belgesi olarak sunulan hak ediş faturalarından anlaşıldığı üzere, bayilik sözleşmesinin müvekkili şirket bakımından 30,04,2007 tarihinde yürürlüğe girdiğini, ancak istasyondaki inşaat işlerinin 2007 yılı Ağustos ayına kadar devam ettiğini, davacı şirketin tüm bu süreçte müvekkilinden aktif bir biçimde vaat edilen satış grafiğini neden yakalayamadığının hesabını sorduğunu, Davacı şirketin müvekkili şirkete karşı taahhütlerini yerine getirmediği iddiası ve cezai şart talebiyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesİ’nde açtığı … Esas …Karar sayıh davanın reddedildiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 03/12/2012 harçlandırma tarihli karşı dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile karşı davalı şirket arasında 30.04.2007 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmadan, bu sözleşmenin ayrılmaz parçası olarak zikredilen 27.10.2006 tarihli protokolü imza etmek mecburiyetinde kaldığını, ilgili protokol hükümleri gereğince karşı davalıya 20 yit süreli intifa hakkı verildiğini ve davacı(karşı davalı) lehine İpotek hakları tesisi ettiğini, intifa hakkının karşı davalı tarafından Rekabet Kurumutarafından uyarıldıktan sonra kaldırıldığını, tesis edilen 3,500.000 TL değerindeki ipotek hakkının ise cevap tarihî itibariyle halen fek edilmediğini, taşınmaz üzerinde mevcut ipotek nedeniyle müvekkilinin başka dağıtım şirketleri ile yapacağı bayilik sözleşmeleri için teminat göstermekte güçlük çektiğini, müvekkilinin sırf bu nedenle uğradığı itibar kaybı mukabili 30.000 TL manevi zararının olduğunu, taşınmazı teminat gösteremedikleri, kredi kullanamadıkları için uğradıkları zararın şimdilik 30,000,00 TL. lik kısmının tazminine karar verilmesini talep ettiklerini, mahkeme tarafından yaptırılacak zararın tespiti, tapu kayıtlarının celbi, yeni bayilik sözleşmesinin celbi, dinlenecek tanıkların görgüye dayalı beyanları ile alacak rakamının netleşeceğini, belirterek; karşı davanın kabulü ile müvekkilleri lehine 30.000 TL manevi tazminata ve uğranılan zararın belirsiz olması hasebiyle şimdilik 30.000 TL, maddi tazminata hükmedîlmesine, bu alacak rakamlarına sözleşmenin sonlandınldığı 27.10.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, noter ihtarat masrafları, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı(karşı davalı)üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle: Davalı(karşı davacı) vekilinin karşı dava dilekçesinin netice ve talep kısmında ipoteğin fekki talebinin yer almamasına rağmen, dava dilekçesinde İpotek fekki talep ettiğini, bu talebin hem usul hem de esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, ipotek bedeli üzerinden eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, Davalı (karşı davacı) vekilinin davacı (karşı davalı) şirketin ipotek terkinini yapmaktan İmtina ettiği ve bu durumun keyfi olduğu yönündeki beyanlarının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, Davacı yanın sözleşmeler akdedilir İken hata ve hileye düşürüldüğü iddiasının asılsız olarak suçlayıcı nitelikte olduğunu, İpotek akit resmi senedinde yer alan koşulları bifmedîği İddiasının tamamen kötü niyetli olduğunu, davacının tacir olması hasebiyle yaptığı iş ve imzaladığı sözleşmelerin önem ve mahiyetini bilmek durumunda olduğunu, Sözleşmeler Hukukuna hakim prensipler gereği, tarafların ticari İlişkinin oluşması için özgür iradeleri ile üzerinde fikir birliğine vardıkları konularda sözleşme yaptıklarını ve bu sözleşmeleri uyguladıklarını, Terkini talep edilen ipoteklerin müvekkili şirket fehine davacılar tarafından özgür iradeyle ve kanuna uygun olarak tesis edildiğini, ipoteklerin fekki ile ancak davacılar ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmeler sebebiyle her ne sebeple doğarsa doğsun cezai şart da dâhil olmak üzere bayinin doğmuş ve ileride doğacak tüm borçlarının ödenmesi halinde söz konusu olacağım, Davacı taleplerinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, Sayılı dosyalarının yargılamaları devam etmekte olması nedeniyle, İpoteğin terkinini bu kapsamda talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, iddia ederek, öncelikle eksik harcın tamamlattırılmak suretiyle davanın esasına girilmesine, aksi halde davacının davasının reddine, hukuki dayanaktan yoksun karşı davanın reddine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı (karşılık davacı)ya yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Talep: bayilik sözleşmesi kapsamında davalıya yapılan bayilik hizmet bedeli ve yatırım ödemelerinin, sözleşmenin kullanılamayan süresine isabet eden kısmının güncellenmiş bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Talimat mahkemesi olan Mersin …Asliye Ticaret Mahkemesince aldırılan 20/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda: Davalı firmanın davacı firmaya 31.12.2012 tarihi itibariyle Ticari Defter ve kayıtlarında 54.575.63.-TL borcunun bulunduğunu, davalı firmanın 2006 yılında davacı firma ile ticari faaliyetlerine başladığında, 27.10.2006 tarih 109251 seri numaralı ve Knv dahil 1.713.006.00 -TL tutarında Bayilik Hizmet Bedeli faturası düzenlenmiş olup, davacı firma tarafından bu fatura bedeli davalı firmaya 30.10.2006 tarihinde 856.503,00.-TL ve 07.11.2006 tarihinde 849.895,00.-TL olarak ödenmiş olduğu belirtilmiştir.
Davanın mahiyeti itibariyle alınan 03/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda: Rekabet Mevzuatı ve Rekabet Kurulu Kararları kapsamında, dava konusu İntifa Hakkı’nın 27.10.2011 tarihinden itibaren Grup Muafiyetinden yararlanamaması nedeniyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca geçersiz hale geldiği, esasen tarafların protokol ve sözleşmeyi yaptıkları esnada rekabet kurulu kararlan dolayısıyla söz konusu geçersizliği bildiklerinin kabulü gerektiği, davacının talep ettiği Bayilik Hizmet ve İnşaat İşleri Bedeli’nin iadesi taleplerinin sunulan emsal kararlar doğrultusunda bayilik faaliyetinin gereği olarak yapılması gereken yatırımlar olarak değerlendirilmesi sebebiyle talep edilemeyeceği, dosya kapsamı karşısında karşı davanın maddi ve manevi tazminat talebi yönünden yerinde görülemeyeceği, cevap dilekçesinin karşı davaya ilişkin kısmının ipoteğin fekki talebi bakımından yetersiz olduğu belirtilmiştir.
Tarafların itirazı üzerine alınan 15/03/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda: Sabit yatırımlara yönelik davacı tarafından dava konusu istasyon İçin 20 yıllık intifa süresi hedeflenerek harcanmış toplam bedelin KDV dahil 586.460,00 TL (ANA PARA) olduğu ve bu sabit yatırımların İlgili gayrimenkulün değerinde artış sağlamış olduğu belirtilmiştir.
Raporda yapılan eksik incelemeye istinaden bilirkişi heyetine mali müşavir eklenmek suretiyle aynı heyetten ek raporun tanzimi istenilmiş, 13/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda: Bayilik Hizmet bedelinin: “Protokol” kapsamında, 30.04.2007 tarihinde taraflar arasında akdedilmiş olan 5 yıl süreli “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi 5 süresince kullanılmak üzere verildiği ve bayilik sözleşmesi süresi sonu olan 30.04.2012 tarihinden önce Rekabet Kurumu kararları, paralelinde 27.10.2011 tarihinde sonlandırıldığından, kullanılmayan süreye denk gelen iade edilecek bedelin 174.394,70 TL olduğu, davacı tarafından dava konusu istasyon için 20 yıllık intifa süresi hedeflenerek harcanmış olan sabit yatırım bedellerinin, kalan süresine isabet eden tutarın ise 450.310,95 TL olduğu, buna göre davacının davalıdan toplam alacağının 624.705,65 TL olduğu belirtilmiştir.
Heyetçe verilen 19/12/2016 tarihli ek raporda: Bayilik Hizmet bedelinin; “Protokol” kapsamında, 30.04.2007 tarihinde taraflar arasında akdedilmiş olan 5 yıl süreli “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” süresince kullanılmak üzere verildiği ve bayilik sözleşmesi süresi sonu olan 30.04.2012 tarihinden önce Rekabet Kurumu kararlan paralelinde 27.10.2011 tarihinde sonlandınldığmdan kullanılmayan 5 yıllık süreye denk gelen iade edilecek bedelin 174.394.70.TL olduğu kanaatinde olduğumuzu, ancak davacı itirazlarının Sayın Mahkemece kabulü halinde ise 20 Yıllık intifa süresine denk gelen tutann 1.318.196.61 TL olduğu, davacı tarafından dava konusu istasyon için 20 yıllık İntifa süresi hedeflenerek harcanmış olan sabit yatırım bedellerinin, kalan süresine isabet eden tutarının ise 450.310.95 TL olduğu, Mahkemece davacının 12/07/2016 havale tarihli dilekçesindeki “hesaplamanın denkleşdrici adalet ilkesine göre yapılması” yönündeki talebinin kabulü halinde ise bayilik Hizmet Bedelinin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereği güncelleştirilmiş tutamım 2.499.997.68 TL olduğu, sabit yarıtım bedellerinin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereği güncelleştirilmiş tutamım ise 852.703.14 TL olduğu, diğer yandan, denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplamalarda, altın fiyatlarındaki olağan dışı yükselişin, güncellenen değerlerin aşırı yüksek çıkması sonucunu doğurduğu belirtilmiştir.
Tarafların itirazı çerçevesinde taraf itirazları ve dosya kapsamından rapor alınmıştır. Bilirkişiler 01/03/2019 tarihli raporlarında:
Bayilik Hizmet bedelinin 5 yıllık sözleşme kapsamında verildiği yönündeki görüşümüzün kabulü halinde; dava dilekçesi ekinde sunulan hesaplama tablosu verileri baz alınarak hesaplama yapıldığında, ödenen KDV hariç 1.451.700,- TL’nin 147.792,12 TL’lik kısmının davacı tarafa iade edilmesi gerektiği, iade edilmesi gereken tutarın dava tarihi itibariyle faizinin KDV dahil 193.247,49 TL olacağı, denkleştirici Adalet İlkesi gereği hesaplama yapıldığında ise; iadesi gereken 147.792,12 TL’nin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin KDV hariç 221.408,72 TL, KDV dâhil 261.262,29 TL olacağı, aksi takdirde; Bayilik Hizmet bedelinin 20 yıllık intifa sözleşmesi kapsamında verildiğinin kabulü halinde; dava dilekçesi ekinde sunulan hesaplama tablosu verileri baz alınarak hesaplama yapıldığında, ödenen KDV hariç 1.451.700,- TL’nin 1.117.115,77 TL’lik kısmının davacı tarafa iade edilmesi gerektiği, iade edilmesi gereken tutarın dava tarihi İtibariyle faizinin KDV dahil 1.460.699,15 TL olacağı, Denkleştirici Adalet İlkesi gereği hesaplama yapıldığında ise; iadesi gereken 1.117,115,77 TL’ nin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin KDV hariç 1.673.561,31 TL, KDV dahil 1.974.802,35 TL olacağı, 2. Sabit Yatırımların sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gereken kalıcı yatırımlar olduğu, bu nedenle talep edilemeyeceği, Yatırım bedellerinin talep edilebileceğinin kabulü halinde ise; yatırımların fesih ve dava tarihi itibariyle (ikame) değerlerinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca sökülüp davacıya teslim edilen yatırım kalemlerinin değerinin de tespit edilmesi gerektiği, Eldeki veriler ışığında hesaplama yapıldığında; Sabit Yatırım bedelinin 5 yıllık sözleşme kapsamında verildiğinin kabulü halinde; dava dilekçesi ekinde sunulan hesaplama tablosu verileri baz alınarak hesaplama yapıldığında, ödenen KDV hariç 497.000,- TL’nin 50.597,69 TL’lik kısmının davacı tarafa iade edilmesi gerektiği, iade edilmesi gereken tutarın dava tarihi itibariyle faizinin KDV dahil 67.086,64 TL olacağı, denkleştirici Adalet İlkesi gereği hesaplama yapıldığında ise; iadesi gereken 50.597,69 TL’nin dava tarihi İtibariyle güncellenmiş değerinin KDV hariç 75.427,75 TL, KDV dâhil 89.004,75 TL olacağı, sabit Yatırım bedelinin 20 yıllık intifa sözleşme kapsamında verildiğinin kabulü halinde; dava dilekçesi ekinde sunulan hesaplama tablosu verileri baz alınarak hesaplama yapıldığında, ödenen KDV hariç 497.000,- TL’nin 382,452,67 TLTik kısmının davacı tarafa iade edilmesi gerektiği, iade edilmesi gereken tutarın dava tarihi İtibariyle faizinin KDV dahil 507.087,70 TL olacağı, denkleştirici Adalet İlkesi gereği hesaplama yapıldığında ise; iadesi gereken 382.452,67 TL’nin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin KDV hariç 570.135,59 TL, KDV dâhil 672.760,00 TL olacağı belirtilmiştir. Yukarda ayrıntılı olarak ifade edildiği üzere; üç ayrı bilirkişi kurulundan rapor ve ek raporlar alınmış, olup, dosya kapsamına göre öncelikle, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 27.11.2011 tarihi itibarıyla ve…’in doğmuş ve doğacak hakları saklı kalmak kaydıyla ve fesih protokolü ile taraflarca sonlandırıldığı sabittir. Yine 27.10.2006 tarihli protokol ile aynı tarihli ve davacıya intifa hakkı tesis eden resmi senetle de intifa süresi 20 yıl olarak kabul edilmiştir. Buna göre intifa süresinin bitim tarihi 27.10.2026 tarihidir. Davacıya protokol tarihi ile aynı tarihli fatura tanzim edildiği ve 1.713.006 TL bedelli faturada bayilik hizmet bedeli açıklamasının yer aldığı görülmektedir. Dava dışı firmalar tarafından davacıya düzenlenmiş ve dava konusu istasyona ait kurumsal kimlik ve demirbaşlara ilişkin muhtelif faturalar tanzim edildiği, bilirkişi kurulu raporlarında ayrıntısına yer verilen altı adet fatura toplamının da 586.460,00 TL olduğu belirlenmiştir. 30.04.2007 tarihli Bayilik Sözleşmesi’nin 42.maddesinde Rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı Tebliği doğrultusunda sözleşme süresinin taraflarca beş yıl olarak belirlendiği görülmektedir. Bu durum karşısında bayilik hizmet bedelinin de beş yıl süreli bayilik sözleşmesi için verildiğinin kabulü gerekir. 30.04.2007 bayilik hizmet bedeli ödeme tarihi, 30.04.2012 bayilik sözleşme süre sonu, 27.10.2011 sözleşme fesih tarihi dikkate alındığında toplam 1827 gün için fesih tarihine kadar geçen sürenin 1.641 gün ve kalan sürenin de 186 gün olması karşısında 1.713.006,00 TL toplam bedelden kalan süreye isabet eden miktarın 174.394.70 TL olacağı, istasyon için yapılan toplam 586.460,21 TL yatırım bedeli bakımından da, sabit yatırımların kullanılmayan süresine isabet eden kısmının 450.310,95 TL olacağı hesaplanmıştır. Bu kapsamda, tüm dosya içeriği, bayilik sözleşme tarihi ve sona erdirilmesi bakımından dosya içeriğine, yapılan keşif ve toplanan delillere uygun tesbit ve değerlendirmeler içeren 15.03.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve bu heyete mali müşavir bilirkişi de dahil edilerek alınan 13.06.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporu dosya kapsamına uygun bulunmuş, mahkememizce de bu raporlara itibar olunmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle sabit yatırımların kullanılmayan süresine isabet eden kısmının 450.310,95 TL ve bayilik hizmet bedelinin kullanılmayan süresine isabet eden kısmının da 174.394,70 TL ve buna göre toplam talep edilebilecek miktarın 624.705,65 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, davalı …’nun da Protokol ve Bayilik Sözleşmesini Garantör olarak imzalayıp, davalı bayi ile birlikte borçtan sorumlu olduğu, diğer yandan karşı davaya konu (keza karşı davada dava dilekçesi içeriğinde ipoteğin kaldırılmamış olmasını, tazminat taleplerine gerekçe bakımından ifade ettiği ve netice-i talepte ipoteğin fekki talebine yer verilmemiş olması da dikkate alınarak) maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından bir delil sunulmadığı gibi, ipoteğin kaldırılmaması tek başına manevi tazminat tayinini gerektirmeyip, manevi tazminat tayinini gerektirir başkaca bir hususta bulunmadığından karşı davanın reddi ile asıl davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davanın KISMEN KABULÜ ile, 624.705,65-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
2-Harç peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, alınması gereken 42.673,64 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 98.498,05 TL’ den mahsubu ile bakiye 55.824,41 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davanın kabul edilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 38.938.23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davanın reddedilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 125281.58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı parası, 468,00 TL davetiye ve müzekkere posta masrafı, 7.850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 8.318,00 TL yargılama masrafının, davanın kabul edilen miktarına göre hesaplanan 783,42 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
KARŞI DAVADA;
1-)Yerinde görülmeyen karşı davanın REDDİNE,
2-)Alınması gereken 44,40 TL red karar ve ilam harcının davalı- karşı davacı tarafından yatırılan 891,00 TL’ den mahsubu ile bakiye 846,60 TL harç parasının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı- karşı davacıya ödenmesine,
3-)6.950,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya ödenmesine,
4-)Yargılama masraflarını davalı- karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)HMK 120.maddesi gereğince; davalı- karşı davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …