Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/583 E. 2018/822 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/583 Esas
KARAR NO : 2018/822
DAVA : SAHTECİLİK
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/09/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafındana…bankası aleyhine …Asliye Ticaret mahkemesinde… Esas numaralı menfi tespit ve İstirdat davacı açıldığını, davanın görülmesi esnasında müvekkilinin itiraz ettiği 20 Temmuz 20004 Tarihli … yevmiye numaralı ipotek senedindeki imzaların kendisine ait olmadığını yönünde 3 kişilik bilirkişi heyeti raporu düzenlendiğini, bununla birlikte imzlaarın sahteliğinin bulgulandığını evrak resmi bir evrak statüsünde olduğunu resmi senede geçerlilik kazandıran kişi hakkında dava açmak gerektiğini, müvekkilin itirazı 20 Temmuz 2004 tarihli 4397 yevmiye numaralı ipotek senedindeki 1 sayfa dışındaki imzaların kendine ait olmadığı yönünde karar verilmesini yargı harç ve vekalet ücrtenini karşı tarafara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı … bankası vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini incelemelerinde sahteliğin tespitine yönelik dava açılmadığını adeta tapu sicil müdürünün davaya dahil edilmesi yönünde beyanda bulunulduğunu düşündüklerini davanın esasında resmi bir kurum olan Tapu Müdürlüğünü nezdindeki ipotek kurulması işlemi gerçekleştirildiğini tapu sicil müdürlüğünce düzenlenen resmi senet akit tabloosu yine düzenleyen görevli memur önünde imzlanarak onaylandığını, dolayısıyla tapu siciline güven ilkesi ve tescilin gerekliğiliği ilkesi gereğince müvekkil pbanka lehine bir ayni hak olan ipoteğin kazanılması için tescil yapıldığnıı ve müvekkili banka bu ayni hakkına dayanarak takipleri başlattığını bu nedenle tapu sicilinie güvenerek bu hakkı iktisap ettiğini bankanın hakkının korunarak geçeril kabul edilmesi gerekli olduğunu, davacının az okuryazar olması nedeniyle iş bu senedi içeriğini kendisine huzurunda okunduğunu arzı ve isteklerine uygun olduğunu imzasıyla tasdik ettiğini tanıklık ederiz ifadesi olduğunu ve 2 tanık huzurunda resmi senet imzalandığını öte yandan davacının dilekçesinde ipotek senedindeki imzaların kendisine ait olmadığı hususu yönünde bilirkişi rapou ile sabit olduğu iddiaları mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğnu zira bilirkişi raporu bir kanaaten ibaret olduğunu ve kesin olmadığnıı ve raporu kabul etmediklerini dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor alınması grektiğini davanın haksız ve mesnetsiz olduğnu davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davanın ipotek tesisine ilişkin resmi senetteki imzaların davacıyana ait olmadığından bahisle borç olmadığının tisipiti davası olduğunu iş bu davaya konu olan işlemde ne borçlu ne kefil ne de alacaklı sıfatımnın mevcut olmadığını sadece borcun teminatını teşkil amacıyla yapılan ipotek işlemini yerine getiren … Tapu müdürlüğnüün müdürü olması sebebiyle iş bu davaya dahil edilmesinin ve davalı olmasının mümkün olmadığını davanın esasına geçilmeesi halinde ipotek resmi senedini düzenleyen tapu memuru banka adına imzaları bulunan kişilerli iş bu resmi senet huzurlarındaki imzalan şahilreinde davaya iştirak ettirilmesi ya da tanık sıfatıyla dinletilemesini dosyada eksik bulunan bilirkişi raporu eksik inceleme sonucu meydana geldiğini bilirkişi raporunu kabul etmediğini ve itiraz ettiğini dosyanın imza incelemesi için Adlı Tıp uzmanlarından oluşan bir heyete tapu dosyasında ve banka dosyasında bulunan davacıya ait imzların bulunduğu tüm asıl evraklar ile davacıya ait imzaların bulunduğu başka evrakların resmi belgelerin toplanarak bilirkişilerce tespit edilmesine davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri ve toplanmasına karar verilen tüm delilleri ön inceleme aşamasında toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dava resmi bir senet niteliğinde olan ve kamu görevlisinin düzenlediği evraktaki imza inkarına dayalı olarak sahteliğin tespiti davasıdır.
Mahkememizde derdest bulunan Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nden İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine devrolunan ” menfi tespit ” davasında alınan raporda imzanın ilk sayfası dışındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespiti yönünde rapor tanzim edilmekle ve evrak resmi evrak olmakla iş bu dava açılmış ve menfi tespit davasından tefrik edilerek bekletici mesele yapılmıştır.
Menfi tespit davasında verilen ve Bilirkişiler… … ve… imzalı bu ilk raporda ipotek resmi senedinin ilk sayfası dışındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
İşlemin yapılış anına ilişkin olarak tanık dinlenmiştir.
Davalı … AŞ, beyanında “…: Ben ipotek resmi senedinin düzenlendiği tarihte ilgili tapu sicil müdürlüğünde çay ocağında çalışıyordum, okur yazarlığı olmayanların senetleri düzenlenirken şahitlere ihtiyaç duyuluyordu , benden işleme ilişkin tanıklık etmem istendi, davacı …’yi bu nedenle tanırım , işlem esnasında bizzat hazır bulundu üç beş kişi daha oradaydı, memurun ve müdürün huzurunda imza attı bunun haricinde bir bilgim yoktur dedi.
Davacı okur yazar olmadığını söyledi , memur tutanaktaki işlemleri okudu, okuma yazma bilenler kendileri de okudular , bu işlem üç beş dakika içerisinde bitti, ben sadece tanıklık ihtiyacı olan durumlarda yanlarında tanık yoksa çağrıldığımda bulunuyordum , bu günde bir , bazen iki iç günde bir oluyordu bunun haricinde tapuda günde kaç işlem yapıldığını bilemem, davacı bizzat beni çağırıp tanıklık yapmamı istedi hiç okuma yazma bilmeyenler veya yeterince okuma yazma bilmeyenler olduğunda tanık ihtiyacı duyuluyordu, davacının bu kategorilerden hangisine girdiğini bilmiyorum ancak işlem boyunca okunanları dinledi, bizzat orda idi sonra hep birlikte imzaladık … ” demiştir
Davalı … TANIĞI …, beyanında “…. Ben, Tapu Sicil Müdürlüğünde çay ocağında çalışıyordum, okuma yazma bilmeyenlerin işlemleri ile ilgili tanıklığa ihtiyaç olduğunda biz çağrılırdık bu olayda da davacı okur yazar olmadığını beyan etmiş kendisinden tanık bulması istenildiğinde müdür beyden aldıkları bilgiye göre bize geldi ve tanıklık yapmamızı istedi, tapuda bu işlem tapu sicil müdürün odasında yapılırdı ve aynı şekilde bu işlem de müdürün odasında yapıldı , yapılan işlem anlatıldı tahmin ettiğim kadarıyla yirmi , yirmi beş dakika süren bu işlemde yazılan şeyler okundu dedi.
Bir önceki tanıkla çelişkili olması nedeniyle tanıktan soruldu: Tanık beyanında tam hatırlamıyorum on , onbeş dakika da olabilir biz çay ocağında iki kişi olarak çalışıyoruz ikimiz aynı anda işlem esnasında müdürün odasında bulunduğumuzda isteyen gelip kendi çayını alabiliyordu dedi.
Tanık beyanında, hiç okuma yazma bilmeyenlere tanık isteniliyor ancak ben okuma yazma bildiği halde tanık talep edilen birini görmedim , davacı da bize hiç okuma yazma bilmiyor şeklinde anlatıldı , çağrıldığımız kişinin az okuma bilip bilmediği konusunda bize bir bilgi verilmiyordu bu nedenle her tanıklık ettiğimiz kişinin okuma yazma bilmediğini düşünüyoruz ancak içlerinden az okuma yazma bilenler olabilir benim bu konu hakkında bir bilgim yoktur davacı … bizzat bizi gelip buldu ve tanıklık yapmamızı istedi …. ” şeklinde ifade vermiştir.
Davacı tanığı … beyanında “…. Annem benim borcuma ipotek vermek için benimle bir tapu sicil müdürlüğüne gitti, orda biz tanık falan görmedik, sadece bir sayfalık metin okundu ve annem ilk sayfayı imzaladı, çok kısa bir süre orada kaldık, diğer sayfaları imzalamadı, amacı sadece 185.000,00 TL ‘lik ipotek vermekti ancak bütün borçlarıma kefil olduğuna dair bir senet imzalatılmış , annemin diğer sayfaları imzaladığını görmedim , ama amacı ipotek vermekti, diğer sayfaları kimin imzaladığını da görmedim, senettte benim imzam bulunmamaktadır ipotek resmi senedinin içeriği banka ile birlikte ve bankaca hazırlandı, bana imzadan sonra bir örneğinin verileceği söylendi, o dönem banka ile ticari ilişkilerimiz iyiydi sonradan bana da bir örneği verilmedi, içeriği ile ilgili bilgi sahibi değilim aşağıdaki şartlarla ilgili birşey okumadık, annemin niyeti 185.000,00 TL lik bir ipotek vermekti ancak daha sonra çok daha yüksek meblağlarla ilgili sorumluluğu doğdu, verilen ipotek karşılığında teminat mektubu alındı ayrıca kullanılan gayri nakdi kredi ile ilgili ben banka ile sözleşme imzaladım ancak bu sözleşmede annem taraf değildir ve imzası bulunmamaktadır …. ” demiştir.
Davalı… Bankası tanığı Tanık … beyanında “….Ben o sırada servis yetkilisi sıfatı ile şube müdürümüz …le birlikte tapu sicil müdürlüğüne gittim, bana göstermiş olduğum resmi senetteki imzalar bana aittir, … de müdürün odasında idi, herkes sırası ile imzalarını attı ben bunu bizzat gördüm , resmi senet bankada hazırlanıp, tapu sicil müdürlüğüne teslim ediliyor, tapu sicil müdürlüğünde hazırlanan senet sicile göre yapılması gereken işlemler tapuda tamamlanıp, imza aşamasına kadar kendilerinde kalıp orda hazırlanıyor sonra da uygun olan günde taraflar imzalamak için tapu sicil müdürlüğüne gidiyor, işlemler bu şekilde gerçekleşiyordu, o zamanlar bu işlemleri şube müdürlükleri yapıyordu şimdi genel müdürlükler tarafından yapılıp tapuya gönderiliyor kredi çeşitlerine göre benzer kredilerde bankanın aynı uygulamaları söz konusudur, yani her kredi türünde bankanın nasıl bir ipotek resmi senedi talep edip düzenlediği bellidir.Düzenlenen bu ipotek karşılığı dava dışı …şirketi kredi de kullanmıştır.Kullanılan kredi ile ilgili genel müdürlükten onay alınması gerektiğini biliyorum, ancak olayın üzerinden zaman geçtiği için bu kredide genel müdürlük onayı olup olmadığını bilmiyorum, daha doğrusu hatırlamıyorum …” demiştir.
Davalı … tanığı Tanık …beyanında “… Ben olay tarihinde…Bankası… şube müdürüydüm, sözleşme bankada hazırlandı ancak tüm imzalar tapu sicil müdürlüğünde ipotek imzaları atıldı, sayfaların birinin imzasının bir diğirene benzememesi veya birinin sahte olması mümkün değildir, zira hepsi aynı kalemle ve aynı zamanda imzalandı , bizzat bunu gördüm davacının kredi sözleşmesinde de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu hatırlıyorum ancak emin değilim… demiştir.
Tanık anlatımları ile olayın kesin olarak aydınlatılma imkanı olmamakla grafolojik yönden yeniden raporlar alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik ihtisas Dairesi’nin 16/05/2017 tarih ve … rapor nolu raporunda “….” ipotek resmi senedinin tüm sayfalarındaki ” okudum” yazılarının ve imzaların davacı …’nin eli ürünü olduğu bildirilmiştir.
Diğer dosyada alınan rapor ile bu ikinci rapor arasında çelişki olmakla bu defa Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan 12.06.2018 tarihli rapor alınmış ve bu raporda da senetteki tüm imzaların davacının eli ürünü olduğu heyetçe bildirilmiştir.
Gelinen son aşamada ilk rapordan sonra daha çok belge toplanarak alınan iki ayrı resmi rapora ve tanık anlatımlarına göre ” resmi evrakın sahteciliği” kanıtlanmamış ve imzaların davacının eli ürünü olduğu tasdik edilmiş olmakla sahtecilik davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL ret harcından peşin alınan 24,30 TL kısmın mahsubu ile eksik kalan 11,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
Hakim