Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/536 E. 2020/660 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/536
KARAR NO :2020/660

DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/08/2013
KARAR TARİHİ: 07/12/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, iş bu icra takibine konu olan bonolar altındaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkilinin izin ve rızası hilafına tanzim edildiğini ve bilgisi olmadan kullanıldığını, sahtecilik söz konusu olup, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek takip dosyasına konu bonodan dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, davalının % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmemiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacı yanın iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası, … ATM’nin … Talimat sayılı dosyası, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … … borçlunun ….Şti takip dayanağının 30/12/2012 vadeli, 20.000 TL , 30/08/2012 vadeli, 10.000 TL, 30/09/2012 vadeli 20.000 TL, 30/11/2012 vadeli 20.000 TL bedelli 4 adet bonoya dayalı olduğu, asıl alacak miktarının 70.000 TL, işlemiş faizin 6.040,83 TL olduğu görülmüştür.
Dava, bono borcundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı İİK’nun 72. Maddesi kapsamında borçlu bulunmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
2004 sayılı İİK’nun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” madde başlıklı 72. maddesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü içermektedir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, icra takibine konu olan bonolar altındaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığı, bonoların müvekkilinin izin ve rızası hilafına tanzim edildiğini ve bilgisi olmadan kullanıldığını beyan ederek imza inkarında bulunmuştur.
Mahkememizce bu kapsamda, davacı şirket yetkilisinin imza örneklerinin alınması için … Nöbetçi ATM’ye talimat yazılmış, … ATM’nin … Tal.sayılı dosyası üzerinden davacı şirket yetkilisi …’e ait ıslak imza örnekleri aldırılmış ve mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğünden … Esas sayılı dosyasından takip dayanağı yapılan senet asılları istenmiş ise de; icra müdürlüğü tarafından verilen 17/04/2015 tarihli cevabi yazıda, “Senet asıllarının dairemizdeki kasa yetersizliği sebebiyle görülüp, arkasına dairemizin kaşesi ve dosya numarası basılarak alacaklı vekiline iade edilmiş olup, ilgili senet asıllarının alacaklı vekilinden istenilmesi” şeklinde cevap verildiği, bunun üzerine mahkememizin 23/05/2016 tarihli celsesinde, “davacı vekilinin talep dilekçesi doğrultusunda ikinci sayfada belirttiği dört adet bononun mahkememize teslim ve kasa işleminin yapılması yönünden davalı vekilleri Av. … ve Av. … … tebligat yapılmasına (icra dosyası vekilleri), keza aynı husus da davalı bankaya da tebligat yapılmasına” karar verilmiş, Av. … tarafından verilen 26.02.2018 tarihli cevapta; “Mahkemenizce tarafımızdan senet asıllları talep edilmişse de, senet asılları dosyasında bulunamamıştır. Aramalara devam edilmektedir. Senet asılları bulunduğunda derhal Mahkemenize iletilecektir” şeklinde cevap verilmiş, mahkememizce davalı yanca senet asıllarının sunulması beklenmiş, ancak yaklaşık 4 ay beklenmesine rağmen senet asılları ibraz edilmemiş, bunun üzerine mahkememizin 25/06/2018 tarihli celsesinde, “Davalı vekiline senet asıllarını ibraz yönünden yeniden müzekkere yazılmasına” karar verilmiş, davalı vekillerince senet asılları yine ibraz edilmemiş bunun üzerine mahkememizin 04/11/2019 tarihli celsesinde davalı vekillerine ve bankaya (icra dosyası vekilleri) senetlerin asıllarının ibrazı bakımından yeniden tebligat gönderilmiş, ilgililer tarafından yine cevap verilmemiş, belge asılları sunulmamış, iş bu kerre mahkememizin 03/03/2020 tarihli celsesinde, “Davalı vekilleri Av…. ve Av….’ya HMK 220/1 maddesi gereği, muhtıra çıkartılarak …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan 03/04/2012 tanzim ve 30/10/2012 vade tarihli, 20.000.-TL bedelli, 03/04/2012 tanzim ve 30/08/2012 vade tarihli, 10.000.-TL bedelli, 03/04/2012 tanzim ve 30/09/2012 vade tarihl , 20.000.-TL bedelli senet ile yine 03/04/2012 tanzim ve 30/11/2012 vade tarihli, 20.000.-TL bedelli 4 adet seneti ibraz etmek üzere gelecek celse saatine kadar kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede senet asılları sunulmadığı takdirde mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılıp, karar verileceğinin ihtarına, ihtarın duruşma zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına, yeni duruşma gün ve saatinin davalı vekillerine duruşma zaptı ile birlikte tebliğine” şeklinde ara karar kurulmuş, ara karar usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, takip konusu senet asılları ibraz edilmemiş, ayrıca aynı minvalde davalı bankaya yazılan müzekkerelerden de herhangi bir sonuç alınamamış ve senet asılları ibraz edilmemiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılama, toplanan deliller, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası, ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, bono borcundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı İİK’nun 72. Maddesi kapsamında borçlu bulunmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, dava ve takip konusu bonoların asıllarına yargılama süresince ulaşılamadığı, özellikle mahkememizce hemen hemen 5 yıl süren yargılama aşamasında bahse konu bono asıllarının celbi için yazışmalar yapıldığı, ancak bir türlü bu yazışmalardan sonuç alınamadığı, davalı asile ve icra takip dosyasındaki vekillerine gönderilen muhtıraya ve tebligatlara rağmen, senet asıllarının ibraz edilmediği, bu haliyle de suret ya da fotokopi belge üzerinde yapılan incelemenin de hükme esas alınamayacağı, ayrıca herhangi bir senetteki imzanın inkarı halinde ispat külfetinin alacaklı yanda olduğu (Bknz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/11412 Esas-2017/1989 Karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2012/34017 Esas-2013/5287 Karar, İstanbul BAM 16. H.D. 15/01/2020 Tarih ve 2017/29 Esas-2020/32 Karar sayılı ilamları), dolayısıyla da ispat külfeti kendisinde olan davalı/alacaklının çekleri ibraz etmesi gerektiği, ancak mahkememizce yapılan tüm araştırmalara ve yazışmalara rağmen bono asıllarının ibraz edilemediği ve bu haliyle de çekteki imzanın davacının eli ürünü olduğu hususu kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın kabulüne, ayrıca davacı tarafça her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, gerek dava ve takip konusu bonolarda davacının keşideci olması ve gerek se dava dışı 3. Kişi lehtar-ciranta tarafından bonoların ciro yapılmak suretiyle davalı bankaya verilmiş olması ve davalı bankanın da son ciranta ve yetkili hamil olması karşısında, bonolardaki imzanın davacı keşideciye ait olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği ve ayrıca davacı yanca davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğunun mevcut delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından, davacının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatına ilişkin isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacının …. İcra Müd. … esas sayılı dosyasından takip dayanağı yapılan, 03/04/2012 tanzim, 30/08/2012 vade tarihli, keşidecisi davacı lehtarı … olan, 10.000,00 TL bedelli, 03/04/2012 tanzim, 30/09/2012 vade tarihli, keşidecisi davacı lehtarı … olan, 20.000,00 TL bedelli, 03/04/2012 tanzim, 30/10/2012 vade tarihli, keşidecisi davacı lehtarı … olan, 20.000,00 TL bedelli ve 03/04/2012 tanzim, 30/11/2012 vade tarihli, keşidecisi davacı lehtarı … olan, 20.000,00 TL bedelli, 4 adet bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının kötüniyet tazminatına ilişkin isteminin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 4.781,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.195,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.586,25 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.195,45 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 24,30 TL, posta gideri 400,00 TL olmak üzere toplam: 424,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07.12.2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır