Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/469 E. 2021/533 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/469 Esas
KARAR NO:2021/533 Karar

DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:05/07/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından … Markası altında bayilik faaliyetini gerçekleştirildiği ve tapuda “… İli, … İlçesi … Köyü … Pafta … Ada, … Parselde kayıtlı” gayrimenkulde 04/07/2007 tarihli sözleşme ve 28/06/2007 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili şirkete 13/07/2027 tarihine kadar intifa hakkı verildiği ve intifa hakkının tapuya tescil ettiğini, Rekabet Kurumu’nun 12/03/2009 tarihli duyurusu ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyetlerin ortadan kalkacağının kamuoyuna bildirildiğini, söz konusu karar ve duyuruya göre, akaryakıt sektöründe, bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, 18.09.2005 tarihinden önce akdedilmiş terkin edilip yeniden 5 yılı aşmayacak şekilde tesis edilmemesi veya kısaltılmaması halinde 18.09.2010’dan sonra 2002/2 sayılı tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlanamayacağını ve 18.09.2005 tarihinden sonra akdedilenlerin ise 5 yılı aşan süreler için muafiyetten yararlanamayacağı hususunun ilan edildiğini, Davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki bayilik ilişkisinin yukarıda bahsedilen Rekabet Kurumu düzenlemeleri ile sona erdiğini ve intifa terkini için müvekkili şirket tarafından davalıya vekâletname verildiğini, İntifa hakkının sona ereceği süre sonuna kadar, intifa hakkı bedelinin davalıya ödendiğini ve intifa hakkı tesisi edilen gayrımenkulde kalıcı yatırımların müvekkili şirket tarafından yapıldığını, ancak intifa hakkının Rekabet Kurumu düzenlemeleri çerçevesinde sona ermesi sebebiyle müvekkili şirketin ödediği intifa ve kalıcı teknik yatırım bedellerinin davalılar açısından, sözleşmenin geçersiz kılındığı süre sonrası dönem için sebepsiz zenginleşemeye yol açtığını, davalıların sebepsiz zenginleşme kuralı uyarınca aldıklarını geri vermekle yükümlü olduklarını, 4054 Sayılı Kanunun 56. maddesine göre; “daha Önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeniyle geri istenmesi halinde tarafların iade borcunun Borçlar Kanununun 63 ve 64 üncü maddelerine tabi” olduğunu, bu durumda müvekkili şirketin ödediği meblağların sözleşmenin geçersiz kılındığı süre olan 11.07.2012 ila 13.07.2027 tarihleri arasındaki dönem için davalıların sebepsiz zenginleşmiş olduğu tutarı talep etme gereğinin hâsıl olduğunu, güncellenmiş değerin sebepsiz zenginleşme kapsamında olduğunu, sebepsiz zenginleşemeye ilişkin taleplerde doktrin ve Yargıtay Kararlarında ifade edildiği gibi enflasyon ve diğer objektif nedenler gözetilmek suretiyle sebepsiz zenginleşemeye konu tutarın ödeme tarihindeki alım gücünün iade tarihindeki karşılığının dikkate alınmasının gerektiğini, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca teknik yatırım olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılarak iadeye karar verilmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay HGK’nun 07.02.2001 tarih ve 2000/13-1729 E. 2001/32 sayılı kararında bu hususun ifade edildiğini,28.06.2007 tarihli sözleşme kapsamında 13.07.2027 tarihinde sona ereceği düşüncesi ile 13.07.2027 tarihine kadar intifa hakkına karşılık meblağların ve yapılan kalıcı yatırımların, intifa sözleşmesinin geçersiz kılındığı 11.07.2012 ila 13.07.2027 tarihleri arasındaki döneme karşılık gelen değerinin; intifa hakkı tarihine kadar güncellenmiş değerinin 201.070,00-TL, teknik yatırımlar için ödenen bedelin 12.03.2009 tarihine kadar güncellenmiş değerinin 39.948,00-TL olmak üzere toplam 241.017,00- TL olduğunu, Davalı tarafın zamanaşımı itirazları, yetki itirazlarının ve bekletici mesele taleplerinin ve esasa ilişkin itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu, İddia ederek öncelikle alacağının tahsilini teminen” … İli, … İlçesi, … Köyü, 19J3B Pafta, 1377 Ada, 46 Parselde kayıtlı” gayrımenkulün üçüncü şahıslara devrinin ihtiyati tedbir kararı ile önlenmesini, yapılacak yargılama sonunda 241.017,00-TL’nin 12.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde geri isteme hakkını öğrendiği tarihin 12.03.2009 tarihi olduğunu kabul ve ikrar ettiğini, dava tarihinin 25.01.2013 olduğunu, 12.03.2009 tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde dava açılmadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, Müvekkili şirketin ikametgâhının bulunduğu ve intifa şerhine konu taşınmazın bulunduğu … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, … Mahkemelerinin iş bu davaya bakmaya yetkili olmadıklarını, 13.07.2007 tarihli intifa senedi sözleşmesinde özel yetkili bir mahkemenin öngörülmediğini ve yetki sözleşmesinin yapılmadığını, bu sebeple yetkisizlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, Rekabet Kurulu kararına göre bayilik faaliyetinin yürütüldüğü taşınmazda mevcut intifanın 18.09.2010 tarihinde geçersiz olduğunu, intifanın fekkinin …. Noterliği’nin 11.10.2010 tarih ve … yevmiye, …. Noterliği’nin 22.10.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davacıya ihtar edildiğini, ihtarnamelere rağmen davacının intifayı tapudan terkin etniemesi üzerine … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esasa sayılı dosyası ile İntifa hakkının fekki davası açıldığını, davanın derdest olduğunu ve işbu dava dosyasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, Kamu Hukukuna göre, yasaklayıcı hükümlere aykırı sözleşmelerin de geçersiz olduğunu, söz konusu gayrimenkul için yapılan intifa sözleşmelerinin birbirinin devamı mahiyetinde olduğunu, işbu sözleşmelerin Rekabet Kurumunun yayınladığı tebliğ ve kararlara göre 18.09.2010 tarihinde bittiği için fekkinin gerektiğini, davacının intifayı fek etmemesi sebebiyle haksız ve kötü niyetli olduğunu, Diğer yandan davaya konu 13.07.2007 tarihli intifa sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle kamu düzenine ilişkin hükümlere göre 5 yıl olarak yapılması gerekirken 5 yılı aşkın olarak yapılması sebebiyle kuruluşundan itibaren geçersiz olduğunu, sözleşme resmi şekle tabi olduğundan kısmi geçersizlik uygulanamayacağınıj sözlesmenin baştan yapılmasının gerektiğini, İntifa sözleşmesinin yapıldığı andan itibaren muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu, hem uygulamadan hem mevzuattan, hem yargı kararlarından ve hem de doktrinden tapuda intifa ve kira şerhinin bayilik sözleşmesine bağlı teminat amaçlı bir sözleşme olduğunun anlaşıldığını, gerçek işlem teminat işlemiş görünen işlemin ise bedel karşılığı intifa hakkı devri olması sebebiyle muvazaanın açık olduğunu, bu sebeple yapılan muamelenin geçersiz olduğunu,
Davacının bir dağıtım şirketi olduğunu, tüzel kişi olup faaliyet alanının 5015 sayılı kanunun 7. maddesi ile sınırlanmış akaryakıt dağıtım işi olduğunu, 5015 sayılı kanuna göre aldığı lisansın dağıtım lisansı olduğunu, bu lisansla istasyon bayiliği yapılamayacağını,, 5015 sayılı kanun ile mevcut intifa sözleşmesine göre, akaryakıt istasyonunun ancak bayi olarak kullanmanın mümkün olduğunu, bu sebeple de intifanın, taşınmazın amacına uygun olarak kullanılması yönünde fiili ve hukuki imkân vermediğini, Taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt, LPG istasyonu özelliği veren tüm makine, tesisat, idari bina ve müştemilatı, v.s.’nin müvekkili şirkete ait olduğunu, yine vergi kaydı, GSM ve tüm ruhsatların müvekkiline ait olduğunu, İntifa sözleşmesi teminat amaçlı yapıldığından asıl borç olan bayilik ilişkisi sona ermekle teminat niteliğindeki intifa sözleşmesinin de sona erdiğini, İşbu taşınmazın intifası alınırken sözleşme edimlerinin tamamen yerine getirilmediğini, 4054 sk. 6. maddesine aykırı olarak hâkim durumun kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, intifa sözleşmesinin sağladığı yararın yüklediği külfete göre fahiş derecede fazla olduğunu, Davacının 2002/2 sayılı tebliğe aykırı olarak ve bu tebliğden sonra intifa sözleşmesinin uyumlu hale getirildiğini iddia ederek hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunu bildiği halde davalı müvekkili ile 13.07.2007 tarihli intifa sözleşmesinin yapmasının kötü niyetli ve hukuka aykırı davrandığını açıkça gösterdiğini, İntifa sözleşmesinin Rekabet Kurumu kararı ve tebliğ ile sona erdiğinden haklı bir sebep olmaksızın zenginleşmenin söz konusu olamayacağını, müvekkilinin mal varlığında herhangi bir zenginleşmenin söz konusu olmadığını, kamu hukukunun emredici kaidelerine aykırılık, BK. 19. ve 29. maddelerindeki fiili ve hukuki imkansızlık nedeniyle hukuka aykırı sonuç doğuracağını bildiği halde hukuka aykırı sonucun gerçekleşmesi amacıyla ödenen intifa bedelinin istenemeyeceğini, Talep edilen tazminat miktarının fahiş ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İddia ederek, davanın reddine, davacının talep ettiği faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olduğuna, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, taraflar arasında imzalanan 01/4/2008 tarihli sözleşme, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 28/06/2007 tarihli sözleşme incelendiğinde, malik olan davalıya ait, … İli, … İlçesi … Köyü 19J3B Pafta 1377 Ada, 46 Parselde kayıtlı gayrimenkuldeki mevcut istasyonun intifa hakkının 20 yıl süre ile davacı şirkete verilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 8. maddesinde teminata, 16. Maddesinde de Yetki Sözleşmesine (ihtifların Halli) ilişkin hükümler bulunduğu, taşınmaza ait intifaya ilişkin resmi senet incelendiğinde 242.000,00 TL bedelle, taşınmaz üzerinde 20 yıl süre ile davacı lehine intifa hakkı tesis edildiği, taşınmaz üzerindeki intifa şerhinin de mahkememizce bekletici mesele yapılan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas-2019/167 Karar sayılı dosyasına ilişkin olarak mahkememize ibraz olunan gerekçeli karardan da açıkça anlaşılacağı üzere terkin edildiği ve ayrıca davacı yanca sözleşmede öngörülen İntifa bedelinin de davalı yana ödendiği tespit edilmiştir.
Dava, taraflar arasında aktedilen bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmenin Rekabet kurulunun 2002/2 tebliğ uyarınca sözleşmenin 5 yılı aşkın sürelerinin geçersiz hale gelmesi nedeniyle sözleşmenin 5 yılı aşan kısmına ilişkin ödenen intifa bedeli ve kalıcı yatırım bedelinin güncellenmiş değerinin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, celbi talep olunan tüm belge ve kayıtlar getirtilerek dosyamız arasına katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama 30/09/2013 tarihli ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve davalı yanca cevap dilekçesi ile ileri sürülen zamanaşımı ve yetki itirazının da aynı tarihli ön inceleme duruşmasındaki ara karalarda yazılı; “Terkin tarihi itibariyle zaman aşımı süresi dolmadığından zaman aşımı itirazının Reddine, Dava sebep ve konusuna göre gayrimenkulün ayninden kaynaklanan bir dava olmadığı gibi sözleşmedeki düzenleme uyarınca davalı yanın yetki itirazının reddine,” şeklindeki gerekçelerle ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuş ve yine 30/09/2013 tarihli ön inceleme duruşmasının 5 nolu ara kararı ile; “Davacının, sözleşmenin sona eriş şekli nazara alınarak, davalıdan terkin bedeli (güncellenmiş ile) sabit yatırım bedeli isteyip istemeyeceği yönünden, davacı kayıtları da incelenmek suretiyle bilirkişi … ve … marifetiyle inceleme yapılarak rapor alınmasına” karar verilmiş ve bilirkişiler tarafından da 23/01/2014 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 23/01/2014 tarihli kök raporun incelenmesinde özetle de; “İntifa bedeline ilişkin olarak; Dava konusu edilen ve taşınmaz ile ilgili olarak; Davacı … İle davalı arasında tapuda 13.07,2007 tarih ve 3202 yevmiye ile 20 yıl süreli olarak ve 242.000,00-TL bedelli olarak İntifa Hakkı tesis edildiğinin anlaşıldığı, rapor içeriğinde izah edilen mevzuat kapsamında, normal süresi 20 yıl süreli olarak 13.07.2027 tarihinde sona erecek olan İntifa Hakkının Rekabet Mevzuatı kapsamında Grup Muafiyetinden 13.07.2012 tarihinden sonra yararlanamaması nedeniyle sona erdiği ve bu kapsamda 20 yıl için ödenen İntifa Bedelinin kullanılmayan süresine isabet eden tutarın davacıya iadesi gerektiği düşünüldüğü, Bu kapsamda; Akit başlangıç tarihinin: 13.07.2007, Akit sona erme tarihinin: 13.07.2012, Akit normal süre sonunun: 13.07.2027 tarihi olduğu, iade edilecek güncelleştirilmiş bedel hesabının; 242.008 TL tutarındaki 20 yıllık intifa ivaz bedeli ödemesinin günlük tutarı 242.000 TL / 7300 (20 yıl x 365 gün) =33,1506849315 TL olarak hesaplandığı, İntifa hakkından 13.07.2007 ile 13.07.2012 tarihleri arasında gecen 1825 gün süre ile faydalandığından, bu süreye İsabet eden 1825 x 33,1506849315 = 68.499,99 TL nin düşülmesiyle, davacı yanın İntifa hakkından faydalanamadığı süreye isabet eden anapara tutarı 242.000 TL- 60.499,99 TL= 181.500.81 TL olarak hesaplandığı, ayrıca davacı tarafından kullanılmayan süreye isabet eden kışımın uyarlanarak güncellenmiş değerinin talep edildiği anlaşılmış ise de, faiz ya da uyarlama talep edilebilmesi için temerrüdün oluşması gerektiğinin düşünüldüğü, Diğer taraftan işbu dava konusu ile ilgili daha evvel 5 yıllık süre içerisinde iken açılan ve Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşen davaların erken açılmış olması nedeniyle reddedildiğinin bilindiği, bu kesinleşen Mahkeme kararlarından yola çıkarak, dava açılamayan bir süre içerisinde talepte de bulunulamayacağının ve davalının temerrüde düşürülmesinin mümkün olmadığının kabulü gerektiği düşünülerek, davacı tarafından davanın en erken açılabileceği 18.09.2010 tarihinden önceki dönem için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin ya da temerrüde düşürülmesinin mümkün olmadığının düşünülebilineceği, Teknik Yatırım Bedeline ilişkin olarak da; dosyaya sunulan belge ve dilekçeler incelediğinde, dava konusu istasyonda yürütülen akaryakıt faaliyeti ile ilgili olarak Teknik Yatırım Bedeli altında ödemeler yapıldığı ve bu tutarların da İntifa Hakkı’nın kullanılmayan süresine oranla talep ve dava edilerek dava konusu edildiğinin anlaşıldığı, emsal niteliğini haiz olan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. …/… K. sayılı dava dosyasında verilen ve Yargıtay 19. H.D. 2011/11791 Esas, 2012/5717 Karar 05.04.2012 günlü kararı ile onanan kararın gerekçesinde: “dava tarihi itibariyle hem intifa hem de bayilik sözleşmesi halen yürüUikte ve geçerli olduğu gibi üzerinde intifa tesis edilen ve isletme sözleşmesi gereğince davacının bayisii tarafından petrol istasyonu alarak kullanılmakta olan gayrimenkul üzerine davacı tarafça yapıldığı bildirilen halıcı teknik yatırımların isletme sözleşmesinin bir gereği olarak şifresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğu, Zira sözleşmenin ifa edilebilmesi için her halükarda bu kalıcı teknik yatırımların davacı tarafça yapılmasının gerektiği gerekçeleriyle yerinde olmayan davanın reddine karar verildiğinin” görüldüğü, Anılan nedenlerden ötürü, onanmak suretiyle kesinleşen ilgili mahkeme kararındaki gerekçelerin işbu davaya emsal olması gerektiğinin düşünüldüğü, zira ilgili kararda bayilik faaliyeti için yapılması için gerekli işlemlerin ya da tasarrufların İntifa süresine oranlamasının mümkün olmadığı dolayısıyla sadece İntifa Hakkı’nın süresinin sona ermesi nedeniyle sadece İntifa Hakkı bedelinin iadesinin istenebileceğinin açıklandığı, sonuç olarak da; Rekabet Mevzuatı ve Rekabet kurulu Kararları kapsamında dava konusu İntifa Hakkı’nın 13/07/2012 tarihinden itibaren Grup Muafiyetinden yararlanamaması nedeniyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca geçersiz hale geldiği, Davacının dava açılamayan bir süre içerisinde talepte de bulunulamayacağının ve davalının temerrüde düşürülmesinin mümkün olmadığının kabulü gerektiği düşünülerek, davacı tarafından davanın en erken açılabileceği 18.09,2010 tarihinden önceki dönem için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin ya da temerrüde düşürmenin mümkün olmadığının düşünüleceği kanaatine göre bakiye net defter değeri olarak yapılan hesaplamaya göre 181.500,61.-TL talep edebileceği. Sayın Mahkeme intifa bedellerinin kullanılmayan döneme isabet eden süreye ve kıstelyevm usulüyle hesaplanacak tutarın davacı şirket tarafından iadesinin istenebileceği hususunda karar vermesi durumunda, hesaplama yapmak için yeni bir inceleme sürecine girerek zaman kaybına sebebiyet vermemek açısından muafiyetten yararlandığı son tarih itibarı ile raporun 1.4.2 bölümünde yapılan hesaplamaya göre gûncellenmiş değerinin 256.734,87.-TL olduğu, bu tutarlardan hangisinin Davacıya ödenmesi konusundaki nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu,Davacının taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle ödediğini iddia ettiği teknik yatırım bedeli ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri mütemmim cüz niteliğinde yapılan ödeme kalemlerinden bakiye süreye isabet eden kısmının sunulan emsal karar doğrultusunda süresine bakılmaksızın bayilik faaliyetinin gereği olarak yapılması gereken yatırımlar olarak değerlendirmesi nedeniyle iadesinin talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı son takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi heyeti raporuna yönelik itirazların değerlendirilmesi amacıyla dosyanın, raporu düzenleyen heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından 23/06/2014 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Davacı ve davalının itirazlarının incelenip ve değerlendirildiği, davalının dosyasının bekletici mesele yapılması hususundaki talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemeye daha evvel sunulan bilirkişi raporundaki sonucu değiştirir mahiyette bir hukuki eksiklik yada hata bulunmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizin 13/02/2018 tarihli talimat yazısı ile … Nöbetçi ATM’ye talimat yazıldığı ve sabit yatırımların halen kullanılıp kullanılmadığı ve buna göre değere ilişkin hesaplama yapılması açısından bilirkişi raporu alınmasının talep edildiği, talimatın 2018/16 Talimat sayısı ile kaydedildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 06/03/2018 tarihli raporun tanzim edilerek ibraz edildiği, raporun incelenmesinde özetle; “28/06/2007 tarihli sözleşmede yatırım detayları (ariyetler) olarak belirtilen … alın kaplaması + … (51m) satış binası alın kaplaması+ … (15m) … kolon kaplaması 35m, ışıklı … yazısı, ışıklı market yazısı, ada bariyeri, ada bilgi panosu, kaponi tavan aydınlatma armatürü (9 Adet), çöp kovası 5 Adet, market rafları, 1 adet yağ standı, giriş çıkış panosu 2 adet, dalgıç pompa ve shut- off valfi 3 adet, elektrik panosu (bağlantı hariç), … adet, tek tek kontrol edilerek söz konusu yatırım detaylarının hiçbirinin dava konusu petrol istasyonunda bulunmadığı sonucuna varıldığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Taraflarca bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazlar sonucu iş bu kerre mahkememizce, … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yeniden talimat yazıldığı ve Davacı yan teknik yatırımlar nedeniyle sebepsiz zenginleşme talep etmiş olmakla mahallinde mahkemece atanacak İnşaatçı, Makineci ve Elektrik Mühendisi bilirkişi marifetiyle keşfen inceleme yapılarak dava konusu istasyonda davacı yanca yapılmış teknik yatırımların 12/03/2009 tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin ne olduğu hususunda rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından 04/10/2019 tarihli raporun tanzim edildiği, raporun incelenmesinde özetle de; “Davacının kalıcı yatırımlar olarak beyan ettiği davalı şirkete ait akaryakıt istasyonu içeresinde yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda 12/03/2009 tarihi itibariyle yatırımların değeri Elektrik panosu, 9.777,60 TL, Neon Aydınlatma; 1.200,00 TL, Tomoz yapı 20.384,00 TL olmak üzere kalıcı yatırımların toplam değerinin; 31.361,60 TL olarak hesaplandığı” şeklinde rapor sunmuşlardır.
Gerek mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar ve gerek se … ATM’den talimat yoluyla alınan raporların incelenmesinde, raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan teknik inceleme ve hesaplamalar bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun oldukları anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasında aktedilen bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmenin Rekabet kurulunun 2002/2 tebliğ uyarınca sözleşmenin 5 yılı aşkın sürelerinin geçersiz hale gelmesi nedeniyle sözleşmenin 5 yılı aşan kısmına ilişkin ödenen intifa bedeli ve kalıcı yatırım bedelinin güncellenmiş değerinin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkin olduğu, Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, celbi talep olunan tüm belge ve kayıtların getirtilerek dosyamız arasına katıldığı, davalı yanca cevap dilekçesi ile ileri sürülen zaman aşımı ve yetki itirazlarının az yukarıda izah edildiği üzere ayrı ayrı reddine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu ve davacının, sözleşmenin sona eriş şekli nazara alınarak, davalıdan terkin bedeli (güncellenmiş hali) ile sabit yatırım bedeli isteyip istemeyeceği yönünden, davacı kayıtları da incelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alındığı, alınan rapor sonucu, az yukarıda ayrıntıları yazıldığı üzere kısaca; Rekabet Mevzuatı ve Rekabet kurulu Kararları kapsamında dava konusu İntifa Hakkının 13/07/2012 tarihinden itibaren Grup Muafiyetinden yararlanamaması nedeniyle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca geçersiz hale geldiği, Davacının dava açılamayan bir süre içerisinde talepte de bulunulamayacağının ve davalının temerrüde düşürülmesinin mümkün olmadığının kabulü gerektiği düşünülerek, davacı tarafından davanın en erken açılabileceği 18.09.2010 tarihinden önceki dönem için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin ya da temerrüde düşürmenin mümkün olmadığının düşünüleceği kanaatine göre bakiye net defter değeri olarak yapılan hesaplamaya göre 181.500,61.-TL talep edebileceği, sayın mahkeme intifa bedellerinin kullanılmayan döneme isabet eden süreye ve kıstelyevm usulüyle hesaplanacak tutarın davacı şirket tarafından iadesinin istenebileceği hususunda karar vermesi durumunda, hesaplama yapmak için yeni bir inceleme sürecine girerek zaman kaybına sebebiyet vermemek açısından muafiyetten yararlandığı son tarih itibarı ile raporun 1.4.2 bölümünde yapılan hesaplamaya göre gûncellenmiş değerinin 256.734,87.-TL olduğu, bu tutarlardan hangisinin Davacıya ödenmesi konusundaki nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle ödediğini iddia ettiği teknik yatırım bedeli ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri mütemmim cüz niteliğinde yapılan ödeme kalemlerinden bakiye süreye isabet eden kısmının sunulan emsal karar doğrultusunda süresine bakılmaksızın bayilik faaliyetinin gereği olarak yapılması gereken yatırımlar olarak değerlendirmesi nedeniyle iadesinin talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı” şeklinde tespitler yapıldığı, yine talimat yoluyla alınan 06/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile de; 28/06/2007 tarihli sözleşmede yatırım detayları (ariyetler) olarak belirtilen … alın kaplaması + … (51m) satış binası alın kaplaması+ … (15m) … kolon kaplaması 35m, ışıklı … yazısı, ışıklı market yazısı, ada bariyeri, ada bilgi panosu, kaponi tavan aydınlatma armatürü (9 Adet), çöp kovası 5 Adet, market rafları, 1 adet yağ standı, giriş çıkış panosu 2 adet, dalgıç pompa ve shut- off valfi 3 adet, elektrik panosu (bağlantı hariç), … adet, tek tek kontrol edildiği ve söz konusu yatırım detaylarının hiçbirinin dava konusu petrol istasyonunda bulunmadığı sonucuna varıldığının anlaşıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacının dava açılamayan bir süre içerisinde talepte de bulunulamayacağının ve davalının temerrüde düşürülmesinin mümkün olmadığının ve davacı tarafından davanın en erken açılabileceği 18.09.2010 tarihinden önceki dönem için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin ya da temerrüde düşürmenin mümkün olmadığının ve buna göre davacı yanın talep edebileceği İntifa Bedeli’nin 181.500,61.-TL olduğunun anlaşıldığı, ayrıca davacı yanca her ne kadar kalıcı yatırım bedeli talep edilmiş ise de; talimat yoluyla alınan 06/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, 28/06/2007 tarihli sözleşmede yatırım detayları (ariyetler) olarak belirtilen yatırım detaylarının hiçbirinin dava konusu petrol istasyonunda bulunmadığının anlaşıldığı ve ayrıca teknik yatırım bedeli ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri mütemmim cüz niteliğinde yapılan ödeme kalemlerinden bakiye süreye isabet eden kısmının süresine bakılmaksızın bayilik faaliyetinin gereği olarak yapılması gereken yatırımlar olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu gerekçelerle de davacı yanın sabit yatırım bedeli talep edemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İle;
1-181.500,01 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 12.398,27-TL karar ve ilam harcından 4.116,00-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 8.282,27-TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırlan 4.116,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 24,30.-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan keşif harcı : 314,00, bilirkişi ücreti 2.600,00 keşif yol ücreti; 120,00 tebligat dosya gönderme ve müzekkere ücretleri; 551,95-TL olmak üzere toplam 3.296,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.482,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geriye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.155,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.537,21-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120. maddesi gereğince, varsa yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/07/2021

Katip …

Hakim …