Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/449 E. 2018/1178 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/449 Esas
KARAR NO : 2018/1178
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2014
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında otomotiv ürünleri kredisi ve rehin sözleşmesi akdedildiği sözleşme müvekkili firma almış olduğu kredi karşılığında davalı adına teminat olarak … ile … plakalar üzerine rehin tesis edildiği ve birer ay vadeli 4.578,71 TL eşit bedelli 36 senet tanzim edilerek davalıya verildiğini tanzim edilen senetlerin son 8 adedi ödenmediği nedenle müvekkili aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını takibin devamında rehin olarak gösterilen iki araç için yakalama haciz işlemi tatbik edildiğini ve araçlardan … Kaç icra müdürlüğünün 2011/1159 talimat sayılı sayılı dosya ile satıldığını ve satış sonrası elde edilen 58.500,00 TL bedel gerekli kesintiler ile İstanbul icra müdürlüğüne gönderildiğini, İstanbul icra müdürlüğü tarafından 47.989,58 TL nin davalıya ödendiğini, İcra dosyasından davalıya yapılan ödeme ile ilgili icra dosyası borcunun kredi sözleşmesi ve sözleşmeden kaynaklanan her türlü rehin ile senetlerden doğan borcun sona erdiğini ancak davalının araçlar üzerindeki rehinler ile imzalanan senetlerin birbirinden farklı borç ilişkisi doğurduğu izlenimini verdiğini ve … plaka numaralı aracın satışından elde edilen ödemeyi rehin alacağına mahsuben icra dosyasından çekerek icra dosyasının işlemden kaldırılmasın önlediğini, icra dosyasından haciz ve yakalama şerhi işlenen … plakalı araç üzerindeki işlemlerin kötü niyetli olarak devamlılığının sağlandığı nı söz konusu aracın yedieminde muhafaza olduğunu aracın yedieminden teslim alamayan müvekkilinin şirket yetkilisinin vermiş olduğu uğraşlardan bir netice elde edememesi üzerine icra müdürlüğüne sözlü olarak başvuruda bulunduğu ve icra müdürü tarafından 14/03/2012 tarihi itibariyle 50.030,47 TL dosya borcu oludğu imzalı belge ile bildirildiğini, davalının haksız eylemleri sebebiyle müvekkilin uğramış olduğu zararların tazminini yedieminde bulunan aracın kullanılmamasından doğan zararları ve yedieminden giderlerden doğan zararı ve diğer doğacak zararların tazmini ile borç ilişkisi olmadığını araç üzerinde olan rehinin kaldırılmasını, halen İstanbul…İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında hacizli ve yakalamalı durumda olan … plakalı aracın davanın devam ettiği süre içerisinde satılması halinde müvekkilin aleyhine gelşicek zararların önlenmesi amacıyla söz konusu araç için teminatsız olarak satışın durdurulması yönünde temitsız olarak satışın durdurulmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında 24/11/2018 tarihinde 08/5325 numaralı sözleşme imzalandığını kredi rehin sözleşmesi uyarınca iki araç üzerinde müvekkili şirket lehine rehin hakkı tesis edildiğini, kredi geri ödeme planında belirtilen taksitlerin vadesi gelmesine rağmen davalı yanca ödenmediği ve temerrüde düştüğünü bu nedenle davacı yan adına icra takibine başlandığını, borçlu davacı şirketin kesinleşen icra takibine rağmen müvekkiline ödeme yapmaması üzerine … plakalı aracın hem teşvikli hemde kazalı olması yürür durumda olmaması nedeniyle öncelikle … plakalı aracın satışı talep edildiğin ve aracın 58.500,00 TL bedelle Kaş icra müdürlüğünce satıldığını, satış bedelinden toplam olarak 79.978,58 TL nin taraflara ödenmek üzere dosyaya geldiğini satışa konu aracın aynı zamanda müvekkili şirkete rehinli olduğunu satıştan gelen bakiyenin öncelikle rehin alacaklısına ödenmesi gerektiğini müvekkili şirket tarafından davacı adına başlatılmış bir rehin takibi de bulunmadığından İ.İ.K 125/3 uyarınca 04/10/2011 tarihli itibariyle toplam rehin alacaklarının 56.282,00 TL olduğunu bildirdiğini gelen bakiyenin tamamının rehin alacağı altında olduğunu, ve müvekkiline gönderildiğini müvekkili şirket davacıya her ne kadar … numaralı sözleşmeden kaynaklanan alacağın sona erdiğini bildirmiş ise de bu bildirimin sadece müvekkil şirket nezdinde ki kredi alacağının sona eridiğini gösterdiğini vekil olarak İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas nolu takibinden kaynaklı vekalet ücreti ve masraflara ilişkin alacaklarının devam ettiğini, dosya alacaklarının devam etmesi ve dava şartları oluşmadan bu davanın açılması sebebi ile davacıya karşı herhangi bir haksız eylemlerinin olmadığını neticede davacının haksız eylemden dolayı zararlarının tazminin talep etmesinin mümkün olmadığını, davacıya ait … plaka numaralı aracın söz konusu takip dosyasından satılması durumunda teşvik sebebi ile muaf olunan verginin müvekkil şirketten tazminin talep etmesinin kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyaya dosya borcunun satıştan gelen bakiye ile sona ermediğinin yeniden yapılacak bir dosya hesabi ile devam etmekte olduğu vekil olarak yasal vekalet ücretini dosyadan tahsil edememiş olmaları sebebi ile aracın kaydına haciz ve yakalama konulmuş olduğu davacıya karşı zararları tanzim edilecek bir haksız eyleminin olmadığı müvekkili şirketin vekilin vekalet ücretinden feragat edemeyecek oluşu borç ilişkinin sona erdiğini müvekkili şirketçe bildirilmiş olduğu için tespit talebinde hukuk menfaatinin olmaması rehin kaldırma yazılarının davacıya verilmiş olması davacı tarafın göndermiş olduğunu ihtarnamede müvekkil şirkete vermiş olduğu sürenin dolmasını beklemeden davayı açmış olması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmilini savunmuştur.
G E R E K Ç E /
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davacının haksız olarak icra takibine uğrayıp uğramadığı/ takibin haksız olarak devam ettirilip ettirlemidği ve buna göre de tazmini gerekir bir zararın oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasındadır.
Tarafların cari hesap durumları itibariyle yapılan icra takibi , icra takibi neticesi oluşan fiili durum, ödemeler, ödemeler tarihleri, ödeme miktarları itibariyle dosya borcunun feriileriyle birlikte kapanıp kapanmadığı bu nedenle devam eden yakalamanın ve haczin haksız olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ve bu duruma bağlı olarak da davacının davalıdan takip muameleleri nedeniyle tazminat talep edip edemeyeceği varsa zarar miktarının tespiti ve nelerden ibaret olabileceği yönünden mahkememizce resen seçilen konuda uzman bilirkişiler vasıtasıyla dosya üzerinde günsüz bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Buna göre; davalı – alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takibin hukuka uygun olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibi neticesinde borcun ibra edildiğinin belge ile sabit olmasına rağmen davalı alacaklı tarafından dava konusu araç üzerinde hacze devam edilip , muhafaza tedbiri uygulanmasının hukuka aykırı olduğu ve bu durumda da davacının hukuka aykırı haciz sebebiyle uğradığı zararların tazminine yönelik talebinin yerinde olduğu, haciz tutanağında belirtildiği gibi hasarlı, beton mikseri bulunmayan ve hatta yürür durumunda olmayan dava konusu aracın iş görüyor gibi değerlendirilerek , davacının tazminat talebine dayanak teşkil etmesinde haklılık payı bulunmadığı, davacının sadece yedieminlik ücretlerinin tazmini konusunda davalıdan talepte bulunacağı tespitinde bulunulmuştur.
İlk heyetten alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından bu kez mahkememizce resen seçilen konuda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyet marifetiyle günsüz bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan kök ve ek raporlar dosyamız kapsamına sağlanmıştır.
Buna göre; davacı vekili davalı firma tarafından hazırlanan 14/03/2012 tarihli ve dravacı şirketin davalı şirkete karşı ödenmemeiş herhangi bir borcunun kalmadığını göstereen yazıyı delil olarak ibraz ettiğini söz konusu belge davacının davalı nezdinde kullandığı kredinin vadesinin dolduğu 14/03/2012 tarihi itibariyle davalı şirkete karşı davacınıın ödenmemiş herhangi bir borcunun kalmadığı araçlar üzerinde rehin kaldırma yazılarının kredi teminatı olarak alınan iptal edilmemiş senetlerin ve iade gelen faturaların yazı ekinde borçlu davacıya gönderilidği belirttiğini davalı bu yazıya karşı yazının verildiği tarihte vekalet ücreti alacağının bulundğunu beyan ettiğini henüz borcun sona ermediğini savunduğunu ancak müvekkilin karşı taraf vekalet ücretini de kapsayacak şekilde borcu sona erdirebileceği bu halde avukatın karşı taraf vekalet ücrtenii kendi müvekkilinden talep edebileceği gerçeği karşısısında verilen belge ile karşı taraf vekalet ücreti dahil tüm borcun sona erdiğini kabul edilmesi gerektiğini buna göre davalının borcun sona erdiği dönemde icratakibine devam ettiğinin anlaşıldığı davacı vekili davalı firma tarafından hazılanan 14/03/2012 tarihli ve davacı şirketin davalı şirkete karşı ödenmemeiş herhangi bir borcunun kalmadığını gösteren belgede davacının davalı nezdinde kullandığı kredinin vadesinin dolduğu 14/03/2012 tarihi itibariyle davalı şirkete karşı davacının ödenmemeiş bir borcunun kalmadığını araçlar üzerindeki rehin kaldırma yazılarının kredi teminatı olarak alının iptal edilmiş senetlerin ve iade gelen fataralırn yazı ekinde borçlu davacıya gönderildiği belirtildiğini davacılının henüz borcun sona ermediğini savunduğunu… plakalı aracın kullanılmadığı dönemlere ait kar kaybı ve yediemin harcamaları olduğunu aracın teşvik kapsamında olması yatırımın gerçekleşememsi ve bundan dolayı hazine müsteşarlığına ödeme yapılması gerekebilceği hususu mevzuata göre beş yıllık süreyi doldurmamamış makine ve teçhizatın tamamlama vizesinin yapılıp yapılmadığına bırakılmaksızın izinsiz satıldığının tespit edilmesi halinde satışı yapılan makine ve teçhizat ile ilgili tahsil edilmeyen gümrük vergisi ve KDV ile varsı indirimli kurumlar vergsi veya gelir vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan destekler ile ilgili mevzuatları çerçevesinde tahsil edileceğğini söz konusu araç 2008 yılında alınmış ve 2013 yılı sonuna kadar yediemin otoparkından satıldığını bu durumda hazine müsteşarlığı nezdinde 5 yıllık süre dolduktan sonra satış gerçekleştiği herhangi bir müeyyide ile karşılaşmak söz konusu olmayacağı hususları tespit olunmuştur.
Tarafların bilirkişi kök raporuna olan itirazlarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi heyetinden alınan ek rapor alınmıştır.Buna göre; davacı tarafın itirazlarına yönelik olarak kök rapordaki görüşün aynen korunduğu, ticari defterleri yönünden ise; davacının Antalya/Kaş mukimli bir firma olması sebebiyle talimat yoluyla inceleme yapılması gerektiği belirtirmiştir.Davalının itirazları bakımından da kök rapordaki görüşler aynen korunarak itirazlarının yerinde görüldüğü, davalı tarafnıdan araca hacizli yakalama konulduğu tarih için hesaplama sonuccunun bu tarih dikkate alınarak revize edilmesi gerektiği, kök raporda aracın net kazanç kaybının, 95.313,80 TL olarak hesaplandığı, bu tutarın 1047 günlük kazanç kaybına tekabül ettiği, bu tutarın davalı tarafından hacizli yakalama kararının çıkarıldığı tarih gün karşılığı olan 861 gün üzerinden tespit edilmesi gerektiği, bunun üzerinden yapılan hesaplama sonucuna göre de 78.381,26 TL ‘ye tekabül ettiği, ancak; araç üstünde başka hacizlerin varlığının hukuka aykırı fiille zarar arasındaki illiyet bağını kesecek bir olgu olup olmadıının mahkeminin takdirinde olduğu, bunu illiyet bağını kesen bir olgu olarak görüldüğü takdirde zararla davalının eylemi arasında uygun illiyet bağı olmadığına karar vererek zarardan sorumluluğu olmayacağının kabul edilebileceği, bu hususun da bir değerlendirme meselesi olup mahkemenin takdir alanında olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı yanca sunulan birkısım belgeler ile tarafların ilk ek rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden ikinci ek rapor alınarak dosyamız kapsamına sağlanmıştır.Buna göre; davacının zarara uğradığının ispatla mükellefe olduğu, bu anlamda davacının aracını kiralamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunun ipsatı gerektiği, mahkemece zararın varlığına kanaat getirilmesi halinde özellikle kar kaybı hesabının işçilik giderleri de dikkate alınarak yapılması gerektiği hususuna bağlı kalmakla birlikte, davacı tarafın kar kaybı hesabında işçilik maliyetlerinin dikkate alınmaması yönündeki talebinin mahkeme tarafından uygun görülmesi halinde kar kaybı tutarının aracın toplam kazanç kaybının 315.694,86 TL, net kazanç kaybının 185.225,64 TL olduğu, davalının itirazları açısından kök ve ek rapordaki görüşlerin korunduğu, davacının dosyaya sunduğu vergi yapılandırma ödeme planı hakkında ödeme planınından, davacının hangi vergi borçları için yapılandırma başvurusunda bulunduğunun anlaşılamadığı, öncelikle bu hususun netleştirilmesi gerektiği, bu itibarla; borcun tamamen ödendiğine dair evrakların, veya borca denk gelecek şekilde başkaca bir menkul veya gayrimenkulün vergi dairesine teminat olarak sunulduğunun, veya haczin kaldırılması için bankadan alınan bir teminat mektubunun vergi dairesine sunulduğunun dosyaya sunulması gerektiği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Davalı yan itirazları ile bilirkişi heyetinin birkısım zarar kalemleri yönünden davacı kayıtlarının incelenmesi yönündeki görüşleri doğrultusunda bilirkişi heyetinden dosya üzerinden yeniden inceleme yaptırılarak üçüncü ek rapor dosyamıza tanzim edilmiştir.Buna göre; davaya konu aracın beton mikserinin olmadığı, lastiklerinin yürür durumda bulunmadığı, aracın kupa baş kısmının kaza nedeniyle hasarlı olduğu tespit edilmişken bu nitelikteki bir aracın sanki her ekipmanı tamammış gibi çalışabileceği varsayımıyla tazminat hesabına konu olmasının başlı başına bir vakıa olduğu, davalının belirtiği gibi, aracın tüm ekipmanlarının tamam olduğu varsayımıyla hesaplama yapılmadığını, tam tersine, aracın yürür durumda olmadığı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı ve aracın 3 yıllık bakım maliyetleri , kar kaybı hesabından mahsup edildiğini, kazanç kaybı tutarının: mahrum kalınan kira bedeli: 383.893,02 TL, net kazanç kaybı tutarının: 268.388,24 TL olduğu, davacı ticari defterlerinin incelenmesi bakımından 2011-2012-2013 yıllarına ait defterlerin incelendiği, davacı firmanın vergi levhası değerlendirmesi yönünden incelendiğinde 3 yıllık dönem içinde zarar ettiğinin anlaşıldığı, kök rapor ve önceki iki ek raporda da; mali incelemelere dayanarak faturaların davacı firma ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu anlamda, mali incelemeler açısından ikinci ek raporda yazılı değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu , kök raporda belirtildiği üzere davalının sorumluluğunu doğuran hususun, davalı şirkete karşı davacının ödenmemiş herhangi bir borcunun kalmadığı yolundaki beyanına karşı vekalet ücretinden doğan borcun varlığı nedeniyle takibine devam etmesinin olduğu, çünkü bu beyan olmasıydı diğer borcun da ödeneceği veya davacının borcun bu miktar itibariyle ibra edildiğini varsaymakta haklı olduğu ve açıklanan nedenlerle aracın iş yapamamasına sebebiyet verilmesi ile zararın meydana getirilmesinin hayatın olağan akışında mümkün olmasının kabul görecebilecek hususlar olduğunu, ancak raporlarda diğer olgular bakımından zararla fiil arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının mahkemenin takdirine bırakıldığını, mahkemece öncelikle illiyet bağının bulunduğu takdir edilirse zarar hesabının nazara alınacağını, diğer itirazlara ikinci ek raporda cevap verildiği hususları tespit olunmuştur.
Tüm bu deliller ışığında ; davacı yanın davalı yandan gönderilen belgeye göre davalı yana borcunun sona erdiğinin bildirilmesine rağmen haciz işlemlerine devam etmesi haksız bir haciz uygulaması olup bu açıdan davacının kanıtlanabilen ve maliyetler düşüldüğünde net olarak ortaya konulan zararının 84.576,26 TL olduğu hesaplanmıştır.
Belirsiz alacak olarak açılan davada bu miktar nazara alınarak davacı yan davasını miktar olarak somutlaştırmış ve harcını da ikmal etmiş olmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Somutlaştırma dilekçesi de dikkate alınarak 84.576,26 TL tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava dilekçesi içeriği dikkate alınarak dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, dava konusu dosya borcu açısından haczin kaldırılmasına,
2-Alınması gereken 5.777,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 74,25 TL ve tamamlama harcı ile alınan 1.360,00 TL olmak üzere toplam: 1.434,25 kısmından mahsubu ile bakiye 4.343,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden peşin harç, başvuru harcı ve tamamlama harcı toplamı: 1.455,40 TL, davetiye gideri ve dosya masrafı 426,50 TL ile bilirkişi ücreti 3.300,00 TL olmak üzere toplam: 5.181,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.516,10 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider-delil avanslarından var ise kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …