Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/343 E. 2019/368 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/343 Esas
KARAR NO : 2019/368
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 31/12/2010
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı firma ile davalı şirket arasında 13/11/2008 tarihli Fiberoptik kablo tesisi taşeron ana sözleşmesi ile ticari ilişki başladığını, mezkur sözleşme uyarınca davacı üzerine düşen işleri ifa ettiğini, davalı şirketçe … Noterliğinden davacıya gönderilen 19/07/2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile tek taraflı olarak sözleşme fes edildiğini ve toplam 23.195,19-TL alacağı olduğu davacı tarafa bildirildiğini, davacı taraf hesapları ve hakediş raporlarını incelediğinde 181.143,16-TL davalı şirketten alacağı bulunduğunu, bu durum …Noterliğinin 19/08/2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile davalıya bildirildiğini, davalı şirketçe ihtarnameye de kayıtsız kalındığını ve halen ödeme yapılmadığını, yukarıda açıklanan sebeplerle davacının oluşan alacaklarını almak amacıyla iş bu davaya açma gereği oluştuğunu, bu nedenlerle, davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 23.195,19-TL tutarındaki alacağı hak ediş tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı şirketin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı şirket sözleşme uyarınca yerine getirmesini garanti ettiği işleri yerine getirmediğini ve davalı şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı yanın yapmayı taahhüt ettiği işleri nasıl yerine getireceği şartnamede açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davacı yanın bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı yanın sözleşme uyarınca yerine getirmesini taahhüt ettiği işleri yerine getirmemesi üzerine bu işlerin davalı şirket tarafından 3. Kişilere yaptırılarak bedeli yine sözleşme hükümlerine uygun olarak davacı yanın hakedişlerinden mahsup edildiğini, dolayısıyla davacı yanın davalıdan herhahgi bir hakediş bedeline ilişkin alacağı bulunmadığını, sözleşlme gereği firmanın borç ödemeden aciz hale gelmesi ihtimalinin bulunması, aleyhine icra takipleri yapılması hallerinde … bu anlaşmayı tamamen veya kısmen tazminatsız feshedebileceğini, …’un firmaya 30 gün önceden yazılı bildirimde bulunarak bu anlaşmayı her zaman herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü olmaksızın tamamen veya kısmen feshedebileceğini, bu nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Davada talep, taraflar arasındaki “Fiberoptik Kablo Tesisi Taşeron Ana Sözleşmesi” kapsamında ödenmeyen alacakların tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların usulüne uygun hasrettikleri sözleşme, ekleri, hakediş raporları, sigorta sözleşmesi ve diğer delilleri toplanarak Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, alınan 05/03/2015 tarhili bilirkişi raporu özetle; “Davacının taahhüt ettiği işleri gereği gibi yerine getiremediği, davacı tarafından bırakılan eksik ve ayıplı işlerin üçüncü kişilere yaptırıldığı, çevreye zarar verildiği, bu zararlardan dolayı ceza ödenmek zorunda kalındığı, yine davacı şirketin takip borçlusu olduğu icra dosyalarından gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle ödemeler yapıldığı, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayandığı, davalı tarafından yapılan fesih bildirimi ileri doğru hüküm ifade ettiğinden, fesih bildiriminin ulaştığı ana kadar sözleşmeden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin geçerliliğini koruduğu, taraflar arasındaki 13/11/2008 tarihli sözleşme uyarınca 32 adet hakediş düzenlendiği, davalının hakedişlerden toplam 74.499,68-TL haksız kesinti yaptığı, bu bedelin 4.376,09-TL hesaplanan avans faiziyle birlikte iade edilmesi gerektiği” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Mahkememizce tarafların kök rapora yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi bakımında ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 28/08/2015 ve 26/02/2016 tarihli bilirkişi raporlarında kök raporda herhangi bir değişiklik oluşmadığı bildirilerek rapor sunulmuştur.
Alınan kök ve ek raporlardan sonra dosyaya yeni belgeler yansımış olması ve davalı vekilinin davacının… bankası ile temlik sözleşmesi yapması ve bir kısım hakedişlerin bu bankaya ödendiğinin bildirilmiş olması sebebiyle Mahkememizce yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 08/03/2017 tarihli bilirkişi 3. Ek raporu özetle; “Davalı şirket ödemeleri nedeniyle oluşan diğer farklarla tespitlerin temlik edilen alacaklarla karşılık yapılan tahsilatlar nedeniyle, davacı kayıtlarında davalı şirket cari hesabına alacak kaydedilmeyen tutarın 69.339,09-TL olduğu, taraf defter kayıtlarına göre davacı kayıtlarında davalı şirketin 67.997,31-TL bakiye borcu gözüktüğünü, davacı kayıtlarında yer almayan işlemler dikkate alındığında davacı şirket cari hesap alacağı 0,11-TL olacak olup davalı kayıtlarında da davacı bakiyesi balunmadığı, ancak geçici kabul işlemleri sonrası ödenecek % 10 açıklaması ile yapılan % 10 kesintiler toplamı 43.902,21-TL olup anılan tutarın davacıya ödenmesi gerekitği, davacı şirketçğe 89/1 uyarınca icra dosyalasına ödenen tutar toplam 32.366,00-TL olduğu, bu tutar hakedişlerden düşürülmediği, anılan tutar düşüldüğünde davacı alacağı 74.499,68-TL olduğu, önceki raporlarda belirtildiği üzere davacının davalıya gönderdiği 19/08/2010 tarih ve 14201 sayılı ihtarnamede, alacağın ihtarnamenin tebellüğ tarihinden bir gün sonra ödemesini bildirdiği, bu nedenle ihtarname tarihi 19/08/2010 ile dava tarihi 31/12/2010 arasındaki avans faizi 74.499,68-TL x 134 gün=4.376,09-TL olarak hesaplandığı, davacı vekili tarafından keşide edilen ihtarnamede sözleşme gereği davacı firmanın yaptığı işler bedeli olan Ankara Operasyonları için 134.206,72-TL’nin İstanbul Operasyonlar için de 46.936,44-TL nin müvekkili şirkete ödenmesi ihtar edilmiş olup, teminat kesintisi ile ilgili talepte bulunulmadığından anılan alacak nedeniyle faiz hesaplanmadığını, bu durumda davacının alacağı 74.499,68-TL + 4.376,09-TL ve buna ilave olarak % 10 teminat kesintisi olan 43.902,21-TL nin toplam olan 122.777,98-TL olarak hesaplandığı, her ne kadar davacı tarafından eksik ve hatalı işler nedeniyle all-risk sigortası yapıldığı ve sigorta bedelinin de hakedişlerinden kesildiğini iddia edilmiş ise de dosyadaki hakediş raporları yeniden incelenmiş olup, sigorta yapıldığına ve sigorta primlerinin de davacının hakedişlerinden kesildiğine ilişkin herhangi bir somut delile rastlanmadığı gibi ceza ve zararların all-risk sigortasından karşılandığına ilişkin de herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, dosyada davalı tarafından yaptırılmış bi all-risk sigorta poliçesi bulunmakta ise de bu poliçenin dava konusu iş ile ilgili olmadığı anlaşıldığı, yine davalı tarafından alacağın temlik edilmiş olması nedeniyle bankaya ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin de dikkate alınması gerektiği ifade edilmiş ise de yapılan hesaplamalarda bütün ticari defter kayıtları ile ödemeler dikkate alındığı, bu nedenlerle, davacının alacağının 74.499,68-TL + 4.376,09-TL ve buna ilave olarak % 10 teminat kesintisi olan 43.902,21-TL nin toplamı olan 122.777,98-TL olarak hesaplandığı” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 16. Maddesi kapsamında yaptırılan sigortanın ek raporda yeterince tartışılmaması ve bu kapsamda yapılan hesaplamaların da hüküm kurmaya elverişli olmaması sebebiyle yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 08/08/2018 tarihli 4. Bilirkişi ek raporunda özetle; Davacıdan yapılan kesintilerin toplamının 181.143,15-TL olduğu, sadece 15/07/2009 tarihli ve 3 numaralı hakedişte yapılan 28.971,97-TL lik kesintide davacının onayının bulunduğu, diğer kesintilerin davacının onayı olmadan haksız olarak yapıldığı, davacının yapılan haksız kesintiler nedeniyle talep edebileceği alacak miktarının 152.171,18-TL olarak hesaplanabileceği, kesintilerin faturalandırılmamış ve bankaca kabul edilmemiş olmaları nedeniyle temlik edilmiş olduğu iddiasının da yerinde olmadığı” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Taraflar arasında 13/11/2008 tarihinde “Fiberoptik Kablo Tesisi Taşeron Ana Sözleşmesi” imzalanmıştır. Eldeki davada hukuki ihtilaf, taraflar arasındaki istisna sözleşmesi hükümlerinin yüklenilen edimler kapsamında gereği gibi yerine getirilip getirilmediği ve davacının alacak talebinde haklı olup olmadığı ve miktarına ilişkindir. Dosyada alınan bilirkişi raporlarında ayrıntısına yer verildiği şekilde davacının üstlenilen işlerden bir kısmının eksik ve ayıplı bırakılması, işlerin davalı yanca üçüncü kişilere yaptırılmış olması ve çevreye verilen zararlar kapsamında ceza ödemek zorunda kalınması, davacının takip borçlusu olduğu icra dosyaları sebebiyle gönderilen haciz ihbarnameleri kapsamında davalının ödemeler yapmak zorunda kalmış olması hususları bir arada değerlendirilerek davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmiştir. Fesih bildirimi ileriye doğru hüküm ifade ettiğinden, fesih bildiriminin karşı tarafa ulaştığı ana kadar sözleşmenin geçerliliğini koruması ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin bu ana kadar devam etmesi sebebiyle sözleşmenin feshine kadar düzenlenen hakedişlerin ödenmesi gerekecektir. Davacı tarafça … Noterliği’nin 19/08/2010 tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnameyle davacının yaptığı işler kapsamında Ankara operasyonları için 134.206,72 TL, İstanbul operasyonları için de 46.936,44 TL nin ödenmesi hususu davalıya ihtar edilmiştir. Davalı yan tüm yargılama aşamasındaki savunmalarında davacının eksik bıraktığı işler nedeniyle üçüncü kişilere işi tamamlattırmak zorunda kaldığını ve bu kapsamda ödemeler yaptığını ve çevreye verilen zararlar nedeniyle cezalar ödediğini savunmakla davacının davaya konu hakedişler nedeniyle alacak hakkının bulunmadığını savunmuştur. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 16. Maddesi kapsamında…A.Ş. nezdinde yaptırılan all risk sigortası davalı tarafça iddia edilen kesinti ve cezaları kapsamakta olup bu bedellerin sigorta şirketinden tahsil edilip edilmemesi davalı tarafın sorumluluğunda bulunmaktadır. Tarafların ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafça yapılan kesintiler toplamı 181.143,15 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu kesintilerden yalnızca 15/07/2009 tarihli hakedişte 28.971,97 TL’lik kesintide davacının onayı bulunmakla davalının davacıdan toplam 152.171,18 TL haksız kesinti yaptığı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 15/10/2018 tarihli dilekçeyle talep sonucu bilirkişi raporu doğrultusunda 152.171,18 TL’ye ıslah edilmiştir. Davalı tarafından her ne kadar davaya konu alacakların davacı tarafça dava dışı … Bankasına temlik edildiği iddia olunmuşsa da davacı ile dava dışı banka arasında yapılan temlik sözleşmesinin 1.maddesinde bankanın kendi takdiriyle alacaklarının tümünü veya herhangi birini satın alabileceği, sözleşmenin 3.2 ve 3.3 maddelerinde bankaya fatura ile bildirilen alacakları temlik alabileceğinin öngörülmüş olması, sözleşme hükümleri dikkate alındığında faturaya dayalı olmayan ve bankaca kabul edilmeyen alacakların temliki söz konusu olmayıp, tarafların ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yapılan incelemede davaya konu edilen alacakların faturalandırılarak ticari defterlere kayıt edilmemiş olması, dolayısı ile bu kesintilerin banka tarafından kabul edildiğine, faturalandırıldığına veya tahsil edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olması sebebiyle davaya konu alacakların temlik sözleşmesi kapsamında olmadığı, davalının bu yöndeki savunmalarının da yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Ancak davalı tarafça davacının takip borçlusu olduğu dosyalardan gönderilen haciz ihbarnameleri kapsamında dava tarihinden önce 31/03/2010 tarihinde 12.500,00 TL, 3.460,00 TL ve 16.406,00 TL olmak üzere toplam 32.366,00 TL ödeme yapılmış olup, ödenen bu bedellerin davacı adına yapılmış olması hususu da nazara alınarak yapılan hesaplamadan mahsup edilerek dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepler ve talep biçimi de nazara alınarak davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarname ile davalının temerrüde düştüğü kabul olunmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 119.805,18-TL’nin temerrüt tarihi olan 20/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 8.183,89-TL nisbi ilam harcından peşin alınan (ıslah harcı+peşin harç) 2.547,45-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 5.636,44-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının yatırdığı toplam 2.547,45-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı ilk masraf 24,03-TL, bilirkişi ücreti 3.150,00-TL, posta gideri 294,50-TL olmak üzere toplam 3.468,53-TL’nin red ve kabul oranına göre 2.730,79-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.334,41-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.883,92-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …