Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/301 E. 2018/1063 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/301 Esas
KARAR NO : 2018/1063
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 18/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … kefili …’nin …’da ticaret yapan …’e 42,000TL lik borçlarını ödeyemediklerini çözüm olarak arkadaş ve akrabaları ile bir araya gelerek müvekkilinden Hatır Çeki vermesini ve gününde davalı ödesin şeklinde anlaştıklarını, müvekkilinin hesabı üzerine düzenlenen 21.000,00TL tutarlı iki adet çekte …adına düzenlendiğini ve davalının cirosundan sonra kefili … cirosu ile … e teslim edildiğini hatır çekininde gününde ödemediğinden müvekkilinin çekleri ödemek zorunda kaldığını, çeklerin ödenmesinden sonra hatır çeki olduğuna …’ e teslim edildiğine ve çeklerin … tarafından ödendiğine ilişkin arkadaş ve akrabalar arasında protokol yapıldığını, müvekkilinin çekleri ödemesinden sonra davalıdan alacağının ödenmesini istediği başarılı olamayınca alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müd. Davalıya ödeme emri gönderdiğini, davalı alacaklı şahsa borcunun olmadığını belirterek Takibe haksız ve yersiz itiraz edildiği, itirazın iptali için işbu davanın açıldığı, İstanbul … İcra müdürlüğünün dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına, takip tarihinde alacağa faiz yürütülmesine %40 tazminat mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bayrampaşa meyve sebze halinde meyve ve sebze işi ile uğraştığı, bu ticari ilişki nedeniyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın esasına girilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, davacının iddialarını tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı … davalı kardeşi bayrampaşa sebze meyve halinde sebze meyve işi yaptığı ticari ilişki ve akraba olmaları nedeniyle zaman zaman alacak ve borçlarına mahsuben çek keşide ettiği, yine davacının davalıya borcu olduğu bir dönemde borcuna karşılık 21.000,00TL bedelli 2 adet çek verdiği, davalı da … e olan borcuna isitinaden söz konusu çekleri ciro ederek teslim ettiğini, asıl borçlu müvekkili değil davacı olduğunu, davacının çeklerin ödendiğine dair hiçbir belge bulunmamakla birlikte yapılan protokolde de davalı müvekkili borçlu çıkarma adına düzenlediği, böylelikle davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu açıkça ortada olduğunu, davacı dinletilecek tanık listesini dosyaya sunduğu ancak tanıklar hangi konuda ve neye ilişkin beyanda bulunacaklarını belirtmediği davanın tanık listesinin kabul edilmediğini, sonuç olarak başlatılan icra takibinin iptaline ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini %40 kötü niyet tazminatını ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini cevaben talep etmektedir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi incelemesinde özetle; dava konusu çeklerin davalıya teslim edilmesinin aralarındaki ticari bir ilişkiden kaynaklandığını, yine tanık beyanlarına itibar edilmesi ile söz konusu çeklerin davalının veya davalının kardeşi …’ın borçlarına karşılık davacı tarafından davalı adına keşide edildiği, çek mevzuatı gereğince söz konusu çeklerin bedellerinin ödenmesinden öncelikle çek keşidecisinin sorumluluğu bulunduğu ve davacının söz konu 42.000,00TL bedel ile ilgili takibin yerinde olmadığı, tanık beyanlarında davalı veya davalının kardeşi …’ın borçlarına karşılık davacı tarafından davalı lehine keşide edilen toplamda 42.000,00TL çekler için davalının akrabaları tarafından 30.000,00TL lik kısmının toplanakarak davacıya nakden ve elden teslim edildiği yönündeki beyanlarının sayın mahkemece de kabulü halinde davacı tarafından tahsil edildiği tanıklarca beyan edilen 30.000,00TL nın 42.000,00TL çeklerden masubu ile davacının talep edebileceği alacağın 12.000,00TL olabileceği hususu mahkeme taktirinde olduğu, 12.000,00TL nin ise takip tarihinden itibaren talebe uygun olarak %9 yasal faiz ile birlikte talep edilebileceği tarafların diğer talepleri mahkeme taktirinde olduğu, görüş ve kanaatine varmıştır.
Her ne kadar yukarıda yer verilen bilirkişi rapor özeti doğrultusunda dosyada bilirkişi incelemesi yapılmış ise de tarafların inceleme günü defter ibraz etmedikleri, inceleme gününün 02.02.2018 olduğu, duruşma günü hazır bulunan taraflara HMK/220-222 ihtaratı yapıldığı ve süresinde yerinde inceleme yetkisi talebi olmadığı, davacı vekilinin inceleme günü uyap marifetiyle burun kanaması sebebiyle mazeretin 02/02/2018 tarihi saat 15:57 de gönderildiği ancak inceleme saatinin aynı gün saat 14:30 olduğu, verilen sürenin kesin olması ve karşı taraf için usuli kazanılmış hak doğurması nedeniyle bilirkişi tarafından defterler incelenememiştir. Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve …E., … K. sayılı ilamında da bu ilkeler benimsenmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır(Yön. m. 45/3). Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Davacının yukarıda ayrıntısı verilen iddialarının özü davaya konu çekin hatır çeki olduğu, bunun davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle kendi taraflarınca ödendiği iddiasıyla itirazın iptali davası açılmış ise de davalının savunmalarında çekin hatır çeki olmadığı, ticari ilişki nedeniyle çekin verildiği savunmasında bulunulmuş, itirazın iptali davasında 2004 sayılı İİK md. 67 gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat yükünün davacıda olmasına karşılık davacının çekin hatır sebebiyle verildiği, savunmanın aksine taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı iddiasını mevcut delil durumuna göre ispat edemediği, dosyadaki protokol incelendiğinde ise davalının imzasının bu protokolde yer almadığı, bu nedenle yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirmenin HMK 200 ve 202 maddeleri uyarınca mümkün olmaması nedeniyle dinlenen tanık beyanlarının senede karşı senetle ispat kuralının bertaraf edecek bir delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3939, Karar No : 2017/3136 sayılı ilamında “HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. ” içtihadına yer verilmiştir.) ticari defterlerin de verilen kesin sürede ibraz olunmaması nedeniyle davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu olayımıza benzer Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı Esas No: …, Karar No : …sayılı ilamında da ” dava konusu çeklerin miktarı itibariyle davacının davasını kesin delille ispatlamak zorunda olduğu, davalı vekilinin tanık dinletilmesine muvafakat etmediği, davacı vekilinin dayandığı yazılı delillerde 15/01/2010 tarihli belgenin dava konusu çeklerle bir ilgisi olmadığı, sadece…’ın davalı şirkette çalıştığını gösteren bir belge olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının, kapanış tasdikleri yapılmadığı için usulüne uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil niteliğinde olmadığı, davalı tarafın kendi aleyhine delil kabul edilebilecek defterlerinde de dava konusu çeklerle ilgili hiç bir kayıt bulunmadığı, mücerret bir borç ilişkisi doğuran kambiyo senedi niteliğindeki çeklerin davalı tarafça ticari defterlerine kaydedilmesinin de zorunlu olmadığı, davacının kesin delille ispatlamak zorunda olduğu hatır çeki iddiasını ticari defter ve kayıtlarla ispatlayamadığı,” gerekçesiyle davanın reddine dair verilen yere mahkeme kararı onanmıştır.
Davalı tarafın icra-inkar tazminat talebi bakımından ise davanın reddedilmesinin yanında davacının takip yapmakta İİK md. 67/2 uyarınca kötüniyetli olması gerektiği ancak dosya kapsamı itibariyle davalı tarafça bunun ispat olunamadığı, dava red sebebinin de davacının ispat mükellefiyetinin yerine getirmemesi olması nedenleriyle şartları oluşmayan davalı talebinin reddine karar verilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı Esas No : 2016/489, Karar No: 2017/7890 sayılı ilamında da “kötü niyet tazminatı, İİK’nın 67/2.maddesinde hükme bağlanmıştır. İtirazın iptali davasında, davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının haksız ve kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı, borçluya red olunan alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum eder. Somut olayda; davacının icra takibinde bulunurken ve dava açarken haksız ve kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Anılan nedenle, mahkemece, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.” görüşüne yer verilmiştir. (Aynı yönde bkz; Yargıtay… Hukuk Dairesi Esas No:…, Karar No: … sayılı ilamı)
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, davalı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 35,90TL harçtan peşin alınan 507,30TL’den mahsubu ile fazla yatan 471,40TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL posta ve 6,00 TL vekalet harcı gideri toplam 56,00TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 4.970.00TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
7-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair;taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR