Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1470 E. 2019/34 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1470 Esas
KARAR NO : 2019/34
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/12/2014
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/09/2012 tarihinde…Cad. Üzerinden meydana geldiğini yaralanmalı trafik kazası olduğunu trafik kazasında yaralanma olduğunu davalının sevk ve idaresinde bulunan …plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarptığını ve vücudunda kırık meydana gelecek şekilde yaralandığını, Davalı …’in sevk ve idaresinde ve diğer davalı …’e ait olduğunu… Model … marka aracın … Sigorta tarafından sigortalı olduğunu, meydana gelen kadaza sigorta şirketinin sorumlu olduğunu müvekkilinin kaza sonrasında gerek maddi gerek manevi zararlarının olduğunu, olayın hemen ardından davalı …’in müvekkilini Taksim ilkyardım Hastanesine götürdüğünü müvekkilin burada tedavilerine başlandığını, müvekkiliğinin ayaka bileğinde kırık olduğunu ve ayağına dikiş atıldığını ve İstanbul Asliye Ceza mahkemesinin… sayılı dosyası üzerinde davam eden yargılama neticesinde, 2.240,00TL Adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, sonuç olarak müvekkilinin çektiği sıkıntıları gidermek adına 15.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmektedir.
S A V U N M A /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak müvekkilinin kusurlu olduğunu durumun İstanbul…ceza mahkemesinin…Esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu dile getirdiğini halbuki gerçek olayın oluş şeklinin ceza mahkemesinin aldığı bilirkişi raporlarındada kusursuz olduğunun sabit olduğunu, ceza mahkemesinin vermiş olduğu kesin karar neticesinde itiraz haklarının bulunmadığını, müvekkiline az da olsa kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, ceza mahkemesinde görülen dosyanın delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını mahkemece alınacak kusur oran ve durumuna ilişkin raporların davalı haklılığını ortaya koyacağını sayın davacının asli kusurlu olduğunu huzurdaki davanın kabul edilebilir olmayıp reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; adli tıp kurulu raporunda Yaya …’ye kaza yerinde yolun karşı tarafna geçişini yayalar için kırmızı ışık yanmakta olduğu durumda yaptığını araçlara ilk geçiş hakkını vermeyerek kaplamaya girdiği ve dikkatsiz tedbirsiz davrandığı gerekçesi ile asli kusur atfedilmiş, dosyada yeri ve konumu belirtilen meydandaki ışıklı kavşak yerinde yolun karşısına geçiş yapan davacının güvenlikli olarak yapması gerekirken CD görüntü çözümü raporundaki açıklamadan da anlaşıldığı üzere bu kurala tam olarak uymadığı ve araçlara kırmızı ışık yandığı esnada yola fırlayarak karşı tarafa geçiş yaptığı ve yolun çok büyük bir kısmını katederek karşı kaldırıma ulaşma durumunda olduğu noktarada sol tarafından gelen diğer aracın çarpmasına maruz kalmış olmasında, birinci derecede ve %80 oranında Kusurlu olduğu, sürücü …’in ikinci derecede ve %20 oranında Kusurlu olduğu kanaatine varmıştır, sonuç olarak Kazalı Giden Kökçü Zararı davalının kusur miktarına göre %20 kusur toplam zararının 6.147,95 TL kısmının davalı taraftan tazmin zorunluluğu olacağı sonuç ve kaanatine varmıştır.
Maddi tazminat talebi bakımından;
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No :…ve Karar No : … sayılı ilamında “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. ” içtihadına yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No: …, Karar No: … ve 20.4.2017 tarihli kararında “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.). ” açıklamasına yer verilmiştir.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı sigorta şirketinin tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması, davalı sürücü yanında araç maliki olan diğer davalının da işleten sıfatıyla araç sürücüsünün kusurundan sorumlu olması sebebiyle davacıda meydana gelen maluliyet sonucu oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik maluliyetinin gerçek zarar olup tazmini gerekmesi ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın maddi tazminat bakımından kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından;
Yargıtay … Hukuk Dairesi Esas No : …, Karar No : … sayılı ilamında da belirtildiği üzere ” Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür. 1.500,00 TL manevi tazminat bedelinin davalılar sürücü … ve işleten…bakımından kaza tarihi olan 28.09.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %20 kusurlu oluşu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması, davalıların maddi durumu, yüksek tazminata hükmedilmesi halinde davalıların maddi durumunun akamete uğrayacağı, davacıda iş görmezlik oranı olarak %3,3 oranında tespit yapılmış olması, 4 aylık iyileşme süreci nazara alınarak manevi tazminata talep miktarı altında karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Maddi tazminat yönünden davanın KABULÜ ile,
2-a-)Maddi tazminat yönünden dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 6.147,93 TL tazminat bedelinin davalı sigorta şirketi… Sigorta bakımından dava tarihinden, diğer davalılar sürücü… ve işleten… bakımından kaza tarihi olan 28.09.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya VERİLMESİNE,
b-)Manevi tazminat yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, 1.500,00 TL manevi tazminat bedelinin davalılar sürücü… ve işleten … bakımından kaza tarihi olan 28.09.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen 13.500,00 TL bakımından talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 522,43 TL harçtan peşin ve sonradan alınan 361,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 161,25 TL harcın (Davalı … Sigorta Şirketi bakımından 129,00 TL’ye kadar) davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşinve sonradan alınan 361,18 TL harcın (Davalı AK Sigorta Şirketi bakımından 288,95 TL’ye kadar) davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Maddi tazminat yönünden davacının yaptığı ilk masraf 29,00 TL, bilirkişi ücreti 1.600,00 TL, posta gideri 264,00 TL, tamamlama harcı 45,23TL olmak üzere toplam 1.938,23 TL’nin davalılardan alınarak (Davalı … Sigorta Şirketi bakımından 1.550,40 TL’ye kadar) davacıya VERİLMESİNE,
5- a-)Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
b-) Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.500,00-TL ücreti vekaletin davalılar… ve …’dan alınarak davacı taraf VERİLMESİNE,
Manevi tazminat yönünden davalılar … ve …kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.500,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılar … ve…yanına VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalılar yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
E-İMZALIDIR
Hakim
E-İMZALIDIR