Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1294 E. 2018/402 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1294 Esas
KARAR NO : 2018/402
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2014
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 03/09/2012 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeyi 2 yıl süreyle devam ettikten sonra müvekkilinin fiyat anlaşmazlığı nedeniyle karşılıklı olarak fesih edildiğini sözleşme sonrası enerji dengesizliği adı altında bir faturanın müvekkiline gönderildiğini itirazların olmasına rağmen bankanın otomatik olarak borcu ödediğini, 2012 yılında enerji dengesizliği konusunda zarar doğmadığını müvekkiline dengesizlik ihbarı ve fatura çıkarılmadığını 2013 ve 2014 yıllarında davalı yanın tanımladığı tüketim husuların da farkların bulunmadığını belirtildiğini sözleşmenin fes edildiği anda yaşanan sorunun davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, haklı davanın kabulü ile taraflarınca haksız olarak tahsil edilen 23.523,23 TL’nin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama harç ve masrafları ile davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından Mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu faturaya yasal süresi geçtikten sonra itiraz ettiğini, itiraz etmesine rağmen fatura bedelinin tümünü ödediğinden bu nedenle faturayı kabul etmiş sayıldığını, davacının iadesini talep ettiği bedelin mevzuatta tanımı ve uygulaması yer alan idarenin elektrik arz – talebi arasındaki dengesizlik nedeniyle müvekkilinin elektrik satış şirketlerine tahakkuk ettirdiği bir maliyet olup bu maliyetin önlenmesi amacıyla taraflar arasındaki sözleşme ile davacıya elektrik talebinde oluşabilecek +/- % 10 ve üzeri oranındaki değişiklikleri müvekkiline bildirim yükümlülüğü getirildiğinden bu bildirim yapılmadığı taktirde idarenin tahakkuk ettirdiği enerji dengesizliği bedelinden davacının sorumlu olduğunu davacının sözleşmenin 9.8 maddesinin fiilen uygulanmasının imkansız olduğunu davacının iddiasının tamamen dayanaksız olduğundan davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Talep, Taraflar arasında imzalanan 03/09/2012 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi ve ek protokoller kapsamında enerji dengesizliği adı altında tahsil edilen miktarın iadesi istemine ilişkin bulunmaktadır. Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve ayrıca iki yıllık süre sonunda sözleşmenin 4 maddesi kapsamında taraflarca akdi ilişkinin sona erdirildiği hususları uyuşmazlık dışıdır. Davalı tarafça tanzim olunan 30/09/2014 tarihli e-faturanın, bu niteliği itibariyle ve düzenlendiği tarihte borçluya tebliğ edildiği, ancak davacı yanın 13/10/2014 tarihli ihtarnameyle ve süresinden sonra faturaya itiraz ettiği ve keza fatura bedelinin de davalı yana ödenmiş olduğu görülmektedir. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 5 maddesinde; OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri de yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu ifade edilmiş olup, davacı tacirin itiraz ettiği enerji dengesizliği enerji açığı veya fazlasını; elektrik enerjisi arz ve talebi arasındaki dengesizliği ifade etmekte olup, arz ve talep dengesini sağlamak yükümlülüğü lisans sahipleri-elektrik satış şirketleri üzerinde bulunmaktadır. Buna göre dengesizlik halinde oluşan maliyette bu şirketler üzerinde bulunmaktadır. Ancak bu dengenin sağlanması davacı gibi yüksek miktarda elektrik tüketen kişilerin tüketecekleri elektrik miktarındaki değişikliklerin öngörülebilir olması halinde mümkün bulunmaktadır. Buna göre de taraflar arasında yapılan sözleşmenin 9.1.8 maddesinde (aylık yük çekiş miktarı 1000 MWh’nin üzerinde olan tüketicilerin yük çekiş ihtarındaki oluşabilecek +/- %10 ve üzeri değişimleri tedarikçiye en az 2 hafta öncesinden yazılı olarak bildirmekle yükümlü oldukları, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde tüketicinin bu nedenle tedarikçinin uğrayacağı tüm zararları üstlenmeyi kabul ettiği) hüküm altına alınmıştır. Bu noktada bilirkişi kurulu raporunda Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 88.3 maddesi ile sözleşmenin 9.1.5 maddesine atıfla değerlendirme yapılmış olmakla birlikte dava konusu olayda günlük tüketim tahminini düzenleyen 9.1.5 maddenin değil, aylık yük çekiş miktarındaki +/-%10 değişikliklere ilişkin 9.1.8 maddenin uygulanması gerektiği, davalı tarafça da bu hüküm doğrultusunda tahakkuk yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle bilirkişi kurulunun 9.1.5 maddesinde yer alan tüketim tahminlerinin yazılı olarak istenmesi gerektiğine ilişkin yükümlülüğün, olaya uygulanması gereken 9.1.8 maddesi hükmüne nazaran dava konusu talep bakımından dikkate alınması mümkün olmayıp anılan 9.1.8 maddesinde yazılı talepte bulunma şartı da söz konusu değildir. Kaldı ki bilirkişi kurulunca dayanılan 9.1.5 madde günlük tüketim tahminlerine ilişkin olup, dava konusu olay yük çekiş miktarındaki artışa ilişkin bulunmaktadır. Açıklanan bu sebeple aylık yük çekiş miktarındaki artış / azalış halinde ve sözleşmenin 9.1.8 maddesi gereğince davacıya 2 hafta önceden bildirim yükümlülüğü getirilmiş olmakla ve davalı yana bu yönde yazılı talepte bulunma bakımından ayrıca verilmiş bir yükümlülük de söz konusu olmamakla davacı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, açıklanan tüm bu sebeplerle yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 401,75-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 365,85-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 3,80 TL vekalet harcı gideri toplam 1.503,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.822,79-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Başkan …