Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1256 E. 2022/324 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1256 Esas
KARAR NO : 2022/324 Karar

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/09/2014
KARAR TARİHİ:23/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tele-pazarlama sektöründe faaliyet gösterdiğini, televizyon kanallarında ve diğer mecralarda yayımladığı reklam ve tanıtımları ile satış ve pazarlamasını yaptığı ürünleri, davalı … diğer kargo firmaları aracılığıyla müşterilerine ulaştırdığını, Davacı ile davalı arasında 03.08.2012 tarihli, 1 yıl süreli “… Kargo Taşıma ve Teslim Sözleşmesi” imzalandığı, aynı sözleşmenin sonraki yıllar için yenilenerek uygulanmaya devam edildiğini, bu sözleşmelere göre, davacı tarafından satışı yapılan ürünlerin sözleşmede belirlenen koşullar çerçevesinde davalıya ambalajlı, ürünün değerini gösterir barkoduyla birlikte teslim edilmekte, davalının da teslim aldığı ürünleri alıcılara ulaştırıp, ürün bedelini tahsil edip, davacı şirkete göndermekte ve sözleşme ile belirlenen koşullar ile verilen hizmetlerin karşılığında ücretini tahsil ettiğini, davacının sözleşme ile yükümlendiği tüm edimlerini tam ve eksiksiz olarak ifa ettiği halde davalının, sözleşme koşullarına aykırı olarak, ürünleri davacı şirket müşterilerine teslim etmediği, zayii etmiş/kaybetmiş olduğu, tahsil ettiği ürün bedellerinin davacıya ödememiş olduğu, birçok kez yazılı olarak başvuruda bulunmalarına rağmen, değeri belirli gönderilerinden kaynaklanan zararlarını tazmin etmediğini, sözleşmeye aykırı davranışlarıyla davacının maddi manevi zararına sebebiyet verdiğini, Davacı ile davalı arasında imzalanan 01.08.2013 tarihli “… Kargo ve Kurye Gönderileri Taşıma ve Teslim Sözleşmesinin 6. Maddesinde; sözleşmede belirtilen tüm işlemlerin takibinin, Avrupa Yakası Kargo İşleme Merkezi Müdürlüğü tarafından yapılacağı, sözleşmenin 7. Maddesinde kargo gönderisinin kaybolması, çalınması ya da hasara uğraması halinde, …’nin tazminat ödeyeceği kararlaştırıldığını, davalıya müteaddit defalar yazılan dilekçelerde, alıcılarına teslim edilmek üzere davalıya teslim edilen kargoların akıbetinin belli olmadığının tespit edildiğini ve listesi sunulan 14.838 adet kargonun akıbetleri hakkında bilgi verilmesi talep edildiğini, davalıya yazılan 30.03.2012 tarihli dilekçe ile davacı tarafından teslim edilen kargoların müşterilere 15 gün içerisinde teslimi, teslim edilemeyenlerin ise derhal iadesi gerektiği halde, 2 ay önce …’ye teslim edilen kargoların iadesinin henüz gelmeye başlandığını ve yazı tarihi itibariyle … nezdinde bu şekilde bekleyen 5.000 adet kargonun bulunduğunu, bunun davacı zararına sebebiyet verdiğini, müşteri memnuniyetsizliği oluşturduğu anlatılarak, … ye teslim edilen kargoların müşterilere 15 gün içerisinde teslimi, teslim edilemeyenler olması halinde, en kısa zamanda şirketlerine iadesi talep edildiğini, davalıya yazılan 17.05.2012 tarihli dilekçeyle … aracılığıyla gerçekteştirilen kargo gönderilerinden, müşteriye teslimi gerçekleşenlerin tahsil edilen tutarlar ile müşteriye teslimi gerçekleşmeyenlerin/iadesi gerekenlerin … sisteminden temin edilen listeleri, davalıya verilerek uyumsuzluklara dikkat çekilmek suretiyle gönderi ve tahsilatların akıbetleri sorulduğunu, davalıya hitaben yazılan dilekçeyle davalının kayıp olduğunu bildirdiği 6 adet kargonun barkot numaralarına göre tazmin tutarlarının, şirketin posta çeki hesabına aktarılması talep edildiğini,10.07.2012 tarihli dilekçeyle davacının, … aracılığıyla göndermiş olduğu kargolardan tahsilatı ve iade bilgisi gelmeyen alıcı/müşterilerin isim listeleri oluşturularak, bu edilmedi ise iadesi gereken kargoların, akıbetleri hakkında bilgi verilmesinin istendiğini, 02.05.2013 tarihli dilekçeyle davacının, … aracılığıyla göndermiş olduğu kargolardan tahsilatı ve iade bilgisi verilmeyen gönderi listeleri oluşturularak bu listedeki kişilere gönderilen kargoların akıbetleri hakkında bilgi verilmesini, 04.06.2013 tarihli, 07.06.2013 tarihli ve 22.07.2013 tarihli davalıya yazılan yazılarla; davalıya teslim edilen kargolardan, müşterilere teslim edilenler ve teslim edilmeyenlere ilişkin … sisteminden çekilen raporlar eklenmek suretiyle akıbetleri konusunda bilgi istendiğini,07.06.2013 tarihli dilekçeyle; kargoların teslim edilememe oranının 444 olduğu, bunun davalıya teslim edilen kargoların yaklaşık yarısının teslim edilemediği anlamına geldiği, bu oranın yüksekliği karşısında 3 adet kargo gönderisi ile ilgili yapılan araştırma sonucunda; ilkinde saat 09:27 de dağıtıcıya teslim edilen malın, 90 saniye sonra “kabul edilmedi” açıklaması ile geri gönderildiği, ikincisinde saat 09:14 de dağıtıcıya teslim edilen malın, 09:30 da “kabul edilmedi” açıklamasıyla geri gönderildiği, ayrıca il il iade oranları üzerinde yapılan çalışma sonucunda bazı illerde iade oranı %20 iken bazı illerde oranların %60’lara çıktığını, bunun bazı illerde çalışanların hizmetin yerine getirilmesindeki kusurlarını gösterdiğini, bu hizmet kusurlarının davacı zararına sonuçlar doğurduğu, ayrıca müşteri nezdinde itibar kaybına neden olduğu açıklanarak gereğinin yapılması istendiğini, bu müracaatların her biri üzerine davalının, davacıya yazdığı ayrı ayrı yazılarda; davacının yazısı ilgi tutulmak ve eklenmek suretiyle “bilgi ve gereği” yapılması için Avrupa Yakası Başmüdürlüğüne yazı yazıldığını, ayrıca araştırma sonucu gelen bilgilerin davacıyla paylaşılacağı bilgisi verildiğini, ayrıca davalı tarafından davacıya yazılan 01.07.2013 tarihli, 15003 sayılı yazıda “merkez kayıtlarında olan kargolar hakkında merkezimizce araştırma başlatılmış olup sonuçlandığında tarafınıza bilgi verilecektir” cevabı verildiğini, davalıya Kadıköy 10. Noterliğinin 09.10.2013 tarih 16696 yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarnamede; davalıya teslim edilen 14.838 adet gönderinin akıbetinin belli olmadığı, bu konuya ilişkin yapılan görüşme ve yazışmalara verilen cevaplarda varış merkezlerinde bekleyen kargolara ait listelerin, henüz başmüdürlüğe ulaşmadığı, merkezdeki kayıtlar üzerinde incelemelerin başlatıldığı ve sonuçlar hakkında bilgi verileceği açıklamasına rağmen aradan geçen 3 ay içerisinde sonuç alınamadığını, 2012 yılı Kasım ayında teslim edilen 483 adet kargo (bedeli 43.763,00 TL), Aralık ayı 393 adet kargo (bedeli 34.154,00 TL); 2013 yılı Ocak ayı 651 adet kargo (bedeli 46.544,00 TL), Şubat ayı 299 kargo (bedeli 22.827,00 TL), Mart ayında 205 adet kargo (bedeli 13.770,00 TL), Nisan ayında 472 adet kargo (bedeli 47.197,00 TL), Mayıs ayında 3.994 adet kargo (bedeli 386.139,00 TL), Haziran ayında 3.521 adet kargo (bedeli 332.282,00 TL), Temmuz ayında 4.820 adet kargo (bedeli 344.474,00 TL) olmak üzere toplam 14.838 adet kargonun davalıya teslim edildiği halde, alıcısına teslim edilip edilmediği, bedelinin davalının tahsil edilip edilmediği konularında bilgi verilmediği gibi, davacıya iadelerinin de sağlanmadığı belirtilerek, ihtarnamenin tebliğini müteakip 10 gün içerisinde akıbetlerinin bildirilmesi, aksi halde uğranılan ararın tazmin yoluna gidileceği ihtar edildiğini, davalının İstanbul 4. Noterliğinin 01.11.2013 tarih 12575 yevmiye sayılı cevabında; taleplerine ilişkin araştırmalarının devam ettiğini, gönderilerin adet olarak fazla olması, farklı başmüdürlükler ile yazışmalar yapılmakta olması sebebiyle 10 günlük süre içerisinde araştırmaların tamamlanmasının mümkün olamayacağı, sonuçlar alındıktan sonra bilgi verileceği, o güne kadar teslim edilemeyen gönderilerin bedellerinin, davacıya tazmin edildiğini, araştırma sonucu detaylı bilgi verileceği bildirildiğini, davalının 09.12.2013 tarihli yazısında; davacının 2012 ve 2013 yıllarına ait 14.400 adet gönderinin akıbeti talebiyle ilgili yapılan araştırmada; 11.109 adet gönderinin firmaya iade edildiği, 2012 yılında iade edilenlerin fistesinin …’e tutanak ilte teslim edildiği, 2013 yılında iade edilen gönderilerin ekte listelendiği, 709 adet gönderinin sisteme iade bilgisinin girildiği halde, listelerin başmüdürlüğe ulaşmadığı konuya ilişkin bölgelerle gerekli yazışmaların yapıldığı, listelerin kendilerine ulaşmasını müteakip birer örneğinin davacıya teslim edileceği, 1.005 adet gönderinin davacı tarafından kendilerine/davalıya teslim edilmediği gerekçesiyle yapılacak işlem bulunmadığı, 938 adet gönderinin alıcılarına teslim edildiği ve bedellerinin davacıya ödendiği, dekontlarının temin edilerek davacıya gönderileceği, 18 adet gönderinin davalı uhdesindeyken zayii edildiği gerekçesiyle tazmin edileceği, 661 adet gönderinin alıcısına henüz teslim edilmediği, davacıya da henüz teslim edilmediği, muhtelif merkezlerinde işlem görmekte olduğu, araştırma sonucuna göre detaylı bilgi verileceği beyan edildiğini, Davalı idarenin yazısı içeriğinin gerçeklerle bağdaşmadığını, davalıya yazılan 10.01.2014 tarih ve 3133 sayı ile teslim edilen yazılarında; akıbeti meçhul olan gönderi sayısının 14.440 değil, 14.838 adet olduğunu, davacıya iade edildiği bildirilen 11,109 adet kargo ile ilgili olarak, iade listelerinde yapılan kontrollerde ise; 10.026 adedinin iadesinin imzasız olduğu, gerçekte de böyle bir iadenin gerçekleşmediği, 332 adedinin imzalı olarak şirkete teslim edildiği ve geriye kalan 751 adet kargonun ise iade listelerinde hiç yer almadığı, bu nedenle söz konusu imzali iade teslim listesi bulunan 332 adet gönderi düşüldükten sonra kalan 10.777 adet gönderinin davacıya teslim edilmediği anlaşıldığı, bildirilerek iade/teslimi ya da tazmini istendiğini, davalının yazısında 709 adet gönderinin sisteme iade bilgisinin girildiği halde, listelerin başmüdürlüğe ulaşmasını müteakip davacıya gönderileceği bildirilenkonuda, davacının yazısı tarihine kadar geçen süre içerisinde akıbeti konusunda gelişme olmadığı, 938 adet gönderinin alıcılarına teslim edildiği ve bedellerinin davacıya ödendiği bildirilmesine rağmen, davacı hesaplarında böyle bir ödemeye rastlanmadığı, zayii edildiği gerekçesiyle tazmin edileceği bildirilen 18 adet gönderiyle ilgili ödeme yapılmadığını, 661 adet gönderinin muhtelif merkezlerinde beklediğine ilişkin beyanına rağmen aradan geçen sürede akıbetleri konusunda gelişme sağlanmadığı bildirildiğini, Yazışma tarihinden dava tarihine kadar açıklanan konularda ilerleme kaydedemediğini, iadesi gerekenlerin iade edilmediği, tazmini gerekenlerin tazmin edilmediğini, Davacının elektronik ortamda da sürekli gönderilerin akıbetini sorgulamış olmasına rağmen, davalının her seferinde kendi şubeleri ile ilgili bilgi noksanlıklarını, iletişim eksikliklerini gerekçe göstererek kesin ve net cevaplardan kaçınmış ve davacıyı “araştırıyoruz, bilgi, belge liste bekliyoruz, inceleyeceğiz, açıklama yapacağız” vb. şeklinde açıklama ve yazışmalar ile konunun çözümü konusunda güven verecek ifade ve davranışlar sergilemiş, oyalamış olduğunu, Davalının kötü niyetle kendi kusuruyla sebep olduğu davacı zararının artması ve itibar kaybetmesi pahasına gerçek dışı beyanlarını sürdürdüğünü, iadenin gerçekleşeceğine ya da zararın tazmin edileceğine davacıyı inandırarak mağduriyetinin artmasına sebep olduğunu, Davacının faaliyet gösterdiği sektör dolayısıyla; davalıya teslim edilen kargonun varış yerine teslimi, teslim gerçekleşmediği takdirde, reklam dönemi içerisinde iadesi halinde aynı pazarlama ve reklam sürecinde yeni müşterilere söz konusu ürünün satış ve pazarlaması mümkün olabileceği için, derhal iadesi önem taşıdığını, oysa davacının gönderilerin erken iadesi bir yana hiç iade edilmemesi ile karşı karşıya bırakıldığı ve güveni kötüye kullanıldığını, Davacının gönderilerinin kaybolması/zayi olması yani akıbetlerinin belirli olmaması nedeniyle uğradığı zararın tam olarak ne kadar olduğu davalı tarafından dosyaya sunulacak bilgi ve belgeler sonucunda ortaya çıkacağı, aradan geçen sürede hala iade gerçekleşmediği için zararlarının her geçen gün değişmekte ve tam olarak tespit edilemediğini, ileri sürerek belirsiz alacak davalarının kabulü ile davacının uğradığı zararlardan şimdilik 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın 09.10.2013 tarih ve 16696 sayılı ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 22.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans niteliğindeki ticari faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmektedir.
SAVUNMA :
Davalı yan cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu dava öncesinde davacı tarafından davalıya … 45. Noterliğinden keşide edilen 09.10.2013 tarih ve … sayılı ihtarname düzenlendiğini, bu ihtarnamede davaya konu edilen 14.838 adet gönderinin akıbeti hakkında bilgi verilmesi istendiğini, bunun üzerine davacıya … 4. Noterliğinin 01.11.2013 tarih … yevmiye sayılı ihtarla, alıcılarına teslim edilen gönderilerin bedellerinin şirketlerine ödendiği, teslimi sağlanamayan gönderilerin ise şirketlerine iade edildiği, ancak gönderilerin tamamı ile ilgili araştırmanın devam ettiği ve söz konusu gönderilerin adeten fazla olması sebebiyle kısa sürede sonuçlanamayacağı, sonuçlandığında bilgi verileceğinin bildirildiğini, İhtara ve davaya konu edilen gönderinin on beş bine yakın olup, bu gönderilerin kabul merkezleri İstanbul olmakla birlikte varış merkezleri Türkiye’nin değişik bölgeleri olduğundan ve tüm bu bölgelerle yazışma yapılması gerektiğinden, ilgili birimlerce yapılan araştırmayla kısa sürede sonuç almanın zorluğu nedeniyle, konu ile ilgili idari inceleme yapmak üzere üç kişilik Teftiş Kurulu Kontrolörü görevlendirilmiş, olup, incelemenin bu heyet tarafından detaylı olarak yapılmakta olduğunu, incelemenin bitirilememiş olduğunu, Söz konusu incelemeye dair tüm belgelerin kontrolörlük teşkilatı tarafından toplanarak değerlendirildiğinden, bu aşamada belge sunma imkanları bulunmadığını, Teftiş Kurulu Kontrolörleri tarafından yapılan inceleme neticelendiğinde raporun tüm ekleri ile mahkemeye sunulacağını, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde de bilirkişilerin kurum kayıtlarına ulaşması, varış merkezlerinin farklılığı nedeniyle son derece zor olup, bu açıdan da İdari inceleme neticesinin beklenmesi gerektiğini, inceleme sonucu ortaya çıkacak neticeye bağlı olarak diyeceklerini saklı kalmak kaydıyla İleri sürerek, davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, Teftiş Kurulu Kontrolörlüğü İnceleme Raporu, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen … Kargo Taşıma ve Teslim Sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilafın ise; uğranıldığı iddia olunan maddi zararın istenebilir olup olmadığı ve miktarı ile manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizin 19/10/2015 tarihli ara karar gereği, her iki yan taşıma kayıtları yerinde incelenmek suretiyle ve davalı yanca sunulan teftiş raporu ; tarafların iddia ve savunmaları da karşılaştırılarak talep edilen tazminatın davalı yandan talep edilip edilemeyeceği veya talep edilebilecek bir miktar varsa tespiti ve davalı yanın taşımacılık anlamında edimini gereği gibi ifa edip etmediğinin değerlendirilmesi bakımından konuda uzman bilirkişiler marifetiyle dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler SMM … ve Yard.Doç.Dr… tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 17/07/2017 tarihli bilirkişi kök raporunun incelenmesinde özetle; “Taraflar arasında sürekli bir ilişki kuran çerçeve taşıma sözleşmesi hükümlerine göre yapılan taşımaların sabit olduğu, Davacı için yapılan taşımaların “ödemeli teslim” şartı ile yapıldığı, Davacının iddia ettiği 14.838 adet taşımada her bir taşıma için verilen yük değerinin taşıma senedine işlendiğini ve davalının bilgisi dahilinde olduğunu ispat etmesi gerektiği, Dava konusu taşımalarda her bir kargonun ne kadar değeri olduğu davacı yanca ortaya konulmadığı ve her bir taşımada teslim edilen mal belirli olmadığı sürece, davalının usülüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde borçlu veya alacaklı olup olmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği, Davalı tarafça sunulan evrak ve dosya içeriği teslim tesellüm bilgilerine göre (EK-42 sayfa tablolar) ise; davalı tarafından taşımaya alınan 14.440 adet gönderiden, 368 adedinin akıbeti tam olarak ortaya konulamamaktadır ve bunun için davacı yanın 36.800,00 TL miktarında zarara uğradığının kabul edilebileceği,Davada incelenen evraktan bir kısmının davacı yanca imza ve kaşe ile teyit edilmesine karşın, bir kısmının imzasız olması karşısında; imza ve kaşe ile devam eden uygulamanın bazen devam etmediğinin değerlendirildiği, ancak davalı kurumun kayıtlarına yine de itibar edilmeısi gerektiği, Sayın mahkemece hesaplanan ve ortalama gönderi değerleri gözetilerek yapılan hesaplama gözetilerek, hesaplanan maddi tazminattan indirim yapılabileceği, Manevi zarar ve tazminat talebi bakımından şartların oluşup oluşmadığı hususlarının haksız fiil şartlarına göre sayın mahkemece değerlendirilmek gerektiği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizce verilen 08/12/2018 tarihli ara kararı gereği; tarafların kök rapora olan itirazlarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler SMM … ve Yard.Doç.Dr…. tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 15/05/201 tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde özetle; ” Davacı vekilinin Dilirkişi heyetimiz hakkında görevi KöTüye Kullarımda SUÇ isnadı” ve iddiasının bilirkişi heyetimize İFTİRA niteliğinde bir başka suçu oluşturduğu, KÖK rapor inceleme ve değerlendirmelerinde, hukuk ve bilimsel gerçekler, dosya kapsamı ve yerinde inceleme için sunulan deliller gözetilerek sonuç ve kanaatlerimizi oluşturduğumuzu, Davacı yanın itirazları ve davalı yanırı beyan ve itirazları değerlendirildiğinde, KÖK rapor sonuç ve tespitlerini değiştirmeyi gerektirir yeni bir sonuç ve tespitte bulunulmadığını, Davacı yanın heyetimize karşı husumet içinde olan beyanlarının sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, Bilirkişi heyetimizin KÖK rapor için yaptığı yerinde incelemeler, hazırlanan rapor için harcanan mesai, emek, heyet değerlendirmelerimiz, incelenen ve KÖK rapor ekinde sunulan 42 sayfa tablolar, işbu EK rapor çalışmaları gözetilerek; yine 438’i bulan vergi yükü gözetildiğinde, davacı yanın iade talep ettiği bilirkişi ücretinin tamamen heyetimizce hak edilmiş meşru ve haklı ücret olduğunu, Hatta ek incelemeye sebebiyet verenin davacınını geç teslim ettiği tablolar olduğu gözetilerek; ek inceleme için ek ücret takdiri gerektiği kanaatimizi bildirir” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizin 05/11/2018 celse ara kararı gereği, önceki bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporların mahkememiz ara kararında belirtilen görevi yerine getirmeden düzenlenmiş olmakla ve davacı iddiaları irdelenmediğinden önceki bilirkişilere verilen görev tahtında ve aynı yetkilerle yeni seçilen bilirkişi heyeti eliyle inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişiler SMM … ve Yard. Doç. Dr. … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “Davalı … Davacı taraf yetkilileri ve vekilleri ile birlikte iki defa yerinde inceleme organize edildiği, ilk yerinde incelemenin Haziran 2019 tarihi içerisinde planlandığı ancak Temmuz 2019 içerisinde gerçekleştirilebildiği, İlk yerinde inceleme içerisinde taraflar arasındaki uyuşmazlık süreçlerinin dinlendiği ve taraflara rapor içerisinde detayları verilen hususlarda bilgilendirme yapıldığı, ancak incelenmek istenen klasörlerin inceleme esnasında da aranmasına karşın bulunamadığı, yeni bir yerinde inceleme tarihi belirlenebilmesi için klasörlerin beklenmesi kararında mutabık kalınarak ilk incelemenin tamamlandığı, Davalının süreçler hakkında bilgi sahibi olan Sn. …’ün yerinde incelemelerde bulunabilmesi, yaz ve yıllık izin dönemleri; ayrıca klasörlerin KVKK kapsamında imha edildiği bilgisinin edinilerek gönderi bazlı listelerin de klasörler ile imha edildiği, yalnızca gönderi barkod bilgilerini içeren Genel Listelerin taranmış versiyonlarının …’den temin edildiği bilgisi üzerine Ekim 2019 tarihinde ikinci incelemenin gerçekleştirildiği, İkinci inceleme kapsamında rapor içerisinde belirtilen, gerek birinci inceleme gerekse yeni koşullar doğrultusunda yeni bilgilendirmelerin yapıldığı, gönderi bazlı listelerin mevcut olmaması sebebiyle davalı tarafların aralarında organize olarak düzenlediği 7321 gönderinin imzasız olduğuna dair tarafımıza sunulan listedeki her listede yer aları imzasız gönderi sayısının teyit edilemediği, bu hususun inceleme sırasında taraflara da bildirildiği, 7321 adet gönderiye ait EK-2 Sayfa 2 dokümanında gözüken listelere dair, AVKİM’den imha sonrası temin edilen Genel Teslim Listeleri’nin incelendiği, rapor içerisinde de belirtilen bazı gönderilerin barkod numaraları üzerine not düşüldüğü, bazı listelerde ise imza olmadığı belirtilmesine karşın imza tespitinin yapıldığı,Tarafların Ek-l’deki mail ile tarafımıza beyan ettiği ve incelemelerde bu argüman üzerinden hareket edileceği yönünde taraflardan sözlü onayı alınan EK-2’deki 46 liste göz önüne alınarak hesaplanan toplam gönderi sayısı (69.959 adet)’ten, imza olduğu, tespit edilen listelerin toplam gönderi tutarları (777 adet) ve D.2 başlığı altında belirtilen 25 adet gönderi düşüldüğünde Genel Listelere konu olan toplam 69.157 adet gönderi olduğu, Tablo-1 kapsamındaki veriler içerisinde ikinci inceleme sonrasında EK-2 Sayfa 2 dokümanındaki numaraları belli listelerdeki gönderilerin iade ücretlerinin tespitinin yapıldığı, toplam iade ücretinin 802 adet gönderi (7771425) detayları düşüldüğünde 33.868,24 TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında yapılmış ve dosyaya dava dilekçesi ile sunulmuş olan sözleşme kapsamında Md.9.4’te kargo ve kurye gönderilerinde iade ücreti uygulamasının tanımlandığı, buna göre kargo gönderileri (2 kg. üzeri) Gönderi Kabul Ücreti x %20’si kadar iade ücreti yansıtılacağı, kurye gönderileri (2 kg. altı) gönderilere iİade gönderim ücreti yansılılmayacağının belirtildiği, Nitekim yerinde inceleme sırasındaki tespitlerimizde Tablo-1 kapsamında her liste için kaç kargo kaç kurye gönderisi olduğunun iade ücretinin listelere yansıtılıp yansıtılmamasına göre tespit edildiği, ancak EK-2 Sayfa 2 argümanında tarafların her liste için gönderi bazlı imza listeleri üzerinden listede kaç imzasız gönderi olduğunu tespit etmiş olmalarına karşın, tarafımıza bu listelerin imha sebebiyle sunulamaması ve Genel Listeler üzerinden inceleme yapılması sebebiyle imzasız olduğu iddia edilen gönderilerin hangilerinin kurye hangilerinin kargo gönderisi olduğunun tespit edilemediği, dolayısıyla Gönderi Kabul ücreti olmayan ancak taşıyıcı tarafından iade sürecinde kabulü olduğu inceleme ile tespit edilen kurye gönderilerinin de Gönderi Kabul Ücreti hesabına dahil edilebilmesi, hangi gönderinin kargo ve kurye gönderisi olduğunun tespit edilememesi sebepleri ile ortalama Gönderi Kabul Ücreti hesaplaması yapılması kanaatine varıldığı,takdirin sayın mahkemede olduğu, bu hesaplama yapılırken her ne kadar EK-2’deki 46 listenin toplam gönderi sayısına dayanan genel listelerinin imza durumu kontrol edilmiş ise de, ortalama gönderi ücreti ile tarafların birlikte çalıştığı ve adet bazında imza tespitinde bulunduklarını beyan ettikleri 7321 adet gönderi ve 312 gönderi (Toplam 7633 adet gönderi) üzerinden hesaplama yapılması kanaatine ulaşıldığı, nihai takditin sayın mahkemenizde olduğu,Taşıyıcı konumundaki davalı kargo firmasının, davacı ile aralarındaki sözleşme kapsamında açık bir şekilde uyuşmazlık, ihtilaf durumlarında … Kargo Ve Kurye Gönderileri Hakkında Yönetmelik kapsamında sorumlu olacağı, ilgili yönetmelik Md.44 kapsamında sorumluluğu bulunduğu, Md.49/1 kapsamında ise sorumluluğunun kapsamı ve tazminatın söz konusu olabileceğinin belirtildiği, Md.49/2’de ise gönderinin statüsüne göre kargo firmasından talep edilebilecek tazminat tutarının Gönderi Kabul Ücretinin 10 katından yüksek tazminatın söz konusu olamayacağının belirtildiği, Davaya konu ürünlerin Md.49/2 kapsamında kargo ve kurye gönderisi olduğu, taahhütlü gönderi (mektup) niteliği taşımadığı, bu hususun davalı firma kamuoyunu bilgilendirici içeriklerden de anlaşıldığı, dolayısıyla kargo ve kurye gönderilerine ilişkin ilgili madde içeriği yönünde değerlendirme yapıldığı, Md.49/2’de tazminat hesabı durumunun istisnasının gönderilere dair değer bildirimi ve sigortalama yapılması olacağının aynı madde içeriğinden anlaşıldığı, ancak dosya içeriği gönderilere dair bu değer bildirimlerinin yapıldığına dair herhangi bir veri olmadığı, Tablo-1’de tespiti yapılan toplam iade ücreti (33.868,24 TL) üzerinden Toplam Gönderi Kabul ücretinin 169.341,2 TL olarak hesaplandığı, buradan da adet bazında Ortalama Gönderi Kabul Ücretinin 169.341,2 TL/ 69157 adet-2,45 TL/adet olarak hesaplandığı, Md.49/2 uyarınca gönderi başına Kabul Ücretinin 10 katı limiti belirtildiği, bu husus doğrultusunda gönderi başına ortalama 2.45 TL x 10=24,5 TL limit hesap edildiği, (XMd.49/2 uyarınca betirtilen Gönderi Kabul Ücreti üzerinden toplam üst limitin 24,5 TL x 7633 adet-187.008.5 TLolarak hesaplandığı, davacı tarafın bu tutar üzerindeki alacak talebini değer bildirimi yapıp yapmadığı gibi rapor içerisinde belirtilen detaylar ile ispat etmesi gerektiğinin değerlendirildiği, Dosya içeriğinde davacı tarafa yapıları zarar tutarının tespiti ve gerektiği durumda kullanabilmek namına kayıp olduğu iddia edilen ürünlerin fatura bilgileri, ağırlık, cins vb. nitelik özelliklerinin sunulmasının talep edildiği, ancak davacı yanca bu verilere dair herhangi bir detay sunulmaması sebebiyle dava konusu zararın her ne kadar dava dilekçesi ekinde çeşitli ürün listeleri ve toplam tutarları tablolaştırılarak verilmiş olsa dahi dayanak sunulmaması sebebiyle tespitinin yapılamadığı, bu hususta zarar miktarına dair değerlendirmenin sayın mahkemenizde olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Tarafların itirazları kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler SMM … ve Yard. Doç. Dr. … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 26/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde özetle; “Görevlendirmemiz doğrultusunda, tarafların itirazları üzerinde durulmuş ve açıklanmış olup;kök rapordaki görüş ve kanaatlerimizin mevcut durumda değişmediği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen 21/06/2021 tarihli ara kararı ile; dosyanın yeniden oluşturulan bilirkişi heyetine tevdii ile; taraf iddia ve savunmaları, mahkememizce daha önceden alınan bilirkişi raporlarına yönelik itirazlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle ; önceki raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler YMM …, Doç. Dr. …, Öğr. Görv. … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 07/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde özetle de; “Davalı … Davacı taraf yetkilileri ve vekilleri ile birlikte 24.11.2021 ve 01.12.2021 tarihlerinde iki defa yerinde inceleme organize edildiği, ilk yerinde inceleme esnasında klasörlerden edinilen bilgilerin yetersiz olduğu kanaatine varılıp davalı tarafın gerekli imza listelerini temin edebilmesi amacı ile 1 hafta sonra taraf yetkilililerinin de dahil olduğu 2. Yerinde inceleme gününde mutabık kalındığı, 01.12.2021 tarihinde yapılan 2. Yerinde inceleme gününde imzasız teslim edilen iade listelerine ait gönderilerin iade edildiğine dair delil olarak gösterildiğini ancak bu formların iade edilen ürünlerle birlikte davacı tarafa teslim edildiğini, bu listelerde iade edilmeyen ürünün var olup olmadığına dair bir tespit yapılamadığını, dosya içeriğinde davacı tarafa yapılan zarar tutarının tespiti ve gerektiği durumda kullanabilmek için kayıp olduğu iddia edilen ürünlerin fatura bilgileri, ağırlık, cins vb. nitelik özelliklerinin bulunmadığı, dava dosyasında bulunan listelerin bu evraklarla eşleştirilememesi sabebiyle toplam zararın hesaplanamadığını, bu hususta zarar miktarına dair değerlendirmenin sayın mahkemenizde olduğu, Teftiş kurulunun yapmış olduğu çalışmanın tek tek barkod bazında yapılmış olduğunun görüldüğü ve bu çalışmanın tarafsız ve detaylı bir çalışma olduğu kanaatine varıldığı, ancak teslim listelerinin imzasız olması sebebi ile iade tesliminin yapıldığına dair yeterli bir delile ulaşılamadığını, bu sebeple imzasız listelerdeki ihtilaflı gönderilerin de teslim edilmemiş varsayılacağı görüşü ile toplam iade gönderi miktarının 7633 adet olarak belirlendiğini, 12.11.2019 tarihli Bilirkişi Raporunda yapılan hesapta sehven hata yapıldığının tespiti ile yukarıda detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, yapılan hatanın düzeltilerek 348,064,80 TL olarak tazminat bedelinin hesaplandığını, mahkemece atanan ilk Bilirkişi Heyeti Raporu ve İkinci Bilirkişi Heyeti Raporu konusundaki inceleme, tespit, değerlendirme ve düzeltmelerimiz yukarıda verildiği üzere, bunlardan hangisinin dikkate alınacağı konusundaki değerlendirmenin Mahkemece yapılmasının yerinde olacağı, İkinci heyet Raporunun hükme esas alınması halinde, her iki tarafın da gerek operasyonel boyutta, gerek de dokümantasyon kısmında eksikliklerinin ve hatalarının bulunduğu, kanaati ile belirlenen tazminat bedelinde hakkaniyete uygun indirim yapma yetki ve kararının Yüce Mahkemenize ait olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 25/01/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; 50.000.-TL maddi tazminat talebini 298.064,80 TL daha artırarak 348.064,80 TL’ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.
Bilirkişi raporlarının incelenmesinde de; bilirkişiler YMM …, Doç. Dr. …, Öğr. Görv. … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 07/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasında akdedilen … Kargo Taşıma ve Teslim Sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara kararlar kurulduğu, dosyaya celp olunan kayıtlar ile taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde mahallinde bilirkişi incelemeleri yaptırıldığı ve raporlar alındığı, alınan raporlardan, bilirkişiler YMM …, Doç. Dr. İ…, Öğr. Görv. … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 07/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu ve hükme esas alınmasına karar verildiği, alınan rapor sonucu az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacı yanın maddi tazminat istemine ilişkin olarak dava açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, davacı yanın talep arttırım dilekçesi de göz önünde bulundurularak, 07/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile belirlenen 348.064,80 TL maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, ayrıca maddi tazminata ilişkin olarak davacı yanca her ne kadar 09.10.2013 tarih ve 16696 sayılı ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 22.10.2013 tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de; davacı yanca gönderilen ihtarnamede, davalı yana ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün süre verildiği ve bu haliyle de davalı yanın temerrüte düştüğü tarihin en erken 02/11/2013 tarihi olacağı ve davacı yanın da en erken bu tarihten itibaren faiz isteyeceği anlaşıldığından iş bu tarihten itibaren faiz yürütülmesine, ve ayrıca davacı yanca her ne kadar 50.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiş ise de; manevi tazminat istenebilmesi için 6098 sayılı TBK’nun 58 inci maddesin de belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208), bu haliyle somut olay değerlendirildiğinde ise, davacının gönderilerinin kaybolması/zayi olması, yani akıbetlerinin belirli olmamasının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği ve TBK’nun 58’nci maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının somut olayda oluşmadığı anlaşıldığından, manevi tazminat talebinin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak, aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile; 348.064,80 TL’nin 02/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 23.776,30 TL karar ve ilam harcının peşin ve talep artırımla alınan 6.797,95 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 16.977,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 6.797,95 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden 25,20 TL başvuru harcı, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri toplamı, 13.512,00 TL olmak üzere toplam, 13.537,20 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 11.755,44 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 32.814,54 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş ve aleyhine açılan manevi tazminat davasının tamamen reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. maddesine göre taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; hazır taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23.05.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır