Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1165 E. 2019/881 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1165
KARAR NO : 2019/881

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 01.11.2005 başlangıç tarihli “Satın Alma anlaşması” ve 01.10.2010 başlangıç tarihli, “Ticari Şartlar Anlaşması” akdedildiğini, iş bu sözleşme ve anlaşmalar gereği, müvekkili ile davalı yan arasında, mal alım satımına ilişkin ticari bir ilişki kurulduğunu, taraflar arasında kurulan ticari ilişkiye istinaden, mal satışı ile reklam, bono satış ve teşvik açılış bedeli gibi hizmet faturalarının düzenlendiğini, davalının bu faturalar karşılığı 24.617,18 TL bir ödeme yaptığını, ancak bakiye kalan 17.902,79 TL alacaklarının ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili yasal sürenin bitiminden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden davanın yasal sürede açılmadığını ve ödeme emrinin usule aykırı tanzim edildiğini, esasa ilişkin olarak da; akdi ilişkinin kabüllerinde olduğunu, müvekkili tarafından davacı tarafa takip tarihinden çok önce 24.617,18 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı, bunun yapılan şifai görüşmeler neticesinde teyit edildiğini, taraflar arasında herhangi borç-alacak ilişkisinin kalmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

G E R E K Ç E /
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, TBK.’nun 207. vd. ile İİK.’nun 67. vd. madde hükümlerine göre açılmış ticari mal alım satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye semen alacağının tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davalı yanın, davanın yasal sürede açılmadığı ve tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin itirazlarının ön inceleme duruşmasında reddine karar verilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Somut olayda taraflar arasında, 01/11/2005 tarihli Satın Alma Anlaşması ve 01/01/2010 tarihli Ticari Şartlar Anlaşması” çerçevesinde, 2005 yılından başlayan ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine, 17/10/2012 tarihinde cari hesaba ve faturaya dayalı olarak 17.902,79 TL asıl alacak ve 36.365,64 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam, 52.268,43 TL alacağın yıllık % 25 oranında akdi faizi ile birlikte tahsili yönünde ilamsız takip açıldığı, ödeme emrini 23/10/2012 tarihinde tebellüğ eden davalı-borçlunun vekili aracılığıyla verdiği 30/10/2012 havale tarihli itiraz dilekçesi üzerine takibin durdurulduğu ve iş bu davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının anılan sözleşmeler çerçevesinde, takip dosyası ve dava dilekçesinde belirtilen “Hedefe Bağlı Ciro Primi” ve “… Mağaza Açılış Bedeli” gibi 3 adet fatura nedeniyle davacıdan icra takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davaya konu somut olayda ispat külfeti, alacaklı olduğunu iddia eden davacı alacaklıdadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve raporlar alınmıştır.
Alınan bu raporlardan, Mali Müşavir Bağımsız Denetçi…’den alınan 27/06/2019 tarihli raporun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Alınan raporun incelenmesinde özetle; “taraflar arasında uzun yıllardır süren bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, bunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, ticari ilişkinin 2006 yılından önce de devam ettiği, 2006 yılı açılış bakiyesindeki farka göre davalının davacıdan 1.134,12 TL alacaklı durumda olduğu, ticari defter ve kayıtlara göre 16/10/2012 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.902,79 TL alacaklı durumda olduğu, davalının ise herhangi bir borç alacağının mevcut olmadığı ve buna göre taraflar arasındaki farkın 17.902,79 TL olduğu, bu farkın, 2006 yılından önce kalan 1.132,12 TL’lik bakiye fark tutarı, ancak davacının söz konusu farkın ne şekilde oluştuğuna ilişkin kayıtları sunması ve bu farkın ne şekilde oluştuğunu ispatlaması gerektiği, davacı ticari defterlerinde kayıtlı ve davacıyı alacaklı gösteren 28 adette toplam 7.680,87 TL lik kayıtların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı ancak dosyaya sunulan sözkonusu belgelere ilişkin faturaların ve sevk irsaliyelerinin sunulmadığı, davacının bu belgeleri sunması gerektiği, yine davalı ticari defterlerinde kayıtlı ve davalıyı alacaklı gösteren 16 adette toplam 11.526,66 TL lik kayıtların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu kayıtlara ilişkin servis formlarının sunulduğu, ancak formlara ilişkin faturalar ile davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulmamış olduğu, taraflar arasındaki farkı oluşturan kayıtların dayanağı belgelere ilişkin dosyada fatura ve sevk irsaliyelerine rastlanamadığından tespit edilen kayıtlara ilişkin MK 6 anlamında bir incelemenin yapılamadığı” şeklinde tespitlerde bulunulmuştur.
Bilirkişi… tarafından tespit edilen ve taraflar arasında mutabakatsızlığa sebep olan hususlar, önceki bilirkişi tarafından da tespit edilmiş ve bu husustaki eksiklilerin giderildiği mahkememizin 26/02/2018 tarihli celsesine katılan davacı ve davalı vekilleri tarafından beyan edilmiş ise de, son bilirkişi raporunda da, taraflar arasındaki farkı oluşturan kayıtların dayanağı belgelere ilişkin dosyada fatura ve sevk irsaliyelerine rastlanamadığı şeklinde tespitler yapılmıştır. Ancak bu hususta taraflarca, 26/02/2018 tarihli celsede eksikliklerin giderilmiş olduğu beyan edildiğinden, taraflara, eksiklikleri gidermeleri yönünde yeniden süre verilmesine gerek duyulmamıştır.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15. Maddesindeki münhasır delil sözleşmesine dayanılmış ve müvekkili şirketin ticari kayıtlarının geçerli, bağlayıcı, kesin ve münhasır delil olduğu beyan edilerek, müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterleri sonucu alacak iddiasının ispat edildiği beyan ve iddia edilmiş ise de; HMK.’nın 193/2. maddesi hükmü uyarınca, taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olduğu anlaşıldığından, somut olayda sadece davalıya ait defter ve kayıtların delil olarak kabul edilmesi davacının ispat hakkını kullanımını fevkalade güçleştirdiğinden, davalı vekilinin müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların münhasır delil olduğu yönündeki itirazı hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, TBK.’nın 207. vd. ile İİK.’nın 67. vd. madde hükümlerine göre açılmış ticari mal alım satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye semen alacağının tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yapılan sözleşmeler gereği ticari ilişki bulunduğu, davacının cari hesap alacağı bulunduğu iddiasıyla icra takibi başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve itirazın iptaline ilişkin iş bu davanın açıldığı, ispat külfetinin, alacaklı olduğunu iddia eden davacı yanda olduğu, taraflar arasındaki cari hesaplar üzerinde mutabakatsızlık olduğu, esasen bu hususun bilirkişi incelemeleriyle de anlaşıldığı, taraflar arasındaki farkı oluşturan kayıtların dayanağı belgelere ilişkin dosyada fatura ve sevk irsaliyelerine rastlanamadığı, taraflarca bu husustaki eksikliklerin giderildiği beyan edilmiş ise de, sonradan alınan bilirkişi raporunda da aynı eksikliklerin tespit edildiği, davacı vekili tarafından bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15. Maddesindeki münhasır delil sözleşmesine dayanılarak, müvekkili şirketin ticari kayıtlarının geçerli, bağlayıcı, kesin ve münhasır delil olduğu beyan edilmek suretiyle, müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterleri sonucu alacak iddiasının ispat edildiği beyan ve iddia edilmiş ise de; HMK.’nın 193/2. maddesi hükmü uyarınca, taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olduğu anlaşıldığından, somut olayda sadece davalıya ait defter ve kayıtların delil olarak kabul edilmesi davacının ispat hakkını kullanımını fevkalade güçleştirdiğinden, davalı vekilinin müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların münhasır delil olduğu yönündeki itirazı hukuki dayanaktan yoksun bulunmuş ve bu haliyle yapılan değerlendirmede de, dosya kapsamı itibariyle davanın ve takip tarihi itibariyle alacağın ispat edilemediği, bu halde takibe itirazın yerinde olduğu kanaatine varıldığından, davanın reddine dair takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 926,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 882,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.319,53 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı yanca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Dosyamız arasında bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır