Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1144 E. 2019/952 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1144 Esas
KARAR NO : 2019/952

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Tazminat” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul’da faaliyet gösteren bir tekstil firması olduğunu, şirketin birçok çok uluslu şirket ile karşılıklı ticari faaliyet sürdürdüğünü, bu şirketlerden birinin de … Şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile … şirketi arasındaki ticari ilişkinin, müvekkili şirketin yetkililerinin … şirketinin web sitesinde görüp satın almak istedikleri makinanın fiyatını ve özelliklerini sordukları bir maili … yetkili satış sorumlusu …’e göndermeleri ile başladığını, tarafların yaptıkları yazışmalar neticesinde 25.09.2013 tarihinde gönderilen mail ile 95.000 Avro ve nakliyle masrafları olan 1.950 EURO’nun müvekkili şirket tarafından ödenmesi karşılığında davalının gönderdiği 30.09.2013 tarihli faturada yazılı makinelerin 16.10.2013 tarihinde davalı tarafından teslim edileceğine dair anlaşma yapıldığını, ancak hesap numaralarının davalı şirket yetkilisi tarafından sürekli değiştirildiğini, 20.000 EURO’nun ödenmesinin ardından bakiyenin ödeme tarihinin 20 gün ertelendiğini, müvekkili şirketin söz konusu makineyi ödemeyi yapmalarının hemen akabinde teslim almak şartı ile…bank … Şubesi TR… IBAN no’lu hesaptan EFT yolu ile 03.10.2013 tarihinde …Bank … IBAN no’lu hesaba 20.000 EURO depozito bedeli, 06.11.2013 tarihinde de … Bank… numaralı hesaba 76.950 EURO makine bedeli yatırdıklarını, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, satıcı firmanın makineleri halen teslim etmediğini, müvekkilinin daha önce de alışveriş yaptığı … ismine güvenerek hareket ettiğini, daha önceki alışverişlerde sorun yaşamadığından makineleri teslim almadan bedellerini davalı şirkete gönderdiğini, ödemeleri daha önce yazışmalar yaptığı davalı şirketin ikinci el satış müdürü …’in bildirdiği hesaplara yaptığını, sonrasında müvekkili şirketin yetkilisinin …’in İstanbul’da faaliyet gösteren resmi acentesi … A.Ş.’ye makinelerin niçin gönderilmediğini sorduğunu,…A.Ş.’nin de makine bedellerinin gönderildiği banka hesap bilgilerinin kendilerine ait olmadığını, müvekkilinin kendisine satılması taahhüt edilen makinelerin teslim edilmemesi, makine bedellerini iade alamaması nedeniyle mağdur olduğunu, ayrıca makineler ile yapmayı taahhüt ettiği işleri yetiştirememekten dolayı da zarara uğradığını, bu zararın müsebbibinin … şirketi olduğunu, zararının şimdilik makine ve nakliye bedeli 96.950 EURO ve 3.050 EURO olduğunu, satım sözleşmesinin taraflarının Viyana Satım Anlaşmasını imzalamış devletlere bağlı şirketler olduğunu, bu sözleşmede hüküm altına alınmış olan ‘dürüstlük İlkesi’ nin iki tarafı da bağladığını, davalının dürüstlük ilkesine ve Viyana Satım Anlaşması’nm madde 30 ve devamı maddelerine aykırı hareket ettiğini, taraflar arasında Viyana Satım Anlaşması madde 11 ve madde 14/1 e göre satım sözleşmesi kurulduğunu ancak davalı şirketin hem iç hukuk kurallarına hem de uluslararası hukuk kurallarına aykırı davrandığını belirterek, davalı şirket ile yaptıkları satım sözleşmesinden kaynaklanan şimdilik 100.000 EURO zararının akdin gerçekleşme tarihi olan 06.11.2013 tarihinden İtibaren işleyecek olan yasal faizi İle birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …’nin acentesi olmadıklarını, İngiltere’de yerleşik … arasında süreklilik taşıyan bir ticari ilişki bulunmadığını, bugüne kadar da hiçbir ticari ilişkilerinin olmadığını, acentesi olduğu kabul edilecek olsa bile TTK m.105 gereğince acentenin hem aktif hem pasif anlamda temsil yetkisinden bahsedebilmek için uyuşmazlığın acentenin aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerden doğmuş olması gerektiğini, ancak müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu makinelerin alım-satımı konusunda hiçbir aracılıkta bulunmadığını ve sözleşme yapmadığını, bu durumun davacının da kabulünde olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlıktan uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra haberdar olduğunu, kendilerinden istenen dostane yardım talebi üzerine müvekkili şirket yetkilisinin bilgilenme amaçlı … ile iletişime geçtiğini, bu şirketin yetkililerinin hesaplarına hiçbir ödeme yapılmadığını, ödeme yapıldığı belirtilen hesapların da … şirketine ait olmadığını, davacı şirketin internet dolandırıcılığı kurbanı olmasının muhtemel olduğunu söylemesi üzerine bu durumu davacı şirkete ilettiklerini, davacı şirketin de bunun üzerine 76.950 EURO bedelli transferin ödemesini durdurduğunu, davacının yabancı banka nezdinde duran parasını geri almak İçin hukuki girişimde bulunmak yerine müvekkili şirketi muhatap tutarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin … şirketini temsil etmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın öncelikle husumet yönünden reddine, talebinin yerinde görülmemesi halinde de esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
İstem, bedeli ödenmesine rağmen teslim edilmeyen makinelere ilişkin bedel iadesi ve gecikme nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Öncelikle davacı yanın ödeme yaptığını bildirmiş olduğu …bank’taki hesabın ilgili dönem hesap hareketleri celp edilmiş, akabinde iddia ve savunma kapsamında ödemelerin gönderildiği hesaplara ilişkin yurtdışında mukim bulunan … BANK ve … BANK…bankalarına hesap bilgilerinin, davacı yanca gönderilen bedellerin hesaplarda bulunup bulunmadığı, kim tarafından hangi tarihte çekildiğinin sorulması ve bahse konu bedellerin hesaplarda bulunması halinde gönderen hesaba iadesi noktasında müzekkere yazılmıştır.
Yazılan müzekkerelere istinaden … BANK tarafından 19/09/2017 tarihli cevabi yazıda özetle; hesap sahibinin … olduğu, 03/10/2013 günü … Tekstil tarafından 16.261,76 Pound’un bu hesaba girdiğini, 07/10/2013 günü bu hesaptan…’a 2.600 Pound, aynı gün …’ya 3.800 Pound ve yine aynı gün …’ya 9.600 Pound ödeme yapıldığı, geri kalan 260,79 Pound’un bir kısım harcamalarda kullanıldığının bildirilmiştir.
…BANK tarafından 15/11/2017 tarihli cevabi yazıda özetle; hesap sahibinin … olduğu, 06/11/2013 günü … Tekstil tarafından paranın gönderilmesinden sonra hesap bakiyesinin 63.577,04 Pound olarak gözüktüğü, bu hesaptan 06/11/2013 günü …’nun… no’lu hesabına 10.000 Pound, 07/11/2013 günü …’ya 1.800 Pound gönderildiği, 51.077,44 Pound tutarındaki kısma banka tarafından sahtekarlık nedeni ile blokaj konulduğu bildirilmiştir.
Tarafların usulünce bildirdikleri delilleri toplanmış ve tarafların ticari defterlerini de kapsar şekilde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; … şirketine izafeten davalı gösterilen … şirketinin adı geçen şirketin yetkili acentesi olup olmadığının dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığını, davacı yanın iddiası kapsamında davacı yanla … yetkili satış sorumlusu olarak bildirilen …’in mail yazışmalarına istinaden yapıldığı bildirilen anlaşmayı davalı … şirketinin yapmadığı gibi aracılık da etmediği, ödemelerin dava dışı … ve … isimli kişilere yapıldığı, bu ödemelerin davalı şirket kayıtlarında yer almayacağı ancak mahkeme aksi kanaatte ise davalı vekilinin talebi doğrultusunda yerinde inceleme yetkisi verilmesi halinde bu kapsamda incelemelerin yapılabileceği bildirilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalı şirketin mümessilliğini yaptığını şirketleri gösterir internet sitesinin ekran görüntüsünü sunmuş ve davalı şirket kayıtlarının incelenmesinde dava konusu kapsamında hukuki fayda bulunmadığını beyan etmiştir. Davacı yanın ödemelerin gönderildiği hesap sahiplerinin davalı şirketle ilgisi iddia olunmamakla davalı kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
İddia, savunma ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde davaya konu uyuşmazlığın davacı şirket ile … ‘nin yetkili satış müdürü arasında mail ortamında yapılan anlaşmaya istinaden davacı yanca ödenen bedellerin makinelerin zamanında teslim edilmemesi sebebiyle iadesi ve gecikme nedeniyle oluşan zararın tazmininin … ‘ye izafeten davalı …A.Ş. ‘den talep edilip edilemeyeceği ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı yan … şirketinin Türkiye’deki yetkili tek acentesi’nin davalı … şirketi olduğu iddiasıyla … şirketine izafeten davalı aleyhine dava ikame etmiş ise de rapor aşamasına kadar bu hususu ispata elverişli delil ibrazında bulunmamıştır. Davalı yan, İngiltere’de yerleşik … şirketinin acentesi olmadığını, … şirketinin farklı ülkelerde farklı tüzel kişiliklerle örgütlendiğini, davalı şirketin sadece servis hizmeti verdiğini, bir an için acente olarak kabul edilse dahi davacı yanın iddia ettiği anlaşmanın davalı şirket tarafından yapılmadığını ve/veyahut da bu anlaşmaya aracılık etmediğini, pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyanla davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Acentelik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 102 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup acente, 102. maddede “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.” şeklinde tanımlanmış, acentenin yetkilerini düzenleyen 105. madde; “(1) Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir.
(2) Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartlar geçersizdir.
(3) Acentelerin ad ve hesabına hareket ettikleri kişilere karşı Türkiye’de açılacak olan davalar sonucunda alınan kararlar acentelere uygulanamaz. ” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı yanın … yetkili satış sorumlusu …le yapıldığını iddia ettiği anlaşmanın davalı şirket tarafından yapılmadığı ve bu anlaşmanın kurulmasına aracılık etmediği tarafların kabulünde olmakla, davalı şirket açısından acenteliğin kanuni şartlarının eldeki uyuşmazlıkta bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan davalının yetkili acente olduğu kabul edilse dahi, acente aleyhine yalnızca müvekkili adına yaptığı veya aracılıkta bulunduğu uyuşmazlıklardan dolayı dava açılabilecek olmakla, somut olayda davalı şirketle ilgisi iddia ve isbat olunamayan dava dışı … ve… isimli şahıslara yapılan ödemeye istinaden doğrudan davalıya karşı ya da davalı yanca yapılmayan ve yapılmasına da aracılık edilmeyen anlaşmaya istinaden … şirketine izafeten davalıya karşı dava açılması yasal düzenlemeler karşısında imkan dahilinde görülmemektedir. Açıklanan tüm bu sebeplerle … şirketine izafeten davalı aleyhine açılan davada, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığına kanaat getirilerek davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.863,00 TL’ den mahsubu ile fazla yatırılan 4.818,60 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2. maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …