Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/91 E. 2019/531 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/91 ESAS
KARAR NO : 2019/531

DAVA : Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2013

BİRLEŞEN 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/1154 ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ: 28/12/2017
KARAR TARİHİ: 27/06/2019

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılanAlacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; şirketin davalılar tarafından kanuna aykırı olarak yönetildiği dönemde şirkette davalılar adına çalışan … ve …’in yetkilerini kötüye kullanarak müvekkili şirkete ait olan ve müşterilerle finansal kiralama sözleşmeleri devam eden araçları çok sembolik fiyatlarla üçüncü kişilere satarak müvekkili şirketi kasten zarara uğratmış olmaları ve şirket mallarından kişisel menfaat elde etmeleri nedeni ile Cumhuriyet Başsavcılığına …, …, … hakkında “Güveni Kötüye Kullanma ve Nitelikli Dolandırıcılık” iddiası ile müracaatta bulunulduğunu, savcılığın hukuki mahiyette ihtilaf niteliği taşıdığını ve müvekkili şirketin hukuk mahkemelerine müracaat etmesi gerektiğinin belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkili şirketin bir finansal kiralama şirketi olduğunu, ana faaliyet konusunun taşınır ya da taşınmaz malları finansal kiralama faaliyetlerinde kullanmak ve finansal kiralama ve leasing işlemleri yapmak olduğunu, araç satın almak isteyen kişi ve şirketler ile önce bir finansal kiralama sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme kapsamında belirlenen bedelin taksitlere bağlandığını, taksitlerin bitmesi halinde devrin yapıldığını, araçların devrinin gerçekleşebilmesi için taksitlerin tamamının ödenmiş olması ve sözleşme tarihinin üzerinden en az 4 yıl geçmiş olmasının gerektiğini, şirketin davalılara devrinden önceki bir dönemde, müvekkili şirket ile …A.Ş arasında … plakalı araç için …Noterliğinin 22/09/2006 tarihli ve … yevmiye numaralı 4 yıl süreli Finansal Kiralama Sözleşmesinin imzalandığını, Finansal Kiralamaya konu olan … plakalı aracın, Finansal Kiralama Sözleşmesinin süresi dolmadan …A.Ş zilyedinde olduğu halde sözleşme devam ederken … ve … tarafından 100-TL gibi sembolik bir bedelle …’na satıldığını, 3226 sayılı kanuna göre aracın sözleşmeye rağmen üçüncü bir kişiye satışının kanunun amir hükümlerine aykırı olduğunu, davacı şirketin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde … aleyhine Satışın İptali ve Alacak Davası açıldığını, mahkeme satış işlemini gerçekleştiren başkan ve üyeler hakkında Sorumluluk davası açmakta muhtariyetine hükmederek davanın reddedildiğini, kullanma bedeli, değer kaybında doğan alacakları, tazminat ve kira alacaklarından kaybettikleri zarar dahil olmak üzere her türlü alacak, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, aracın tespit edilecek kanunsuz satış tarihindeki rayiç bedelinin, satış tarihinden itibaren işlemiş kanuni faizinin fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 48.307,00-TL nin davalılardan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalılardan … vekili tarafından Mahkemeye verilen dilekçede özetle; müvekkili şirkette kısa süreli hissedarlık dışında herhangi bir sıfatının olmadığını, bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, satışı yapan kişilerin davacı vekilinin şirket sahipliği zamanında seçilmiş kimseler olduğunu, davacının zararını defter kayıtları itibariyle ispatlamasının gerektiğini, müvekkilinin dava ile sorumlu tutulamayacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Davalılardan …, … ve … vekili tarafından Mahkememize verilen cevap dilekçesinde özetle; davalıların genel kurulda seçerek imza yetkisi verdiği için devir yaptığı iddia edilen kişilerin aslında daha önceden, başka bir ifadeyle …’nun şirket hisselerini devir almadan önce davacı vekili döneminde davacı şirketin yetkili temsilcileri ve vekilleri olduğunu, davacı vekili tarafından …’na hisse devri yapılan şirketin devre konu hisse tutarının %10 un altında olursa BDDK ndan izin almaya gerek olmadığı denildiği için hisselerin … tarafından emaneten davalılara devredildiğinden hisselerin davalılar tarafından …na iade edildiğini, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, zararın ispatlanması gerektiğni, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … tarafından Mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde özetle; işbölümüne itiraz edildiğini, sorumluluk şartlarının oluşmadığını, zararın gerçekleşmediğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili tarafından Mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinni devri yapılan … plakalı otomobilin dava dışı … ve … tarafından usulüne uygun olmayarak devrinin yapıldığı için şirketin zarara uğradığını, şirkette herhangi bir görevi olmayan davalı hissedarların genel kurulda bu kişileri seçtiği için mesul oldğuunu, bu iddianın hiçbir hukuki dayanğı olmadığını, müvekkilnin Anonim Şirket ortağı olma dışında bir sıfatının bulunmadığını, davanın ortaklık hukukundan kaynaklanan bir talebi içermediğini, söz konusu aracın tüm diğer araçlar gibi banka kredisi ile davacı şirket tarafından alınmış olduğunu, davacı şirketin ödeme güçlüğü içine girmesi sebebiyle bankaya borcunu ödeyemediğini, kiracıların bu durumu istismar ettikleri bir ortamda davacı şirketin kredi sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için kredi veren bankaca araca hukuken el konulma aşamasına gelindiğinde, davacı firma ile anlaşılarak bankaya borcun tamamını ödeyen dava dışı kişiye aracın devrinin yapıldığını, banka kredisi ile alınan bankaya kredi borcu olan ruhsatta bankanın satılamaz kaydı olan bir aracın banka borcu ödenmeden satılmasının mümkün olmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, eylemle sonuç arasında nedensellik bağının bulunmadığını, esasen ortada bir zararın da olmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’ın Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile ilişkisinin olmadığını, 2007 yılında yönetim kurulu üyesi olmasının teklif edildiğini, ancak üyeliğinin gerçekleşmediğni, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan İzhak Baruh ‘un mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketle hiçbir organik bağının olmadığını, kısa bir süre çalışmış olduğu firmadaki görevinden 07/09/2007 tarihinde istifa ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

BİRLEŞEN 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/1154 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
D A V A /
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye aykırı davranıldığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, zararın tazmini için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından dava açtıklarını, Mahkemece davanın reddine, işlem yapan başkan ve üyeler hakkında sorumluluk davası açılmasının muhtariyetine şeklinde karar verildiğini, kararın Yargıtay’dan geçerek kesinleştiğini, bunun üzerine İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasından dava açtıklarını ve bu davanın İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

G E R E K Ç E /
Asıl ve birleşen davalarda; talep, yetkileri olmadığı halde Genel Kurul Toplantısı yapıp, üyeleri seçimi yapan davalıların, seçilen yönetim kurulu üyelerinin yapmış oldukları işlemlerden doğan zararlar sebebiyle ve adam çalıştıranın sorumluluğu hükümleri gereğince sorumlu tutulmalarına ilişkindir.
19/06/2017 tarihinde şirket hisselerinin davalılara devir edildiği ve davalıların da 12/07/2007 tarihinde Genel Kurulu toplayarak yönetim kurulu üyelerini belirlediği, buna karşın şirketin konumu gereğince devir işleminin gerçekleşmesi için BDDK dan izin alınması gerekirken bu iznin alınmaması karşısında 12/07/2017 tarihli Genel Kurul Kararında yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine dair kararın geçersizliği için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılan davada Genel Kurul Kararının yokluğuna hükmedildiği, bu karar öncesinde yönetim kurulu üyeleri tarafından ve 4 yıllık sürede dolmadan finansal kiralama sözleşmesine konu … plakalı aracın 100,00-TL sembolik bir değerle devredilip şirketin zarara uğratıldığı ileri sürülmekle birlikte, yönetim kurulu üyeleri 12/07/2007 tarihli genel kurul toplantısı ile seçilmiş olup, bu genel kurul toplantısında verilen kararda anılan mahkeme kararı ile iptal edilmiş olmakla birlikte, aracın adı geçen şahsa devir işlemi iptal kararından önce gerçekleşmiş bulunmaktadır. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi kararların yokluğuna değil iptaline karar vermiş olup, yönetim kurulu üyelerinin seçilmiş oldukları andan iptal tarihine kadar yapmış oldukları işlemlerin hukuki sonucu bakımından TTK 450 (ettk 383).maddesinde; Genel Kurul Kararının iptaline veya butlanına ilişkin Mahkeme kararı, kesinleştikten sonra hüküm pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder düzenlemesine yer vermiş olup, inşai nitelikteki iptal kararının geçmişe uygulanması mümkün değildir. Bu durumda iptal kararına kadar yönetim kurulunun iyi niyetli üçüncü kişilerle yapmış oldukları işlemler, geçerliliğini korur. Ayrıca genel kurulun yönetim kurulu üyelerini seçmekle, seçim iradesini yanlış kullandığı gerekçesiyle sorumlu tutulması da mümkün değildir. Genel kurulun seçim iradesini sınırlayan bir düzenleme söz konusu değildir. Keza İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi kararında da bu hususa işaret edilmiş bulunmaktadır. Diğer yandan şirketten araç satın alan dava dışı şahıslara karşı yöneltilen davalarda da (örneğin; Mahkememizin … esas… karar sayılı ve Yargıtay tarafından onanan ilamı) aracın saptanan rayiç değeri ile satış bedeli arasındaki farkın davalıdan tahsili yönünde kurulmuş hükümler bulunduğu, bu itibarla genel kurul ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirir bir hal söz konusu olmamakla yerinde görülmeyen asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARIN REDDİNE,
ASIL DAVADA;
1-a-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 825,00-TL’den mahsubu ile fazla yatan 780,60-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
1-b-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
1-c-Davalı tarafından yapılan 23,30-TL posta ve 3,30 TL vekalet harcı gideri toplam 26,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
1-d-Davalılar …, …, …, … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.663,77-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE,
1-e-Davalılardan …, … ve … tarafından yapılan 49,50-TL (vekalet harcı +vekalet pulu) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE,
-Davalılardan … 16,50-TL (vekalet harcı +vekalet pulu) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA;
2-a-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL’den mahsubu ile eksik kalan 13,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-b-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
2-c-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalı yana VERİLMESİNE,
2-d-Davalılardan … tarafından yapılan 16,50-TL (vekalet harcı +vekalet pulu) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
3-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …