Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/376 E. 2022/626 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/747
KARAR NO:2022/692

DAVA:İTRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:08/08/2018
KARAR TARİHİ:03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan itrazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın … Şubesi ile kredi borçlusu dava dışı … … … … Mümessillik San. ve Tic. Ltd. Şti. ve borçlular arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince dava dışı şirket lehine nakit döviz kredisi tesis edilerek kullandırıldığını, davalı borçlular …. … Yapı San. ve Tic. A.Ş., … ile dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti.’nin bu kredinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri olduklarını, borçluların vadesinde borçlarını ödememeleri üzerine kredi hesaplarının kat edildiğini ve 08/12/2017 tarihi itibariyle 14.505.587,78-TL (3.194.078,43-EURO’un 08/12/2017 tarihindeki TCMB Efektif Döviz Satış Kuru karşılığı) borcun ödenmesi için …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini ve borçlulara tebliğ edildiğini, ihtarnamede belirtilen süre ve sonrasında alacaklarının ödenmediğini, banka alacağının tahsili için borçlular hakkında Mahkememizin … D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve süresinde infaz edilerek …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibine geçildiğini, ancak davalılar tarafından borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalılar tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı bankanın dava dilekçesinde bankanın … Şubesi ile kredi borçlusu … … … … Mümessillik San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi gereğince borçlu şirkete kredi tesis edildiğini, buna istinaden kefil olarak müvekkilinin imzasının alındığını, müvekkilinin imza etmiş olduğu sözleşme ile dayanak yapılan sözleşmenin bir olmadığını, müvekkili tarafından imza edilmiş kredi sözleşmesinde, daha sonralar yenilemeler ve yapılandırılmalar yapıldığını, müvekkilinin imzasından sonraki sözleşmeler ve yapılandırmaların müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, imza atılmadığını, davacının beyanlarında sadece genel kredi sözleşmesinden bahsettiğini, ancak hangi tarih ve hangi sözleşmeler olduğunu belirtmemekte olduğunu, sadece müvekkili ile diğer borçluların kredinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefilleri olduğundan bahsetmekte olduğunu, ayrıca hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini bundan dolayı da herkesin borçlu olduğundan bahis ile ihtiyati haciz kararı alınarak esas takip ile tüm malların haczedilmesi yoluna gidildiğini, genel kredi sözleşmesinin esas borçlusu ve kefillerinin kimler olduğunun öncelikle tespitinin gerekmekte olduğunu, sonraki yapılan sözleşmelerde ve yapılandırmalarda müvekkili borçlunun kefaletine ihtiyaç duyulmadığının aşikar olduğunu, sözleşmeye ve yapılandırmaya kefil ihtiyacı duyulsa idi mutlaka müvekkilinin de imzasının gerekeceğini, kullandırılan kredilerin menkul ve gayrimenkul rehni ile teminat altına da da alınmış olduğunu, müvekkilinin davacıya muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını belirterek, açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … YAPI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. vekili, davalı … adına sunduğu cevap dilekçesi ile; dosyaya sundukları ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere kredi borcunun tamamının kapatıldığını, davacı bankanın aynı hususta aynı borç kapsamında 4 adet takip başlattığını, öncelikle ilamsız takiplere aynı kredi sözleşmesine dayalı ilamsız takipleri ihtiyati haciz ile başlattığını, daha sonrasında da ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yine aynı hususta takip başlattığını, borç kapatıldığı halde hesabın kat edilmeye çalışıldığını, davacının davasında hesaplar, dayanak, kredi sözleşmeleri, iddialarının tamamının dayanaksız olduğunu, asıl borçlunun borcu sonlandığından müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, davacı bankanın tamamen kötü niyetle hareket ederek ödemeleri dikkate almadan “tahsilde tekerrür olmamak ” kaydını koyunca dokunulmazlığı varmış gibi mükerrer takipler başlattığını, gerek mükerrer takip, gerek borcun dayanağının olmaması ve gerekse borcun ödenmiş olması nedenleriyle takiplerin kötü niyetli olduğunu belirterek, açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … YAPI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. vekili, davalı … YAPI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına sunduğu cevap dilekçesi ile; davacının, mahkemenin ara kararı gereği borcun kaynağı olarak 04/03/2016 tarihli … şirketinin asıl borçlu olduğu genel kredi sözleşmesini sunduğunu, kefalet sözleşmesinin, asıl borç sözleşmesine bağlı feri bir sözleşme olduğunu, asıl borç ile kefalet sözleşmesinin güvence bedelinin aynı olması gerektiğini, asıl borcun sözleşmede açıkça tanımlanmış, belli edilebilir olması gerektiğini, herhangi bir borç için verilmiş kefaletin geçerli olmadığını, asıl borçlu takibe ve davaya taraf edilmemişken feri nitelikteki kefalet sözleşmesine dayalı olarak takip başlatılmasının hukuksuz ve geçersiz olacağını, yine sunulan sözleşme irdelendiğinde her bir sayfasının imzalı olmadığını, sunulan ihtarname ile genel kredi sözleşmesini ilişkilendirecek hiçbir emare olmadığını, 18. sayfada önceki tüm kredi borçlarını da kapsar şekilde 5.000.000,00-EURO olduğu, 19. sayfada 04/03/2016 tarihinde, müteselsil kefaletin 5.750.000,00-EURO olduğunu, 20. sayfada 27/02/2017 tarihinde müteselsil kefilden 5.750.000,00-EURO yeni kefalet alındığı, kredi sözleşmesinin numarasının olmadığını ve sadece müşteri numarasının yazılı olduğunun sabit olduğunu, bu tespitlere göre, ne kefillerin, ne de asıl borçlunun kredi sözleşmesinin imzalı olmayan sayfalarındaki maddelerden sorumlu tutulamayacağını, sözleşmede herhangi bir limit arttırımı olmadığı halde, asıl borçtan fazla kefalet miktarı olduğunu, sözleşmenin aslı ile feri kefalet ilişkisinin birbiriyle çeliştiğinden kabul edilemeyeceğini, takibe dayanak yapılan sözleşmenin hukuka aykırı olduğu gibi bankacılık esaslarına da aykırı olduğunu, müvekkillerinin söz konusu borcun ödendiğini bilerek hesap kat ihtarnamesine itiraz etmemişlerse de, hesap katları incelendiğinde belirlilik ilkesine aykırı olduğu gibi, davacı bankanın usulsüz işlem yaptığının sabit olduğunu, sunulan kredi sözleşmesi ile ihtarname arasında illiyet bağı olmadığını, söz konusu sözleşmenin, ihtarnamenin hiç bir yerinde zikredilmediğini, başlangıç tarihinin belirtilmediğini, faiz oranlarının neye göre hangi tarihte uygulandığının ve borcun kaynağının açıklanmadığını, ihtiyati haciz talebinde, icra takibinde ve görülmekte olan davada ödeme planı sunulmadığını, acze düşüren taksitlerin hangi tarihli olduğunun ve taksit oranlarının belirsiz olduğunu, sözleşmeler ve yapılan bilgilendirmenin kağıt üzerinde bir nüshasının tüketiciye verilmesi ve sözleşmenin bir nüshasının elden aldım şeklindeki ibarenin tüketici tarafından yazılması sağlanması gerekirken, davacı banka tarafından verilen kesin sürede bununla alakalı hiçbir belge ibraz edilemediğini, davacı bankanın borçlu olarak gösterdiği davalıları; kredi sözleşmesinin süresi, kredinin toplam tutarı ve varsa tüketiciden talep edilecek ücretler, aylık ve yıllık akdi faiz oranı ve bu oranın uygulanmasına ilişkin şartlar ve efektif yıllık faiz oranı ve tüketici tarafından ödenecek toplam tutarın kefillerin de imzasının yer aldığı kredi gereği ödeme planı konularında bilgilendirdiğiyle alakalı hiçbir belge ibraz edemediğini, ibraz olunan belgelere göre davacı bankanın, kesin sürede davalı borçlunun hangi tarihte temerrüde düştüğünü de ispatlayamadığını, bir de bunun üzerine tüketiciye ödeme için en az 30 gün süre verilmesine de riayet edilmediğinden ortada geçerli bir hesap kat ihtarnamesinin de bulunmamakta olduğunu, müteselsil kefalet ve ipoteğin iki ayrı işlem ve iki ayrı kavram olduğunu, ipotek tesis edenlerin sorumluluğu ve hukuki işlemleri ile müteselsil kefaletin sorumluluğu ve hukuki işlemlerinin farklı olduğunu, müteselsil kefillere ayrı bir ihtarname ile hesap kat edilerek kefalet miktarları, faiz, faizin başladığı tarih ve borcun ne kadarının teminat altında olduğu, borç miktarı ve kat edilen tarihteki borç miktarının açıkça bildirilmesi gerektiğini, ipotek borçlularına ise ipotek teminat bedeli, faiz, faizin başladığı tarih ve borcun ne kadarının teminat altında olduğu, borç miktarı ve kat edilen tarihteki borç miktarının açıkça bildirilmesi gerektiği gibi ödeme yapılmadığı takdirde ipoteğin paraya çevrileceği, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla özel bir takip prosedürünün başlatılacağının açıkça belirtilmesi gerektiğini, söz konusu ihtarname ile müvekkilinin temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceğini, ayrıca söz konusu takip ile birebir aynı talepleri ileri sürdüğü ipoteğin paraya çevrilmesi dosyasının mevcut olduğunu, bir çok gayrimenkulün bu dosyada ipotek verildiğini, ancak dava konusu takibin ipotek dosyasından önce açılmış olmakla zaten İİK. ve ilgili yasalara aykırı işlem yapıldığını belirterek, davacı tarafça açılan davanın reddine, davacı banka aleyhine asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı borçlular aleyhine kredi sözleşmelerine istinaden, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, Mahkememizin … D. İş sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile tebliğ şerhi, … sözleşme seri numaralı genel kredi sözleşmesi ve ekleri, kredi tespit onayları, asıl borçlunun kredi talep yazısı, kullandırılan kredi ve kapatılan kredi ekstreleri, ipotek belgeleri, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kur listesi, faiz genelgesi, tahsilat ekstreleri, hesap özeti, davalı şirket ile dava dışı şirketin ticaret sicili kayıtları ve dekontlar dosyamız arasına alınmış, bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı … Bankası Anonim Şirketi tarafından, borçlular …, …, … Yapı Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi ve Birikim Dış Ticaret Limited Şirketi aleyhine 21/05/2018 tarihinde, genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve eki hesap özetine dayalı alacak talebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, faizde ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; … Bankası Anonim Şirketi … Şube’si tarafından genel kredi sözleşmesine bağlı olarak … … … … Mümessillik San, Ve Tic. Ltd. Şti. lehine tesis edilen ve kullandırılan dövize endeksli nakit kredilerden kaynaklanan; 08/12/2017 tarihli ihtarnameye konu yapılan tahsilatlar düşüldükten sonra kalan 13.913.097,28-TL asıl alacak, 3.287.051,07-TL 11/12/2017-31/05/2018 tarihleri arasında işlemiş yıllık %48 işlemiş temerrüt faizi ve 164.352,55-TL işlemiş faizin %5’i gider vergisi olmak üzere toplam 17.364.500,91-TL tutarındaki banka alacağının asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren tahsiline kadar işleyecek yıllık +48 temerrüt faizi, faizin %5’i gider vergisi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular …, … Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … vekilleri tarafından borcun tamamına, faize, faiz oranına ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine bu borçlular yönünden takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi …’ten 17/02/2020 tarihli rapor ve 06/07/2020 tarihli ek rapor ile bilirkişi heyetinden 17/11/2021 tarihli rapor temin edilmiştir.
Eldeki dava, 2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davası olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir davadır. Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden, alacaklı banka tarafından takip başlatılırken takip talebinde alacağın dayanağı olarak genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve eki hesap özetinin gösterildiği, herhangi bir kredi sözleşmesi veya ihtarnamenin dosya kapsamına sunulmadığı, takip talebindeki açıklamalar bölümünde alacağın 08/12/2017 tarihli ihtarnameye konu krediler olduğunun belirtildiği görülmektedir. Davacı tarafça, itirazın iptali davası açılırken de dosya kapsamına herhangi bir kredi sözleşmesi veya ihtarname sunulmamış, Mahkememizin 10/08/2018 tarihli tensip zaptı 15. maddesi ile davacı bankaya, takibe dayanak kredi sözleşmelerini sunması için süre verilmiş, buna rağmen kredi sözleşmeleri dosyaya sunulmamış, Mahkememizin 20/12/2018 tarihli duruşması 2 nolu ara kararı ile, kredi sözleşmesi ve eklerinin dosyaya sunulması hususunda davacı tarafa kesin süre verilmesi üzerine davacı vekilince 27/12/2018 tarihinde, 04/03/2016 tarihli, 5.000.000,00-EURO bedelli GKS ile …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile hesap özetinin dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür. 04/03/2016 tarihli, 5.000.000,00-EURO bedelli GKS’nin incelenmesinden, 04/03/2016 tarihinde, davacı bankanın … Şubesi tarafından, dava dışı … … İthalat İhracat Gıda İnş. Malzemeleri …Ltd. Şti.’ne 5.000.000,00-EURO dövize endeksli kredi kullandırıldığı, … ile …’ın sözleşmeyi 04/03/2016 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, … Yapı Sanayi ve Tic. A. Ş.’nin de 27/02/2017 tarihinde sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu anlaşılmıştır. …. Noterliği’nin 08/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinden, davacı bankanın … Şubesi tarafından, kredi asıl borçlusu ve kefilleri olduğu belirtilen kişilere, kredi borcunun ödenmesi amacıyla ihtarname gönderildiği, kredi borcunun 44 … nolu dövize endeksli krediden kaynaklandığının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin beyanı ve sunmuş olduğu kredi sözleşmesi ve ihtarname dikkate alındığında, borcun 04/03/2016 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığının ileri sürüldüğü görülmektedir. Dosya kapsamında bilirkişi …’ten temin edilen 17/02/2020 tarihli rapor ile rapor ekinde sunulan kredi hesap ekstrelerinin incelenmesinden, dava dışı asıl borçlu … … İthalat İhracat Gıda İnş. Malzemeleri …Ltd. Şti.’nin, davacı bankadan daha önce de farklı krediler kullandığı, dava dışı … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.nin 01/03/2017 tarihli yazılı talimatı üzerine, davacı bankaca adı geçen şirkete 29/12/2017 vadeli, yıllık % 6,30 sabit faiz oranlı, 3 er aylık dönemlerde faiz ödenmek kaydıyla 3.165.000,00- EURO Dövize Endeksli nakit kredi kullandırılmasının talep edilmesi üzerine davacı bankaca 01/03/2017 tarihinde dava dışı … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’ne EURO cinsinden yıllık % 6,30 faizli ve 29/12/2017 vadeli olarak 3.165.000,00- EURO karşılığı 12.235.890,00-TL nakit kredi kullandırılarak, adı geçen şirkete daha önceki dönemlerde kullandırılan (bilirkişi tarafından tablo olarak gösterilen) 9 ayrı kredinin tasfiye edilmiş olduğu görülmektedir. Bilirkişi tarafından 01/03/2017 tarihli 29/12/2017 vadeli, 3.165.000,00- EURO karşılığı 12.235.890,00-TLolarak kullandırılan kredi nedeniyle davalı tarafın borcu bulunduğu tespit edilmek suretiyle bu kredi üzerinden değerlendirme yapılmak suretiyle rapor oluşturulmuştur. Yine daha sonra 3’lü bilirkişi heyetinden temin edilen 17/11/2021 tarihli raporda da 01/03/2017 tarihli kredi nedeniyle değerlendirme yapılmış bulunmaktadır. Nitekim davacı vekili de dosyaya sunmuş olduğu 05/07/2022 tarihli beyan dilekçesinde, asıl borçlu … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’nin daha önce kullanmış olduğu kredilerin kapatıldığını, bu kredi hesaplarında yer alan borçların … no’lu üç ayda bir faiz ödemesi olan bir adet dövize endeksli (DEK) spot kredi kullandırılarak tasfiye edildiğini, bu kredi de ödenmeyince hesabın kat edilerek gerekli yasal yollara başvurulduğunu, kefillerin, daha önceki sözleşmeleri imzalamış olmaları nedeniyle, kredi kullandırım beyanında veya kredi özel şartlarını içeren belgede imzalarının bulunmasına gerek olmadığını belirtmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan tespitler ve davacı vekilinin beyanları da dikkate alındığında, davacı tarafın, 01/03/2017 tarihli 29/12/2017 vadeli, 3.165.000,00- EURO karşılığı 12.235.890,00-TL olarak kullandırılan krediye istinaden alacak talebinde bulunduğu ortadadır. Dosyada bulunan 01/03/2017 tarihli “Kredi Kullanım Beyanı” başlıklı belgenin incelenmesinden, 04/03/2016 tarihli … ve … sayılı, 30/09/2016 tarih ve … sayılı genel kredi sözleşmelerine istinaden, … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’ne 3.165.000,00-EURO bedelli 29/12/2017 vadeli DEK Ticari kredi kullandırıldığı, belgede sadece … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’nin kaşesi ve imzasının bulunduğu, herhangi bir kefilin isim ve imzasının bulunmadığı, yine dosyada mevcut “Genel Kredi Sözleşmesi Nakdi Kredi Özel Şartlar(III)” başlıklı belgenin incelenmesinden, 01/03/2017 tarihli belge ile … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’ne kullandırılan krediye ilişkin bir takım bilgilerin bulunduğu, bu belgede de sadece … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti.’nin kaşesi ve imzasının bulunduğu, herhangi bir kefilin isim ve imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, 01/03/2017 tarihli “Kredi Kullanım Beyanı” başlıklı belge ile aynı tarihli “Genel Kredi Sözleşmesi Nakdi Kredi Özel Şartlar” başlıklı belgeyi ilk defa yargılama sırasında gördüklerini, kendilerine bu şekilde bir belge verilmediğini, asıl borçlu … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti. tarafından bu şekilde bir kredi kullanımı için başvuru yapılmadığını, belgelerdeki imzaların … … İth. İhrc. Gıda İnş. Malzemeleri … Ltd. Şti. temsilcisine ait olmadığını, hatta bu belgelerdeki imzaların davacı banka çalışanlarına ait olduğunu, kendi imzaları bulunmayan belgeye dayalı olarak borç altına girmelerinin söz konusu olamayacağını belirtmişlerdir. Davacı bankaca borca dayanak yapılan 01/03/2017 tarihli, “Kredi Kullanım Beyanı” başlıklı belge ile aynı tarihli “Genel Kredi Sözleşmesi Nakdi Kredi Özel Şartlar” başlıklı belgedeki imzaların asıl borçlu şirkete ait olmadığı, hatta davacı banka çalışanlarına ait olduğu yönündeki davalı savunması karşısında, Mahkememizce, söz konusu belgelerdeki imzaların davalı asıl borçlu şirket temsilcisine ait olup olmadığı hususunda inceleme yapılabilmesi amacıyla, 26/05/2022 tarihli ara kararı ile, söz konusu belge asıllarının 2 haftalık kesin süre içinde Mahkememize sunulması istenmiş, davacı vekilinin ek süre talebi üzerine kendisine Mahkememizin 08/06/2022 tarihli ara kararı ile 1 aylık daha ek süre verilmesine rağmen, söz konusu belge asıllarını dosyaya sunamamıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davanın itirazın iptali davası olması, alacaklı banka tarafından, takibe dayanak yapılan sözleşmeye ilişkin bilgi ve belgelerin icra takibi sırasında takip dosyasına sunulmamış olması, Mahkememizce verilen kesin süreden sonra dosyaya sunulan, 01/03/2017 tarihli, “Kredi Kullanım Beyanı” başlıklı belge ile aynı tarihli “Genel Kredi Sözleşmesi Nakdi Kredi Özel Şartlar” başlıklı belgelere dayanılmış olması, bu belgelere karşı davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, davacı bankaya verilen kesin süreye rağmen söz konusu belge asıllarının Mahkememize sunulmamış olması, bu nedenle söz konusu belgelerdeki imzaların asıl borçlu şirket temsilcisine ait olup olmadığının tespit edilmesinin mümkün bulunmaması, kredi asıl borçlusunun borcunun bulunmadığı bir durumda kefillerin borçlu olmalarının mümkün bulunmaması karşısında, davacı tarafça, açılan davanın ispat edilemediği sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, alacaklı, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Eldeki dosyada, davacı alacaklının açmış olduğu davada haksız olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yine bir güven kurumu olan bankanın, herhangi bir kredi sözleşmesi sunmadan icra takibi başlatmış olması, açılan itirazın iptali davasında kendisine verilen kesin sürede dayanak kredi sözleşmesini sunamaması, sonradan dosyaya sunulan ve kredi kullanım belgesi olarak adlandırılan belgeye karşı (belgedeki imzaların davacı banka çalışanlarına ait olduğu da belirtilmek suretiyle) imza itirazında bulunulması üzerine kendisine verilen kesin süre içinde söz konusu belge asıllarını dosyaya sunamamış olması, bu durumun bir güven kurumu olan bankadan beklenecek bir davranış olmaması hususları dikkate alınarak, davacı bankanın açılan davada kötü niyetli olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Bu nedenle davalı tarafın açık talebi de dikkate alınarak, davacı banka aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-2004 Sayılı İİK’nun 67/2. maddesi gereğince dava değeri üzerinden % 20 oranında belirlenen 3.472.900,18-TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 209.719,77-TL’den mahsubu ile, fazladan yatan 209.639,07-TL harcın, kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 411.645,01-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır