Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/506 E. 2019/341 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/506 Esas
KARAR NO : 2019/341
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 26/07/2010
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Tazminat” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili 26/07/2010 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında 01/05/2008 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince müvekkilinin, davalıya mobil telefonlara ilişkin pazar araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi ve ürünün pazarlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti verdiğini, ancak davalının sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davranarak müvekkilinin bi…isi dışında sözleşme konusu hizmetleri 3. Şahıslardan aldığı ve ödeme yaptığının öğrenildiğini, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin fesih tarihi konusunda taraflar arasında anlaşmazlık bulunduğunu, sözleşmenin fesih tarihi konusunda ileri sürülen tüm iddiaları devam etmekte bulunduğunu, sözleşmenin fesih tarihi konusunda ileri sürülen tüm iddiaları devam etmekle birlikte ve kabul anlamına gelmemekle birlikte, sadece davanın uzamaması ve devam eden diğer davaların bu dava için gereksiz olarak bekletici mesele yapılmaması için, davanın konusunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin imzalandığı 01/05/2008 tarihli ile 31/12/2009 tarihi arasındaki işlemlerle sınırlı tuttuklarını, müvekkilinin davalının sözleşmeye aykırı davranmasından kaynaklanan kâr kaybı ve tazminat alma hakkının doğduğunu, ayrıca davalının 3. Şahıslardan hangi tarihlerde ve hangi miktarda hizmet aldığının ve ne kadar ödeme yaptığının müvekkilince bilinmediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kayı ile 01/05/2008- 31/12/2009 tarihleri arasında teraküm eden 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirket vekili 22/10/2010 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş olan 001/05/2008 tarihli hizmet sözleşmesi kapsamından müvekkili şirketi davacıdan … hizmeti aldığını, … hizmeti sunan “merchandiser” ların belirli bir rut planı çerçevesinde sürekli bir biçimde … markasını tanıtmaya yönelik olarak aktif bir şekilde sahada çizgi altı reklam malzemelerini dağıtan ve bayi satıcılarına eğitim veren tam zamanlı kişiler olduğunu, bu kişilerin çoğunlukla belirli bir satış hedefi olmadığını, pazarlamaya yönelik görünürlük ve bulunurluk artırmaya yönelik çalıştıklarını, ihtilaf konusu hizmet sözleşmesinin müvekkili tarafından …Noterliği aracılığıyla keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile 01/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi taraflar arasında başka ihtilafların bulunduğunu, bu ihtilaflarında birinin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında derdest bulunduğunu, anılan dava dosyasına davacı vekili tarafından sunulmuş olan 01/07/2010 tarihli replik dilekçesinin 9. sayfasında aynen “müvekkilim tarafından davalıya verilen … hizmeti zaten sözleşmede belirtilen ve sabit bir tutarın fatura edildiği bir hizmettir. Mayıs 2009 ayından bu yana aylık 122.785,25 TL fatura kesilmekte ve bu fatura bedelleri davalı tarafından itiraz edilmeksizin ödenmektedir. Bu hizmete yapılan masraflara %10 komisyon eklenmesi gibi bir durum yoktur. Sözleşmeye bağlı olarak sabit fatura kesilmektedir.” şeklinde açıklamanın yer aldığını, davacının söz konusu açıklamasından müvekkili şirketin davacıdan her ay talep ettiği yada davacının müvekkili şirkete sunduğu hizmetlerin azlığı ya da çokluğuna bakılmaksızın davacının her ay müvekkili şirkete fatura kestiğinin ve sabit bir tutarı tahsil ettiğinin anlaşıldığı, hiçbir şekilde herhangi bir kabul anlamına gelmemekle kaydı ile davacının müvekkili şirket aleyhine açtığıbaşka bir davada ileri sürdüğü iddialar göz önüne alındığında, taraflar arasındaki Hizmet Sözleşmesi uyarınca davacının müvekkili şirketten aylık sabit ücret aldığını, müvekkili şirket tarafından hizmet sözleşmesi kapsamında talep edilecek daha fazla ya da daha az iş için davacının sabit ücretten fazla ücret kazanma ihtimali olmadığından dolayısıyla davacı açısından kar kaybı oluşmayacağından davacının kâr kaybı talep edemeyeceğini savunmuş, davacının iddia ettiğinin aksine müvekkili 01/05/2008- 31/12/2009 tarihleri arasında hizmet sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri 3. Kişilerden almadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Davacının mahkememizden istemi, sözleşmeye aykırı olarak hareket eden davalının, sözleşme çerçevesinde sebebiyet verdiği zarardan ötürü maddi tazminata hükmedilmesine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen 01/05/2008 tarihli dosyada mübrez sözleşmenin incelemesinde:
1- Ücretler ve Ödemeler başlıklı, 4.1 maddesinde “Yukarıdaki Madde 1 uyarınca Yüklenici tarafından sağlanan hizmetler muvacehesinde …E aylık olarak yükleniciye bir ücret (bundan böyle “Ücret” olarak anılacaktır) ödeyecektir. “Ücret” Hizmetlerin yerine getirilmesi için, takvim ayı süresince Hizmetlerin yerine getirilmesi sırasında Yüklenici’ nin girdiği iktisap maliyeti ve doğru ve dolaylı masraflar (maaşlar, ofis kiralama masrafları, ofis tedarik ücretleri ve başkaca işçi kar maliyetleri, standart seyahat, telefon, totoğraf, faks, post masrafları ile işbu sözleşmenin uygulanmasıyla i…ili diğer nakit yapılan masraflar dahil olup onlarla sınır kalmaksızın) dahil olup onlarla sınır kalmaksızın, Yüklenci’ nin genel hizmet masraflarından (ve varsa uygulanacak herhangi bir vergiden) oluşmaktadır.
2- Ücretler ve Ödemeler başlıklı, 4.2 maddesinde “Her takvim ayında gerçekleştirilen hizmetler için …E’ nin yükleniciye ödeyeceği aylık “ücret” miktarı toplam 88.500 YTL’ dir. “Ücret”e KDV dahil değildir.”
3- Ücretler ve Ödemeler başlıklı, 4.3 maddesinde “İ…ili aya ait olan ücret faturasının gönderilmesinden sonra 5 gün içinde Yükleyici tarafından belirlenecek bir banka hesabına ödenecektir. Fatura Yükleyici tarafından …E’ ye aynı ayın ilk iş gününde gönderilecektir.”
4- Süre ve Sona Erme başlıklı, 7.1 maddesinde: “İşbu sözleşme 01/05/2008 tarihi itibariyle geçerli olacak olup, 01/05/2009 tarihine kadar tam olarak etki ve yürürlükte kalacaktır. İşbu sözleşme süresi sonunda taraflardan biri üç ay önceden az olmamak üzere bildirimde bulunarak sonlandırmadığı sürece, sözleşme aynı sözleşme şartları ile kabul edilecektir.”
5- Süre ve Sona Erme başlıklı, 7.2 maddesinde: “Taraflar karşı tarafın yazılı onayı olmadan bu sözleşmede tanımlanan hak ve sorumluluklarını kısmen veya tamamen üçüncü şahıslara devredemez veya aktaramaz. Taraflar karşı tarafın yazılı onayı olmadan aynı sektörde işbu sözleşmede belirtilen iş veya konulara veya benzer hizmetlerin sağlanmasına yönelik üçüncü şahıs veya şirketlerle başka sözleşme yapamaz.”
6- Süre ve Sona Erme başlıklı, 7.3 maddesinde: ” İşbu sözleşme yalnızca Yükleyici ve …E’ nin karşılıklı anlaşmasıyla feshedilebilir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından 31/12/2009 tarihinde davacıya … Noterliği vasıtasıyla gönderilen …yevmiye numaralı ihtarname ile, davacının sözleşmenin i…ili maddesine aykırı davranarak ve müvekkilinin yazılı izni olmaksızın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini üçüncü şahıs olan …Şti firmasına devrettiğini, bu durumun üçüncü şahıs tarafından müvekkiline gönderilen faturalar neticesinde anlaşıldığını, ayrıca davacı çalışanlarının 18/12/2009 tarihinde müvekkilinin ürünlerinin “…” mağazasını ziyaret ederek satılan ürünlerin hatalı ve eksik olduğunu, satış temsilcilerinin kıyafetlerinin hatalı olduğu ve aktivitelerin başarısız olacağına ilişkin yanlış ve yanıltıcı beyanlarda bulunulduğu yazılı olarak müvekkiline bildirildiğini, bu davranışlar neticesinde davacı ile imzalanan 01/05/2008 tarihli hizmet sözleşmesinin, kanundan ve sözleşmeden doğmuş ve doğacak tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 01/01/2010 tarihi itibariyle feshedildiğinin ihtarname ile düzenlendiği, fakat ihtarnamenin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davalı şirketin sözleşmeye aykırı olarak, dava dışı olan, …Şti’ ye, … Şti’ ye, … Şti’ ye, …Şti’ ye, … Şti’ ye ve … Şti’ ye iş yaptırdığını ileri sürmüştür.
Mahkememizce 15/12/2011 tarihinde, talebe konu 01/05/2008- 31/12/2009 tarihleri arasında 01/05/2008 tarihli sözleşmeye aykırı olarak davacı şirkete verilen pazarlama hakkının kullanımının başka şirketlere de kullandırılıp kullandırılmadığı ve davacı şirketin kâr kaybı bulunup bulunmadığı hususlarında ticari defter ve kayıtları da incelemek suretiyle rapor düzenlettirilmesine ilişkin verilen karar çerçevesinde alınan 05/11/2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda: Davalı şirketin, …Şti ile davacı şirket öncesinde dönemlerden süregelen bir ticari ilişki içinde bulunduğunu, davalının anılan firmadan 01/05/2008- 31/12/2009 tarihleri arasında toplam 2.249.201,00 TL tutarında hizmet alımı yaptığının, … Şti firmasından sözleşme dönemi itibariyle Ekim 2009 döneminde 17.150,00 TL, aralık 2009 döneminde 142.367,00 TL olmak üzere toplam 159.517,00 TL tutarında hizmet aldığı, … Şti firmasından sözleşme dönemi itibariyle Kasım 2009 döneminde 5.868,00 TL, Aralık 2009 döneminde 136.178,00 TL olmak üzere toplam 142.046,00 TL tutarında hizmet alımı yaptığı belirtilmiştir. Öte yandan, davalı tarafından ileri sürülen, davacının sözleşme kapsamında … Şti’ ne iş yaptırdığı iddiası defter ibraz edilmediğinden belirlenemediği belirtilmiştir.
Davalıya ait dava konusu dönemi kapsayan BA formları celp edilmiş, bilirkişilerden ek rapor tanzimi istenmiştir.
Bilirkişiler 03/02/2014 tarihli ek raporlarında: …Şti’ nin, … Şti’ nin, … Şti’ nin, W…Şti’ nin, … Şti’ nin, … Şti’ nin, davanın esasını teşkil eden sözleşme dönemi döneminde, davalı ile yaptığı ticari alışverişlerde bulunduklarının, sözleşme ile i…ili olup olmadıkları yönünde incelemenin ise faturalar mevcut olmadığından incelenemediğinin belirtildiği görülmüştür.
Davalı tarafından sunulan faturalar çerçevesinde eksik tespitler yönünden ve itirazların da değerlendirilmesi hususunda ek rapor tanzimi için dosya tekrar bilirkişilere tevdii edilmiş, tanzim edilen 06/03/2015 tarihli raporda: Davalı vekili tarafından sunulan faturaların Listelenen 5.388.880,62 TL miktarlı olduğu, içeriğinden anlaşıldığı kadar ise, huzurdaki davanın tarafları arasında akdedilen sözleşme kapsamındaki işler olabileceğinin tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacının iddiası üzerine mahrum kaldığı net kârın hesaplanması için davacının 2008 ve 2009 yılları beyannamelerini ve gelir tablolarının celp edilmesi gerekmiş, hesaplama için aynı heyetten ek rapor istenilmiştir.
27/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda: davacı firmanın belirtilen işlerden dolayı 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin kâr kaybının toplam 198.372,76 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf itirazları çerçevesinde heyetten tekrar ek rapor alınmış, bilirkişi heyetinin sunulan raporları yineledikleri görülmüştür.
Somut olayda talep edilen husus davalı şirketin taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesine aykırı şekilde hareket etmesinden dolayı davacının uğramış olduğu kâr kaybına yöneliktir.
Eldeki olayın dayanağı taraflar arasında akdedilen 01/05/2008 tarihli sözleşmedir. Mezkur hizmet sözleşmesi incelendiği vakit, “BEYANLAR” başlığının alt bentlerinde sırasıyla ” …E Mobil Telefon Ürünlerinin satışlarının geliştirilmesi ve İSTANBUL, ANKARA, İZMİR, BURSA pazarındaki Mobil Telefon sanayisiyle bağlantılı çeşitli iş mevzularıyla i…ili olarak, özellikle araştırma- geliştirme hizmetleri, pazarlama hizmetleri ve danışmanlık hizmetleri olmak üzere, bazı hizmetler almak istemektedir.” şeklinde “C. Yüklenici İSTANBUL, ANKARA, İZMİR, BURSA pazarında bu gibi hizmetler sağlamak üzere yeterlik, ustalık ve personele sahip olup, …E’ ninMobil Telefon Bölümü için bu gibi hizmetleri vermeye hazırdır.” şeklinde beyanlar geçildiği, MADDE 1. HİZMET SAĞLAMA başlığı altında düzenlenen 1.1 maddesinde yüklenicinin …E’ nin talebi üzerine …E’ ye Mobil bölüm için satış destekleyici faaliyetler ve internet sitesi sorumluluğu işleri üzerine hizmet sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tespiti ortaya konulan bu o…ular çerçevesinde somut olay irdelendiğinde;
Taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında, davacı şirketin, davalı şirketten, piyasada bilinen adıyla “…” hizmeti aldığı anlaşılmaktadır.
… hizmeti, satış, marka temsili, ürün tanıtımı, marka güvenirliği, raf durumu, stok durumu, denetleme ve düzenleme gibi hizmetler sunmaktadır.
Taraflar arasındaki ilişki bu hizmete dayanmakta olup, öncelikle dosyaya ibraz edilen ve mübrez faturalardan ve aldırılan bilirkişi raporundan, davalı şirketin, … Şti’ den, … Şti’ den, …Şti’ den, … Şti’ den, … Şti’ den, … Şti’ den, davacı şirket ile anlaşma halinde olduğu dönemler içerisinde, fatura açıklamalarından anlaşıldığı üzere … hizmeti aldığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Akdedilen sözleşmenin 7.2 maddesinin; “Taraflar karşı tarafın yazılı onayı olmadan bu sözleşmede tanımlanan hak ve sorumluluklarını kısmen veya tamamen üçüncü şahıslara devredemez veya aktaramaz. Taraflar karşı tarafın yazılı onayı olmadan aynı sektörde işbu sözleşmede belirtilen iş veya konulara veya benzer hizmetlerin sağlanmasına yönelik üçüncü şahıs veya şirketlerle başka sözleşme yapamaz.” şeklinde düzenlendiğinin hatırlanması gerekir.
Anılan sözleşme maddesi karşısında davalı şirketin sözleşmede tanımlanan hak ve sorumluluklar açık bir şekilde ortada iken, sözleşmenin 7.2 maddesine aykırı davranarak davacının bi…isi dışında sözleşme konusu hizmetleri 3. Şahıslardan aldığı ve ödeme yaptığı dosya kapsamıyla sabit olup, davacıyı bu haliyle kâr kaybına uğrattığı, davacının, davalı şirketin hareketiyle maruz kaldığı kâr kaybını tazminen istemesi mümkündür.
Eski Borçlar Yasasının 96.maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeni ile tazminat isteyebilmesi için alacaklının bu yüzden bir zarar uğramış olması gerekir. Bu zarar müspet olacağı gibi menfi zararda olabilir. (TBK.112md.)
Kâr kaybını müspet zarar olarak değerlendirmek gerekmektedir. “Müspet zarar” kavramı uygulamada ve öğretide, o sözleşme ile mal varlığında artışı beklenen meblağın, sözleşmenin haksız feshinden dolayı mal varlığına girmemesinden kaynaklanan zarar olarak tarif edilmektedir. “Kâr kaybı” o…usuna gelindiği vakit, kaybın, kârdan mahrum kalma karşısında ortaya çıkan zarar olarak nitelendirilmesi mümkündür.
Davacının uğradığı kâr kaybına ilişkin zararın hesabına gelinince, sözleşmede kâr oranı belirtilmediğinden davacının 2008 ve 2009 faaliyet dönemine feshedilen sözleşmeden dolayı uğradığı kâr kaybı zararının, feshedilen sözleşme uyarınca elde edilmesi gereken kâr miktarı göz önüne alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda, davalı şirketin, davacı firma dışındaki firmalardan aldığı hizmetlerin toplamı dikkate alınarak davacı firmanın elde edebileceği olası kâr hesaplanmıştır.
27/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda: davacı firmanın belirtilen işlerden dolayı 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin net kâr kaybının toplam 198.372,76 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı şirket vekili hesaplanması lazım gelen marjın brüt kâr marjı olması gerektiğini ileri sürmüş, talebi doğrultusunda bilirkişilerden bu yönde de rapor tanzimi istenilmiş, tanzim edilen 27/08/2018 tarihli ek raporda: Davacı firmanın elde edebileceği olası kârın, brüt kâr marjı gözetilerek 1.319.638,64 TL olduğu, net kâr kaybı gözetilerek mahrum kalınan kârın 198.372,76 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili davasını 1.162.000,00 TL üzerinden ıslah etmiş ve harcını tamamlamıştır.
Davacının itirazlarına binaen tartışılması gereken konu, kâr parametleri üzerinde toplanmaktadır.
Bilindiği üzere; brüt kâr, net satıştan satılan malın maliyeti ya da satılan hizmetin maliyetini çıkardıktan sonra elde edilen tutardır. Başka bir deyişle, ürün ya da hizmetle direkt alakalı giderlerin elde edilen gelirden çıkarıldıktan sonraki kısmıdır.
Net Kâr ise, işletmenin belli bir dönem içinde yapmış olduğu faaliyetler ile olağan veya olağanüstü gelir ve giderleri elde etmesinden sonra oluşan vergi öncesi kârdan ödenmesi gereken yasal verginin çıkmasından sonra kalan kârdır.
Bilirkişi incelemesinde, davacı şirketin cirosunun önemli kısmının davalı ile olan iş ilişkisinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin, faaliyet giderlerinin hiç artırılmadan, diğer bir deyişle ve örneğin, davaya konu edilen iş ile i…ili olarak; stand kurulduğunda stand ücreti, kira parası, elaman ihtiyacı, faaliyet giderlerinin de artması kaçınılmazdır. Verilecek kararın isabetli olması için davalının faaliyet giderlerini düştükten sonra kârını esas almak ve oranlamayı buna göre baz almak gerekmektedir. Bu itibarla 27/10/2015 tarihli bilirkişi raporununda da belirtildiği üzere davacı firmanın belirtilen işlerden dolayı 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin net kâr kaybının toplam 198.372,76 TL olduğu benimsenmiştir.
Saptanması gereken bir diğer o…u, takdir edilecek faiz ve faizin hesaplanmaya başlanacağı tarihi ve faiz işlettirilecek para miktarıdır.
Kanun Koyucu TTK Madde 10′ da; “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar” demiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede mezkur borcun faizi ve faizin hesaplanmaya başlanacağı tarih konusunda özel bir hüküm yoktur. Davacı, davasını açarken 10.000,00 TL üzerinden açmış olup, faize hükmedilirken yukarıda açıklanan TTK Madde 10 göz önünde tutulmuştur.
Neticeten, davanın bahsedilen nedenlerle net kâr kaybı üzerinden hesaplanan tazminat miktarı üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekmiş buna göre aşağıdaki hüküm tesis edilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; 198.372,70 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bu miktarın sadece 10.000,00 TL’ lik kısmına dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2- Fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
3- Alınması gereken 13.550,83 TL harç parası davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından peşin yatırılan 13.550,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı tarafından fazla yatırılan 6.270,95 TL harç parasının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan 17,15 TL başvurma harcı parası, 215,00 TL davetiye ve müzekkere posta masrafı, 8.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 8.692,15 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen oranına göre hesap ve takdir edilen; 1.483,89 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davanın kabul edilen miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 17.852,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6- Davanın reddedilen miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 52.495,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7- HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yanlara İADESİNE,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bö…e Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …