Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/693 E. 2023/731 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/693 Esas
KARAR NO:2023/731

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:07/03/2023
KARAR TARİHİ:03/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, plastikten banyo küvetleri, lavabolar, klozet kapakları, oturakları ve rezervuarları ile benzeri sıhhi ürünlerin imalatı yapan İstanbul Ticaret Odasının …-… ticaret sicil numaralı ve 30/05/2006 kayıt numaralı … … Şirketi’nin eski ortağı ve yöneticisi olduğu, … Mah. … Sok. No:… … … / … adresinde bulunan (…: … Ada, … Parsel) taşınmaz, … Anonim Şirketi adına kayıtlı iken, önce … A.Ş’den …’a, sonra da … Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi kimlik numaralı mükellefi olan … … A.ş. firmasına devredildiği, daha sonra … tarafından da Lizbek yöntemi ile söz konusu taşınmaz davalı … Bankası A.ş.’ne devredildiği, ancak, … Mah. … Sok. No:21 … … … adresinde bulunan dava konusu taşınmaz … … Şirketi tarafından ayrılma akçesi olarak müvekkil … adına devir ve tescil edilecekken, … tarafından aşağıda anlatacağı yollarla müvekkil adına devir ve tescil edilmeyerek hileli yollarla … üzerinden elden çıkarıldığı, söz konusu taşınmazların güncel sahibi … …. olduğu için haklı nedene dayanmayan tapu tescilinin iptalini … ….’den talep etmek ve söz konusu firmayı davalı olarak talep etmek mecburiyeti hasıl olduğu, yukarıda izah edilen sebeplerle ve sayın makamınızın resen tespit ve tetkik edeceği sebepler ile ve yargılama sırasında ispat edilecek hususlarda göz önünde bulundurularak davanın kabulüne, irade fesadı nedeniyle davalı üzerine kayıtlı yukarıda açık tarifi verilen tapu kaydının iptaline ve davacı müvekkil lehine tesciline, müvekkilin ileride telafisi imkansız mağduriyeti söz konusu olabileceğinden dava sonucuna kadar gayri menkul üzerine ihtiyati tedbir veya davalıdır şerhi koyulmasına, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca kurulu ve Finansal Kiralama alanında faaliyet gösteren bir finans şirketi olduğu, kiracı … … A.ş. ile 22.04.2016 tarihli …. sözleşme numaralı işlemi ile akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında kiracının seçimi ve talebi üzerine dava konusu İstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, … Ada, 21 parselde kayıtlı 1, 2, 3, 4 numaralı bağımsız bölümler 48 aylık sat ve geri kirala sözleşmesine konu edilmek üzere satın aldığı, Haziran 2020 de sözleşme süresi sona erdiğinden ötürü gayrimenkuller … … A.Ş.’ne devredildiği, 22.06.2020 tarihinde de … sözleşme numaralı “sat ve geri kirala sözleşmesine” konu edilerek tekrar … … A.Ş.’nden satın alındığı, huzurdaki davada davaya konu gayrimenkuller mülkiyeti … … A.Ş.’de iken yapılan sat geri kirala sözleşmesine istinaden mülkiyeti …’den devralmış olup yine …’e kiralandığı, müvekkil şirket dava konusu taşınmazları iktisap ederken iyiniyetle ve basiretli tacir olarak hareket etmiş olup, kendisinden beklenen özeni tam anlamıyla yerine getirdiği, davacı ile … … A.Ş. arasındaki hiçbir uyuşmazlık müvekkil şirketi bağladığı, iddia edilen hususları bilmesi ve bilebilecek durumda olması mümkün olmadığı, bu sebeplerle müvekkil şirkete karşı tapu sicilinin iptali ve tescil davasının yöneltilmesi haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, müvekkil şirket dava konusu taşınmazlar üzerinde yine alım öncesi bağımsız SPK lisanslı … Gayrimenkul Değerleme’ye inceleme yaptırmış olup 22/04/2020 tarihli ekspertiz raporunu temin ettiği, dava konusu taşınmazların tamamı söz konusu ekspertiz raporu uyarınca rayiç değerinde satın alınmış … Bankası 03.07.2020 tarihli dekontu ile ödendiği, müvekkil şirket dava konusu taşınmazları satın aldığı esnada taşınmazların tapu kaydında hiçbir şerh ve tedbir kararı bulunmadığı, müvekkil şirket alım esnasında tamamen iyiniyetli 3.kişi olarak hareket etmiş olup tapu siciline güvendiği, müvekkilin iddia edilen hususları bilmesi ve bilebilecek durumda olması mümkün olmadığı, müvekkil şirket Türkiye çapında faaliyet gösteren tanınmış bir finans kuruluşu olup davanın tarafları ile yönetimsel veya hissedarlık bakımından hiçbir organik veya fiili bağı bulunmadığı, yukarıda açıklanan sebepler ile husumet, görev, derdestlik, feragat ve esas yönünden itiazlarımızı bildirir, öncelikle dava harcının dava konusu taşınmazların değeri üzerinden tamamlatılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25.11.2021 tarihli, 1232 sayılı kararıyla;
13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,( TTK madde 4/-f: Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler)
22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun , rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ile 969. Maddelerinden,
19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan, (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunundan
21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun’dan
06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundan
20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkındaki Kanun’dan
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere, on veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı, bu kapsamda İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı, asliye ticaret mahkemeleri, bu hususlarda ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilmiştir.
Somut olayda, davacı vekilince, davacının eski ortağı olduğu … A.Ş adına kayıtlı olan taşınmazın … A.Ş’nin borca dayanak olarak kullanılmak suretiyle …’a devredilmesi sonrası … tarafından vadesi gelmeden … adına borcun ödenerek taşınmazın devralındığı ve davalıya devredildiği, … tarafından hatalı bilgilerle ve manevi baskı kurularak, müvekkilinin aldatılarak Borç Tasfiye Sözleşmesi imzalatıldığını ve bu nedenle sözleşmeye dayanılarak …’in müvekkiline ait hisselerini ve fabrika binasını devraldığı iddia olunmuştur. Aynı zamanda davacı tarafça dava dilekçesinde “Taşınmazın güncel sahibi … …. olduğu için haklı nedene dayanmayan tapu tescilinin iptalini … …’den talep etmek ve söz konusu firmayı davalı olarak talep etmek mecburiyeti hasıl olmuştur.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur. Davacı ile davalı arasında herhangi bir finansal kiralama sözleşmesi olmadığı gibi davacı tarafça davalı finansal kiralama şirketinin dava konusu taşınmazı edinimine ilişkin herhangi bir usulsüzlükten bahsedilmemiştir. Davacı tarafça dava dışı … şirketinin taşınmazı edinmesine ilişkin iddialarda bulunulmuş olup … …’nun davalı gösterilmesinin sebebi olarak taşınmazın güncel maliki olması gösterilmiştir. Bu sebeplerle, davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25.11.2021 tarihli, 1232 sayılı kararıyla belirtilen 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun’dan kaynaklanmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın HSK kararında belirtilen davalardan olmadığı anlaşıldığından davanın genel yetkili İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Kanun koyucunun amacı ve hükmün açıklığı karşısında davanın açıldığı tarih itibariyle Mahkememizin görevli olmadığı, genel görevli mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin ihtisas alanında kalan bir dava bulunmadığı açıktır.
Yapılan açıklamalar karşısında; Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2. maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine, karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2.maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine,
4-Karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına,
Dair, dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 03/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır