Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/684 E. 2023/754 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/684 Esas
KARAR NO:2023/754

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:16/10/2023
KARAR TARİHİ:08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından, dava dışı … hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığı, Davalı yan vekilinin talebi üzerine 08.08.2023 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı müvekkile ait olan … no: 37 İç kapı No: 101 Fatih/ İstanbul adresinde ki iş yerine hacze gelinmiş, müvekkile ait işyerinde bulunan 1 Adet … Marka Bilgisayar, … Marka Klavye Ve Maus (4.000,00 TL), 1 Adet Kaynak Makinası Tezgahıve Makinası(25.000,00. TL ),1 Adet … Marka … Dekubaj (125.000,00 TL) 1 Adet … Marka Matkap (10.000,00 TL) ile müvekkile ait kasada yer alan 1.000,00 USD Nakit Para haczedilmiştir. Haciz yapılan işyerinde davacı müvekkili tarafından Demir ve Çelikten Sıcak Veya Soğuk Çekilmiş Yassı Hadde ürünleri imalatı yapıldığı, icra dosyasında borçlu olarak görünen … ile uzaktan akrabalık dışında hiçbir ilgi ve alakasının olmadığı, işyerinin davacı müvekkili tarafından kiralandığı, kiraya ilişkin kira sözleşmesinin bulunduğu, elektrik faturasının kendisine ait olduğu ve dosyaya sunulduğunu, davalı tarafından haczedilen tüm eşyaların faturalarının davacı müvekkili adına bulunduğunu davalı yan vekiline söylendiğini, ancak yinede menkul malların ve kasada bulunan 1.000 USD’nin muhafaza işlemi yapıldığını, Bu sırada davacı müvekkilinin yaşanan ve yapılan haksızlığa çok üzüldüğünü, yüksek tansiyon ve diyabet rahatsızlığı nedeniyle evde bayıldığını, yakın akrabası tarafından dil altı hapı ve ilaç verildiğini, ancak davalı yan vekili aracılığı ile yinede haciz işlemine devam edildiğini, yapılan bu haciz işlemi üzerine …. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 09.08.2023 tarihinde İstihkak iddiasında bulunulduğunu, yapılan iş bu talebe icra müdürlüğü tarafından 11.08.2023 tarihinde kararı verildiğini, İcra Müdürlüğünce alınan kararın davalı/ alacaklı vekiline 11.08.2023 tarihinde UETS yolu ile tebliğ edildiğini, 16.08.2023 tarihinde tebliğ edilen karar okunduğunu, icra müdürlüğünce davalı/ alacaklı vekiline istihkak davası açması için verilen sürenin 23.08.2023 tarihinde dolduğunu, davalı tarafından istihkak davasının açılıp esası dosyaya sunulmadığından istihkak iddiasının davalı alacaklı tarafından da kabul edildiğinin kesinletiğiğni, bunun üzerine davacı müvekkiline ait olan, haczedilen ve yedi emin olarak bırakılan tüm menkul mallar ile 1.000,00 USD üzerinde ki hacizlerin fekkine /kaldırılmasını, paranın tarafına iadesi talep edildiğini ve bu talebin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, haczedilen söz konusu bedelih 04.09.2023 tarihinde iade edildiğini, yaşanan sürece bakıldığında davalı Banka tarafından davacı müvekkili aleyhine yapılan tüm iş ve işlemlerin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle müvekkilinin hak kaybına uğramamak adına vekil ile çalıştığını, gerek istihkak iddiası ve gerekse diğer tüm işlemlerin vekili aracılığı ile takip edildiğini, Yaşanan bu durum nedeniyle vekiline fatura karşılığı 15.000,00 TL danışmanlık hizmetini ödediğini, Buna dair faturanın dilekçede ekli olduğunu iş bu maddi zararın öncelikle davalı bankadan talep edilmesini, Davacı Müvekkilinin; davalı banka tarafından borçlu gösterilip hacze maruz bırakıldığını, haciz nedeniyle orada bulunan tüm işverenlerinin yeni siparişler vermemesi, iş yerinde haciz sürecini gören müşteri çevresinin devam eden işlerini müvekkilinden alması, davacı müvekkilinin zorunlu eşyalarının haczedilmesi, kasasında bulunan 1.000,00 USD bedelinin haczi ve icra kasasına alınmasını, bu durumu gören personelin davacı müvekkiline ait iş yerinde çalışmak istememesi, işlerin azalması nedeniyle müvekkili çalışanlarının maaşının ödenememesi, işlerin haciz nedeniyle geri kalması davalının müvekkilini telafisi güç ve imkansız zararlara maruz bıraktığını, bundan kaynaklı olarak davacı müvekkilinin lehine 50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, Mülkiyeti davacı müvekkiline ait olan mahcuz mallarla ilgili olarak haksız haciz yapılması ve müvekkilinin kasasında bulunan 1.000,00 USD’nin muhafaza edilerek icra kasasına alınmasından ötürü yapılan işleminin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulü ile 15.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 65.000,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 08.08.2023 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacı müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25.11.2021 tarihli, 1232 sayılı kararıyla;
13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,( TTK madde 4/-f: Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler)
22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun , rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ile 969. Maddelerinden,
19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan, (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunundan
21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun’dan
06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundan
20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkındaki Kanun’dan
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere, on veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı, bu kapsamda İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı, asliye ticaret mahkemeleri, bu hususlarda ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilmiştir.
Somut olayda, davacı vekilince, dava dışı … hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yan vekilinin talebi üzerine 08.08.2023 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacıya ait olan … no: 37 İç kapı No: 101 Fatih/ İstanbul adresindeki iş yerine hacze gelinmiş, işyerinde bulunan bir kısım eşyaların haczedildiğini, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 09.08.2023 tarihinde İstihkak iddiasında bulunul4duğunu, yapılan iş bu talebe icra müdürlüğü tarafından 11.08.2023 tarihinde kısaca “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; borçlunun adres kayıt sistemindeki adresinin farklı olduğu, haciz gerçekleştirilen adreste borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haciz mahallinde hazır bulunmadığı, mahalde yapılan evrak araştırmasında borçluya ait herhangi bir evraka rastlanılmadığı, adresin üçüncü şahıs şirketinin ticaret sicilde ve vergi levhasında kayıtlı adresi olduğu görüldüğünden 3. Şahıs vekilinin istihkak iddiasının kabulü ile 08/08/2023 tarihinde gerçekleştirilen haczin İİK.’nun 99.maddesi gereğince yapılmasına, İİK.’nın 99. maddesinde yer alan “İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır.” hükmü gereğince iş bu kararın alacaklı vekiline tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davası açması ve aynı süre içerisinde dava açtığını dosyamıza bildirmesi için süre verilmesine, dava açmaması halinde istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağının, menkuller üzerindeki haczin kalkacağının ve dosyamıza depo edilen 26.811,00 ₺’nin üçüncü şahsa iade edileceğinin İHTARINA, İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yolu açık olmak üzere…” kararı verildiğini, İcra Müdürlüğünce alınan kararın davalı/ alacaklı vekiline 11.08.2023 tarihinde UETS yolu ile tebliğ edildiğini, 16.08.2023 tarihinde tebliğ edilen kararın okunmuş sayıldığını, icra müdürlüğünce davalı/ alacaklı vekiline istihkak davası açması için verilen sürenin 23.08.2023 tarihinde dolduğunu, davalı tarafından istihkak davası açılıp esası dosyaya sunulmadığından istihkak iddiasının davalı alacaklı tarafından da kabul edildiğinin kesinleştiğini, bunun üzerine davacıya ait olan, haczedilen ve yedi emin olarak bırakılan tüm menkul mallar ile 1.000,00 USD üzerindeki hacizlerin fekkine /kaldırılmasına, paranın iadesine karar verilmesinin talep edildiğini ve bu talebin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, haczedilen söz konusu bedelin 04.09.2023 tarihinde iade edildiğini belirterek haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında herhangi bir kredi sözleşmesi olmadığı gibi davacı tarafça, dava dışı borçlu ile davacı banka arasındaki krediden doğan borcun usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmamıştır. Davacı tarafça yalnızca haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep edilmiş, davalı olarak haczi gerçekleştiren banka gösterilmiştir. Olayda ihtisas mahkemelerinin yetkisinde bulunan ve incelenmesi gereken bir finansal işlem bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25.11.2021 tarihli, 1232 sayılı kararıyla belirtilen13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,( TTK madde 4/-f: Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler) kaynaklanmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın HSK kararında belirtilen davalardan olmadığı anlaşıldığından davanın genel yetkili …. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Kanun koyucunun amacı ve hükmün açıklığı karşısında davanın açıldığı tarih itibariyle Mahkememizin görevli olmadığı, genel görevli mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin ihtisas alanında kalan bir dava bulunmadığı açıktır.
Yapılan açıklamalar karşısında; Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2. maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine, karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2.maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine,
4-Karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına,
Dair, dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 09/11/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır