Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/594 E. 2023/590 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/594
KARAR NO : 2023/590

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 06/09/2023
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Şirketi arasında 6361 sayılı Kanun çerçevesinde; … Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı … numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, anılan finansal kiralama sözleşmesi gereğince; satıcı … Şirketi’ne ait … tarih … numaralı fatura konusu; … İli … ilçesi, … Mah. … Mevkii, 4 pafta, 2998 parsel, 1.159,17 m2 yüzölçümlü 1 Bodrum + 2 Katlı 1 Havuzlu Betonarme İşyeri ve Arsası Nitelikli Taşınmaz satın alınarak finansal kiralama yolu ile kiralanmak sureti ile davalı kiracıya teslim edildiğini, davalı kiracının belirtilen sözleşmelere göre belirlenen ödeme planında belirtilen kira borçlarını vadelerinde ödemediğinden temerrüde düştüğünü müvekkili tarafından kiracı şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefillere 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. Maddesi hükümleri ve finansal kiralama sözleşmesinin 6.3 maddesi uyarınca ödenmesi gereken kira bedellerinin ihtarnamenin tebliğini müteakip 60 gün içerisinde ödenmesini, aksi halde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı ve aynı yasanın 33. Maddesi gereği kiralanan malların iade edilmesi gerektiği konusunu içeren … 3. Noterliği … tarih … yevmiyeli ihtarname keşide edildiğini, anılan ihtarnamenin davalıya 07.02.2023 tarihinde usul ve yasaya uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen ihtarnamede belirtilen borçların 60 gün içerisinde ödenmediğinden belirtilen Finansal Kiralama Sözleşmesi feshedildiğini, davalı ile akdedilen finansal kiralama sözleşmelerinin feshi neticesinde sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini, davalı kiracı şirket ve diğer tüm muhatapların, sözleşmelerin konusu taşınmazı müvekkili şirkete teslim etmediğini belirterek müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğinin tespitine, sözleşmeye konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait taşınmazın öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla müvekkiline teslimine, yapılacak yargılama neticesinde anılan taşınmazın teslim alındığı şekilde müvekkiline aynen iadesine ve tahliyesine, taşınmaz takyidatında yer alan finansal kiralama sözleşmesine ilişkin …tarih … yevmiyeli finansal kiralama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun hükümlerine dayalı olarak açılmış olup finansal kiralama konusu olan taşınmazın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi ve beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK’nın 12. maddesinde taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoymaya ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun düzenlendiği, davacının ileri sürdüğü gayrimenkulün tamamının aynen teslimine ve gayrimenkulün beyanlar hanesine düşülen sözleşme şerhinin tapudan terkinine ilişkin talebinin ayni hakkın kullanılması niteliğinde olduğu, bu taleplerin gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek mahkemenin taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu noktasında Yargıtay’ın ticari davalara bakan dairelerin uygulaması yerleşiktir. (Yargıtay 19. HD 2016/15425E. 2018/5323K.sayılı; 2016/7514E. 2016/14885K.sayılı; Yargıtay 17. HD 2016/9510E. 2017/2268K.sayılı ilamları)” Halihazırda Yargıtayın benimsediği yerleşik uygulamaları, bölge adliye mahkemeleri tarafından benimsendiği gibi mahkememizce de bu uygulama çerçevesinde finansal kiralama sözleşmesine konu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğu yönünde uygulama benimsenmektedir. (İstanbul BAM 16.HD 2019/2809E. 2019/2905K. 2020/1190E. 2020/1446K. Sayılı ilamları)
Esasen “finansal kiralama sözleşmesi tapu kütüğüne şerh verilmekle eşyaya bağlı borç haline gelmekle, finansal kiralama konusu mülkiyetin el değiştirse de kiracı sözleşmeden doğan hakkını şerhte öngörülen süre içinde yeni malike karşı ileri sürebilmektedir. (Doç.Dr.Murat Topuz, Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, …, 2017, Sayfa 276’da atıf yapılan … , 2.,…, ..l., S.130.) Nitekim FFFKm.22/f.5 hükmüne göre “Tescil veya şerhten sonra, 3.kişilerin finansal kiralama konusu mal üzerindeki ayni hak iktisapları kiralanana karşı ileri sürülemez” Doktrinde kabul olunduğu üzere ” buradaki şerh, o taşınmazın finansal kiralama konusu olduğunu göstermektedir… Şerh… 3.kişilerin iyi niyet iddialarını bertaraf etme rolünü üstlenecektir… Finansal kiralama konusu bir taşınmaz üzerinde kiracıdan ayni bir hak elde edilmesi tapu sicilinin yapısı itibariyle oldukça zordur. Zira tapu sicilinde malik olarak kiralayan kişi yer almaktadır. Bu durum bile tek başına 3.kişilerin iyi niyet iddialarının dinlenmemesi için yeterli bir sebeptir… (Doç.Dr.Murat Topuz, Finansal Kiralama Leasing) Sözleşmesi, Ankara, 2017, Sayfa 278-279-280) Bu itibarla finansal kiralama sözleşmesinde söz konusu tapudaki şerh, 3.kişinin iyi niyet iddialarını bertaraf etme rolünü de üstlenmektedir.
Yine FFFK.m.27 hükmü uyarınca kiralayan, malın mülkiyetini üçüncü kişiye devredemez. O halde kiralayanın malın kendisine iadesi talebi bir anlamda, malın mülkiyetini gerektiğinde 3.kişiye devretme hakkını elde etmeye yönelik bir hakkı kazanmaya da yöneliktir. Zaten FFFK.m.22 gereği taşınmazlara ilişkin sözleşmeler de tapu kütüğünün ilgili hanesine ayrıca şerh dahi edilmektedir. Böylelikle kiralayanın, taşınmazın iade talebine konu davası, davacının taşınmazın aynına ilişkin haklarını kullanma amacı ile doğrudan ilgilidir.
Böylelikle finansal kiralama sözleşmesi uyarınca taşınmazların üzerine kiracı lehine konulan şerh, 3.kişilerin mal üzerindeki ayni hak iktisaplarına karşı dahi kiracıyı koruduğu gibi kiralayanın da ayni haklarını sınırlandırır. O halde finansal kiralama sözleşmesi uyarınca tapu kayıtlarına konulan şerhin taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin sonuçlar doğuracağı da açıktır. Taşınmaz üzerinde ayni hak sahibine karşı dahi ileri sürülmesi mümkün olan ve dayanağını yasadan alan tapu kaydındaki şerhin kaldırılması talebinin taşınmazın aynıyla doğrudan yakın ilişkili olduğu anlaşılmakla gerek Yargıtay ve gerek doktrin görüşleri ve gerekse yargısal uygulama çerçevesinde “finansal kiralama sözleşmesine konu taşınmazların iadesi ve tapudaki şerhin kaldırılması davalarında” taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2021/1494 Esas 2022/144 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2022/169 Esas 2022/284 Karar Sayılı içtihatları da aynı yöndedir.
Yukarıda açıklandığı üzere somut davanın taşınmazın aynından doğması ve taşınmazın aynından doğan davalarda ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olması karşısında bu husus 6100 sayılı HMK m.114/f.1 bend (ç) hükmü uyarınca dava şartı niteliğindedir. Bu nedenle diğer usuli itirazlardan önce bu hususun dikkate alınması gerektir.
Dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması, HMK m.115/f.1 hükmü uyarınca yasal olarak zorunlu olup mevcut dava şartı noksanlığı durumunda ise HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca ise davanın usulden reddi gerekir.
Esasen somut olaydaki dava şartı noksanlığının giderilmesi ise bu dava şartının niteliği gereği mümkün bulunmamaktadır.
Bu şartlarda davacının davalıya karşı açmış olduğu davanın kesin yetki nedeni ile ve dava şartı yokluğundan red olunması yasal zorunluluktur.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davalı aleyhine açmış olduğu davanın kesin yetki nedeniyle dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R AR :
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK 12, 115/2. maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE;
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

Başkan
*e-imzalıdır
Üye
*e-imzalıdır
Üye
*e-imzalıdır
Katip
*e-imzalıdır